MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Hamza Dağ’ın bıyığı ve seçmen ontolojisi

Ana SayfaKöşe YazilariHamza Dağ’ın bıyığı ve seçmen ontolojisi
Hamza Dağ’ın bıyığı ve seçmen ontolojisi

Hamza Dağ’ın bıyığı ve seçmen ontolojisi

08 Mart, 2024, Cuma 21:50
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Hamza Dağ’ın bıyıklarını kesmesinin İzmir’de seçim kazanmasını sağlayacağından şüpheliyim. Ancak özellikle kemik siyaset bölgeleri için, önümüzdeki seçimlerde iki olumlu senaryo görüyorum.Geçtiğimiz haftalarda katıldığı bir YouTube programında Rasim Ozan Kütahyalı, AKP İzmir Adayı Hamza Dağ için son derece ilginç bir tespit/öneride bulundu. Kütahyalı’nın önerisi, Hamza Dağ’ın İzmir’de belki kazanmak değil ama, daha çok oy almak istiyorsa, bıyığını kesmesi üzerineydi. Bu tespit, siyasetin karşıt-sezgisel (counter-intuitive) niteliğiyle ilgili. Yani bir nevi, seçmenin oy kullanırken yalnızca kapsamına ideolojik pozisyonları da alabileceğimiz bir rasyonalite ile hareket etmediği, aksine, özellikle Türkiye’nin gittikçe daha çok kutuplaşan siyasal atmosferini de hesaba katarak, bitiş çizgisine kalan milimleri tamamlamanın çerçeve dışı yollarını aramakla alakalı. Özellikle son yıllarda Dünya siyasetinde, çok daha fazla dans eden, şarkılar söyleyen, mitinglerde sıradışı hareketler yapan ve söylemleriyle formal siyaset çerçevesinin dışına çıkan siyasetçiler görüyoruz. Hamza Dağ’ın bıyığı da, tıpkı bu hamleler gibi benzer bir karşıt-sezgisel nitelik taşıyor. Nitekim Dağ, Kütahyalı’nın tavsiyesine uydu ve bıyığını gerçekten de kesti.
Ne zaman “İzmirli seçmen”, “Çankaya seçmeni”, “Karadeniz seçmeni” gibi ifadeleri kullanıyorsak, aslında seçmenlerin tabii olduğu grupların sosyal ontolojisini dikkate alıyoruz demektir.

SEÇMEN ONTOLOJİSİ BİR GERÇEKLİK

Seçmen ontolojisi, bugün Türkiye siyasetinde üstü kapalı biçimde eleştirilen, ancak adı koyulamayan bir gerçeklik. Buna göre, oy kullanan gruplar için bireysel rasyonal tercihler kadar, içinde bulunduğu grubun kolektif bilinç ve iradesi de önemli bir rol oynuyor. Ne zaman “İzmirli seçmen”, “Çankaya seçmeni”, “Karadeniz seçmeni” gibi ifadeleri kullanıyorsak, aslında seçmenlerin tabii olduğu grupların sosyal ontolojisini dikkate alıyoruz demektir. Bu da, doğru veya yanlış olmasından öte, dikkat çekilmesi gereken bir problem.Eleştiriler de, genellikle bu seçmen ontolojisinin kalıplaşmış doğasına karşı oluyor. İzmir’de CHP’nin adayının kim olduğuna, açıkladığı projelere, hatta rakibinin açıkladığı projelere bakılmaksızın seçmenin tercihini CHP’den yana yapacağı tespiti, bu anlamda İzmirli seçmenin sosyal ontolojisini bize işaret ediyor. Burada da özellikle bu grubun dışında kalan siyasetçilerin hamleleri iki yöne ayrılıyor. Adaylar, ya bu ontolojinin tamamen dışında kalıp rasyonal seçmene hitap etmeye çalışıyor, ya da sosyal ontolojinin içine dahil olmaya çalışıyorlar. Sözünü ettiğimiz ontolojinin dışında kalanlar, açıkladığı projelerle rasyonal seçmenin oy tercihini kendilerinden yana değiştirmeye çalışırken, diğer yönü tercih edenler ise kendilerini bu sosyal ontolojinin dışında olmayan bir aktör olarak lanse etmeye gayret ediyorlar.Eleştiriler ise, özellikle Belediye seçimleri gibi proje odaklı siyasetin ön plana çıktığı durumlarda yoğunlaşıyor. AKP’ye yakın yorumcuların söylediklerine dikkat ettiğimizde, İzmir’de geçtiğimiz seçimlerde AKP adaylarının açıkladığı projelere rağmen, (üstü örtülü olarak) bu ontolojik sebeplerden dolayı seçmenin yine bildiğini okuduğunundan dem vuruluyor. Bu da, seçim kazanmak isteyen herhangi bir aktör için zoraki bir kampanya değişimi anlamına geliyor. Eğer “daha iyi” projeler açıklayarak seçim kazanmanız mümkün değilse, seçim kazanmanızı engelleyen başka bir yol olmalı. Bu da, seçmen ontolojisini işaret ediyor. Yani adayınız, yaptıklarıyla veya yapacaklarıyla değil, varlığıyla kabul görmüyor demek oluyor.Bu fenomenin demokrasiye uygun olup olmadığını tartışabiliriz, ancak meşru olmadığını söylemek çok mümkün değil. Zira, seçmen ontolojisi yalnızca seçmenin kendi kolektif bilinç ve iradesinden hareketle tercih yapması değil, önündeki beş seneyi de bu anlamda güvenceye almış olması anlamına geliyor. Bugün ontolojik olarak CHP’ye yakın il ve ilçelere göz attığınızda, belediyelerin olası bir el değiştirmesi halinde arzu edilen değil, korkulan meselelere göz atın. Genç yetişkinlik yıllarını Çankaya’da, çocukluk ve gençlik yıllarını İzmir, Konak’ta geçirmiş bir birey olarak, çevremdeki sosyal ontolojinin olası bir belediye değişiminde yeni belediye başkanının alkollü içki servisi yapan işletmelere herhangi bir zorluk çıkartmayacağı, bireylerin kamusal alanda rahatlıkla ve özgürce vakit geçirebileceği gerçeğine yönelik bir rahatlık, bir güvence görmüyorum. İnsanlar, belediyelerin el değiştirmesi halinde yalnızca siyasi vakıalardan değil, yaşam tarzına ilişkin zorluklardan da çekiniyor. Seçmen ontolojisi, en azından kimi adayları, bu tarz yaşam tarzı gerekliliklerine karşı daha güvenceli bir pozisyona taşıyor.
Meselenin diğer bir boyutu, seçmen ontolojisinin siyasetçiler tarafından kötüye kullanılması. İzmir için, CHP’li bir belediyenin yaşam tarzına dokunmayarak vatandaşın günlük hayatını kolaylaştıracak hiçbir adım atmaması ile, AKP’li bir belediyenin yaşam tarzına müdahale ederek kimi yatırımlarla şehir hayatını kolaylaştırması aynı seviyede tedirgin edici.

SEÇMEN ONTOLOJİSİNİN KÖTÜYE KULLANILMASI

Ancak meselenin diğer bir boyutu da, bu seçmen ontolojisinin siyasetçiler tarafından kötüye kullanılması. İzmir için, CHP’li bir belediyenin yaşam tarzına dokunmayarak vatandaşın günlük hayatını kolaylaştıracak hiçbir adım atmaması ile, AKP’li bir belediyenin yaşam tarzına müdahale ederek kimi yatırımlarla şehir hayatını kolaylaştırması aynı seviyede tedirgin edici.Dolayısıyla çözüm, seçmen ontolojisinin bu kırılmalarını doğru tanıyıp, farklı yaşam tarzlarına karşı sadece ve sadece hoşgörüyle yaklaşmak. Bir yaşam tarzının diğerinden daha üstün olmadığını kabul edip, kamusal alanı buna göre dizayn etmek. Eminim bu anlayış, yalnızca belediye seçimleri için değil, tüm Türkiye için çok daha iyi olacaktır.Dolayısıyla Hamza Dağ’ın bıyıklarını kesmesinin İzmir’de seçim kazanmasını sağlayacağından şüpheliyim. Ancak özellikle kemik siyaset bölgeleri için, önümüzdeki seçimlerde iki olumlu senaryo görüyorum.Birincisi, muhalefet ontolojisine uygun bir aday kazanır, ve bu ontolojisi kötüye kullanmadan, tüm vatandaşa hizmet eder, bireylerin yaşam tarzı kaygılarından oy elde etmeye çalışmadan, yalnızca iyi hizmet getirmeye çalışır.İkincisi, iktidar ontolojisine uygun bir aday kazanır, ve yaptıklarıyla muhalefet seçmenine ontolojik korkusunun yersiz olduğunu ispat etmeye çalışır. Mensup oldukları belediyenin başkan değiştirmesinin, yalnızca siyasi bir vakıa olduğunu ve bunun yaşam tarzlarında bir eksilme değil, yalnızca bir iyileştirme anlamına gelebileceğini kanıtlar.Her iki yol da, hem AKP hem de CHP adayları için bir çıkar yol, daha iyi bir Türkiye için atabilecekleri bir adım anlamına geliyor. Bu yolu seyredip seyretmeyecekleri ise, siyasi bir tercihten öte, ahlaki bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmalı kanımca.
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hasan Bülent Kahraman
    Hasan Bülent Kahraman 27 Mayıs 1960 Darbesine Yeni Bakışlar (1)
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Erdoğan’ın uğradığı en büyük hezimet
    Adnan Ekinci
    Adnan Ekinci Anayasa Günlüğü - İlk Gün
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Ey CHP: Titre ve Kendine Dön
    Tuğba Muslu
    Tuğba Muslu Düşünmeyen nesiller projesi
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beyaz Saray’da aşk başkadır!
    Osman Erden
    Osman Erden “Führer’e İtaat”
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı