Dogmatizmde düşünme olmadığı gibi, duygu ve duyarlılık da yoktur. Dogmatizmde ilim yoktur. Doğmalarını dayatmak için yazılan cilt cilt kitaplar, ilim değildir. Dogmatizm, cilt cilt kalın kitaplar yazdırır, ancak insanı inceltecek rafine edilmiş incelikli, açık ve çoğulcu teorilere, fikirlere, ufuklara ve zihniyetlere sahip değildir.
Özgür ve özgün düşünme yeteneğine ve kapasitesine sahip olmak, mümkündür, ama çok zordur. Descartes, Kant, Marx, Hegel, Levinas, Sartre, Russell, Foucault, Socrates, Aristoteles, Comte, Deleuze, Nietzsche, Marx, Durkheim, Freud, Darwin özgün, özgür ve yaratıcı düşünmenin mümkün olduğunu gösteren sahici insanlardır. Özgür ve özgün düşünen insanlarla sevmek ve onlara bağımlı olmak şeklinde duygusal ve dogmatik bir ilişki kurulamaz. Düşünme tecrübesinin özgür ve özgün olması gerektiği gibi, düşünmüş ve düşünen insanlarlada özgünlük, yaratıcılık ve özgürlük temelinde ilişki kurulmalı, düşünceler sorgulanmalı, tartışılmalı, konuşulmalı ve aşılmalıdır.
Bedevi doğmaların dayatıldığı ve Ortaçağ’da üretilen kalıplarla, kaynaklarla ve kurumlarla özgür ve özgün düşünmek mümkün değildir. Ortaçağ talim kurumlarında körelmiş ve kararmış kişilerin ve kaynakların, günümüz dünyasında düşünür, mütefekkir, filozof, münevver olarak sunulmasının hiçbir gerçekliği ve geçerliliği bulunmamaktadır.
Düşünme, yerlilik, dinsellik, ulusallık gibi kalıplara sığmayacak kadar evrensel ve doğal bir insani tecrübedir. Yerlilik, dinsellik, ulusallık, geleneksellik, cemaatsellik, cinsiyetçilik gibi kalıplar içinde düşündüğünü iddia eden insan, aslında düşünmediğini, ancak dogmatikliğini ifade etmektedir. Dogmatiklik, düşünme değildir. Dogmatiklik, düşünmemedir. Dogmatik olan kişiler, düşünmedikleri gibi, orijinal olmadıkları gibi, anlayan, anlamlandıran ve açıklayan kişiler de değildir. Ortalıkta dogmatik kişilerden ve kitaplarından geçilmemektedir, ancak ortada özgürce ve özgünce düşünen insan ve eser yoktur.
Dogmatik, gerici ve Ortaçağcı kalıblar, kurallar ve kaynaklar çerçevesinde düşünemeyen fakat düşündüğünü vehmeden kişilerin özgün ve orijinal düşünür olmaları mümkün değildir. Dogmatizmden düşünme çıkmaz. Doğal, insani ve evrensel olmayan bir zihniyet, bilinç ve biliş dünyasından özgür ve özgün düşünme çıkmaz. Düşünmek için dogmatizme, yapay kurumlara, kalıblara, kurallara, insanüstü ve ötesi olduğu vehmedilen kurgulara ihtiyaç yoktur. Düşünmek için, varlığı, bilgiyi ve değeri sürekli olarak üretmek lazımdır. Bütün hakikatin, değerin ve bilginin kendisinde olduğunu vehmeden ve dayatan despotik bir bedevi dünyadan, düşünme değil, cehalet çıkmaktadır. Düşünme, varlığı, bilgiyi ve değeri sürekli var etme, yenileme ve yaratma tecrübesidir.
Hakikate, bilgiye, varlığa ve değere mutlak doğru olarak sahip olduğunu, insan üstü ve ötesi bilgi kaynakları olduğunu vehmeden dogmatik cehalet, aslında düşünmeye, duyguya ve duymaya dair her şeyi ortadan kaldırmaktadır. Dogmatizmde düşünme olmadığı gibi, duygu ve duyarlılık da yoktur. Doğmatizmde ilim yoktur. Doğmalarını dayatmak için yazılan cilt cilt kitaplar, ilim değildir. Dogmatizm, cilt cilt kalın kitaplar yazdırır, ancak insanı inceltecek rafine edilmiş incelikli, açık ve çoğulcu teorilere, fikirlere, ufuklara ve zihniyetlere sahip değildir. Dogmatizm, kalınlaştırır. Düşünme ise inceltir.
Dogmatizm, insana, dünyaya ve doğaya yabancıdır ve karşıdır.Sahte kurguları ve vehimleri, doğru, bilgi ve değer olarak dayatmak, düşünme değil, dogmatizmdir. Hiçbir dogmatizm, çözüm ve cevap değildir. Dogmatizm, çözüm değil, sorundur.
Dogmatik olmak, doğaya yabancı olmak, insana ve dünyaya karşıt olmak demektir.Doğada ve dünyada yer edinemeyenler, kendilerine yerlilik adına sahte, yapay, katı ve kalın hapishaneler inşa ederler. Olmayan dünyaları ve hayatları ezeli ve ebedi hakikat olarak dayatan dogmatizm, insanı kendisinden ve dünyadan koparmakta, olmayan sahteliklerin kölesi ve kulu yapmaktadır. Dünyayı, doğayı ve insanlığı önemseyenler, düşünebilir, duygulanabilir ve duyabilir. Yerlilik adına bir etnisite, din, kabile, mezhep kurgusu çerçevesinde kendi olmak gibi bir vehmin peşinde olmak, insanın insanlığını inkar etmesidir. Kişi, insan olmalıdır. İnsan için en önemli soru, kendim sahici anlamda dolu dolu düşünen, duygulanan ve duyan bir insan nasıl olabilirim sorusudur. Dolu dolu düşünmeyen, duygulanmayan ve duymayan birisinin özgürce ve özgünce düşünmesi mümkün değildir. Özgürlük ve özgünlük, doğada ve dünyada insan olmanın ve düşünmenin olmazsa olmazlarıdır.
Dogmatik düşüncesizlik, aklı değersizleştirir ve yüzyıllar öncesinden kurgulanan kuralların, kaynakların ve kurumların mutlak doğru olduğunu savunur. Hiçbir doğma, akılla meşrulaştırılamaz ve düzenlenemez. Doğma, kendisini her zaman en başa alır ve mutlak doğru olarak dayatır. Doğma, dünya ve doğa yerine dünya ötesi ve doğa ötesi alemler, varlıklar ve hayatlar vehmederek, insanların onları nihai amaç edinmelerini dayatır. Doğmanın olduğu yerde düşünme ve akıl yoktur.

Yorum Yazın