MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

CHP’nin yol ayrımı: Muhakeme mi, müdahale mi? 

Ana SayfaSi̇yasetCHP’nin yol ayrımı: Muhakeme mi, müdahale mi? 
CHP’nin yol ayrımı: Muhakeme mi, müdahale mi? 

Bugün yapılması gereken, davanın teknik ayrıntılarında taraflaşmak değil; bu süreci, örgütsel etik ve tarihsel sorumluluk çerçevesinde değerlendirmektir.

10 Haziran, 2025, Salı 06:20
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Sertaç Eke
Sertaç Eke

Çağrımız açıktır: Taraf olmak değil, ortaklaşmak esastır. Birbirimizi tüketerek değil, birlikte üreterek yol alabiliriz. Kurultayları kriz değil, kurumsal yenilenme fırsatı olarak görebiliriz.Çünkü biz, Cumhuriyet’i kuran kadroların mirasçılarıyız. Bu mirası korumak, kişisel değil, tarihsel bir görevdir.

Cumhuriyet Halk Partisi yalnızca bir siyasal aktör değil; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu hafızası, demokratik mücadele tarihinin taşıyıcısı ve halkın örgütlü vicdanıdır. Bu nedenle CHP’yi konuşmak, yalnızca bir partiyi değil, aynı zamanda bir kurumsal aklı, bir demokrasi kültürünü ve halk iradesinin sürekliliğini konuşmaktır. Tam da bu yüzden, bugün partimizi ilgilendiren “kurultay davası” yalnızca hukuki değil, tarihsel ve ahlaki bir mesele olarak önümüzde durmaktadır.

Son günlerde kamuoyuna yansıyan dava süreci, mahkemenin verdiği görevsizlik kararıyla birlikte başka bir boyuta taşınmış; artık yalnızca bir iç hukuk meselesi olmaktan çıkıp, partimizin iç işleyişine yönelik yeni bir kutuplaşma dalgasına zemin hazırlamıştır. Bu gelişme, CHP’nin asırlık birikimine ve krizlerle baş etme maharetine yakışmayacak şekilde, bazı çevrelerce bir iktidar arayışına dönüştürülmektedir.

Ancak şunun altını net biçimde çizmek gerekir: Bir davayı kazanmak, partiyi kazanmak değildir.

CHP, tarihi boyunca sayısız kongre mücadelesi vermiş, temsil adaletine dair zorlu sınavlardan geçmiş ve kimi zaman sancılı değişim süreçleri yaşamıştır. Ancak bu süreçlerin her birinde, temel bir fark gözetilmiştir: Tartışmalar ne kadar sert olursa olsun, “ortak yapı”ya zarar verilmemiştir. Eleştiri yapılmış, rekabet yaşanmış, ama sonunda hep örgüt aklı galip gelmiştir. Bugün yaşadığımız süreç ise, ne yazık ki bu sınırların ötesine geçmiş, yargı eliyle yürütülen bir iç siyasal mühendisliğe dönüşmüştür.

Elbette ki, parti içi muhalefet meşrudur. Değişim talebi de demokratik işleyişin doğal sonucudur. Ancak bu talebin nasıl, ne zaman ve hangi araçlarla dile getirildiği, o talebin meşruiyetini belirler. Kurultay iradesine yönelik hukuki girişimlerin zamanlaması, dili ve yöntemi; ne yazık ki birlik duygusunu tahkim etmek yerine, örgütte derin bir güvensizlik üretmektedir.

Kurultay, CHP tarihinde sadece bir seçim süreci değil, siyasal meşruiyetin tazelenme alanıdır. O kürsüde konuşan her delege, yalnızca kendi ilini değil; Cumhuriyet tarihine emanet edilmiş bir geleceği temsil eder. Bu yüzden kurultayların gölgesi dahi şaibeye açık hale getirilemez. Çünkü meşruiyetin sorgulandığı bir yerde, halkın gözündeki güven de zedelenir.

Bugün yapılması gereken, davanın teknik ayrıntılarında taraflaşmak değil; bu süreci, örgütsel etik ve tarihsel sorumluluk çerçevesinde değerlendirmektir. Hiçbirimiz, bu partinin geleceğini günü kurtarma heveslerine, kişisel hesaplaşmalara veya dış müdahalelere kurban edemeyiz. CHP’yi CHP yapan, dış müdahaleleri iç dirayetle püskürtme kabiliyetidir.

Unutmayalım ki;

İsmet İnönü’nün soğukkanlılığı,
Bülent Ecevit’in halkla kurduğu sahici bağ,
Deniz Baykal’ın kurumsal süreklilik arayışı,
bizlere yalnızca birer miras değil, birer sorumluluk çağrısıdır.

Kurultay davası, yalnızca bir hukuk süreci değildir; CHP’nin kendi vicdanıyla yüzleştiği, temsil kültürünü sorguladığı ve geleceğe nasıl bir parti olarak yürüyeceğini belirleyeceği tarihsel bir dönemeçtir. 

Bu yüzden çağrımız açıktır:
Taraf olmak değil, ortaklaşmak esastır.
Birbirimizi tüketerek değil, birlikte üreterek yol alabiliriz.
Kurultayları kriz değil, kurumsal yenilenme fırsatı olarak görebiliriz.

Çünkü biz, Cumhuriyet’i kuran kadroların mirasçılarıyız. Bu mirası korumak, kişisel değil, tarihsel bir görevdir.

  • CHP yeni dönemde kurumsal aracılara mahkum olmadan bölge halkıyla doğrudan diyalog kurmalıdır CHP yeni dönemde kurumsal aracılara mahkum olmadan bölge halkıyla doğrudan diyalog kurmalıdır
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Cumhuriyet Halk PartisiCHPKurultayMüdahale

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Sertaç Eke
    Sertaç Eke

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
    Buse Ayazma
    Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
    Mesut Balcan
    Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı