Ekim 2024’te MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin DEM Parti ile meclis açılışında el sıkışması, 22 Ekim’de Bahçeli’nin tarihi konuşması, 27 Şubat’ta İmralı’dan gelen Örgüt’ün silah bırakma ve fesih çağırısı, PKK’nın 12 Temmuz’da Süleymaniye’de gerçekleştirdiği sembolik silah yakma töreni...
Türkiye’nin Kürt sorununun çözümünde özetle çok büyük adımlar atıldı, Meclis’te komisyon kuruldu, İmralı ile defalarca görüşmeler sağlandı, geçmişte yapılan bazı hatalardan dersler çıkarıldı. Önceki çözüm sürecinde belki de süreci en çok zora sokan şeylerden bir tanesi, Suriye İç Savaşı’ydı. Suriye’deki devrimin seney-i devriyesi kutlandı, Suriye’deki geçiş hükümeti ve SDG ile 10 Mart’ta hiç beklenmedik bir anda mutabakat sağlandı. Bu mutabakat Terörsüz Türkiye Meselesi için çok olumlu bir adım oldu. Fakat bugünlerde, Suriye geçici hükümeti ve SDG arasında yaşanan bazı tartışmalar sürece karşı muhalif olan kesimlerin ‘’bakın biz haklıydık’’ söyleminin dozunu arttırdı. Suriye’de Kürtlerin entegrasyonu tartışmalarında salı günü CHP Lideri Özgür Özel’in dedikleri çok kıymetliydi, açıkçası.
“Türkiye'deki Kürtlerin yanı sıra Suriye'deki Kürtlere de barış ve huzur dileyen Özel, "Suriye’deki Kürtlerin de Arapların da Dürzilerin de Türkmenlerin de son günlerde gördükleri muameleyle yüreğimiz ağzımızda izlediğimiz; Alevilerin de anayasal güvenceye sahip olmalarını, Suriye'de birlikte yaşamalarını, hiç birisinin ezilmemesini, katledilmemesini, Suriye'de de demokrasi olmasını ve barış olmasını istiyoruz” diye konuştu” (ArtıGerçek, 2025).
CHP’nin ani bir karar ile İmralı’ya milletvekili göndermemesi, DEM Parti ile ufak çaplı söylemsel sürtüşmelere sebebiyet vermişti. Daha sonrasında Özel’in Stocholm Sendromu çıkışı bazı DEM Partili yetkililer bu söz üzerinden Özel’e birtakım eleştirilerde bulunmuşlardı. Bu hususta Özel’in salı günü mecliste gerçekleştirdiği bu konuşma sırasındaki belirtilen demeçleri, CHP’nin DEM ile ilişkileri açısından tekrardan pozitif yansıyacaktır. Çünkü önceki süreçte de, bu sürecin başından beri de DEM Partililerin ve Kürt tarafının en çok dile getirdiği şeylerden bir tanesi Suriye’deki azınlıkların haklarının anayasal olarak güvence altına alınmasıydı. Özel salı günü mecliste yaptığı bu konuşmada eminim ki Orta Doğu’daki pro-barışçı tarafların ve demokratların güvenini kazanmıştır.
CHP’nin İmralı’ya gitmemesi üzerinden “CHP acaba süreçten uzaklaşıyor mu?” tartışılırken kamuoyunda, hatta Barış Yarkadaş CHP’nin muhalif milliyetçi partilerle ittifak kuracağını iddia ederken ,ki bu partiler sürece mesafeli hatta direkt olarak karşı bi tutum sergiliyorlar, Özel bu hamlesi ile süreçte el yükseltti ve bence birçok tarafın ötesine geçti. Çünkü şu anda süreçteki en önemli mesele kuşkusuz SDG’nin mevcut Suriye hükümetine entegre olup olmayacağıydı. 10 Mart mutabakatından bu yana SDG tarafının önerdiği bazı yasalar veya maddelerin kabul görmemesi bu meselenin uzamasına sebep olmuşken, aslında Özel salı günkü konuşması ile Suriye’deki azınlıkların haklarının gözardı edilemeyeceğini vurgulayarak DEM Parti tarafı ile tekrardan ilişkilerini normale döndürdü.
Süreç başladığından beri gerek muhalefet gerekse DEM Parti cephesinin en çok dile getirdiği meselelerden bir tanesi süreçte somut adımların atılmamasına yönelikti. Belki de Kürt sorununda en çok dile getirilen hususlardan bir tanesi azınlıkların özellikle Kürtlerin ana dilinde eğitim hakkına erişimi olup olmayacağıdır. Özgür Özel bugün çıktığı bir televizyon programında söyledikleri ile süreç için el yükseltmeye devam etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, anadilde eğitim sorusuna cevap verdi:
“Elbette Türkçe'yi de öğrenecek ama kendi dilinde yetkinliği kazanması önemliyse, buna devlet bir imkan, bir bütçe harcayacaksa, bu da o çocuğun ilerideki gelişim için iyi olacaksa biz buna neden karşı çıkalım?”
“Şu olunca bir imkansızın tarifine geliyor. Her isteyene kendi ana dilinde bütün eğitimi veremezsiniz, onun eğiticisini bulamazsınız. Bunu sadece Kürtler değil herkes isteyebilir”
“Devletin bazı yerlerde hastanın anadilini bilen birisini de görevlendirmesi lazım’’ (İLKE TV)
Yeni CHP, Genel Başkanı Özgür Özel’in ifadeleri ile bundan önceki çözüm süreci zamanının CHP’sinden çok daha ileri adımlar atmakta. Önceki sürecin tökezlemesindeki en temel problemlerden bir tanesi de bugün belki de sürecin ana aktörlerinden biri olan MHP’nin ve CHP’nin o dönemde bu sürece olumsuz bakıp destek vermemesiydi. Fakat bugün iki tarafın da önceki dönemki gibi yıkıcı değil de yapıcı tutumları, belki de süreç içerisinde bu kadar ilerlenmesinin sebeplerinden biri de olabilir. Özel’in verdiği bu yanıt belki de Kürt siyasi tarafını çok da tatmin etmemiş olabilir fakat bu cevap en azından CHP’nin yapıcı yaklaşımı sergilemektedir.
Dahası CHP Lideri Özgür Özel, cuma günü verdiği demeçlerde DEM Parti ile ilişkileri açısından da direkt olarak olumlu söylemler dile getirdi. CHP ve DEM, Baas rejiminin yıkılmasından sonra bölgede aktif olarak güç sahibi olan seküler oluşumlardan iki tanesi. Yakın tarihin birçok noktasındaki barış ve çözüm süreçlerine baktığımızda sosyal demokratlar ve sol aktif rol alan taraflar genellikle. Bu yüzden özellikle önceki dönemlere nazaran CHP’nin süreçte rol alması ve el yükseltmeleri, sürecin sürdürülebilirliği açısından çok mühim durumda, dahası ülkemizin iki başat sol partisi olan CHP ve DEM’in birlikte adımlar atması ve ilişkilerini sağlıklı bir yerden sürdürmeleri de süreçte birtakım problemlerin daha rahat aşılabilmesini de sağlayacaktır.
Belki de bu uzlaşılar ve seçim ittifakları muhalefeti güçlü kılıp en azından bu sürecin başlamasına da vesile oldu..
Kaynakça
- Özgür Özel'den süreç ve Suriye'deki Kürtler açıklaması. (2025, 9 Aralık). Artı Gerçek. https://artigercek.com/politika/ozgur-ozelden-surec-ve-suriyedeki-kurtler-aciklamasi-340793h
- Özgür Özel: CHP ve DEM, Bas rejiminin çökmesinden sonra bölgenin seküler iki partisi, Orta Doğu'da en büyük kazanan Kürtlerle Türkler olacak. (2025, 12 Aralık). T24. https://t24.com.tr/haber/ozgur-ozel-chp-ve-dem-bas-rejiminin-cokmesinden-sonra-bolgenin-sekuler-iki-partisi-orta-dogu-da-en-buyuk-kazanan-kurtlerle-turkler-olacak,1283129
Yorum Yazın