MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Arzular, beklentiler ve Erdoğan’ın liderliği

ANA SAYFASİYASETArzular, beklentiler ve Erdoğan’ın liderliği
Arzular, beklentiler ve Erdoğan’ın liderliği

Erdoğan’ın siyasi başarısının kültür politik dayanakları oldukça güçlü. Erdoğan AKP’sini sadece tercih edilen politikalar ve çalışılan kadrolar üzerinden tahlil etmek eksik olacaktır

27 Ağustos, 2025, Çarşamba 01:00
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Armağan Öztürk
Armağan Öztürk

Erdoğan bazı duygu, arzu ve özlemleri şahsında politikleştiren bir figür. Muhalefet AKP’nin karşısına başka bir gelecek vizyonu ve o vizyonu destekleyen bir duygu/arzu siyaseti koymadığı müddetçe siyasi tablonun kalıcı bir şekilde iktidar aleyhine değişmesi mümkün olmayacaktır.       

2025 yılının sonbaharına gelmek üzereyiz. AKP iktidarının 23. yılı geride kaldı. Türk demokrasi tarihinde başka bir örneği yok bu başarının. Erdoğan AKP’si bir seçim daha kazanırsa CHP’nin en uzun süre iktidarda kalan parti unvanını da ele geçirerek. Bu çeyrek asırda pek çok şey değişti. Ne AKP kurulduğu gündeki parti ne de Türkiye eski Türkiye. Partinin siyasal gücünün zaman içinde azaldığı da doğru. Bir zamanlar tek başına % 50 alan parti bugün anketlerde % 30 gösteriyor. MHP desteği olmasa Erdoğan’ın başkanlığı ve meclis çoğunluğu hayal. Hatta muhalefetteki büyüme o denli kalıcı ki tekrar Kürt açılımı sürecine girdi ülke. Kürt oyları azalan seçmen desteğini tamamlayacak yeni politik enerji kaynağı olarak yorumlanıyor.

En büyük şikayet konusu şüphesiz ki ekonomi. Yanlış politik tercihler ekonomik krize yol açtı. O krizden çıkış için yürürlüğe konan neo-liberal politikalar ise geniş toplumsal kesimleri mağdur ediyor. Memur, işçi ve emekli geçim sorunu çekmekte. Eğitim ve sağlık hizmetlerinin kalitesi konusunda ise itirazlar devam ediyor. Artık her ilde üniversite ve çok yataklı yeni hastanelerimiz var. Ama doktor bulmakta zorlanıyoruz. Dahası eğitim etkinliği fazlasıyla metalaştı. Ayrıca okul ile iş arasındaki bağ çok zayıfladı. Okusa da iş bulmayan umutsuz, huzursuz, kaygılı milyonlarca gencimiz var. Tüm bunlar doğru. Yine de bir sonraki seçimde Erdoğan yenilir ve muhalefet şeytanın bacağını kırarak iktidarı devralır diyemiyoruz.    

Bu yargının arka planında Erdoğan’la sağ seçmen arasındaki güçlü duygusal bağ yer alıyor. İnsanların çoğu siyaseti rasyonel bir zeminde değerlendirmemekte. Kimlik ve mahalle temel belirleyici güç. Alışkanlıklar ve hisler Erdoğan’ın politik gücünü diri tutuyor. Bu durumu belli bir bakış açısıyla apolitik bir yönelim olarak görmek mümkün. Ancak arzular, duygular, hisler ve imgelerin siyasetteki rolü dikkate alındığında apolitika çok kolay bir şekilde politikaya dönüşüyor. Bu son hatırlatma bağlamında aslında Erdoğan’ı yenmek bir duyguya alternatif başka bir duygu durumu yaratmakla mümkün olabilir ancak. Muhalefetin şu ana kadar başaramadığı şey bu karşıt duygusal yönelimi yoğunlaştırmakla ilgili.

Erdoğan çevresindeki ideolojik tutunma akıldan çok arzuyla ilgili. Siyasal sosyolojik bağlılığın arzu öznesi Erdoğan iki güçlü duyguyu harekete geçiriyor: Bahsi geçen bu güçlü duygular sırasıyla büyüklük ve diriliş. Pek çok kişi Türkiye’nin Osmanlı zamanındaki gibi büyük bir ülke olmasının ancak büyük bir lider çıkarmasına bağlı olduğunu düşünüyor. Lider toplumu tek bir amaçta birleştirecek siyasal enerjinin kaynağı. Herkesin ona bağlılığı, herkesin diğer herkese bağlılığına ve tüm toplumun ortak bir iyi için mücadele etmesine yol açacak. Lider, devlet, millet ve ülke arasındaki bu özdeşlik bir yanıyla modern, diğer yönüyle anti-modern bir şey. Weber’in çok erken bir tarihte teorileştirdiği üzere modern kapitalist toplumlar sürekli bir şekilde kriz ve yabancılaşmayla boğuşmak zorunda. Yapı doğal bir şekilde kriz üretiyor. Karizmatik lider ise krizi aşmanın ve yeni bir başlangıç yapmanın en popüler yollarından biri. Ancak güçlü lider arzusunda pre-modern bir şey de var tabii ki. Modern toplum kurallara ve kurumlara dayalı. Liderde somutlaşan halkın arzusu ağır bastığında akla dayalı tüm işlemler kısa devre yapıyor. Arzuların ülkesi kuralların işlemediği, liyakatin bozulduğu, dolar ve faizin kontrol edilemediği bir disütopya aynı zamanda.

Erdoğan’ın arzu siyasetinin diğer unsuru diriliş miti. Siyasi kültür Yeni Osmanlıcı bir içerikle yoluna devam etmekte. Osmanlı’nın büyük devlet geçmişine özlem İslamcı, muhafazakar ve milliyetçi ideolojileri tek bir içerikte birleştiriyor. Erdoğan ile Abdülhamit han arasında kurulmaya çalışılan özdeşlik Reis’in şahsında Osmanlı’nın günümüz Türkiye’sine geri çağrılması gibi bir söyleme karşılık gelmekte. Siyasete tahvil edilen bu arzunun bir altın çağ miti olduğu açık. Geçmişteki parlak bir dönem zamanda dondurularak bugüne, zihinlere ve düşlere kopyalanıyor. Tabii diriliş arzusu her durumda tarihsel ayrıntılar ve gerçeklerle örtüşmemekte.

Yeni Osmanlıcı tahayyül Abdülhamit döneminde ciddi ölçüde toprak kaybedildiği ve devletin maliyesinin tümüyle Batılı devletlerin eline geçtiği gerçeğiyle yüzleşmek istemiyor. Ya da geri çağrılan büyük devlet kabaca kuruluştan Kanuni’ye kadarki görkemli dönemi kapsamakta. Oysa Osmanlı Fatih’in ordularından ibaret değil. Yüzlerce yıl duraklamış, gerilemiş ve çökmüş bir yapı var karşımızda. Kaldı ki o parlak dönemlerde dahi kurumsal eksiklikler, ıskalanan coğrafi keşifler, Alevilerin kırılması, fakirleşen köylü kitleleri ve Celali ayaklanmalarının yolunu açacak büyük isyan dalgası vardı. Yani altın çağ o kadar da altın değil. Ancak arzunun çekiciliği karşısında olguların bir önemi yok.

Sonuç olarak şu tespit yapılabilir: Erdoğan’ın siyasi başarısının kültür politik dayanakları oldukça güçlü. Erdoğan AKP’sini sadece tercih edilen politikalar ve çalışılan kadrolar üzerinden tahlil etmek eksik olacaktır. Erdoğan bazı duygu, arzu ve özlemleri şahsında politikleştiren bir figür. Muhalefet AKP’nin karşısına başka bir gelecek vizyonu ve o vizyonu destekleyen bir duygu/arzu siyaseti koymadığı müddetçe siyasi tablonun kalıcı bir şekilde iktidar aleyhine değişmesi mümkün olmayacaktır.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Erdoğanliderlik AKP

Yorum Yazın

Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Arzular, beklentiler ve Erdoğan’ın liderliği
    İlter Turan
    İlter Turan Araştırmaya önem vermek gerekiyor
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Müstemleke Defteri
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Rojava çözüm sürecini zorluyor mu?
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu AKP+MHP  ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu?
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy İçerdekilere iyi haberim var...
    Ayşe Övür
    Ayşe Övür Beyoğlu Apartmanları: Botter Apartmanı -1
    Bumin Yağız Avcı
    Bumin Yağız Avcı Türkiye'nin yoksulluk çıkmazı: Rakamların ardındaki gerçek
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Tuhaf yasa maddeleri
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak Bir tuhaf vergi rekortmenliği
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Yenilmez sanılanları yenmek…
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan 23 Ağustos: Şapka İnkılabı ve KKM’den kurtuluş bayramı
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Babanın ölümü, kızkardeşliğin doğumu: Kıyıda  
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Kriz yok: Yeni Türkiye bu!
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Yoksulluk tırmanıyor
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Türkiye’nin sosyo-kültürel sınıf çizgileri
    Deniz Tarım
    Deniz Tarım Öğretme ve öğrenme üzerine...
    Osman Erden
    Osman Erden Almanya-İsrail ilişkileri ve kültür sanat alanında ifade özgürlüğü (2)
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı