MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

AKP İktidarı öncesi ve sonrası

ANA SAYFAGENELAKP İktidarı öncesi ve sonrası
AKP İktidarı öncesi ve sonrası
09 Haziran, 2024, Pazar 16:00
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Eser Karakaş
Eser Karakaş

Derviş’in ekonomi yönetimine gelişiyle, ilk adımları atılan hormonlu büyüme dönemi öncesini hatırlatan süreci yeniden yaşıyor gibiyiz. Ancak bu kez koşullar o dönem ile kıyaslanamayacak kadar ağır.

Her şey döviz rezervlerinin erimesiyle başladı. Yıllar önce Derviş’in ekonomi yönetimine gelişiyle, ilk adımları atılan hormonlu büyüme dönemi öncesini hatırlatan süreci yeniden yaşıyor gibiyiz. Ancak bu kez koşullar o dönem ile kıyaslanamayacak kadar ağır.

Daha öncesi de var.Türkiye; pazar büyüklüğü, yeni gelişen tüketici eğilimleri ve çok uluslu şirketleri sınırlayabilecek, üretim kabiliyeti ile uluslararası sermayenin ilgisini çekmişti. 12 Eylül darbesinin ardından kısıtlı demokrasiye dönmüş, Rusya’da Sovyet yönetimi tasfiye olmuştu.Ülkemizin ölçeğine göre büyük ve yerli sermayeye dayalı şirketler, doksanlı yıllarda pazarın denetimlerinden çıkacağı kuşkusuyla, AB ile sürdürülen ortaklık anlaşması görüşmelerine sıcak bakmıyorlardı.AKP iktidarı öncesinde, AB’nin kendi krizini aşmak amacıyla kolay kaynak aktardığı ülkeler arasında Türkiye de yer aldı…

Üretmeden tüketme alışkanlıklarımızı, kendi yararları amacıyla kullanmayı başardılar.Süreç içinde partizanlık ve gizli yağmacılıkla çökertilen, eski adlarıyla KİT’ler tasfiye edildi. Kooperatifler desteklenmedi. Tam tersine iktidar partilerinin iletişim ajanslarına benzetildiler. Fındık, tütün ve şeker üretiminde değişen koşullara ayak uyduramadılar.İlkin “bankacılık” sektöründeki yerli sermaye, iktidara yakın iki merkez sağ parti ile İstanbul Sermayesinin bir bölümü ve onlara sonradan katılan bazı askerlerin, iktidarcılık oyunları sonunda tasfiye edildi.

Seçmenler piyasa oyuncusuna dönüşen medya aracılığıyla, her geçen gün artan şaşkınlık içinde gelişmeleri çözmeye çalışıyorlardı.Sovyet rejiminin tasfiyesi sürecinde ABD boş durmadı. Ortadoğu’da siyasal haritanın değişmesini hedefleyen adımlar attı. Körfez Savaşı sonunda Irak’taki yarı seküler, dikta rejimi tasfiye edilirken sıra bir süre sonra sınır komşumuza geldi.

Bozulan ekonomik dengeler AKP’ye iktidarın yolunu açtı. Demokrasi ve özgürlük yanlısı görünen dar bir çevrenin, ABD’de yetiştirilen medya esnafı -son günlerde etki ajanı diye tanımlanıyorlar-, kurulmaya başlanan İslamcı yapıyı parlattı.

BOZULAN EKONOMİK DENGELER AKP’NİN ÖNÜNÜ AÇTI

Yukarıda anlatılanların, AKP iktidarının öncesinin gelişmeleri olduğunun altını çizelim.Bozulan ekonomik dengeler AKP’ye iktidarın yolunu açtı. Demokrasi ve özgürlük yanlısı görünen dar bir çevrenin, ABD’de yetiştirilen medya esnafı -son günlerde etki ajanı diye tanımlanıyorlar-, kurulmaya başlanan İslamcı yapıyı parlattı.AKP’nin iktidar olmasının ardından, dışarıdan bulunan kaynakların etkisiyle tüketim pompalandı.

Örneğin kredi kartı kullananların sayıları geometrik ölçüde arttı. Baş döndürücü hızla yükselen AVM’ler, yeni ekonominin tüketimi özendiren uç noktaları ve kentli yaşamın belirleyicileri oldular. Tüketici kredileri ve ithal ağırlıklı ürünlerin satışları şaşırtıcı rakamlara ulaştı.

AKP Ortadoğu’da siyasal sınırların yeniden çizilmesine, önce karşı çıkıyor görüntüsü verdi. Ardından ABD’nin isteklerini eksiksiz yerine getirdi. Suriye’de değişen dengelerin oluşmasına destek verdi. Kısa süren dış politika çizgisi ABD ve NATO politikaları- Batı’nın tepkisine yol açtı.

Rant ekonomisinin uzun sürmeyeceğini fark eden kesimlerin etkileriyle, İslamcı referanslarla perdelenen, tarihimizin en büyük sermaye transferi gerçekleşti. TCMB kaynakları zorlanarak, düşük kurdan verilen döviz kredileri ile başlayan çözülme süreci, kısa sürede düşük faiz politikasının cazibesiyle rezervleri tüketti.

TARİHİMİZİN EN BÜYÜK SERMAYE TRANSFERİ

Rusya-Ukrayna Savaşı AKP’nin elini beklenmedik ölçüde güçlendirdi. İki ayyaş diyerek küçümsedikleri, Cumhuriyetin kurucularının Lozan ve Montrö anlaşmaları ile Boğazlarda sağladıkları egemenlik, İktidara bir anlamda dokunulmazlık kazandırdı. Ancak muhalefet dışında herkes bu durumun sürdürülebilir olmayacağını biliyordu. Rant ekonomisinin uzun sürmeyeceğini fark eden kesimlerin etkileriyle, İslamcı referanslarla perdelenen, tarihimizin en büyük sermaye transferi gerçekleşti.

TCMB kaynakları zorlanarak, düşük kurdan verilen döviz kredileri ile başlayan çözülme süreci, kısa sürede düşük faiz politikasının cazibesiyle rezervleri tüketti. Açığı kapatmak ve azalan rezervleri korumak adına icat edilen, “KKM” Kur Korumalı Mevduat uygulaması, Bankayı 800 milyar liranın üzerinde zarara uğrattı.İktisatçıların teknik deyimlerinin ardında gizleyerek, tanımladıkları tablo salt bu zarar ile sınırlı değil. Rezervi eksiden sıfır noktasına yükseltebilmek amacıyla, bu kez lirada yüksek faiz uygulamasına geri dönüldü.Kurları baskılayarak aynı dönemde liraya %50 oranında faiz veren bu sistem, özünde yurtdışından döviz getirerek, belirli süre örneğin üç ay liraya çevirenlere, uluslararası piyasalardan 7-8 katı fazla gelir sağlıyor. Sonuçlar; ekonominin dengeleri 20 yılı aşan AKP iktidarında bozulmamışçasına bir gerçek başarı hikayesi gibi kamuoyuna aktarılıyor.Muhalefet bu aşamada hasarın nasıl giderileceğini, hangi yöntemlere başvuracaklarını kamuoyu ile paylaşmakta çok ama çok cimri davranıyor.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Eser Karakaş
    Eser Karakaş

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hasan Bülent Kahraman
    Hasan Bülent Kahraman Sol dönüşüm ve kültür
    Akın Özçer
    Akın Özçer Seyfettin Çilesiz’in çilesi
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş İhale kanununun iki, üç maddesi Türkiye’yi bitirdi
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 17 Ağustos’tan alınması gereken hisse
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Program tıkır tıkır Maşallah!
    Cengiz Kapmaz
    Cengiz Kapmaz Rojava süreci bozar mı?
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Büyük Dil Modellerinin Ateşi Çıkarsa
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı “Yeter söz milletindir” sloganı üzerine (2)
    Murat Paker
    Murat Paker Psikoterapi nedir?
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Kamuoyu desteğinin süresi var mıdır?
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy İnan Güney ya da nöbetleşe mağduriyet
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Dezenflasyon masalı, yoksulluk gerçeği
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Sistemin enkazı altında kalan hafızayı kurtarmak
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Siyasette etik omurga
    Deniz Nas
    Deniz Nas Machiavelli'ye göre bir ‘Prens’ hangi özelliklere sahip olmalıdır?
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Üniversite bina değildir, üniversite hümanizimdir!
    Herkül Millas
    Herkül Millas Batı ile Doğu’nun farkları
    Gülşah Eker
    Gülşah Eker Şehirleri dinlemek: Yerel karar alma süreçlerinde veri neden önemli?
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Alaska satranç tahtası
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak Simi’nin plajları
    Aydan Bakan
    Aydan Bakan Sevgili küçüğüm
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ne kadar iyi olabilirsin ki!
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Hiçbir yer evin değilse, her yer evin oluyor
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yargının siyaset kıskacı ve Yeni Çözüm Süreci dengeleri
    Yavuz Saltık
    Yavuz Saltık Kültür ve sanat yoksunluğu: Görünmeyen uçurum
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Görünüşün gücü ve hakikatin çürüme ile imtihanı
    Ahmet Ziya Gökalp
    Ahmet Ziya Gökalp Gerçek, Anlatının Gölgesinde Kayboluyor
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Finans Alla Turca
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı