MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

2025 gelirken Alman siyaseti: Şapkadan çıkacak tavşanı beklerken

Ana SayfaDiş Poli̇ti̇ka2025 gelirken Alman siyaseti: Şapkadan çıkacak tavşanı beklerken
2025 gelirken Alman siyaseti: Şapkadan çıkacak tavşanı beklerken
24 Eylül, 2024, Salı 07:30
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Emrah Aslan
Emrah Aslan

Bir erken seçim kararı alınmaması halinde Almanya’da genel seçimler Eylül 2025’te gerçekleşecek. Bu süreçteki kritik soru, Almanya’da siyasi ibrenin sağa kayışının ne düzeyde devam edeceği ve bunun 2025 genel seçimine nasıl yansıyacağı.

Almanya’da özellikle son iki yıldır siyasetin giderek sağa kayışını daha açık halde görebiliyoruz. Anketlerde aşırı sağcı AfD’nin yükselişiyle başlayan ve en son iki Doğu Almanya eyaletinde bu partinin büyük başarısıyla zirveye tırmanan aşırı sağın ivme kazanma hali, Brandenburg eyaletindeki seçimle devam etti. Her ne kadar AfD bu eyaletteki seçimde SPD’nin ardından ikinci olsa da oylarını bir önceki seçime göre 6-7 puan kadar arttırmış görünüyor. Öte yandan güncel anketlere göre Hristiyan Birlik Partileri’nin (CDU/CSU) yüzde 30 – 35 aralığında gidip geldiğini, sol partilerin ve liberal FDP’nin ise kayda değer bir gerileme içerisinde olduğunu da eklememiz gerekiyor.

Bir erken seçim kararı alınmaması halinde Almanya’da genel seçimler Eylül 2025’te gerçekleşecek. Bu süreçteki kritik soru, Almanya’da siyasi ibrenin sağa kayışının ne düzeyde devam edeceği ve bunun 2025 genel seçimine nasıl yansıyacağı.

Hükümetin gerçekleştirdiği icraatları etkili bir üslupla aktarmaktan uzak, kitle iletişimi zayıf bir siyasetçi olan Scholz, 2025’te de SPD’nin başbakan adayı olmak istediğini gizlemiyor. SPD’yi anketlerde gerileten bir faktör de, Scholz’un dibe vurmuş kamuoyu desteğine rağmen 2025’e ilişkin bir iddia taşımaya devam etmesi.

SOSYAL DEMOKRATLARIN ATALETİ: SCHOLZ ETKİSİ

Almanya’da 2021 genel seçimlerini kazanan SPD, seçimlerden sonraki birkaç ay boyunca anketlerde ilk sırada yer almaya devam etmiş ve toplumsal desteğini korumayı başarmıştı. Bununla birlikte Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının yarattığı ekonomik dalgalanma, muğlak kalmaya devam eden sığınmacı politikaları ve hükümet ortakları arasındaki derin anlaşmazlık görüntüsü, ilerleyen süreçte SPD’nin hanesine adım adım eksi puan olarak yansımaya başladı. Nitekim bugün geldiğimiz noktada SPD’nin halk nezdindeki desteğinin %15-16 düzeylerine gerilediğini, partinin yakın zamandaki olası bir genel seçimde ancak üçüncü olabileceğini görmek mümkün.

Bir başka kritik noktaysa, Başbakan Olaf Scholz’un ketum ve düşük profilli bir siyasetçi olması. Bu durum, şüphesiz SPD’ye ve esasen son 3 yılda pek çok reformu hayata geçirebilmiş üçlü koalisyona epey kaybettiriyor. Hükümetin gerçekleştirdiği icraatları etkili ve ikna edici bir üslupla aktarmaktan uzak, kitle iletişimi zayıf bir siyasetçi olan Scholz, 2025’te de SPD’nin başbakan adayı olmak istediğini gizlemiyor. SPD’yi anketlerde gerileten bir faktör de, Scholz’un dibe vurmuş popülaritesine ve azalmış kamuoyu desteğine rağmen 2025’e ilişkin bir iddia taşımaya devam etmesi.

Yeşiller ile koalisyona yanaşmayacağını şimdiden dillendiren, FDP’nin iyiden iyiye dibe vurması nedeniyle (kimi anketlerde %5’in altına düştüler) merkez sağ koalisyon hayalleri suya düşen Hristiyan Birlik Partileri için SPD ile büyük koalisyon denklemini hayata geçirmekten başka bir seçenek kalmıyor.

HRİSTİYAN DEMOKRATLARIN ÇARESİZLİĞİ

Friedrich Merz’in genel başkan seçilmesiyle ulusal politikalardaki duruşu kayda değer şekilde sağa kayan CDU’nun, kardeş partisi CSU ile arada kaldığı zor denklemse SPD’den epey farklı. Geçtiğimiz günlerde CDU lideri Merz’i birlik partilerinin ortak başbakan adayı olarak ilan eden CDU/CSU, bir yandan anketlerde istikrarlı bir şekilde yükselişini sürdürürken ve %35’i zorlarken, öte yandan matematiksel olarak tek başına iktidar olmaktan ya da FDP ile merkez sağ bir koalisyon oluşturabilmekten epey uzakta yer alıyor. Anketlere bakılırsa, CDU/CSU’nun hükümeti kurabilmek adına günün sonunda kapısını çalacağı parti, yine SPD olacak. Yeşiller ile koalisyona yanaşmayacağını şimdiden dillendiren, FDP’nin iyiden iyiye dibe vurması nedeniyle (kimi anketlerde %5’in altına düştüler) merkez sağ koalisyon hayalleri suya düşen Hristiyan Birlik Partileri için SPD ile büyük koalisyon denklemini hayata geçirmekten başka bir seçenek kalmıyor. Buna matematiğin siyaseti zorlayıcı gücü dersek, sanırım yanılmış olmayız.

SPD’nin büyük ortak olduğu son üç yıllık icraat dönemini sert şekilde eleştiren CDU lideri Merz, pragmatik bir manevrayla SPD ile masaya oturmayı ve spesifik tavizler vermeyi bilecektir diye düşünüyorum. SPD’nin varlığı, Merz etkisiyle sağa kayan CDU’yu merkezde tutmaya yarayabilir ve bu da Almanya için iyi bir denge oluşturacaktır. Bu denklemin en kırılgan yani ise, 2005 – 2021 arası dönemde 12 yıl boyunca büyük koalisyon (CDU/CSU – SPD) tarafından yönetilen Almanya’nın yine büyük koalisyon döngüsüne girmesi ve bunun da toplumda “Tüm merkez partiler aynı” algısını güçlendirme riskini taşıması. Öte yandan matematiksel nedenlerle başka bir koalisyon denkleminin pek mümkün görünmemesi, siyasi aktörleri böyle bir tercihe zorlayacak gibi duruyor. Bu döngüden farklı bir denklem çıkması için, Eylül 2025’e geldiğimizde seçmen tercihlerinde kayda değer değişimler yaşanmasıyla mümkün.

Önümüzdeki yılın sonlarına doğru, şayet büyük bir siyasi dalgalanma yaşanmazsa ve anketlerdeki eğilim sürerse, SPD ile Hristiyan Birlik Partileri’nin koalisyon masasına oturacağı çok net. SPD oylarını ne kadar yukarıya doğru taşıyabilirse, bu masaya o kadar güçlü oturacaktır.

SPD ŞAPKADAN TAVŞAN ÇIKARABİLİR Mİ?

Açıkça ifade etmek gerekirse geminin dümeninde Scholz varken SPD’den bir mucize yaratmasını beklemek gerçekçi değil. SPD için bu açmazdan çıkmanın en kestirme ve gerçekçi yolu ise, Savunma Bakanı Boris Pistorius’un partinin başbakan adayı olarak ilan edilmesi. Uzunca bir süredir anketlerde en popüler siyasetçi olarak görülen, “Başbakan olarak hangi ismi görmek istersiniz?” içerikli anketlerde %30’u bulan oranlarla ilk sırada yer alan Pistorius[1], kişi bazında CDU lideri Merz’den çok daha popüler bir isim. Nitekim Merz’in böyle bir anketteki popülaritesi sadece %19’da kalıyor. Pistorius’un SPD’nin başbakan adayı olarak gireceği bir seçimde SPD’nin ivme kazanacağını ve seçim sonrasındaki koalisyon görüşmelerine çok daha güçlü şekilde gireceğini tahmin etmek güç değil. Scholz’un aksine iletişimi güçlü, realist yaklaşımlarıyla merkez ve merkez sağ seçmene de dokunabilen, çözüm odaklı yaklaşımlarıyla bilinen Pistorius’un SPD’ye ivme kazandıracağı çok açık.

Geçtiğimiz pazar günü gerçekleşen Brandenburg eyalet seçiminde SPD’nin ilk sırada yer alması ve anketlerde uzunca süredir başa baş gittiği AfD’ye birinciliği kaptırmaması, Olaf Scholz için kısa ve geçici bir rahatlama sağlayacaktır. Öte yandan Brandenburg “zaferinin” hiçbir kronik meseleyi çözmediğini, genel seçimlerin adım adım yaklaştığını ve SPD’nin kan kaybetmeye devam ettiğini görmek için kahin olmaya gerek yok.

Önümüzdeki yılın sonlarına doğru, şayet büyük bir siyasi dalgalanma yaşanmazsa ve anketlerdeki eğilim sürerse, SPD ile Hristiyan Birlik Partileri’nin koalisyon masasına oturacağı çok net. SPD oylarını ne kadar yukarıya doğru taşıyabilirse, bu masaya o kadar güçlü oturacaktır. Önümüzdeki haftalar, SPD’nin muhtemel tercihlerini spesifik olarak görebilmemizi sağlayacak. SPD’nin yapacağı yanlış tercihler, sağa kaymaya devam eden ülkedeki bu gidişatı daha da kötüleştirmekten başka bir işe yaramayacak. Umalım ki SPD liderliği de bu gerçeğin farkında olsun.

---

[1]https://www.tagesspiegel.de/politik/grosste-zustimmung-in-umfrage-fur-pistorius-nicht-mal-ein-funftel-halt-merz-fur-geeigneten-kanzlerkandidaten-12391349.html

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Emrah Aslan
    Emrah Aslan

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
    Buse Ayazma
    Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
    Mesut Balcan
    Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı