MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

2024: Zamanın yeni oku

Ana SayfaYorum2024: Zamanın yeni oku
2024: Zamanın yeni oku

2024: Zamanın yeni oku

01 Ocak, 2024, Pazartesi 05:15
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Zaman ve Gerçeklik indirgenemez biçimde birbirine bağlı ise zamanın oku yaydan çıktığında gerçekliğin kendisi de değişiyor sayılmaz. Sadece, zamanın oku, tamamen arkada bıraktığımızı sandığımız varoluş hâllerimizi, meselelerimizi her türlü ihtimalin açık olduğu bir akışa taşır. Bu bakımdan 2023’ün bitip 2024’ün başlaması, bambaşka bir zaman dilimine geçtiğimizi değil, belki de aynı kalacak, değişmeyecek bir akış içinde olduğumuzu hatırlatan sembolden ibaret görülebilir.2024’e girdiğimizin ilk günlerinde muhtemelen çoğumuz alışkanlıkla birçok resmî/resmî olmayan iletişim metnine “2023” diye tarih atacağız. İlk bakışta “alışkanlık” sonucu gibi görünen bu durum, aslında, bilinç-dışında zamanın sürekliliğinin âni bir kesintisi değil midir? Zamanın sürekliliği, esasında, algı dünyamıza dâhil değildir: 2023 “bitince”, 2024 “yeni”, “bambaşka” bir zaman dilimine geçiş olarak algılanır.Oysa 2024, zamanın akış yönünü gösteren bir oktur. Rus fizikçi ve kimyager İlya Prigogine (1917-2003)’den öğrendiğimize göre; “zaman oku” Termodinamiğin 2. Yasası olarak, bir sistemin düzensizliğinin rastgeleliğinin ölçüsü sayılan entropi’nin en önemli unsurudur (Prigogine, Kesinliliklerin Sonu, “Zaman Varoluştan Önce mi?” bölümü, 2004, İzdüşüm Yayınları). Bunun anlamı, zamanın bir akış içinde vukû bulan sürekliliği ve bu süreklilik içinde rastgeleliği de içeren bir düzensizliğin, geçmişten (2023’ten diyelim burada) çok farklı olayları ortaya çıkarabileceğidir. Geçmişten farklı olaylara maruz kalmamız, ânın geçmişten başkalılığının zamanın kesintiliği şeklinde algılanmasına yol açmaktadır. Biraz daha somutlaştıralım.Yukarıda bahsedilen söz konusu algı, yeni yılı (2024) adeta sihirli hâle getiriyor: Her türlü sosyal problemin çözülme beklentisine dair bir umudu oluşturuyor. Oysa, gerçekte olan, aşamadığımız bir eksikliğimizle ilgili: Sorunlarımızı erteleme, zamanın sabrı içinde eritme hayâlciliğine terk etme alışkanlığımız! Bu açıdan, 2024 daha önceki yıllarda olduğu gibi, umutla karşılanacaktır, hâliyle. Bu ise, zamanın kesintili episodlardan oluştuğuna dair bir algıya ilaveten düz çizgisel, yani düzensizliğin ve rastgeleliğin olmayacağı bir ilerleme anlayışına dair müzmin bir iyimserliğe karşılık gelmesidir.
Bu yüzden, günümüz dünya konjonktürü her türlü anlam ve değer arasında geniş, geçişken sınırlar içinde her şeyi mubah ve fasılasız ânlar silsilesi içinde yaşamayı mûteber kıldığı için; herhangi bir değerin düşüncenin, düzenin yerine zamanın kendisini sembol hâline getirmiş bulunuyor. Bunun, Milenyumun başlangıcı olan 2000 yılı için kutsiyet atfedip, zamanı “illüzyona” dönüştüren ritüeller şeklinde yapılmış olduğu hatırlardadır.
ZAMANA VE GERÇEKLİĞE DAİRKültürümüzün birbiriyle gerilim teşkil eden iki boyutu var. Birincisi, gündelik sosyal meselelerin dışına çıkamayacak kadar dar bir özelliği içeriyor. Bu özellik, bütün dikkatimizi oldukça basit meselelere yoğunlaştırmamızı sağlıyor. İkincisi, gündelik hayatı, şimdiyi ihmal eden, hemen her şeyi geleceğe endekslemiş bir beklentiler sarmalı içinde olmakla ilgili. Bu yüzden, örneğin ekonomide olsun, siyasette olsun; anlık, küçük bir gayretle düzeltilebilecek, belki daha büyük problemlere yol açmayacak hususları ıskalarız, ama her şeyin beklediğimiz ideal (?) bir düzen kurulunca hâl olacağına inanırız (söz konusu ettiğim gerilimin adı/tanımı konjonktürel olarak değişebilir, o başka…) Bu yüzden, günümüz dünya konjonktürü her türlü anlam ve değer arasında geniş, geçişken sınırlar içinde her şeyi mubah ve fasılasız ânlar silsilesi içinde yaşamayı mûteber kıldığı için; herhangi bir değerin düşüncenin, düzenin yerine zamanın kendisini sembol hâline getirmiş bulunuyor. Bunun, Milenyumun başlangıcı olan 2000 yılı için kutsiyet atfedip, zamanı “illüzyona” dönüştüren ritüeller şeklinde yapılmış olduğu hatırlardadır.Bu doğrultuda, J. L. Borges’in söz konusu zamanı illüzyona dönüştürme  “doktrinlerine” karşı vardığı sonucu (Prigogine’in belirttiğim aynı kitabından [s. 213] yaptığı) alıntıyı buraya aktarmak uygun olacaktır: “(…) [Z)amanın sürekliliğini yadsımak, kendini yadsımak, astronomik evreni yadsımak, görünürdeki umutsuzluk ve gizli avuntuya bağlıdır… Zaman beni meydana getiren maddedir, Zaman beni kendisiyle birlikte götüren ırmaktır, ama ben ırmağım; beni yok eden kaplandır, ama kaplan benim; beni yakıp kül eden bir ateştir, ama ateş benim. Dünya, ne yazık ki gerçektir. Ve ben ne yazık ki Borges’im”.Bu bağlamda, Prigogine’nin de vurguladığı gibi, Zaman ve Gerçeklik indirgenemez biçimde birbirine bağlı ise zamanın oku yaydan çıktığında gerçekliğin kendisi de değişiyor sayılmaz. Sadece, zamanın oku, tamamen arkada bıraktığımızı sandığımız varoluş hâllerimizi, meselelerimizi her türlü ihtimalin açık olduğu bir akışa taşır. Bu bakımdan 2023’ün bitip 2024’ün başlaması, bambaşka bir zaman dilimine geçtiğimizi değil, belki de aynı kalacak, değişmeyecek bir akış içinde olduğumuzu hatırlatan sembolden ibaret görülebilir.
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hasan Bülent Kahraman
    Hasan Bülent Kahraman 27 Mayıs 1960 Darbesine Yeni Bakışlar (1)
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Erdoğan’ın uğradığı en büyük hezimet
    Adnan Ekinci
    Adnan Ekinci Anayasa Günlüğü - İlk Gün
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Ey CHP: Titre ve Kendine Dön
    Tuğba Muslu
    Tuğba Muslu Düşünmeyen nesiller projesi
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beyaz Saray’da aşk başkadır!
    Osman Erden
    Osman Erden “Führer’e İtaat”
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı