MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

1920 ABD’sinden bugünün Türkiye’sine değişmeyenler

Ana SayfaKöşe Yazilari1920 ABD’sinden bugünün Türkiye’sine değişmeyenler
1920 ABD’sinden bugünün Türkiye’sine değişmeyenler

1920 ABD’sinden bugünün Türkiye’sine değişmeyenler

11 Haziran, 2024, Salı 04:35
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
ABD Alkol Yasağı, dünyaya tüketim politikalarının, özellikle fiyat esnekliğine sahip olmayan, yani fiyat değişikliği ile talep arasındaki ilişkinin değişken olmadığı ürünlerde, nasıl beklenmedik ve istenmeyen sonuçlar doğurabileceğini göstermiştir. Alkol Yasağı dönemininin amacı alkol tüketimini kontrol altına almak iken ortaya çıkan sonuç, devlet tarafından merdiven altına yönlendirilen talebin yasa dışı aktörler tarafından karşılanması olmuştur. Türkiye’de de alkol politikaları özelinde benzer bir politika anlayışıyla karşı karşıyayız.Masa başında üretilen tüketim politikalarının gündelik hayata yansımasıyla ortaya çıkan “istenmeyen sonuçlar” kavramının modern dünya tarihindeki en çarpıcı örneği şüphesiz 1920’lerde Amerika Birleşik Devletleri’nde uygulanan Ulusal Alkol Yasağı’dır (Prohibition). ABD Alkol Yasağı, dünyaya tüketim politikalarının, özellikle fiyat esnekliğine sahip olmayan, yani fiyat değişikliği ile talep arasındaki ilişkinin değişken olmadığı ürünlerde, nasıl beklenmedik ve istenmeyen sonuçlar doğurabileceğini göstermiştir.Alkol Yasağı dönemininin amacı alkol tüketimini kontrol altına almak iken ortaya çıkan sonuç, devlet tarafından merdiven altına yönlendirilen talebin yasa dışı aktörler tarafından karşılanması olmuştur.Bu dönemde kayıt dışı alkol üretim ve satışının patlaması ve yeraltı içki dükkanları (speakeasies) hızla çoğalması, sözüne ettiğimiz ilişkinin en çarpıcı verisidir.Kısacası ABD Alkol Yasağı dönemi, modern devletlere tüketim politikalarına dair çok önemli bir ders olmuştur: Tek başına yasaklayıcı veya kısıtlayıcı önlemler yalnızca politikaların istenen sonuçlara ulaşmasını başarısız kılmakla kalmayıp istenmeyen sonuçları da beraberinde getirmektedir.Türkiye’de de alkol politikaları özelinde benzer bir politika anlayışıyla karşı karşıyayız. Ortaya çıkan manzara ise, ABD Alkol Yasağı döneminden alınması gereken derslerin alınmadığı yönünde.Evet, Türkiye’de alkollü içki tüketimine yönelik politika en azından kağıt üzerinde yasakçı değil. Ancak özellikle ekonomik yöntemlerle ve en önemlisi vergilendirmeyle, pratik bir yasak test ediliyor gibi.Nitekim bugün Türkiye’de alkollü içki vergilerinin erişim engeli boyutuna ulaştığı neredeyse kesin. Ancak bunu politikanın kendisine değil, sonuçlarına bakarak anlayabiliriz.Örneğin dünyada Türkiye kadar olmasa da alkollü içkilere fahiş vergi uygulayan çeşitli devletler var, aralarında Norveç gibi gelişmiş sayılabilecek ülkelerle birlikte.Dolayısıyla Türkiye’de alkollü içki politikalarına dair bir şeylerin yanlış gittiğine dair elimizdeki tek veri fahiş vergi yükü olmamalı.
Türkiye için dikkate alınması gereken en önemli istenmeyen sonuç ise kaçak içki fenomeni. Türkiye’de kaçak/sahte içki, artık neredeyse bir norm olmuş durumda. Kaçakçılığa yönelik talebin artışı tamamiyle niteliksel olarak ABD Alkol Yasağı ile parallelik ihtiva ediyor. Yasal içkiye olan erişim belki hukukî olarak değil ama, ekonomik olarak kısıtlandığında talep ortadan kalkmıyor, talebe karşılık verecek aktörler, gittikçe yasa dışı bir çerçeveye itiliyor.

EN ÖNEMLİ İSTENMEYEN SONUÇ KAÇAK İÇKİ FENOMENİ

Önemli olan, ABD Alkol Yasağı’nda olduğu gibi, istenmeyen sonuçları mercek altına alabilmek.Türkiye için dikkate alınması gereken en önemli istenmeyen sonuç ise kaçak içki fenomeni. Türkiye’de kaçak/sahte içki, artık neredeyse bir norm olmuş durumda. Kaçakçılığa yönelik talebin artışı tamamıyle niteliksel olarak ABD Alkol Yasağı ile paralellik ihtiva ediyor.Yasal içkiye olan erişim belki hukukî olarak değil ama, ekonomik olarak kısıtlandığında talep ortadan kalkmıyor, talebe karşılık verecek aktörler, gittikçe yasa dışı bir çerçeveye itiliyor.Tıpkı 1920’lerin ABD’sinde olduğu gibi.Sonuç olarak Türkiye’de gözden kaçırılan korkunç büyüklükte bir kaçakçılık karaborsası ortaya çıkıyor.Bu karaborsanın yalnızca varlığını tespit etmek dahi çok önemli.Nitekim geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğüne bu fenomenin aydınlatılması için bir yazılı sonu önergesi sundu.Önergeye yanıt veren Emniyet Genel Müdürlüğü, Türkiye’de son 10 yılda yaklaşık 11 milyon 968 bin 653 litre kaçak/sahte içki ele geçirildiğini ifade etti.Bu rakamın tek başına bir sonuç ifade etmesi oldukça güç olsa da, devlet yetkililerince Türkiye’de bir kaçak/sahte içki salgını olduğu gerçeğini kabul etmeleri son derece önemli.Ancak önemli bazı noktalar hala aydınlatılmayı bekliyor.Örneğin her ne kadar hukukî olarak aynı yasadışı statüsünde olsalar da, kaçak içki ile sahte içki arasında pratik bir ayırım yapılması gerekiyor.Kanımca kaçak içki, bandrolsüz alkollü içkiyi işaret etmeli ve vergi kaçağı olarak adlandırılmalı.Sahte içki ise, metil alkol ihtiva eden, dolayışıyla bireysel ve toplumsal sağlığa yönelik ölümcül bir tehdit ihtiva eden ürünleri ifade etmeli.
Türkiye’de vatandaşlar, sahte içkiye bağlı zehirlenme nedeniyle hayatını kaybediyor. Tıpkı 1920’lerin ABD’sinde olduğu gibi. Vatandaş, markete girip bandrollü güvenli alkollü içki satın alamadığı için merdiven altı alternatiflere yöneliyor ve bu ekonomik alternatif vatandaşın canına mâlolabiliyor.

SAHTE İÇKİ ZEHİRLENMEYE BAĞLI CAN KAYBINA YOL AÇIYOR

Burada da henüz yeterince üstüne parmak basılmayan bir diğer fenomen karşımıza çıkıyor: Sahte içkiye bağlı ölümler.Türkiye’de vatandaşlar, sahte içkiye bağlı zehirlenme nedeniyle hayatını kaybediyor.Tıpkı 1920’lerin ABD’sinde olduğu gibi.Vatandaş, markete girip bandrollü güvenli alkollü içki satın alamadığı için merdiven altı alternatiflere yöneliyor ve bu ekonomik alternatif vatandaşın canına mâlolabiliyor.Dolayısıyla kabul edilmesi gereken bazı gerçekler var;1- Türkiye’de alkollü içkilerden tahsil edilen vergiler, erişilebilirlik boyutunu aşmış durumda.2- Alkollü içkiler fiyat esnekliğine sahip olmayan ürünler olduğu için bu fiyat artışı talepte bir azalma yaratmıyor.3- Oluşan talebe karşı ekonomik alternatif karaborsa tarafından arz ediliyor.4- Karaborsa, vatandaşın canına, devletin ise kamu gelirlerine kast ediyor.Bu gerçeklerin kabul edilmesiyle Türkiye hem halk sağlığı hem de kamu maliyesi bakımından önemli bir eşik atlayacaktır.
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Siyasal dönüşüm ve muhalefet
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP’nin CHP’lilerle sınavı
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Savaşın gölgesinde: Madenler, hafıza ve satranç
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Yenilikçi Sınıf Projesi: Vizyoner bir başlangıç mı, ileriye taşınması gereken bir deneme mi?
    Özgür Çoban
    Özgür Çoban Aşırı sağın gölgesinde Alman yargısı 
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Duvarların ardına saklanan siyaset
    Emir Berke Yaşar
    Emir Berke Yaşar İthal bir şey: Homofobi
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Toplumun dışına düşenler, buraya!
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Geliyor gelmekte olan 
    Onur Saatlı
    Onur Saatlı Aşırı değerli TL, yüksek enflasyon ve Türkiye Turizmi: Ekonomi politikalarının sektörel etkiler
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Görünmez olmak: Hiçleşmek mi, hükmetmek mi?
    Gökhan Bozkurt
    Gökhan Bozkurt David Hume ve Epikuros Türkiye Futbol Ligi’ni izleseydi…
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı