MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Yeni çözüm Süreci için üç parti imkânsızı başarabilmeli

ANA SAYFASİYASETYeni çözüm Süreci için üç parti imkânsızı başarabilmeli
Yeni çözüm Süreci için üç parti imkânsızı başarabilmeli

Bugün gelinen aşamada CHP’li belediyelere yönelik operasyonların süreçle bağlantılı olduğu yönünde toplumda yaygın bir kanaat oluşmuş durumda. Bu durum, yeni çözüm süreci açısından alarm verici bir nitelik taşıyor.

19 Ağustos, 2025, Salı 04:28
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz

Komisyonun ilk toplantısında isim ve işleyiş konularında oybirliğiyle karar alınması, ortak duyarlılığa iyi bir örnek teşkil etti. Benzer bir yaklaşımın süreci riske atan dil ve politikalara karşı da sergilenmesi elzemdir. CHP, DEM Parti ve MHP’nin yaklaşımlarının ortaklaşması, sürece araçsal yaklaşan iktidar partisinden daha mümkün görünmektedir.

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarının kaderini, AK Parti, MHP, CHP ve DEM Parti’nin konuya yaklaşım performansları ile yeni çözüm sürecine toplumsal desteğin artış hızı belirleyecek.
Komisyonda yer alan diğer partilerin de sürece etkileri olsa da siyasal misyonları ve toplumsal güçleri nedeniyle esas sorumluluk bu dört partiye düşmektedir.

Bu partilerin yaklaşımları doğal olarak farklıdır: AK Parti sürece Suriye/Rojava politikaları ve kendi iktidarının ihtiyaçları çerçevesinde bakarken; MHP “milli birlik ve kardeşlik” vurgusu üzerinden hareket ediyor. CHP rejim değişikliği ya da demokrasi odağında bir yaklaşım sergilerken; DEM Parti, Kürt sorununun kalıcı barışı ekseninde konumlanıyor.

Kürt sorununun eşit yurttaşlık ve temel insan hakları ekseninde çözümü ise iki evreye ayrılmış görülüyor. İlk evrede silahlı çatışmanın hukuk ve politika zeminine taşınması, ikinci evrede ise silahsız siyasi çatışmanın müzakere yöntemiyle kalıcı çözüme kavuşturulmasıdır.

Bu sürecin ilerleyebilmesi ve toplumun kaygı ile kutuplaşmalardan arınarak güçlü destek verebilmesi için Türkiye siyasetinin şu an belirleyici dinamikleri olan dört partinin kendi aralarındaki sürece yaklaşım farklılıklarını mümkün olduğu ölçüde azaltmaları ve siyasal ortak paydalarını çoğaltmaları gerekir.

Bugün bu durum birçok kişiye imkânsız görünse de, Türkiye 2024 Ekim sonrası süreçte “imkânsız” denilen birçok gelişmeye tanıklık etti. Özellikle MHP liderinin son 10 ayda attığı adımlar dikkate alındığında, imkânsız olarak nitelenenlerin gerçekleşebildiği görülüyor.
Bu ilerleyiş artık demokratik muhteva kazanarak sürdüğünde, Kürt sorununun demokratik ve adil çözüme ulaşması mümkün olabilir. Kürt sorununun adil çözüm ihtimali güçlenir.

Belediyelere yönelik operasyonların riski

Ancak bugün iktidar partisinin yeni çözüm sürecine mesafeli ve negatif tutumu dikkat çekiyor. Komisyonun özel yetkilerle kurulmasına yönelik direnci aşılamadı. Şimdi yeni çözüm sürecini zora sokan siyasi operasyonlar sürüyor. Üstenci ve hükmeden dil hâlâ terk edilmiş değil. Numan Kurtulmuş’un daha yapıcı tutumuna karşın, AK Partili birçok yetkili çoğu zaman süreci provoke eden söylemler kullanıyor.

Son örneklerden biri de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın PYD yöneticilerine yönelik tehditkâr sözleridir. Bir diğeri ise hafta sonu 9’uncusu gerçekleştirilen Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney ve ekibinin gözaltına alınmasıdır.
19 Mart 2025’te Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan bu tür operasyonlar, siyasi tansiyonu yükseltmesi kaçınılmaz bir gelişmedir.

Ancak gerek Cumhur İttifakı ortağı olarak yeni çözüm sürecinde adeta bir “orkestra şefi” gibi davranan MHP’nin, gerekse Kürt sorununun Meclis’teki meşru muhatabı DEM Parti’nin yükselen itiraz ve uyarılarına kulak asmaması, iktidar partisinin hâlâ yeni çözüm sürecine karşı ikircikli bir pozisyon sürdürdüğünü gösteriyor.

Bugün gelinen aşamada CHP’li belediyelere yönelik operasyonların süreçle bağlantılı olduğu yönünde toplumda yaygın bir kanaat oluşmuş durumda. Bu durum, yeni çözüm süreci açısından alarm verici bir nitelik taşıyor.

Bu nedenle komisyon çalışmasının anlamlı bir hâl alması ve toplumsal karşılık üretmesi için CHP’li belediyelere yönelik siyasi operasyonların durdurulması artık bir zorunluluk halini aldı.

Toplumdaki komisyon ve süreç karşıtlığını frenlemeye siyasi operasyonları durdurmakla başlanmalı. İlk çalışmasına pozitif atmosferle başlayan komisyonun çalışmalarının riske atılması önlenmelidir.

Yeni çözüm sürecinin zemini güçlü inşa edilmelidir. Bu da büyük ölçüde AK Parti’nin tutumunu değiştirmesine yol açabilecek diğer üç partinin ortak tutum alışlarını geliştirebilme kabiliyetlerine ve kapasitelerine kalıyor. Üç partinin yeni çözüm süreci konusunda ortak duyarlılık geliştirme kabiliyetleri, iktidar partisi için mutlaka caydırıcı olacaktır.

Komisyonun ilk toplantısında isim ve işleyiş konularında oybirliğiyle karar alınması, ortak duyarlılığa iyi bir örnek teşkil etti. Benzer bir yaklaşımın süreci riske atan dil ve politikalara karşı da sergilenmesi elzemdir. CHP, DEM Parti ve MHP’nin yaklaşımlarının ortaklaşması, sürece araçsal yaklaşan iktidar partisinden daha mümkün görünmektedir.

 Özellikle Devlet Bahçeli ve yardımcısı Fethi Yıldız’ın siyasi operasyonlara mesafesinin doğru değerlendirilmesi, imkânsız gibi görünenlerin başarılmasına giden yolu açabilir.

Sonuçta, yeni çözüm sürecinin geleceği büyük ölçüde ana muhalefet partisinin süreçte “bir zoru daha başarabilmesine” bağlı görünüyor.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Özgür Öğütcen
    Özgür Öğütcen “Liyakat”: Sahte bir kavram
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yeni çözüm Süreci için üç parti imkânsızı başarabilmeli
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Ekonomik gelişme, demokratikleşme ve Kürt Sorunu
    Emir Berke Yaşar
    Emir Berke Yaşar Manifest düşmanlığı kadın düşmanlığıdır
    Hasan Bülent Kahraman
    Hasan Bülent Kahraman Sol dönüşüm ve kültür
    Akın Özçer
    Akın Özçer Seyfettin Çilesiz’in çilesi
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş İhale kanununun iki, üç maddesi Türkiye’yi bitirdi
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 17 Ağustos’tan alınması gereken hisse
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Program tıkır tıkır Maşallah!
    Cengiz Kapmaz
    Cengiz Kapmaz Rojava süreci bozar mı?
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Büyük Dil Modellerinin Ateşi Çıkarsa
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı “Yeter söz milletindir” sloganı üzerine (2)
    Murat Paker
    Murat Paker Psikoterapi nedir?
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Kamuoyu desteğinin süresi var mıdır?
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy İnan Güney ya da nöbetleşe mağduriyet
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Dezenflasyon masalı, yoksulluk gerçeği
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Sistemin enkazı altında kalan hafızayı kurtarmak
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Siyasette etik omurga
    Deniz Nas
    Deniz Nas Machiavelli'ye göre bir ‘Prens’ hangi özelliklere sahip olmalıdır?
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Üniversite bina değildir, üniversite hümanizimdir!
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı