MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Türkiye’nin enflasyon çıkmazı: Yük kimin omuzunda?

ANA SAYFAEKONOMİTürkiye’nin enflasyon çıkmazı: Yük kimin omuzunda?
Türkiye’nin enflasyon çıkmazı: Yük kimin omuzunda?
05 Ocak, 2025, Pazar 06:48
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu

Enflasyonun yükü sadece emekçinin sırtına bırakılırken, yüksek kâr elde eden sektörlerin ve şirketlerin dokunulmaz kalması kabul edilemez. Gıda, enerji ve temel tüketim mallarında fahiş kârlar elde eden şirketlere ek vergilendirme yapılması artık bir zorunluluk haline geldi.

Türkiye’de ekonomik bir kasırga gibi esen enflasyon ve hayat pahalılığı, milyonlarca insanın omuzlarına ağır bir yük bindiriyor. TÜİK’in Aralık 2024 verilerine göre, yıllık %44,38’lik enflasyon oranı sadece bir istatistik değil, halkın her gün hissettiği sert bir gerçek. Bu gerçek, ekmek almaktan faturaları ödemeye kadar yaşamın her alanına dokunuyor. Ama bu yükü gerçekten kim taşıyor? İşte tam da burada büyük bir adaletsizlik ortaya çıkıyor.

Hayat Pahalılığı: Sessiz Bir Erozyon

Hayat pahalılığı, yalnızca fiyatların artışı değil, aynı zamanda gelirlerin bu artışın gerisinde kalması. Bu sessiz erozyon, satın alma gücünü eriterek, insanların hayat standardını günbegün aşağı çekiyor. Artık aynı parayla daha azını alabiliyoruz. Marketteki etiketler değişiyor, ama cüzdanımızdaki para değişmiyor. Bunun adı, ekonomik kriz değilse nedir?

Çalışanların Omzundaki Baskı: Adalet Nerede?

Yeni yılda asgari ücrete %30, memur ve emekli maaşlarına %11,5 ila %15,75 arasında zam yapılması planlanıyor. Ancak bu zamlar, 21.083 TL’lik açlık sınırı ve 68.675 TL’lik yoksulluk sınırı karşısında bir teselli ödülünden öteye gidemiyor. Ücret artışlarında “beklenen enflasyon” baz alınırken, markette ve pazarda “gerçekleşen enflasyon” halkın karşısına bir duvar gibi çıkıyor. Bu adaletsizlik, sorulması gereken bir soruyu beraberinde getiriyor: Enflasyonla mücadelede neden yalnızca çalışanlar fedakarlık yapıyor?

Aşırı Kâr Edenlerin Vergilenmesi Şart

Enflasyonun yükü sadece emekçinin sırtına bırakılırken, yüksek kâr elde eden sektörlerin ve şirketlerin dokunulmaz kalması kabul edilemez. Gıda, enerji ve temel tüketim mallarında fahiş kârlar elde eden şirketlere ek vergilendirme yapılması artık bir zorunluluk haline geldi. Bu adım, sadece sosyal adaleti sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda kamu kaynaklarını artırarak daha etkili bir enflasyon mücadelesine zemin hazırlar. Halkın alım gücü her geçen gün azalırken, bir avuç insanın servetlerine servet katması ekonomik bir ahlaksızlık değil de nedir?

Türkiye’nin ekonomik sorunları çözüm bekliyor, ama bu çözüm yalnızca emekçilerin fedakarlığıyla sağlanamaz. Hayat pahalılığıyla mücadelede adil bir paylaşım şart. Aşırı kâr edenlerin vergilendirilmesi, stratejik sektörlerde reformlar yapılması ve çalışanlara daha adil ücret artışlarının sağlanması gerekiyor.

Yoksullaşmanın Sosyal Bedeli

Eğitim harcamalarının %91,64 oranında artarak en çok zamlanan harcama grubu olması, gençlerin geleceğini karartıyor. 0-17 yaş grubu her 100 çocuğumuzdan 39’u yoksulluk ve sosyal dışlanma riskini yaşıyor.  Dar gelirli aileler çocuklarını okula gönderemezken, toplumun sosyal dokusu da hızla çözülüyor. İnsanlar artık yalnızca bir sonraki ayın faturalarını düşünmekle meşgul; geleceğe dair umutlarını kaybediyorlar.

Birlikte Omuz Vermenin Zamanı

Türkiye’nin ekonomik sorunları çözüm bekliyor, ama bu çözüm yalnızca emekçilerin fedakarlığıyla sağlanamaz. Hayat pahalılığıyla mücadelede adil bir paylaşım şart. Aşırı kâr edenlerin vergilendirilmesi, stratejik sektörlerde reformlar yapılması ve çalışanlara daha adil ücret artışlarının sağlanması gerekiyor. Enflasyonla mücadele, yalnızca rakamlar ve hedeflerle değil, halkın günlük yaşamına dokunan somut adımlarla mümkün olur.

Bu bir çağrıdır: Herkes taşın altına elini koymalı. Çünkü adalet, yalnızca kelimelerde değil, yaşamın kendisinde olmalıdır. Unutmayalım ki yükü hep aynı omuzlar taşırsa, sonunda o omuzlar çöker. Ve çöken omuzlar, sadece bireylerin değil, bir ülkenin çöküşünü getirebilir.

Türkiye, daha adil bir yük paylaşımı için harekete geçmeli. Çünkü bu yük, yalnızca çalışanların omzuna bırakılamaz.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Enflasyon

Yorumlar

yorum avatar

Gerçekten çıkmaza girmiş ne yapacağını bilmeyen bir ekonomi ile başbaşa bırakın bir halk var Turgay bey bilgili liyakat li ekonomi bakanına ihtiyaç var ülkemizin ülkemizi refaha liyakat li insanlara teslim etmeliyiz

Hakan bucalı

05-01-2025 09:08

Yorum Yazın

Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Disiplinli ailelerin çocukları neden daha başarılı oluyor?
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı Türkiye ekonomisi büyüme verilerinin analizi
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Tianjin Zirvesi: Xi’nin sahne kurgusu ve Erdoğan’ın stratejik hamleleri
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Çayboyu Ahrazlarına Açık Mektup
    Armağan Öztürk & Hasan Karademir
    Armağan Öztürk & Hasan Karademir PKK’nın kendini feshi, toplumsal ve politik dönüşüm
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu İfşa, dayanışma ve içimizdeki çelişkiler: Sosyalist feminist bir tartışma
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP’lilerde bitmeyen ‘küçük iktidar hastalığı’
    Ersin Kalaycıoğlu
    Ersin Kalaycıoğlu La-Ahlaki bireyselliğin yaygın olduğu toplumda siyaset
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz 1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Merkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır!
    Akın Özçer
    Akın Özçer Geri Çağırma Hakkı
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı