MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Medyanın gündem yaratma işlevi ve siyasi kararlar

ANA SAYFAKÖŞE YAZILARIMedyanın gündem yaratma işlevi ve siyasi kararlar
Medyanın gündem yaratma işlevi ve siyasi kararlar

Medyanın gündem yaratma işlevi ve siyasi kararlar

02 Ağustos, 2024, Cuma 04:30
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Eda Çağlayan Ertok
Eda Çağlayan Ertok
yazı içi reklam

İktidarın veya hakim siyasal güçlerin alacağı siyasal kararlara onay yaratılmak isteniyorsa pek çok medya kanalından o konu hakkında yoğun mesajlar oluşturulmaya başlanır. Reklamlar da hakkında belli bir tutum yaratmak istedikleri ürünlerle ilgili önce bir duygu yaratarak ilgi çekmek, mesaj tekrarı neticisinde de satın alma davranışı yaratmak isterler.

Kitle iletişim araçlarının gündem yaratma işlevini daha önceki yazılarımda da ele almıştım. Günümüzde geleneksel kitle iletişim araçlarının yanı sıra, sosyal medya da gündem yaratmada etkindir. 

Medya metinleri, ister görsel, işitsel, ister yazılı ifadelerden, sembollerden oluşsun, izleyenin, o mesajlarla karşılaşanın kullandığı dile, toplumsal veya kişisel yaşam deneyimlerine göre anlamlar yaratmakta ve belli bir tutum davranış değişikliğini ve/veya pekiştirilmesini hedeflemektedir. Yapılandırılan mesajlar, kimi zaman sistematik, kimi zamanda rastgele olarak tutum değişikliği yaratmak üzere dolaşıma sokulur. Medya, metinleri aracılığıyla izleyenin, alımlayanın bir konuda nasıl düşünmesi gerektiğinden çok hangi konu hakkında konuşması ve düşünmesi gerektiğini belirler.

Bir başka deyişle, belli bir konu hakkında, onaylama veya reddetme gibi belli bir tutum geliştirilmesi isteniyorsa, o konuda mesaj sıklığı arttırılarak o konu üzerinde düşünülmesi, o konu hakkındaki mesajlara daha açık olunması sağlanır. İktidarın veya hakim siyasal güçlerin alacağı siyasal kararlara onay yaratılmak isteniyorsa yine pek çok medya kanalından o konu hakkında yoğun mesajlar oluşturulmaya başlanır. Reklamlar da hakkında belli bir tutum yaratmak istedikleri ürünlerle ilgili önce bir duygu yaratarak ilgi çekmek, mesaj tekrarı neticisinde de satın alma davranışı yaratmak isterler. Bazı reklamlar bizi şok ederek hatta korku, dehşet gibi olumsuz duygularımızı harekete geçirerek ilgi çeker ve neticesinde reklamın asıl konusu olan ürünü tüketme isteği yaratma isteği yaratırlar. Korku ve dehşet yaratmada kullandıkları sembolik unsurların asıl ürünle ilgisi yoktur, görevleri sadece onca mesaj arasından sıyrılmak, dikkat çekmektir. 

Konu üzerine alınacak siyasal kararlara rıza yaratmak için öncelikle sokak köpekleri ile ilgili korku ve dehşet yaratacak içerikler yayılmaya başlanarak konu üzerine düşünülmesi sağlanmış, daha sonra konu ile ilgili alınacak siyasi kararlar için zemin hazırlanmıştır. Daha önce ‘sokak hayvanları’ başlığı altında anılan bu konu, daha sonra ‘başıboş sokak köpekleri’ başlığıyla tartışılır olmuştur.

‘SOKAK HAYVANLARI’NDAN ‘BAŞIBOŞ SOKAK KÖPEKLERİ’ BAŞLIĞINA…

Son zamanlarda sokak hayvanları ile ilgili medya içeriklerinin de benzer şekilde çalıştığını düşünüyorum. Konu üzerine alınacak siyasal kararlara rıza yaratmak için öncelikle sokak köpekleri ile ilgili korku ve dehşet yaratacak içerikler yayılmaya başlanarak konu üzerine düşünülmesi sağlanmış, daha sonra konu ile ilgili alınacak siyasi kararlar için zemin hazırlanmıştır. Daha önce ‘sokak hayvanları’ başlığı altında anılan bu konu, daha sonra ‘başıboş sokak köpekleri’ başlığıyla tartışılır olmuştur. Sokak köpeklerinin saldırılarına ilişkin pek çok görüntü hem anaakım medya kanalları hem de sosyal medya hesapları aracılığıyla hızla yayılmaya başladı. Konuyla ilgili olarak kendilerini hayvansever olarak tanıtan bir takım gruplarla, sokakta başıboş köpeklerin yaratacağı sorunları anlatanların karşı karşıya getirildiği yayınlar yapıldı.

Geniş bir izeyici kitlesine böyle bir sorunun tarifi yapılarak, yaşananlarla ilgili siyasi bir kararın gerekli olduğu düşüncesi benimsetildi. Yayınlanan görüntüleri izleyenler, kendi çevrelerinde yaşanan benzer olayları düşünerek bir fikir oluşturmaya başladılar. Konuyla ilgili itlaf etme gibi bir tedbire büyük çoğunluk en azından çekimser yaklaştığı halde, iktidar temsilcilerinin meclisteki sayısı düşünüldüğünde alınacak karar aksi yöndeydi. Medya mesajlarıyla sokakta yaşayan köpeklerin sayısının arttığı ve doğalarında bulundukları alanı koruma içgüdüsüyle saldırgan davranabildikleri vurgulandı. Böylece konuyla ilgili daha önce düşünmeyen vatandaşlar bile düşünüp konuyla ilgili mesajlara yönelmeye ve fikir oluşturmaya başladılar. Halihazırda sokak hayvanları ile veya hayvan hakları ile ilgili sivil toplum kuruluşlarına üye olanlar ise, son zamanlarda yapılan yayınalara ve aktarılan mesajlara görece dirençli kalacak biçimde önceden bir tutum, fikir ve deneyime sahiptiler. Konu hakkında daha önce düşünmeyenlerin kimi fiziksel açıdan zayıf çocuk ve yaşlıları düşünerek iktidarın siyasi kararını destekleyecek yönde tutum geliştirdiler.

Medya mesajlarının siyasi kararlara zemin oluşturmak, vatandaşlarda olumlu tutum ve rıza geliştirilmesi için kullanımının bir örneğini yaşadık. Buradaki en büyük başarı, siyasi kararın konusu, sokakta yaşayan hayvanların, ‘sokak hayvanları’ başlığı ile değil ‘başıboş sokak köpekleri’ başlığı ile anılması sağlanarak, yasa kabul edilmeden önce, daha ifade aracı dilde bir önkabulün yerleştirilmesi olmuştur.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Eda Çağlayan Ertok
    Eda Çağlayan Ertok

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Sema Erder
    Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yanlışta ısrar
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
    Reha Çamuroğlu
    Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy İhtiyaç olan tek şey: Samimi bir görüşme
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
    Herkül Millas
    Herkül Millas Milli açıklamaların yetersizliği
    Deniz Nas
    Deniz Nas Dönüşen CHP, sol popülizm ve Özgür Özel
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Hakimiyet saplantısı, hassasiyet değildir
    Semih Çoban
    Semih Çoban Bir öğle arası: Stephansplatz’da 20 dakika
    Aydan Bakan
    Aydan Bakan Pijamalı balon
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı