MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Ekrem İmamoğlu'ndan Adalet Bakanı'na yanıt: Yargıya değil sana parmak salladım

Ana SayfaGündemEkrem İmamoğlu'ndan Adalet Bakanı'na yanıt: Yargıya değil sana parmak salladım
Ekrem İmamoğlu'ndan Adalet Bakanı'na yanıt: Yargıya değil sana parmak salladım
05 Eylül, 2024, Perşembe 15:01
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un kendisine yönelik "Kimse yargıya parmak sallayamaz" sözlerine yanıt verdi. "Yargıya parmak sallamadım, sana salladım" diyen İmamoğlu, "Siz, sandığa gitmek zorunda kalacaksınız. Ve o gittiğimiz gün de Yargıtay daha kararını veremeden, ülkenin başından gideceksiniz. Bu millet de sizden kurtulacak" ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki KİPTAŞ, geçmiş yönetim tarafından, Başakşehir’de sosyal donatı alanı olarak kullandırılması gerekirken bir vakfa tahsis edilerek, kullanım amacı ve iznine aykırı olarak özel eğitim kurumu şeklinde hizmet veren alanın hukuk mücadelesini kazandı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yaklaşık 4 yıl süren hukuk mücadelesinin ardından kurmaylarıyla birlikte incelemelerde bulundu.

Bilgilendirme ve alan incelemesinden sonra kameraların karşısına geçen İmamoğlu, “Bugün; bir iki haftadır, bugün-yarın hukuki süreçlerini takip ettiğimiz bir yere geldik. Başakşehir'deyiz. Uzun yıllardır, geçmişte, hani ‘ne istediniz de vermedik’ diye tarifledikleri anlayışlara ya da kurumlardan birine verilen bu alan, daha sonra bir şekilde, bizim aklımızın mantığımızın almayacağı ya da ‘böyle bir şey de yapılır mı’ diye düşünemeyeceğimiz bir biçimde, hülle gibi, muhtelif yerlerde de harekete geçirdikleri, ‘bu kurum lekeli, başka bir kuruma aktaralım ve orada işlerimizi yürütelim’ anlayışıyla süreçler yapılmış" ifadelerini kullandı.

İmamoğlu, şöyle devam etti: "20 bin metrekare arsa büyüklüğü olan, 10 bin metrekarenin üzerinde yaklaşık eğitim alanlarının bulunduğu, bugün 1 metrekaresi artık 30-40 bin liraları bulduğunu düşündüğümüzde, yani bunun neredeyse 300 yüz, 400 yüz milyon sadece yapım imalatı ya da maliyeti olduğu, altında arsasını kattığınızda, çünkü peşkeş çekiliyor. Doğru dürüst bir kirası yok. Hatta neredeyse kirasız veriliyor ve bunlar, iştiraklerin üzerinden yapılıyor bütün bu iş.”

"İSİMLER DEĞİŞMİŞ OLABİLİR AMA ANLAYIŞ AYNI"

İmamoğlu, açıklamanın ardından, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı.

"15 Temmuz'dan önce burası hangi gruba aitti? 15 Temmuz'dan sonra kime verildi?" sorusuna İmamoğlu, şu yanıtı verdi:

“Ben, kurum isimlerini vermeyi çok tercih etmiyorum. Hele hele bazı, bu ülkeye çok derin zararlar vermiş, kurum veya kişilerin isimlerini tekrar etmeyi, bir reklam yapmak gibi görürüm. Bu memlekette dediğimizin ne anlama geldiğini, herkes zaten biliyor. Ama şunu söyleyebilrim: Bence dün ile bugünün farkı yok. Dünkü kurumlarla bugünkü kurumların ismi değişmiş olabilir ama anlayış aynı. Ve ne yazık ki, bugünkü iktidara en yakın, hatta akrabalık ilişkisi olan insanların bu tür kurumları devralarak, hizmetlerine -sözüm ona hizmetlerine- çıkarları uğruna devam ettiklerini de tespit ediyoruz. Zaten bunlar deşifre durumda. Hukuken baktığınızda, yaptığımız iş ve işlemlerle nereye dava açtığımıza baktığınızda, nasıl bir tarafa peşkeş çekilip, hadi bakalım bir gecede her şey değişti, başka bir grup bulup oranın üzerine bunları aktarmalarını hep beraber görüyorsunuz zaten. Onun için isim vermeyi çok da anlamlı bulmuyorum.”

BAKAN TUNÇ'A YANIT

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un kendisine yönelik "Makamı ne olursa olsun kimse görülmekte olan bir davaya yönelik tehdit içeren söz söyleyerek yargıyı tehdit edemez. Kimse yargıya parmak sallayamaz" sözlerine yanıt veren İmamoğlu, şunları kaydetti:

“Lisede çok gürültü yapan arkadaşlar olarak, en arka sırada otururduk. Öğretmen de kızarak bize, ‘Siz arkadakiler’ derdi. Biz, döner duvara bakardık. Şimdi arkadaşımız da siniyor, lafı başkasına aktarmaya çalışıyor. Ben direkt kendine söyledim, yargıya falan değil. O ve onun gibi, bugünkü iktidarın mensuplarına söyledim. Bu işi nasıl etkiledikleri, nasıl baskı altında tuttuklarına dair. Direkt kendine. Onun için sinip ‘yargı’ demesin. Sonuçta, cümlenin sonrasında da dedim; ‘En erken yapılacak seçimde, o seçimde Yargıtay süresini bile dolduramayacaklar. Bu millet, öyle bir sert cevap verecek ki onlara ve o ilk seçimde de biz milletçe, bu ahmakça davada eğer bu baskıya devam ederlerse -onun için ‘hodri meydan’ dedim- ceza vermeye kalkarlarsa, Yargıtay'daki süreci göremeden sandıkta -sandığın anlamı nedir?- gereken cevabı alacaklar ve gidecekler’ dedim. Bu kadar basit cevabı algılayamayan bir insan, Adalet Bakanlığı yapma konusunda, kendini bir gözden geçirsin.”

“Bir. İkincisi; bakın ben size bir hatırlatma daha yapayım. Bunlar hep unutuluyor. Bana hakaret eden bakan, ben ona cevap verdikten sonra, hakkımda suç duyurusunda bulunuyor. Ve o dava, hala mahkemede duruyor. Niye? Çünkü istinaftaki sonucu bekliyor. Yazı yazıyor, ‘Hadi karar verin de ben de ona göre karar vereyim.’ Ne için? Bakan diyor ki, ‘Bana dedi.’ Şimdi istinaftaki bekleyen kararı bekliyor öbür mahkeme. Diyor ki, ‘Siz de diyorsunuz ki, bunu illa YSK üyelerine dedi diye iddia ediyorsunuz. Bir karar verin de bakanın açtığı davayı yürürlüğe koyayım!’ Yani istinaf lehimize karar verirse, benim bir de bakana lafını iade ettiğim için, bana açtığı davadan bir de bakanla hesaplaşacağız. Zaten bıraksınlar hesaplaşalım. Ben dava açmışım, ‘Bakan bana ahmak dedi’ diye. O davayı da ‘Ben bakan yargılayamam, dokunulmazlığı var’ diye mahkeme ta o zaman hükümsüz bırakmış. Şimdi bu mahkemeyi konuşmak bile, insanın içini burkuyor. Yani yargı adına içini burkuyor. Ben, yargıya parmak sallamadım, sana salladım. Senin gibi yargıyı etkileyen, yargıyı arka planda zorda bırakan, baskı altında tutan hükümetin mensuplarını parmak salladım. O parmak, benim parmağım değil; milletin parmağı. Dedim ki, ‘Onun da yeri sandık. Siz, sandığa gitmek zorunda kalacaksınız. Ve o gittiğimiz gün de Yargıtay daha kararını veremeden, ülkenin başından gideceksiniz. Bu millet de sizden kurtulacak.’ Daha özeti olabilir mi bu işin? Bu kadar net.”

  • Yılmaz Tunç'tan İmamoğlu'na: Kimse yargıya parmak sallayamaz Yılmaz Tunç'tan İmamoğlu'na: Kimse yargıya parmak sallayamaz
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Ekrem İmamoğluAdalet Bakanı Yılmaz Tunç

Yorum Yazın

Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Paker
    Murat Paker Matematiğin kümeler teorisinden psikolojinin kimlik teorisine: Türkler, Kürtler, Türkiyeliler
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Demokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Terörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Çözüm komisyonu: Barış makyajı mı, siyasi tuzak mı?
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar İktidarın oyunu, CHP’nin açmazı
    Bumin Yağız Avcı
    Bumin Yağız Avcı Zamanın Ruhu: Neoliberalizmin tahakkümü, ideolojik boşluk ve sınıf bilincinin çözülmesi 
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Meslek liseleri tartışmaları (1)
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Sahte diplomalar ve Koçi Bey
    Mehmet Fatih Ceylan
    Mehmet Fatih Ceylan Bitmeyen veya bitirilmeyen çile: Ortadoğu
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Türkiye’de Yargı sorunu geçmişten günümüze süregelen bir kriz
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Vedat Dalokay’dan Ders Almak
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Trump da Trump!
    Mehmet Şafak Sarı
    Mehmet Şafak Sarı Yapay zeka "silahlanma yarışı"
    M. Coşkun Cangöz
    M. Coşkun Cangöz Aslında vergiyi kim ödüyor?
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Doların saltanatı sarsılıyor: Yeni para düzeninde taht kimin olacak?
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal CHP’nin Komisyon Çıkmazı
    Fatih Öztürk
    Fatih Öztürk Türkiye Cumhuriyeti demokrasisini kurtarmak (2)
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Belle’nin ölümünü Türkiye’den izlemek 
    Cengiz Kapmaz
    Cengiz Kapmaz 'Çözüm Süreci'nde CHP neden kolay hedef?
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak Kos’un öteki yüzü
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı