MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Ekrem İmamoğlu'na taşlı saldırı davasında gerekçeli karar: Organize hareket edilmedi

ANA SAYFAGÜNDEMEkrem İmamoğlu'na taşlı saldırı davasında gerekçeli karar: Organize hareket edilmedi
Ekrem İmamoğlu'na taşlı saldırı davasında gerekçeli karar: Organize hareket edilmedi
23 Eylül, 2024, Pazartesi 18:53
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
yazı içi reklam

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na Erzurum mitinginde yapılan taşlı saldırıyla ilgili mahkeme, gerekçeli kararında olayın organize olduğunun tespit edilemediğini söyledi.

Gazete Duvar'dan Emrullah Bayrak'ın haberine göre; İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik Erzurum mitinginde gerçekleştirilen taşlı saldırıyla ilgili açılan kamu davasında gerekçeli karar yazıldı. Erzurum 7. Asliye Ceza Mahkemesi, tüm sanıkların atılı kasten yaralama suçunu işledikleri kanaatine varıldığını bildirdi. Ancak olayların sanıklar tarafından organize yapıldığına ilişkin yasal koşulların oluşmadığı ifade edildi.

17 Temmuz'daki karar duruşmasının üzerinden 2 ay geçtikten sonra yazılan gerekçeli kararda, sanıklardan bazılarının yaralamaya yönelik eylemlerini ikrar ettiği, bazılarının suçlamaları inkar ettiği, bazılarının da karşı taraftaki kişilere değişik özelliklerde cisim attıklarını kabul etmek suretiyle dolaylı ikrarda bulunduğu kaydedildi.

Sanıkların birlikte hareket etmediğini savunan mahkeme kararında, ''TCK'nin 37. maddesinin gerekçesi ve Yargıtay uygulamaları da dikkate alındığında, mağdurların yaralanmalarından tüm sanıkların sorumlu tutulabilmesi ve sanıkların yaralı mağdur sayısınca cezalandırılabilmeleri için, yani sanıkların her birinin müşterek fail olarak sorumlu tutulabilmeleri için; olayda yasal koşulların oluşmadığı, sanıkların yaralama eylemlerinin icrasındaki rolleri ve katkıları itibariyle sanıkların birlikte suç işleme kararının tespit edilemediği, sanıkların yaralama fiilleri üzerinde ortak hâkimiyet kurmadıkları ve dolayısıyla iştirak iradelerinin bulunmadığı sonucuna varılmış ve olayda iştirak hükümleri uygulanmamıştır. Yani sanıkların olayda tespit edilebilen ve sabit olan sadece bir kişiye yönelik kasten yaralama suçundan sorumlu tutulmaları gerekmiş ve bu doğrultuda cezalandırmaya gidilmiştir'' denildi.

Protestocu grup içinde kalan sanıkların olayı başlattığı vurgulandı. Cisimleri rastgele attıkları ileri sürüldü. İki grup içinde bulunmasına rağmen olay yerinden rastgele geçen yaralı mağdurların hangi grup içindeki sanıklar tarafından yaralandığının da tespit edilemediği belirtildi. Sanık savunmaları ve diğer mağdur beyanlarına göre bir kaç sanık kendi aralarında tanışık iseler de sanıkların çoğunluğunun birbirini tanımadığı savunuldu.

HANGİ MAĞDURU KİMİN YARALADIĞI BELİRLENEMEDİ

Hedef gözeterek cisim atıldığına dair kesin bir tespit yada delil elde edilemediğini belirten mahkeme, kararın gerekçesinde şunları ifade etti: ''Hangi mağdurun kim tarafından yaralandığının dosya kapsamı itibariyle tespit edilemediği, mağdurların çok az bir kısmının ise protestocu grup tarafından yapılan fiili saldırı sonucu ve kolluk görevlilerince sıkılan gaz sonucu yaralandıkları ancak fiili saldırıyı gerçekleştiren kişilerin tespit edilemediği; yine olayda sanıklar, iki grup içinde bulunmasına rağmen olay yerinden rastgele geçen yaralı mağdurların hangi grup içindeki sanıklar tarafından yaralandığı da tespit edilememiştir. Sanık savunmaları ve diğer mağdur beyanlarına göre bir kaç sanık kendi aralarında tanışık iseler de sanıkların çoğunluğu birbirini tanımamaktadır. Ayrıca ortaya çıkan şüphenin de sanıklar lehine yorumlanması gerekmektedir. Katılanlar vekilleri tarafından dosyaya sunulan deliller, kamera görüntüleri, bilirkişi raporu, sosyal medya yayınları da bu konudaki şüpheyi giderecek nitelikte değildir.

Sanıkların HTS kayıtları getirtilse bile ortadaki şüphe giderilemeyecektir. Çünkü yukarıda da açıklandığı üzere protestocu grup içinde şiddet eylemlerine katılmayan çok sayıda kişinin de bulunduğu kamera görüntülerinden anlaşılabilmektedir. Dolayısıyla şiddet eylemlerine katılmayan bu kişilerin eylemlerinin suç oluşturmadığı ve eylemlerinin yasal protesto hakkının kullanılması mahiyetinde olduğu kabul edilmelidir. Aksi takdirde şiddet eylemine katılmamasına rağmen protesto amaçlı olay yerinde bulunan, slogan atan, afiş taşıyan, afiş asan vb. şekilde fikirlerini toplu yada bireysel olarak ifade eden herkesin cezalandırılması gerekecektir ki, bu da yürürlükte olan ceza hukuku yönünden mümkün değildir."

KASTEN ÖLDÜRMEYE DEĞİL, YARALAMAYA TEŞEBBÜS

Mağdurlar hakkında düzenlenen doktor raporlarının içeriği de gerekçeli kararda yer aldı. Buna göre şu ifadelere yer verildi: "Bu raporlarda tarif edilen yaraların özelliği, kamera görüntülerine göre mağdurları yaralayan cisimlerin özelliği dikkate alınarak sanıklar tarafından atılan cisimler TCK'nin 6. maddesi kapsamında silahtan sayılan eşya kabul edilmiş ve sanıklar hakkında TCK'nin 86/3-e maddesi uygulanmıştır.
Olası kasıt yönünden yapılan değerlendirme; olayda sanıkların karşı taraftaki çok sayıda insanın bulunduğu kalabalık üzerine cisim attıkları, günlük hayat tecrübeleri de gözetildiğinde sanıkların suçun kanuni tanımındaki maddi unsurların bilerek ve isteyerek gerçekleştirdikleri yani olayda doğrudan kasıtla hareket ettikleri değerlendirilmiş ve sanıklar hakkında TCK'nin 21/2.m.si uyarınca indirim yapılmamıştır.

Sanıkların karşı tarafa yaralamaya yönelik bir cisim attıkları sabit olsa da, atılan cismin herhangi bir kişiye isabet edip etmediği dolayısıyla yaralama eyleminin tamamlanıp tamamlanmadığı mevcut deliller itibariyle tespit edilememiştir.

Sanıkların eylemlerinin kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi talep edilmişse de, Yargıtay kararlarında, bir eylemin kasten öldürmeye teşebbüs mü, yoksa kasten yaralama mı sayılacağının belirlenmesinde; fail ile mağdur arasında husumet bulunup bulunmadığı, varsa husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandığı saldırı aletinin niteliği, darbe sayısı ve şiddeti, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri, nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkânı olup olmadığı, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmaktadır. Sayılan bu kriterler olayımıza uygulandığında sanıkların eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs değil yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturduğu tartışmaya gerek olmaksızın açık ve tespit edilebilir olduğundan görevsizlik kararı verilmemiştir.''

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

İlgili Makale

Murat Kartalkaya
Murat Kartalkaya

ABD mi desem, Çin mi desem?

Ekrem İmamoğlutaşlı saldırıgerekçeli karar

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Gönen Orhan
    Gönen Orhan Su krizi, belediyeler ve otonom çözüm
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı FED kararları ve resesyon beklentisi
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Ekonomi kötü, geçinemiyorum diyor Cumhur İttifakı’na oy veriyor…
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Kadın, yaşam, özgürlük: Mahsa’nın yankısı
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Ergenlikte mantık nereye gider?  
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Terörist İsrail Türkiye’ye saldırabilir mi?
    Murat Paker
    Murat Paker CHP üzerinden narsisizm, haset ve politik liderlik
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Biz ne yaşıyoruz, biz ne yapıyoruz?
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Gösteri toplumu: Yaşamı geri alabilir miyiz?
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
    Hasan Çetin
    Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı