MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Ekonomik gelişme, demokratikleşme ve Kürt Sorunu

ANA SAYFAEKONOMİEkonomik gelişme, demokratikleşme ve Kürt Sorunu
Ekonomik gelişme, demokratikleşme ve Kürt Sorunu

Ülkedeki siyaset uzun bir zamandan beri otoriterleştikçe, yani demokratik olmaktan uzaklaştıkça (Kürt sorununu çözmedikçe), ekonomi de baş aşağı gitmekte. Buradan da çözümün iktisatçılar tarafından değil de siyasetçiler tarafından bulunması gerektiğini anlıyoruz.

19 Ağustos, 2025, Salı 03:30
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu

Eğer ekonomik olarak bu çıkışın arkasında demokratikleşme ve inişin arkasında da otoriterleşme yatıyorsa o zaman demokratikleşmeyle ekonomik gelişme, otoriterleşmeyle de ekonomik küçülme birbirleriyle ilgili yakın unsurlardır.  Demokrasinin gelişmesi ekonominin de gelişmesi anlamına gelirken demokrasiden uzaklaşmak ise ekonominin küçülmesi anlamına gelecektir.

Ekonomimizde geçmiş dönemlerde ilginç bir gelişme oldu. AKP iktidarıyla birlikte 2013’e kadar kişi başına milli gelirimiz acayip arttı. 2004’de 6 bin dolar olan gelirimiz 2013’e geldiğimizde iki katına katlanmış 12 bin dolara gelmişti. Konuyu yakından izleyenler bu başarının, AKP hükümetinin, iktidarının bu yıllarında reformist ve demokrat bir duruşa sahip olmasına ve İMF; Dünya Bankası ve Avrupa Birliği gibi kurumların bastırmasıyla yapılan kurumsal değişimlere bağlarlar.

Ama bu 2013 tarihinden sonra tuhaf bir şey olur. Birden her şey baş aşağı gitmeye başlar. Kişi başına milli gelirimiz 12 bin’den 2020’de 8 binlere düşer. Peki ama bu şiddetli çıkış neden birdenbire şiddetli bir inişe dönüşmüştür?

Bu sorunun çeşitli cevapları vardı kuşkusuz. İktisatçılar bu hızlı büyümenin hızlı küçülmeye dönüşmesinin arkasında inşaat sektörünün fazla genişlemesinin, 2013’den sonra uluslararası likidite sıkışıklığının baş göstermesinin, tekelleşmenin artışının ya da kurumsallaşmanın bozulmasının neden olduğuna dair çalışmalar yayınladılar. Bunların her birinin bu süreçte etkisi olduğunu söylemek mümkün. Ama bence en önemli sebep, AKP+Cemaat koalisyonunun “Kürt sorunu” bağlamında bozulması ve bu bozulmanın da zaman içinde iktidarın yönetme yeteneğini tuzla buz etmesi gerçeği yatıyor.

Neden mi?

Yakın tarihe baktığımızda görürüz ki 90’lı yılların ortalarından itibaren Gülen Cemaatiyle AKP bir koalisyon olarak siyasete başlamışlar ve iktidara gelmişlerdi. Asıl dertleri de -doğal olarak- Ordu’nun siyaset üzerindeki etkisini kaldırıp kendi ideolojik pozisyonları doğrultusunda “daha İslami” bir toplum yaratmaktı. Bunda da Ergenekon, Balyoz gibi davalar açarak büyük ölçüde başarılı da olmuşlardı. Ama sürecin bir yerinde AKP, Kürt sorununu çözmek istedi. 2009’da Oslo görüşmeleriyle başlayan bir süreç başlattı. 2009 yılı boyunca çok olumlu gelişmeler ve açıklamalar oldu. Erdoğan “ Milli Birlik ve Kardeşlik projesini”ilan etti. Her şey iyi giderken birden bire yine bir şey oldu. 11 Aralık 2009’da, Anayasa Mahkemesi DTP’nin kapatılmasına ve Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk’un vekilliklerine son verilmesi kararı verdi.

Tuhaf değil mi?

Sanırım bu tarihten başlayarak “Çözüm süreci” bir tür ping pong topuna döndü. “Bir, Cemaatin elinde, bir, AKP’nin elinde” gidip-geldi. Cemaat engellemeye yönelik bastırdıkça AKP de çözmek için bastırdı. Ama sonuçta PKK ile çözüm için gerekli “güven” ortamı yaratılamayınca da masa 2015’de dağıldı ve sonunda AKP sorunu “buz dolabına” kaldırdı.

Bütün bu süreçte AKP iktidarı, bir yandan Cemaatin başarılı kişilerini görevlerinden almakla iktidar olarak zayıflarken diğer yandan da-bunun da bir sonucu olarak-giderek otoriterleşti.

Dikkat ettiyseniz 2013’e kadar yükselen zenginleşmemizin arkasında daha demokratik bir iktidar, 2013 sonrasındaki fakirleşmemizin arkasında ise otoriter bir iktidarın olduğundan söz ediyorum.

Dolayısıyla buradan şöyle bir sonuca varıyorum. Eğer ekonomik olarak bu çıkışın arkasında demokratikleşme ve inişin arkasında da otoriterleşme yatıyorsa o zaman demokratikleşmeyle ekonomik gelişme, otoriterleşmeyle de ekonomik küçülme birbirleriyle ilgili yakın unsurlardır.  Demokrasinin gelişmesi ekonominin de gelişmesi anlamına gelirken demokrasiden uzaklaşmak ise ekonominin küçülmesi anlamına gelecektir.

Bunları neden mi söylüyorum bugün içinde bulunduğumuz ekonomik bunalımın ana nedeni ekonomideki sorunlardan çok ülkedeki siyasetin niteliğidir. Ülkedeki siyaset uzun bir zamandan beri otoriterleştikçe, yani demokratik olmaktan uzaklaştıkça (Kürt sorununu çözmedikçe), ekonomi de baş aşağı gitmekte. Buradan da çözümün iktisatçılar tarafından değil de siyasetçiler tarafından bulunması gerektiğini anlıyoruz.

Var mı bu ülkeyi demokratikleşecek siyasetçiler?

Arıyoruz!

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Özgür Öğütcen
    Özgür Öğütcen “Liyakat”: Sahte bir kavram
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yeni çözüm Süreci için üç parti imkânsızı başarabilmeli
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Ekonomik gelişme, demokratikleşme ve Kürt Sorunu
    Emir Berke Yaşar
    Emir Berke Yaşar Manifest düşmanlığı kadın düşmanlığıdır
    Hasan Bülent Kahraman
    Hasan Bülent Kahraman Sol dönüşüm ve kültür
    Akın Özçer
    Akın Özçer Seyfettin Çilesiz’in çilesi
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş İhale kanununun iki, üç maddesi Türkiye’yi bitirdi
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 17 Ağustos’tan alınması gereken hisse
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Program tıkır tıkır Maşallah!
    Cengiz Kapmaz
    Cengiz Kapmaz Rojava süreci bozar mı?
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Büyük Dil Modellerinin Ateşi Çıkarsa
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı “Yeter söz milletindir” sloganı üzerine (2)
    Murat Paker
    Murat Paker Psikoterapi nedir?
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Kamuoyu desteğinin süresi var mıdır?
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy İnan Güney ya da nöbetleşe mağduriyet
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Dezenflasyon masalı, yoksulluk gerçeği
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Sistemin enkazı altında kalan hafızayı kurtarmak
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Siyasette etik omurga
    Deniz Nas
    Deniz Nas Machiavelli'ye göre bir ‘Prens’ hangi özelliklere sahip olmalıdır?
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Üniversite bina değildir, üniversite hümanizimdir!
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı