MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Devlet hakem olmazsa cemaat tahakkümü başlar

Ana SayfaKöşe YazilariDevlet hakem olmazsa cemaat tahakkümü başlar
Devlet hakem olmazsa cemaat tahakkümü başlar

Devlet hakem olmazsa cemaat tahakkümü başlar

05 Mart, 2024, Salı 21:35
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Devlet kurumlarının bir kültürel kimlik tercihine bağlı olarak o kimliklerden insanlara teslim edilmesi mezhepsel bir tahakkümün de ortaya çıkmasına başlar. Devlet ve kurumlarının hakem olmadığı, dar/geniş cemaatsel dayanışmanın hakim olduğu her yerde ortaya çıkacak olan şey, özerk tahakküm olanlarının oluşmasından başka bir şey değildir.  Son haftalarda Menzil tarikatından bazı isimlerin TSK, bürokrasi ve yurt dışı temsilcilikleri kademelerinde olan yetkilileri ziyaretlerine ilişkin medyaya fotoğraflar düştü.Bununla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı’nın STK olarak tanımladığı kurumlarla yapılan protokoller kapsamında ilkokul çocuklarına dini eğitim adı altında gerçekleşene bazı ziyaret görüntüleri de kamuoyuna yansıdı.Bütün bunlar bize önemli bir şey söylüyor. O da devletin kendi ideolojik gücünü koruma uğruna iktidarın sürdürdüğü toplumsal mühendisliğe sessiz kaldığını.Bu açıdan geçtiğimiz aylarda Tuzla Piyade Okulu’ndaki törende Atatürk rozeti takılmamasına itiraz eden subayların da okuldan atılmasına şaşırmıyoruz. Yani sadece rozet takmayanlar değil, takılması için hassasiyet gösterenler de okuldan atıldı.

TÜRKİYE: TOPLUM DEĞİL CEMAATLER TOPLAMI

Devlet destekli iktidar pratiklerinin yol açtığı en somut sonuç, toplumsal kutuplaşmanın derinleştirilmesi dahası kalıcı hale gelmesidir. Bu Türkiye için büyük bir tehlikedir.Bunun nedeni de Türkiye’nin kuruşundan bu yana toplum değil cemaatler/kimlikler toplamı olmasından kaynaklanmaktadır.Böyle bir toplumda, iktidarın kutuplaştırıcı siyaseti ve dili cemaatler/kimlikleri birbirinden daha fazla uzaklaştırmakta ve gettolaştırmaktadır.Bu uzaklaşma ve gettolaşma halinin en doğal sonucu, ülkede var olan cemaatler/kimlikler arasındaki zihinsel bölünmenin derinleşmesidir.İktidar bunu da makbul olan ve olmayan vatandaşlık tanımı üzerinde yapmaktadır.İktidar/devlet blokunun kamusal alanda tanımladığı vatandaşlık prototipine (Sünni/Türk) uyan ve iktidardan yana olanlar yani makbul vatandaşlar bu yeni dönemde her şey olabilir, her şey yapabilirken; bunun dışında kalanlar her anlamada öteki olmakta ve olabilecekleri de sınırlanmaktadır.Dahası bu kutuplaşma ve bölünme, toplumsal değil siyasetin icat edip, tüm kurumları/araçları ile hayata geçirdiği bir toplumsal mühendisliğin sonucudur. Bu açıdan iktidar bloku, tabanını konsolide halde tutmak için her şeyi yapmaktadır.Bunun için de, toplumsal fay hatları sürekli canlı tutulmaktadır.
Böyle bir ülkenin de örneğin laik olması mümkün değildir, örneğin eşit vatandaşlıktan söz etmek mümkün değildir, örneğin hukukun herkese eşit olduğundan bahsetmek mümkün değildir.

PAYLAŞILAN İKTİDAR

Bu noktada şu ayrımı yapalım; 2015 sonrasında ortaya çıkan iktidar-devlet eklemlenmesinde devlet kurumları ve bürokrasi “milliyetçi” hassasiyeti öne çıkanlara teslim edilirken; iktidarın alanında olan başlıca kurumlar (Milli Eğitim, Diyanet, Yargı gibi) “İslami” hassasiyetleri önde olanlara bırakılmaktadır.Devlet kurum ve kuralları ile toplumda var olan bir kimliği (kültürel/dini/etnik) sürekli önde tutması farklılıkları otomatik olarak dışlanmasına yol açar.Bunun en doğal sonucu devletin her alanda hakem rolünü bir kenara bırakıp, tercih edilenden yana olmasıdır.Böyle bir ülkenin de örneğin laik olması mümkün değildir, örneğin eşit vatandaşlıktan söz etmek mümkün değildir, örneğin hukukun herkese eşit olduğundan bahsetmek mümkün değildir. Dahası devlet kurumlarının bir kültürel kimlik tercihine bağlı olarak o kimliklerden insanlara teslim edilmesi mezhepsel bir tahakkümün de ortaya çıkmasına başlar.Yazının başına dönersek son dönemde öne çıkan bir cemaat temsilcilerinin devletin hakem olmaması gereken kurum yetkililerini ziyaretleri ve bunu kamusal alanda paylaşılması bu açıdan sorunludur.Devlet ve kurumlarının hakem olmadığı, dar/geniş cemaatsel dayanışmanın hakim olduğu her yerde ortaya çıkacak olan şey, özerk tahakküm olanlarının oluşmasından başka bir şey değildir.
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk İsrail’le mücadelede paradigma değişikliği ihtiyacı
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı İsrail - İran Savaşı’nın küresel ekonomiye etkileri
    Emir Yaşar
    Emir Yaşar Özgürlük için 'Liberalizm'e veda
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Ares’in kılıcı, Hades’in kapısı: Unutmanın kıyameti üzerine bir deneme
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Konfor alanının sessiz zincirleri ve yolculuğun çağrısı 
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Yeni milliyetçilik ve Öcalan
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Irak işgalinden sonra benzer oyun
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Dış Güçler: Sert adamlar, yumuşak hafızalar
    Sinem Arslan
    Sinem Arslan Barış süreçlerinde taraflar arası mutabakatlarda “Yapıcı Muğlaklık”: Neden tercih edilir? Gerçekten yapıcı mı, yıkıcı mı?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Demir Perde’nin çöküşü, İran’ın Ateşi: 1983’ün Mirası
    Hasan Bülent Kahraman
    Hasan Bülent Kahraman 27 Mayıs 1960 Darbesine Yeni Bakışlar (1)
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Erdoğan’ın uğradığı en büyük hezimet
    Adnan Ekinci
    Adnan Ekinci Anayasa Günlüğü - İlk Gün
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Ey CHP: Titre ve Kendine Dön
    Tuğba Muslu
    Tuğba Muslu Düşünmeyen nesiller projesi
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beyaz Saray’da aşk başkadır!
    Osman Erden
    Osman Erden “Führer’e İtaat”
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı