23 Ağustos Kastamonu’nun şapka devrimiyle anılma şerefine tam 100 yıl sonra KKM’nin vedasıyla yeni bir sahne ekledi. Türk Lirası’nı “Tempra görünümlü Şahin” olmaktan kurtaran bu sözde zafer, banka bilançolarını kurtarsa da, halkın vergisiyle finanse edilen zihni sinir procesinin hesabı kenarda duruyor .
23 Ağustos, benim için her zaman özel bir anlam taşıdı. Kastamonulu bir vatandaş olarak, Mustafa Kemal Atatürk’ün 23 Ağustos 1925’te Kastamonu’ya gelerek, “Bu şems siperli serpuşun adına şapka denir” sözleriyle giyim kuşamda modern ve derli toplu bir düzenin önünü açtığını iyi biliyorum. Bu tarih, şapka devrimiyle ülkemizin çağdaşlaşma yolunda attığı önemli bir adımı temsil eder ve her yıl birileri diş bilese de Kastamonu’da coşkuyla kutlanır.
Bundan böyle 23 Ağustos, yalnızca şapka devriminin değil, aynı zamanda Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) kurtuluşun bayramı olarak anılacak. Kastamonu, 23 Ağustos’un anlamını en iyi bilen şehir olarak, KKM’den kurtuluş şenliklerini 81 il, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve dış temsilciliklerle birlikte kutlayacak. Temsili finansal kuvvetler KKM’nin mucitlerini yerin dibine sokup zinhar böyle işler bir daha yapılmasın diye kamu oyu önünde rezil rüsva edecek. KKM destekçisi kılığına giren öğrenciler ağır şekilde eleştirilip, "sizi gidi irrasyonel ekonomistler" şeklinde temsili olarak zorbalanacak.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kibar üslubuyla KKM’nin ekonomiye getirdiği yükler nedeniyle sona ermesi gerektiğini geldiği ilk günden bu yana ifade etti. İrrasyonel diye tenkit ettiği ekonominin alameti farikası KKM idi.KKM bakiyesindeki azalmayı, adeta Plevne Müdafaası’na benzeterek bir başarı hikayesi olarak sundu.
23 Ağustos 2025 itibarıyla KKM resmi olarak son buldu. Artık TL faizi üzerinden kur artışından nemalanmak, çarşıda, pazarda, bergâhta, dergâhta yasak olacak. KKM’nin çıkış hikayesini en iyi, Türk basınında yeri doldurulamaz bir isim olan Fuat Uğur anlatır. Uğur, şu sıralar İstanbul Büyükşehir Belediyesi soruşturmalarıyla meşgul olsa da, 2021’de Türk Tipi Ekonomi Modeli’nin Türk Lirası’nı yok etmeye başladığı dönemde, çıkış yolunun kontrollü kambiyo rejimi olduğunu savunan bir yazı kaleme almıştı:
Günümüzün jakobenleşen sağcıları, kendilerini Turgut Özal’ın mirasçısı olarak görse de, Özal’ın serbest kambiyo rejimi gibi değerli bir mirasını Türk Tipi Ekonomi Modeli’ne feda etme fikri hiç hoş karşılanmamıştı. Uğur’a “zırvalamaması” hatırlatılmış ve işaret ettiği “yok olan para birimini” kurtarmak için KKM’nin lansmanı yapılmıştı:
KKM, yalnızca bankalardaki paraları hedefleyen bir üründü. Kayıt dışı ekonominin yaygın olduğu Türkiye’de, bu durum projenin sınırlamalarını açıkça ortaya koyuyordu. Türkiye Cumhuriyeti’nin milli parası Türk Lirası’ydı, ancak TL’yi elinde tutanlara “meczup” muamelesi yapılıyordu. Bankacılık sisteminde TL cinsinden kıymetlerin tamamen yok olma tehlikesi belirmişti.
Banka bilançolarının sağ tarafında, yani kaynak tablosunda yer alan mevduatlar, neredeyse tamamen dövize dönüşme riskiyle karşı karşıyaydı. Üstelik bir de “delik sepet” durumu vardı: Vatandaşlar, zaten dövize dönmüş mevduatlarını bankalardan çekip yastık altına, kasalara ya da daha kötüsü yurtdışı hesaplara taşıyordu.
Banka bilançolarının sağ tarafında işler bu haldeyken, sol taraf, yani kaynakların kullanımı tarafı da zarar görmeye başlamıştı. Ahmet Kaya’nın deyimiyle, “Sağ yanımda bir sızı var, sol yanımda yandım Allah” halleri yaşanıyordu.
Mehmet Şimşek’in Plevne’den çıkış misali parlattığı bu final, belki de sadece bir perde arası. Çarşıda, pazarda, bergâhta, dergâhta TL’ye güven geri gelir mi, yoksa yine “In God We Trust” mu diyeceğiz, vitraylı Barok kilise camlı paralara mı özeneceğiz?
Bilindiği üzere, bankalar topladıkları parayı kredi olarak verir. Türk Lirası mevduat yoksa, TL cinsinden kredi nasıl verilecek? KKM’nin sırrı buydu: Kağıt üzerinde yaratılan, aslında dolarize olmuş bir Türk Lirası.
Devlet, bankaların TL mevduatlarının dolar getirisini karşılıyor, böylece bankalar TL cinsinden kredi vermeye devam edebiliyor ya da en azından verdikleri kredilerden kaynaklanan dengesizlikten kurtulma şansı buluyordu.
KKM, yastık altındaki, kasadaki ya da yurtdışına transfer edilen paralarla ilgilenmiyordu. KKM, “kafesteki kazları”, yani banka bilançolarındaki dövizleri hedefliyordu. Basra harap olmuştu, ama tüm Orta Doğu risk altındaydı.
Türk Lirası, adeta “tempra görünümlü şahin” olmuştu: Üzerinde Atatürk’ün resmi vardı, ama altında “In God We Trust” yazıyor ya da Barok dönemden fırlamış bir Orta Çağ kilise portalı bize merhaba diyordu.
23 Ağustos, bir inkılap olarak ve KKM’den kurtuluş bayramı olarak en mübarek anmaları hak ediyor. Türkiye ekonomisine dayatılan ve bir zamanlar kurtuluş reçetesi olarak sunulan KKM hapı, artık eczanelerde bulunmayacak. KKM’nin ekonomiye getirdiği ağır yükün bedelini tüm halk ödese de o dönemde aralarında şahsım da bulunan Bankacılar hesabı iki kez ödedi. Mevduatını KKM’ye çeviremeyen bankalar, çalışanlarına bu ürünü satmaları için baskı yaparken başarısızlar “merdaneyle dövülmekten” kurtulamadı. Ekonomi yönetiminin sırça köşk sakinleri Bankaları, Bankaların üst düzeyi dei çalışanları vatandaşın parasını KKM’ye çevirmek için hiç bir baskıdan kaçınmadı.
Türk bankacıları, KKM’ye çeviremedikleri mevduatlar nedeniyle genel müdürlüklerin sırça köşklerinde oturan üst düzey yöneticilerden yedikleri fırçalarla kaybettikleri hücrelerin hesabını kimden soracak?
Mehmet Şimşek bari Bankacılara yeşil pasaport verin de hakkımızı helal edelim…
23 Ağustos Kastamonu’nun şapka devrimiyle anılma şerefine tam 100 yıl sonra KKM’nin vedasıyla yeni bir sahne ekledi. Türk Lirası’nı “tempra görünümlü şahin” olmaktan kurtaran bu sözde zafer, banka bilançolarını kurtarsa da, halkın vergisiyle finanse edilen zihni sinir procesinin hesabı kenarda duruyor . Mehmet Şimşek’in Plevne’den çıkış misali parlattığı bu final, belki de sadece bir perde arası. Çarşıda, pazarda, bergâhta, dergâhta TL’ye güven geri gelir mi, yoksa yine “In God We Trust” mu diyeceğiz, vitraylı Barok kilise camlarına mı özeneceğiz?
Kastamonu’nun ruhu, bu ironik kurtuluş hikayesine gülümseyerek bakıyor; çünkü bilir ki, asıl bayram, sırça köşktekilerin değil, halkın kazandığı gün olacak.
Meraklısına Not :
KKM için daha önce yazdığım yazılar:
https://cagatayarslanfilmlerhayatlar.blogspot.com/2022/08/kkmnin-buyuk-sirri.html
https://cagatayarslanfilmlerhayatlar.blogspot.com/2024/08/faiz-korumali-kredi-kkm-out-fkk-in.html
https://cagatayarslanfilmlerhayatlar.blogspot.com/2024/11/bir-satsc-olarak-mehmet-simsek.html

Yorum Yazın