MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Toplum Bireyi Kurar

Ana SayfaFelsefeToplum Bireyi Kurar
Toplum Bireyi Kurar
26 Eylül, 2024, Perşembe 08:00
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yalın Alpay
Yalın Alpay

Toplumsal ilişki ağları maddi ve manevi her dönüşümle farklı şekillerde yeniden dengeye geldiklerinden yani sabit olmadıklarından, toplum her aşamada yeni bir sözleşme çerçevesinde bireyler üretir. Yani toplum da, kendisine gösterilen dirençlerden ve onu yeniden örgütlenmelere zorlayan maddi manevi değişimlerden etkilenir.

İnsan, bir topluluk içerisinde doğmadığında ölür. Bütünüyle savunmasız, bedenini kullanmayı bilmeyen, aşırı güçsüz, hiçbir eylem şansı bulunmayan insan bebek, yaklaşık on dört yaşına kadar tek başına yaşamda kalabilme yetilerini geliştiremez. İnsan, varolabilmek için bir topluluk içerisinde doğmalı ve belli bir yaşa kadar gereksinimleri ve korunması topluluk tarafından üstlenilmelidir. Aksi takdirde ölüm kaçınılmazdır.

Bu yaklaşım, sıkça savunulan bir ezberi, bireylerin toplumu oluşturduğu varsayımının karşısında bir konum alır: bireyler toplumu değil, toplum bireyleri oluşturur. Toplum, bireyi yaşamda tutarken, ona gelişkin bir model sunar. Bu modelde temel görev, içine doğduğu toplumla nasıl entegre olacağıdır. Entegrasyon düşünsel, inançsal, töresel, ahlaksal, ekonomik, siyasi ve dilseldir. Bebek, genetik özellikleri ve içgüdüsel tepileri çerçevesinde bir benlik üretmeye yönelmez, içine doğduğu toplumla uyum sağlamak için her aşamada kendi genetik özelliklerinden ve içgüdülerinden taviz verir. Toplumun kuralları çerçevesinde kendi bedenini, toplumla pazarlık bağlamında geriye alır. Kıyafetler giyer, cinselliğini kamusal alanda geri çeker, siyasi geleneğe uyum sağlar, hiyerarşik yapılar, bürokratik tasarımlar, ekonomik donanımlar, ahlaki kuşatımlar, dilsel ifadeler bağlamında toplumun genel kabullerini içselleştirir. Bireyliği ve toplumsallığı arasında bir alana yerleşir.

Bu alana yerleşmesinin ardından, uyumlu bir toplum bireyi olarak, toplumun her alandaki kalıtlarının birer uygulayıcısı, denetçisi, öğreticisi ve yayıcısı haline gelir. Toplumsal varsayımlar, bireyin her aşamasında onun birer özdenetimcisine dönüşür. Bu özdenetimin dışına çıkıldığında ise birey, toplum tarafından ayıplanır, utandırılır, dışlanır, cezalandırılır, küçümsenir, görmezden gelinir, aşağılanır. Birey ile toplum arasındaki ilişkide, kurucu öğe birey değil, toplumdur. Bireyin, toplumun olmadığı bir dünyaya doğmuşluğu ancak ölümle sonuçlandığı için yoktur. Birey, ancak toplum dolayımında vardır.

Fakat toplumun kendi yapısı da geçmişten pek çok kalıt almakla birlikte, o topluluğun gelecek planlarına, topluluğu bir arada tutan ideolojik, stratejik, ekonomik, sosyal, siyasi, ahlaki, dini ve sanatsal pek çok farklı ilişki ağına dolanmış aşırı komplike ilişkiler ve karşılıklı tepkimelerle donatılmıştır. Bu ilişki ağlarının ve tepkimelerin sabit olmaması ve tüm bu bileşenlerdeki her türlü minik değişime dahi duyarlı olması, sürekli değişen bir toplum yapısı ortaya koyar. Bu yüzden aynı coğrafya ve aynı siyasi haritaya doğsalar dahi her nesil benlik inşasını farklı bir ilişkiler ve tepkimeler ağı içerisine kurar. Dışarıda her şey benzer görünse dahi, farklı nesiller, aynı anda aynı mekânda farklı ilişkiler ve tepkimeler ağlarına dahildir. Donanım aynı olsa da işletim sistemleri farklılaşmıştır. Çünkü kurucu öğe birey değil, toplumdur. Geniş nüfuslarda, herkes kendisine özgü farklı bir topluluk içerisinde hareket eder. Böylelikle kapsayıcı bir şemsiye toplumun altında pek çok alt topluluk var olur ve kişiler, içerisinde yaşadıkları alt topluluklara da uyum sağlarlar.

Bireyin, toplum karşısında etkin olmaktan çok edilgin olması ve toplum karşısında pek az müdahale şansının bulunması bireysel açıdan heves kırıcıdır. Bu yüzden bireyler, kendilerini mahkûm hissettirecek bu yaklaşımı olabildiğince bilinçlerinden süpürmek isterler.

Ekonomik sınıflar, ideolojik kabuller, yaş aralıkları, sayısalcılık-sözelcilik, dinsel inançlar, eğitimsel farklılıklar, coğrafi farklılıklar gibi pek çok alt bileşen, toplumun her bir bireyini yeniden farklı alt topluluklar içerisinde konumlar. Her birey, farklı toplumsal alt topluluklar kesişimlerine dağıtılır.

Böylece İstanbul’da Kadıköy’de büyümüş, lisans ve yüksek lisans okumuş, yüksek gelir grubuna dahil, pek çok kez yurt dışına çıkmış, ahlaken flörtleşmesi yasaklanmamış, kıyafetlerine karışılmamış, eğitilirken dayak yememiş, bir ya da birden çok yabancı dil öğrenmiş, hızlı internet altyapısına sahip, harcama yaparken, harcadığı son birkaç liranın ölüm kalım meselesi olmadığı bir gençle, Muş’ta büyümüş, ilkokulu zor bitirmiş, çok düşük gelir grubuna dahil olan, ahlaken flörtleşmesi yasaklanmış, eğitimi sıkça dayakla özdeşleştirilmiş, internet ve yabancı dil olanakları düşük olan bir gencin birbirlerinden çok farklı kişiler olmaları onların kişisel muktedirliklerinden kaynaklanmaz. İçlerine doğdukları toplumların onları ne şekilde kişiler olmaya yönlendirmesinden kaynaklanır. Bununla birlikte kuramsal olarak toplumlar arasında geçişkenlik mümkündür. Bir bireyin doğduğu ve bir süre içerisinde vakit geçirdiği bir topluluktan, başka bir topluluğa asimile olması her zaman olasılık dahilindedir. Fakat genellikle sonradan gelenlere, önceden gelmişler tarafından kabul kapıları pek kolay açılmaz. Sonradan gelenlere sıklıkla “sonradan görme”, “dönme”, “eski İslamcı/komünist/Kemalist/liberal” gibi lakaplar yaftalanır. Fakat yine de topluluklar arası geçişkenlik, özellikle moderniteden itibaren mümkündür.

Bireyin, toplum karşısında etkin olmaktan çok edilgin olması ve toplum karşısında pek az müdahale şansının bulunması bireysel açıdan heves kırıcıdır. Bu yüzden bireyler, kendilerini mahkûm hissettirecek bu yaklaşımı olabildiğince bilinçlerinden süpürmek isterler. Bireye mahkûm değil, özgür olduğunu, muktedir olduğunu, toplumun bireyi değil, bireyin toplumları kurduğunu fısıldayanları izlerler. Oysa birey toplumu tarafından yetiştirilirken, o toplumun varlığı için gerekli olan tüm varsayımlar ve önkabullerle donatılarak büyütülmüştür. Bu, birey, toplumun dışına çıkamaz anlamına gelmez. Birey toplumun dışına çıkabilir. Fakat bunun bedelleri olur: toplum bu kişileri ya kapatır (hapishane, tımarhane, kadınlara ev hapsi) ya da ekonomik, sosyal, sevgi bağlamlarında dışlar.

Toplumsal ilişki ağları maddi ve manevi her dönüşümle farklı şekillerde yeniden dengeye geldiklerinden yani sabit olmadıklarından, toplum her aşamada yeni bir sözleşme çerçevesinde bireyler üretir. Yani toplum da, kendisine gösterilen dirençlerden ve onu yeniden örgütlenmelere zorlayan maddi manevi değişimlerden etkilenir. Böylece şartların toplumu, toplumun bireyleri, bireylerin az da olsa şartları ve toplumu etkiledikleri, asimetrik de olsa entropik bir dönüşüm sürekli olarak yenilenir gider.

Bir insanın varoluşunda, kişi bireyci dahi olsa, zorunlu olarak toplum, bireyi önceler.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Yalın Alpay
    Yalın Alpay

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
    Buse Ayazma
    Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
    Mesut Balcan
    Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı