MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Tanpınar'a Huzur Yok 2. Bölüm: Tiryakiliğin eski tadı kalmadı

ANA SAYFAEDEBİYATTanpınar'a Huzur Yok 2. Bölüm: Tiryakiliğin eski tadı kalmadı
Tanpınar'a Huzur Yok 2. Bölüm: Tiryakiliğin eski tadı kalmadı
20 Ocak, 2024, Cumartesi 00:52
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Murat Menteş
Murat Menteş
yazı içi reklam

Asıl mesele şark ile garp arasındaki mesafe mi, mazi ile istikbal arasında haysiyetini koruyarak, şimdinin hakkını vermek mi? Miras aldığımız estetiğin asırlardır yeni olduğunun şuuruna ermek, modernin de köklerini seçebilmek ve istikbali hak etmek, ona layık olmak mı?


Tokmakla ezdim başını
Dokuz çift manda koştum
Sürüyemedim leşini


[Ramazan manisi]

Gümüşay Apartmanı, her şeyi inkar eden sessizliğin içinde, ölü bir suda çalkalanan gemi enkazı gibi sessiz sedasız yüzüyor. Siz, aziz ve muhterem okuyucu, gelin, gaipten havalanan bir çift şeffaf güvercin misali süzülüp, şu binanın dördüncü katındaki pencereye konalım ve lale desenli tüllerin berisinden içeriyi süzelim. Ahmet Hamdi Tanpınar Beyefendi salonda, elinde kahve fincanı, kadife terliklerini sürüyerek yürüyor. Yarım kalmış romanın masadaki müsveddelerine hüzünle ve iç sıkıntısıyla bakıyor. Onun ağzından söylersek “ahengi bozulmuşların, nefsine karşı büyük bir hata ve ihmalde bulunanların duydukları o keskin azaba” garkolmuş. Dışarıda, Balkanlardan gelen soğuk hava dalgalanıyor. Üstat, nereden bilsin daha dün gece onun şerefine çifte cinayet işlendiğini? Tevettür [gerilim] ve istifham [sorgulama] onu zindeleştirirdi halbuki. Pamuklu pijamasının içinde omuzları düşük; hafiften kambur duruyor. 57 yaşında. Üzerinize afiyet, biraz da hasta. Kendine reva gördüğü, zekası ve müktesebatıyla [bilgi birikimi] derinleştirdiği bedbinlik [kötümserlik], ruhuna kök salmış. Mamafih bakışlarında, sırdaşsız bir dâhiye mahsus görkem ve yalnızlık yansıyor. Dudaklarının bir köşesinde muziplik izi, diğerinde ciddiyet çizgisi.

Sandalyesine oturdu. Camın ardında, Boğaz’dan bir kesit, Üsküdar’ın çeyreğini görüyor. Bu manzara, Ramazan manisi gibi ezberinde zaten. Bakmasına lüzum yok. Yazmalı mı?.. Bugüne dek binlerce sayfa doldurmuş üstat müellifin [yazar] 4 romanından yalnızca biri neşredildi. Üçü, tefrika edildiği gazetelerde kaldı. Dünkü gazeteden daha ehemmiyetsiz ne var? Romanlar, o edebiyat ve filozofi deltaları kuruyup gitti. Hâlâ yazmalı mı?.. Alakadan mahrum eserlere yenisini eklemek manalı mı?..

Beş Şehir’in, 15. senesinde ikinci baskısı yapılıyor. Heyhat… Bir takdim lazım. Tarih bizden daimî sabırdan ve mükerrer fedakarlıktan mamul ‘eser’i yok pahasına alıyor; mukabilinde, bayatlamış bir hammadde -o da azıcık- ümit veriyor! Gene de… ümitten ümit kesilmez.

Tanpınar'ın bakışlarında, sırdaşsız bir dâhiye mahsus görkem ve yalnızlık yansıyor. Dudaklarının bir köşesinde muziplik izi, diğerinde ciddiyet çizgisi.

Tanpınar, Continental marka daktilosuna kağıdı takıyor. Ve başlıyor yazmaya. Serin, berrak ve sakin bir su gibi akan şu cümlelere bakın:

“Beş Şehir’in asıl konusu hayatımızda kaybolan şeylerin ardından duyulan üzüntü ile yeniye karşı beslenen iştiyaktır [şevk, istek]. İlk bakışta birbiriyle çelişir görünen bu iki duyguyu sevgi kelimesiyle birleştirebiliriz…”

Bir harabeden yükselen çocuk şarkısı gibi.

Tedirginliği ferahlıkla, mağlubiyeti sulhla, tereddüdü istikrarla değiş-tokuş edebilecek mi? Hayata, yazıyla hiza çekmek mümkün müdür? Namütenahi [sonsuz] tenakuzlardan [çelişki] bir ahenk husule getirmek?.. Tirendaz [becerikli] Ahmet Hamdi Bey, işte bu vahim istifhamla meşguldü. Devasa bir canavarın zifiri gölgesini terbiye etmek nevinden bir vazife üstlenmiş. Şiirle, romanla, makaleyle!
Gümüşay Apartmanı

Gümüşay Apartmanı

Asıl mesele şark ile garp arasındaki mesafe mi, mazi ile istikbal arasında haysiyetini koruyarak, şimdinin hakkını vermek mi? Miras aldığımız estetiğin asırlardır yeni olduğunun şuuruna ermek, modernin de köklerini seçebilmek ve istikbali hak etmek, ona layık olmak mı?

Bir hüzün fanusunda, keder kapsülünde mukim yazarımız, kahveyi son kez yudumladı, üçüncü sigarayı söndürdü ve yazıya noktayı koydu! Sayfayı daktilodan çıkarırken, Tarih Meleği’nin alkışını duyamıyordu ne yazık ki. 

Tanpınar sigara yaktı. Kahvesinden bir yudum aldı. Tiryakiliğin de eski tadı yok. Bir hüzün fanusunda, keder kapsülünde mukim yazarımız, takdim metnini çabucak yazıverdi! Kahveyi son kez yudumladı, üçüncü sigarayı söndürdü ve yazıya noktayı koydu! Sayfayı daktilodan çıkarırken, Tarih Meleği’nin alkışını duyamıyordu ne yazık ki. Tüm büyük yazarlar [Balzac, Wilde, Asimov…] gibi o da gecikmişler diyarında erken doğmuştu.


Ne diyordu Huzur’da?  “İnsan hayatı, zamanın fırınında ateşe attığımız bir kağıt kadar çabuk yanıyor. Belki hayat… gülünç bir oyundur. Tam bir ümitsizlik içinde bir yığın ‘karar kılıklı tereddüt’ ve küçük, beyhude savunmalardır, hatta hülyadır…”

Gene de ümidin hakkını, hatırını gözeterek ekliyordu: “Ne kadar gülünç olursa olsun, biz yine hayatı tam inkar edemiyoruz. Onda kafamızın vehimleri olsa bile, iyi, kötü diye kıymetler arıyoruz. Aşka, ihtirasa yer veriyoruz. Sanatkarca yaşamak ile küçük hesap ve israflarda kaybolmanın farklarını buluyoruz.”

Gelin, pikaba bir plak koyalım. Peggy Lee, Lover’ı terennüm etsin. Kulağımızın pası silinsin. Muhterem Tanpınar da canlansın. Şakalı bir bilmece gibi başlayan ilkbaharı israf etmesin. Zira her ne kadar işitmese de… macera onu adıyla çağırıyor!


 

Tefrikanın tüm bölümlerini okumak için yukarıdaki görsele tıkla ☝️

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Tanpınar'a Huzur Yok

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Murat Menteş
Murat Menteş

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
Murat Aksoy
Murat Aksoy CHP yönetiminin hiç mi suçu yok?
Hasan Çetin
Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
Sema Erder
Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
Eser Karakaş
Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
Akın Özçer
Akın Özçer Yanlışta ısrar
Yüksel Işık
Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
Murat Kartalkaya
Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
Çağhan Uyar
Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
Reha Çamuroğlu
Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
Fahri Bakırcı
Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
Tunay Şendal
Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
Mustafa Ergen
Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı