MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Şovmenlik, sahtekarlık ve sapkınlık

ANA SAYFASİYASETŞovmenlik, sahtekarlık ve sapkınlık
Şovmenlik, sahtekarlık ve sapkınlık

Şov zihniyeti ve psikolojisi, insanlar arasında  sevginin, barışın, hukukun, aklın ve özgürlüğün gelişmesini engellemektedir. Ahlak, maneviyat, bilgi, hukuk,  sanat ve edebiyat alanlarında en üstün ve duyarlı varlıklar olduklarını sanan ve dayatan  şov zihniyetli sahtekarların vicdanı,  duygusu, empatisi, ilgisi gelişmemektedir.

11 Ekim, 2025, Cumartesi 00:03
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Bilal Sambur
Bilal Sambur
yazı içi reklam

 

Günümüzde birçok kişi,   ahlak, bilgi, servet, itibar,  kadın, lüks, güç, merhamet  gibi açılardan  insani ve ahlaki bir üstünlüğe sahip olduğunu göstermek için  sanal alemi kullanmakta, insani yardım faaliyetlerine katkılarından dolayı kendisini insanlığa adanmış bir kahraman olarak kurgulamaktadır. Kişinin kendisini şovmen olarak kurgulaması, kendisinin  sahtekarlığı ve sapkınlığı anlamına gelmektedir. Herkese aynı kalıbların, klişelerin ve kurguların dayatılmasından dolayı sürüleştirilen güruhların aptallaştırılmasından yararlanan şovmenler, dünyanın her yanında insanlığın  yardımına koşan, mazlumlara yardım için büyük riskleri göze alan bir hikaye uydurarak güç, şöhret, şehvet ve servet devşirmenin yollarını aramaktadırlar. Şovmenlik, politiktir. İnsani erdemleri en üst düzeyde taşıdığı ve yaşadığı imajını oluşturmaya çalışan şovmenler, aslında insanların duygularına ve kabullerine  tahakküm etmek isteyen   ihtiraslı güç  avcılarıdırlar.

Dünyanın değişik çatışma bölgelerindeki insanlarına insani yardım  ulaştırmak  için  göze aldıkları büyük riskleri ve  atlattıkları tehlikeleri  büyük bir kişisel kahramanlık hikayesi olarak anlatan ve dayatan şovmenler, aslında kendilerini çok güvensiz hisseden kimselerdir. Hayatları boyunca kendilerinin önemsiz ve değersiz görüldüğünü düşünen şovmenler, kendilerini ahlaklı, merhametli ve insan sever gösterecek faaliyetlere katılırlar ve gösterdikleri sözde insan severlikten dolayı insanların kendilerini önemli görmesini sağlamaya çalışırlar. Yaptığı şeyin önemli ve değerli olduğuna inanan bireylerin, kendilerinin çok üstün insani yardım işleri yaptığını söylemeye ve kendilerini önplana çıkarmaya ihtiyaçları yoktur. Şovmenler, hayali büyüklüklerini görünür kılmaya ve kitleselleştirmeye  çalışırlar. Şovmenin hava ve su gibi ihtiyaç duyduğu şey, başkalarının dikkatini çekmek ve kendilerini önemli ve öncelikli göstermektir.

En insani, ahlaki, bilgili, çekici ve güçlü olarak  kendilerini gören şovmenlere göre kendileri, dünyanın merkezidirler. Şovmenlere göre, bu dünyada kendilerinden daha ilgi çekici ve büyüleyici bir şey yoktur.Dünyadaki herkes onları konuşmalı, dinlemeli, izlemeli ve takdir etmelidir. Şovmenlerin kendilerini dünyanın  merkezine koymaları ve her şeyin onların etrafında döndüğünü sanmaları, onları en büyük sahtekar ve  sapkın haline getirmektedir.

Bir grupla beraber insanlara  yardım etmek için çırpınan  vicdanlı, insaflı, ahlaklı ve   duygulu üstün kişiler olduklarını göstermek ve anlatmak isteyen şovmenler için,  ahlak, sanat, siyaset, insani yardım, din ve medya güç araçlarıdırlar. Kitleleri etkileyen insani yardım faaliyetleriyle kendi PR’larını en iyi yapmaya çalışırlar. Şovmenlerin obsesyon derecesinde bağımlı olduğu şey, manşetler, ekranlar ve mikrofonlardır.

İnsanları etkilemek ve kendileri için özel bir kimlik kurguladığını zanneden şovmenler, başkaları üzerinde tahakküm kurmaya ve kendi egolarını tatmin etmeye açtırlar. Şovmenler, her açıdan diğerlerinden farklı bir varlık olduklarını zannederler ve kendilerini topluma bu şekilde sunarlar. Şovmenler, kendi eksikliklerini, zayıflıklarını ve başarısızlıklarını hep örterler. Onlar, duygusal, düşünsel ve değersel açılardan en naif, kibar, hassas,  bilgili, erdemli,  fedakar ve güçlü insanlar olduklarına dair bir imaj yaratmaya çalışırlar.

Siyasal, medyatik, dini, kültürel, sosyal ve ticari şovmenler, hep olduklarından daha fazlası olduklarını göstermenin peşindedirler. Şovmenlerin sahtekar ve sapkın bir şekilde kendilerini pazarlamaları, onları başkalarını yoldan çıkaran en büyük manipülatörler haline getirmektedir.Şovmenlerin en büyük sahtekarlığı ve sapkınlığı, kendilerinin diğerlerinden  daha iyi olduğu şeklindeki  vehimleridir. Kontrol manyağı olan şovmenler, hep başkalarının kendilerini izlemesinin ve onaylamasının  bağımlısıdırlar.

Şov zihniyeti ve psikolojisi, insanlar arasında  sevginin, barışın, hukukun, aklın ve özgürlüğün gelişmesini engellemektedir. Ahlak, maneviyat, bilgi, hukuk,  sanat ve edebiyat alanlarında en üstün ve duyarlı varlıklar olduklarını sanan ve dayatan  şov zihniyetli sahtekarların vicdanı,  duygusu, empatisi, ilgisi gelişmemektedir.

Şovmenler, şark kurnazlığı yapan ahlak, maneviyat, siyaset, hukuk ve sanat sahtekarlarıdırlar. Şark kurnazlığı yaparak şovmenlik yapan kişiler, insani yardım, barış, hukuk , çevre, doğa ve özgürlük alanlarında insanlığa ilham veren gerçek insani aktivistler olamamaktadırlar. Vicdanlı ve ahlaklı aktivistler, hep modern, demokratik ve özgür toplumlardan çıkmaktadır. İnsani yardımı ve insan sevgisini bir güç aracı olarak istismar eden şark kurnazları, sanal alemdeki ve medyadaki şovlarıyla, insanları ahmaklaştırırken aynı zamanda vicdani açıdan dünyanın çölleşmesine neden olmaktadırlar.

 

 

 

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Bilal Sambur
    Bilal Sambur

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Sahi ne oldu şu bizim İDO’nun deniz otobüsleri?
    Mustafa Akın Özerdem
    Mustafa Akın Özerdem İlçe siyaseti üstüne…
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Şovmenlik, sahtekarlık ve sapkınlık
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Hayat bazen bizimle, bazen bize rağmen devam eder
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yeni çözüm sürecinde bazı işaretler 
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Eğitim Sistemi neden değişiyor?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Fakirleşen Ankara zenginleşen Kastamonu
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Bu haftaki zorunlu yayın: Deniz altında iktidar savaşı
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak Atina Demokrasi Forumu’nun düşündürdükleri
    Özgür Çoban
    Özgür Çoban Almanya'da aşırı sağın yükselişiyle birlikte siyasetin yeniden konfigürasyonu
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı TCMB 23 Ekim toplantısında faizleri indirmeli mi?
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Sınıflar dört duvarın ötesine geçiyor
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Elmanın anayurdunda yükselen bozkır gücü: Kazakistan 
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı