MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Osmanlı–İngiltere ilişkileri (3): Sultan Abdülaziz’in İngiltere Günleri (1867)

ANA SAYFAKÜLTÜR SANATOsmanlı–İngiltere ilişkileri (3): Sultan Abdülaziz’in İngiltere Günleri (1867)
Osmanlı–İngiltere ilişkileri (3): Sultan Abdülaziz’in İngiltere Günleri (1867)

17 Temmuz’da Sultan Abdülaziz ve heyeti Portsmouth yakınlarındaki Spithead’e gider. Donanma geçidinin ardından iki hükümdar Victoria and Albert yatına geçer. Deniz manevraları izlendikten sonra Kraliçe Victoria, bir İngiliz hükümdarının verdiği en yüksek nişan olan Order of the Garter’ı Abdülaziz’e tevcih eder. Abdülaziz, bu nişanı alan 756. kişi olarak Knight of the Garter rütbesine yükselir.

05 Ekim, 2025, Pazar 00:01
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar
yazı içi reklam

Osmanlı–İngiltere ilişkilerine baktığımız bu dizinin üçüncü bölümünde Osmanlı tarafı bu defa ev sahibi değil, misafirdir. Dahası bu misafirlik, bir Osmanlı padişahının Avrupa topraklarına ilk ziyareti olması bakımından anlamlıdır. İngiltere Veliahtı Prens Edward’ın 1862’deki İstanbul gezisinin ardından, 1867’de Sultan Abdülaziz önce Fransa’ya, ardından Kraliçe Victoria’nın davetiyle İngiltere’ye gider. Böylece Osmanlı tahtında oturan bir hükümdar ilk kez Avrupa şehirlerini bizzat ziyaret etmiş olur. Bu bölümde Sultan Abdülaziz’in Londra günlerine yakından bakacağız.

Avrupa’yı Ziyaret Eden İlk Osmanlı Sultanı

Abdülaziz’e ilk davet Fransa’dan gelir. III. Napolyon, 1867 Paris Uluslararası Sergisi’ne Padişah’ı onur konuğu olarak çağırır. Bunu duyan Kraliçe Victoria, Paris sonrası Londra’ya uğraması için Abdülaziz’e mektup gönderir. İstanbul’da heyecanlı günler başlar: Osmanlı tahtının otuz ikinci sultanından önce hiçbir padişah Avrupa’ya gezi amaçlı seyahat düzenlemediğinden, bu tarihi davetlerin protokol ve teamülleri belirsizdir. En önemlisi, Abdülaziz bu adımı atmaya pek gönüllü değildir; fakat dönemin politik ajandası seyahati zorunlu kılar.

Fuat ve Âli Paşalar, Kırım Savaşı sonrası Batılı müttefiklerle ilişkilerin Rus tehdidine karşı önemini, II. Aleksandr’ın Avrupa turunda Osmanlı aleyhine yürüttüğü propagandayı dengeleme imkânını ve hepsinden önemlisi hazineye kaynak bulma gereğini vurgulayarak padişahı ikna eder. Davetin kabulü Fransız elçisi Bourée’ye bildirilir ve hazırlıklar başlar. Ancak aşılması gereken çok önemli bir problem vardır.

İstanbul Ayaklarımın Altında

Padişahın aynı zamanda halife olması, Hristiyan topraklara adım atması meselesinde hoşnutsuzluk yaratır. Bulunan çözüm hayli ilginçtir: Abdülaziz’in ayakkabılarının tabanı açılır, araya İstanbul toprağı serpilir ve yeniden yapıştırılır. Böylece ayakkabıları ayağında olduğu sürece doğrudan Hristiyan toprağına basmayacak, nereye giderse gitsin İstanbul’u beraberinde taşıyacaktır. Ancak Abdülaziz’i asıl huzursuz eden konu başkadır.

Padişah, Avrupa’da iken İstanbul’da bıraktığı şehzadelerden birinin darbe yaparak tahtı ele geçirmesinden endişe eder. Fuat ve Âli Paşalar, tehdit gördüğü herkesi maiyetine almasını önerir. Bunun üzerine Abdülaziz, 11 yaşındaki oğlu İzzeddin’in yanı sıra olası taht adayları Veliaht Murad Efendi ve yeğeni Abdülhamid’i de kafileye dâhil eder. Yolculuk sırasında başlarına bir şey gelmesi hâlinde Osmanlı tahtını bekleyen muhtemel kriz hesaba bile katılmaz. Son pürüz de giderilince hareket için engel kalmaz.

İstanbul’dan Ayrılış

21 Haziran 1867’de Sultan Abdülaziz ve beraberindeki 59 kişi Pertevniyal vapuruna biner. Onları Aziziye ve Orhaniye zırhlı fırkateynleri korur; top sesleri eşliğinde Boğaz’dan Marmara’ya açılırlar. İstanbul tarihinde ilk kez bir padişahı sefere değil, bir Avrupa seyahatine böyle uğurlar.

Fransa’da da top atışlarıyla karşılanırlar. 28 Haziran’da Toulon’a yaklaşırken Abdülaziz şerefine 101 pare top atışı yapılır. Padişah Paris Uluslararası Sergisi’ni gezer, temaslarda bulunur ve 11 Temmuz’da Fransa ayağını tamamlar.

Londra’da Bir Osmanlı Sultanı

12 Temmuz 1867’de Abdülaziz ve maiyeti, III. Napolyon’un tahsis ettiği Reine Hortense adlı kraliyet yatıyla İngiltere’ye hareket eder. Dover’a vardıklarında Kraliçe Victoria’yı temsilen Galler Prensi (Veliaht) Edward karşılar; kafile trenle resmi karşılama için Charing Cross İstasyonu’na gider. Karşılayanlar arasında Lord Chamberlain, Lord Steward da vardır.

Abdülaziz, yol boyu dizilen Londralılar arasından askerî kortej eşliğinde geçerek konaklayacağı Buckingham Sarayı’na gider. O gece dinlenir. İki hükümdarın ilk buluşması ertesi gün öğle saatlerinde Windsor Kalesi’nde gerçekleşir. Baş başa görüşmenin ardından Kraliçe Victoria’nın onur yemeğine geçilir. Kraliçe, bu ağır konuğu için en ince ayrıntısına dek düşünülmüş görkemli bir program hazırlamıştır. Müziğe ilgisi bilinen ve kendisi de besteci olan Abdülaziz için düzenlenen konserler öne çıkar.

Abdülaziz’in Londra Günleri

Londra’da onuruna verilen ilk müzik etkinliği, 15 Temmuz akşamı Covent Garden’daki Kraliyet Operası’nda sahnelenen Auber’in Masaniello operasıdır. Osmanlı heyetine Galler Prensi Edward ve Cambridge Dükü eşlik eder. Temsilde İtalyan şef Mösyö Kosta’nın padişah onuruna bestelediği bir gazel okunur; Abdülaziz bu jest karşısında Kosta’yı beşinci derece Mecidiye Nişanı ile taltif eder.

16 Temmuz günü Galler Prensi eşliğinde Woolwich’e giden Abdülaziz, İngiliz Ordusu Başkomutanı tarafından karşılanır; toplantılar ve cephane fabrikası ziyareti sonrası Londra’ya döner. Akşam, dönemin görkemli yapılarından Crystal Palace’ta onuruna verilecek konsere katılacaktır.

Crystal Palace Konseri

Crystal Palace, 1851 Büyük Sergisi için Hyde Park’ta kurulan, ardından genişletilerek Sydenham’a taşınan dev bir konser kompleksidir; 3.500 kişilik koro, 500 kişilik orkestra ve 30.000 kişilik seyirci kapasitesiyle Victoria dönemi sanat yaşamının simgelerindendir.

Crystal Palace’ta Sultan Abdülaziz onuruna seslendirilen “Inno Turco / Sultan’a Kaside”, İngiliz besteci Luigi Arditi tarafından hazırlanmış görkemli bir müzikal jestti. Yaklaşık iki bin kişilik dev bir koro, Osmanlı Türkçesiyle yazılmış bu kasideyi söylemek için aylar öncesinden fonetik çalışmalar yapmıştı. Kasidede Londra’nın ışıl ışıl bir gelin gibi süslendiği, şehrin bu parlaklığının ve neşesinin tek sebebinin Sultan Abdülaziz’in ziyareti olduğu dile getiriliyordu. “Yumuşak ışıklı bir güneş doğdu, ne ulu bir nur! Sebep, Sultan Abdülaziz Han’ın teşrifidir” dizeleriyle, padişahın varlığı doğrudan ilahi bir nur ve sevinç kaynağı olarak tasvir edilmişti. Böylece İngilizler, hem ev sahibi olarak gösterişli bir saygı sunmuş, hem de Osmanlı hükümdarına Avrupa’daki meşruiyetini pekiştiren sembolik bir karşılama sergilemiş oluyorlardı.

Ertesi gün İngiliz gazeteleri, “İki bin kişilik korodan yükselen, orada bulunan yirmi bin kişinin tek kelimesini anlamadığı seslerin Padişah’ın kulağına nasıl gitti bilinmez; kendi dilindeki kelimeleri seçmesini ve hazırlıklara gösterdiğimiz itinayı fark etmesini dileriz,” diye yazar. Dilekleri karşılık bulur: Abdülaziz gördüğü özel ilginin farkındadır ve memnundur. Konser sonrası müzisyenler arasında paylaştırılmak üzere 200£, kış aylarında yangın geçiren binanın onarımı için 1000£ bağışta bulunur. Havai fişek gösterisinin son kovanı yere düşene kadar kalabalık dağılmaz.

Kraliyetin En Büyük Nişanı: Order of the Garter

17 Temmuz’da Sultan Abdülaziz ve heyeti Portsmouth yakınlarındaki Spithead’e gider. Donanma geçidinin ardından iki hükümdar Victoria and Albert yatına geçer. Deniz manevraları izlendikten sonra Kraliçe Victoria, bir İngiliz hükümdarının verdiği en yüksek nişan olan Order of the Garter’ı Abdülaziz’e tevcih eder. Abdülaziz, bu nişanı alan 756. kişi olarak Knight of the Garter rütbesine yükselir. Tören anı İngiliz ressam George Housman Thomas tarafından resmedilir.

Damadım Olur Musun?

Ziyaretin odağında her ne kadar Abdülaziz olsa da, beklenmedik bir gelişme keyfini kaçırır. Tedbiren davet edildiği bu seyahatte Veliaht Murad Efendi bilgisi, görgüsü ve nezaketiyle hem Fransa hem İngiltere’de dikkatleri üzerine çeker; bu ilginin Abdülaziz’de zaman zaman kıskançlık yarattığı kaydedilir.

Murad Efendi (sonradan V. Murad), Fransızcayı ana dili gibi konuşur; birkaç yabancı dili daha iyi bilir. Güzel sanatlar ve tarih bilgisi derindir; iyi piyano çalar; Avrupa salon danslarında neredeyse ustadır. Paris’te Kraliçe Eugénie, Londra’da ise Prenses Mary Adelaide ile açılış danslarını yapar. Büyük alkışın ardından Lord Stanley, Osmanlı sefiriyle görüşerek Kraliçe Victoria’nın Murad’ı çok beğendiğini, uygun görülürse torunları arasından bir prensesle evlenmesini arzu ettiğini ve kabul ederse tahta çıkıncaya dek İngiltere’de kalabileceğini iletir. Fuat Paşa teklifi hayırlı bulsa da Abdülaziz öfkeyle konuyu kapatır. İade-i nezaket gereği reddin gerekçesi bulunur: Osmanlı sultanlarının çok eşli yaşamı hatırlatılır; tek eşli evliliğin halka “garip” gelebileceği ifade edilerek teklif geri çevrilir.

Veda

Sultan Abdülaziz, Londra’da geçirdiği on iki gün boyunca yoğun bir program izler. Son gününde bir rahip eşliğinde saraydan ayrılarak Charing Cross’tan kalkan özel trene biner ve Londra’dan ayrılır. Veda törenine Galler Prensi Edward ve Cambridge Dükü katılır. Abdülaziz, ayrılmadan önce Londra Belediye Başkanı’na demiryolu işçileri arasında pay edilmek üzere 2000£ bırakır; Kraliçe Victoria telgrafla memnuniyetini bildirir.

Sultan Abdülaziz bu vedadan dokuz yıl sonra bir saray darbesiyle tahttan indirilerek öldürülür. Yerine geçen V. Murad, 93 gün sonra aklî dengesinin bozulduğu gerekçesiyle tahttan indirilip ailesiyle birlikte Çırağan Sarayı’na kapatılır.

İki ülke arasındaki bahar havası bir süre daha sürer. 1869’da Prens Edward bu ziyaretin karşılığında resmî bir ziyaret için bir kez daha İstanbul’a gelecektir. Ne var ki sonraki yıllar beklenen iyimserlikte akmaz. İngilizlerin bir sonraki İstanbul “ziyareti” ise yıllar sonra işgal biçimini alacaktır.

 

Prévost, S. “Ottoman Sultan Abdul Aziz’s State Visit to Britain (July 1867).” Revue Française de Civilisation Britannique (2024).

 

 

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Paker
    Murat Paker “Süreçte” Üç Farklı Söylem Dairesi
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal CHP’nin Meclis Boykotu
    Fatih Öztürk
    Fatih Öztürk Hakikat Komisyonlarına doğru - 1
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy “Demokrasi, Özgürlük ve Adalet” koalisyonu
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması ABD Başkanı Trump’a verilen bir ödün mü?
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Osmanlı–İngiltere ilişkileri (3): Sultan Abdülaziz’in İngiltere Günleri (1867)
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Bir zamanlar foto-romanlar vardı...
    Herkül Millas
    Herkül Millas Doğu’da kültürel miras
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Kitlesel afyon olarak kin ve nefret
    Evrim Rızvanoğlu
    Evrim Rızvanoğlu AKP'nin siyasi sinizm tuzağı
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Vahşi kapitalizm ve demokrasinin reklam çekimleri
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Süreç neden ağırdan ilerliyor?
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak OAKA bir çılgınlıktır
    Alican Uludağ
    Alican Uludağ Son bir yılda yaşananlar: Saray rejimini tahkim etmek
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı