MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Ortadoğu’daki gelişmeler ve İstanbul 

ANA SAYFASİYASETOrtadoğu’daki gelişmeler ve İstanbul 
Ortadoğu’daki gelişmeler ve İstanbul 

İstanbul’un; Anadolu Yakası, Boğaz ‘ın her iki yakasındaki kıyıları, Sur içi ve Sur dışı olarak, 4 Bölgeye ayrılmasını ve etkin bir İl Meclisi oluşturulmasını savunabilir.  İstanbul halkı kenti yönetecek İl Meclisini, Meclis de Vali ve/veya Belediye Başkanlığı yetkilerini taşıyacak Başkanını seçer.

25 Mayıs, 2025, Pazar 07:05
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel

Ülkenin en büyük partisi uzun süredir ayrılıkçı Kürt hareketleri bahanesiyle ertelenen, AB Yerel Yönetim Şartını gündeme getirerek, yeni bir tartışmayı başlatmalı. Böylece yerel yönetimlerin yetkilerini Ankara’ya alma girişimlerine karşı etkin  bir kamuoyu oluşturulabilir. Bu amaçla ikinci adımda İstanbul için yeni bir yapılanma modelini önerecekleri, “İstanbul Yasasını” tartışması açılır. 

ABD Başkanı’na yakın olduğu öne sürülen bir petrolcü, yeni aldığı anlaşılan imtiyazları savunurken, Türkiye’deki demokrasi ile bağdaşmayan uygulamalara ilişkin düşüncelerini soran bir gazeteciye; “3. Dünya Ülkeleri’nde bu tür gelişmelere rastlanması çok doğal”, yanıtını vermiş. Ve eklemiş; “orada istikrarlı bir rejim var.”

Ortadoğu belirgin sınırlarının çizildiği, 1. Dünya Savaşının ardından 1990 yılında askeri operasyonlarla başlayan, yeni bir döneme girdi. Büyük Savaş'ın bitişinin 80. Yılında, siyasal sınırların ve egemenliklerin değiştiği bu sürecin ikinci halkası, Irak’tan sonra Suriye oldu.

ABD’nin desteklediği ve- büyük olasılıkla- Rusya ile anlaşılarak, sonlandırılan Baas rejimi çok kısa sürede ortadan kaldırıldı. İstikrarlı İktidarımız Suriye’nin yeni yönetimi ile yakın ilişkilerini kendi kamuoyundan gizlemeye gerek duymuyor.

Bölünecek Suriye, Kuzey Irak’ta kurumsallaşan yapıyla benzeşen, ikinci bölgesel yönetim modeli olmaya yönlendiriliyor.  Kuşkusuz bu yapılanmada; ülkenin kuzeyinde Türkiye sınırlarına çok yakın bölgelerde yaşayan, Müslüman Kardeşler etkisindeki Araplar ve İsrail desteğinde varlıklarını sürdürme çabasında olan Dürzi’ler de yer alacaklar.

İsrail deyince dış ticaretinde -istatistiklere göre- 5.Sırada yer almamızın dışında, bu ülke ile sınır komşusu olacağımıza ilişkin belirtiler de görmezden gelinmemeli. Ortadoğu’da ABD başta Batının en yakın ilişkileri bulunan bir ülke sonuçta. Hint-Avrupa Ticaret Yolu projesi ile Çin’in önünün kesilmesini tasarlayan, uç nokta konumundaki Gazze’deki gelişmeler de bu bağlamda dikkate alınmalı.

Gelinen son aşamada; henüz Ortadoğu’da ABD ile koşulsuz işbirliğinin Türk kamuoyundaki sonuçlarını olumlu gösterecek, bir Yeni Osmanlı Masalı -YOM- dinlenme olasılığını da unutmamalıyız.

Ekonominin gereksiz kamu harcamaları kısılmadan, tarımdan başlayarak üretimi arttırmadan ve radikal yönetim modelleri uygulanmadan, düzlüğe çıkmasının hayalden öteye anlam taşımayacağını altını çizmeliyiz. Üstelik  kur-faiz formülleri ile kazanılan zaman, ancak ileride ödenecek ağır bedeli arttırmaktan başka sonuç vermeyecektir.

Bu durumda iktidar var gücüyle, CHP’yi  “yerel yönetimlerde” başarısızlığa uğratma çabasında. Bir yandan başta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve yakın çalışma arkadaşları, peş peşe tutuklanıyorlar. Diğer yanda; yeni çıkarılacak yasalarla Belediyelerin yetkilerinin merkeze alınacağına ilişkin hazırlıkların, başlatıldığı söylentileri yaygınlaşıyor.

CHP’nin son yerel seçimlerdeki başarısı, iktidarın siyasal ömrünün sonunun yaklaştığını gösteriyor. Ancak yukarıda sıralamaya çalıştığımız gelişmeler karşısında, sürekli savunma yaptığı izlenimi vermekten kurtulmaları koşuluyla.

Geçmişte iki kez elde edilen seçim başarılarının ardından başlatılan, uzlaşma girişimlerinin bu izlenimleri desteklediği inkâr edilemez. Ekrem İmamoğlu’nun  İBB Başkanlığının ilk döneminde AKP’li tedarikçiler ile işbirlikleri, örneğin metro inşaatları, kiralık araç ve billboard konuları da en azından duygusal altyapıyı hazırlamış olmalı.

Ancak başlatılan son soruşturmalarda, AKP’ye yönelik yolsuzluk, imar rantı ve yandaşları kollayan ihalelere ilişkin suçlamalar, planlı bir iletişim stratejisi ile CHP’ye yüklenmek isteniyor. CHP Yönetimi bu süreçte savunmanın dışında yeni bir paradigma ile gündemi belirlemek zorunda.

Ülkenin en büyük partisi uzun süredir ayrılıkçı Kürt hareketleri bahanesiyle ertelenen, AB Yerel Yönetim Şartını gündeme getirerek, yeni bir tartışmayı başlatmalı. Böylece yerel yönetimlerin yetkilerini Ankara’ya alma girişimlerine karşı etkin  bir kamuoyu oluşturulabilir. Bu amaçla ikinci adımda İstanbul için yeni bir yapılanma modelini önerecekleri ,“İstanbul Yasasını” tartışması açılır. 

İstanbul’un; Anadolu Yakası, Boğaz ‘ın her iki yakasındaki kıyıları, Sur içi ve Sur dışı olarak, 4 Bölgeye ayrılmasını ve etkin bir İl Meclisi oluşturulmasını savunabilir.  İstanbul halkı kenti yönetecek İl Meclisini, Meclis de Vali ve/veya Belediye Başkanlığı yetkilerini taşıyacak Başkanını seçer.

Aslında benzer uygulama yeni değil. İstanbul’un geçmişteki idari yapılanmasından kaynaklanıyor. Atatürk’ün Büyük Nutku okuduğu, CHP’nin 1927 Kurultayına katılan, İstanbul delegeleri kentin o zamanki bu idari yapılanmasına göre seçilmişlerdi.

  • Cumhuriyet ve rejim  Cumhuriyet ve rejim 
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Avrupa BirliğiAB Yerel Yönetim Şartıİstanbul Yasası

Yorumlar

yorum avatar

Devlet adamı olmak için siyaseti bilmek yeterli değil sayın bakanım. Tarihi de iyi bilmek gerekir..Bugün, iktidar gücünü elinde bulunduran topluluğun en büyük eksiği bu.Topluluk içinden tarih de bildiğini iddia eden zevatın dağarcığındaki, Fesli Deli Kadir'den dinledikleri safsatalardan ibaret.İçlerinden birkaç kişinin dahi, zât-ı âlinizi ve diğer muhterem büyüklerimizi dinleyip feyzaldığını da sanmıyorum.Selâm ve hürmetlerimle.

Yaşar YENER

25-05-2025 15:47

Yorum Yazın

Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Anayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Mücadelenin manivelası örgütlü olmaktır
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Altın mı, gümüş mü?
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Sustainomy: Geleceğin ekonomisi Türkiye’de neden başlamalı?
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Gediz’in “kuruması” ile toplumun “kuruması” arasında bir korelasyon var mıdır?
    Deniz Nas
    Deniz Nas Almanya’da neler oluyor: AfD iktidara mı yürüyor?
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy “Terörsüz Türkiye” hangi devletin projesi?
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Türkiye’de lider kültü ve karşıtlık siyaseti
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Ya İstiklal Ya Ölüm
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Entropinin kalbimizdeki yansıması
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Meydan muharebelerinden kuantum meydan okumasına
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Futbolda 28 Ağustos Depremi: Futbol asla futbol değildir
    Herkül Millas
    Herkül Millas Batı ile Doğu’nun Farkları – 2
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Teşhircilik söylemi politiktir
    M. Cem Özmen
    M. Cem Özmen Yöneticiler neyi yönetir?
    Emir Berke Yaşar
    Emir Berke Yaşar Erkeklik bir güç değil, yüktür
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı