Adolf Hitler’in Nazi Almanya’sında bir fabrikaya yaptığı ziyarette, yüzlerce kişinin arasında ellerini bağlayarak Nazi selamına katılmayan cesur işçi August Landmesser’in hikâyesi, insanlık hafızasında çoktan yerini almıştır. Hitler’in en güçlü olduğu anda ona karşı duran bu adamın bıraktığı iz, anlık bir tepkiden öteye geçmiş; anti-faşizmin bayrağı olmuştur.
Bir Salı sabahı, erken sayılabilecek bir saatte, eskiden teneke mahalle olan, şimdi ise en ucuzu çeyrek yüz milyon eden dairelerle soylulaşmış Piyalepaşa projesi içindeki toplantı mekânında, karşımda duran 80 yaşındaki profesörün uyandırdığı duygu, bu anti-faşist duruşla tıpatıp örtüşüyordu.
Oxford’da Emeritus Profesör olan bu kadim bilge adamın adı Avi Shlaim’di. Hitler’in tarihten silindiği yılda —hem de 31 Ekim’de— doğmuştu. Doğduğu yer ise bir zamanlar Osmanlı toprağı, o tarihte İngiltere’nin oyuncağına dönüşmüş Irak’tı. Bir Iraklı Yahudi idi kendisi. 450.000 kişilik Iraklı Yahudi ahalisinden, Wikipedia’ya göre 3 (yazıyla üç) kişi kalmış Irak’ta yaşayan. Pax Ottomana’da refah bulan ve yüzlerce yıl Irak coğrafyasında efsanevi Babil’in gölgesinde dinlenen Yahudi cemaati, 20. yüzyılın kasırgalarına dayanamamıştı. Kendisine Arap Yahudisi tanımı yapan Avi Shlaim, bu çelişkili görünen tasviri bir ceket rahatlığında benimsiyor.
1948’de İsrail devletinin kurulması ertesinde neredeyse tamamı İsrail’e göçen Iraklı Yahudiler, asırlarca huzur ve zenginlik içinde yaşadıkları bu ülkeyle bağlarını koparmış durumdalar. Avi Shlaim’in İsrail’e girişinin yasaklanmasını borçlu olduğu özellik, tabii ki başlangıçta İsrail’de o kadar da makbul bir şey olmayan Irak Yahudisi olması değil. Hatta kendi ifadesiyle 1960’ların başlarında IDF’de askerlik yaparken bir gün ülkesinden kopacağı aklının ucunda bile değilmiş.
Cambridge’de aldığı üniversite eğitimi ve İsrail arşivlerinde geçirdiği uzun çalışmalar, onu ülkesinden değil ama ülkesini yöneten soykırımcı zihniyetten koparmış .Ahmet Davutoğlu’nun zamanın Şehir Üniversitesi bünyesindeki BİSAV akademisinin de gözünden kaçmamış Avi Shlaim. Kitapları Türkçeye çevrilmiş. (2) Davutoğlu’nun ilgisi, çalışma alanının genel olarak anti-Siyonizm olması, ona özellikle daha dindar kanattaki akademi dünyasında daha fazla tanınırlık sağlamış. Kitapları okuma listelerine girmiş. Türkiye solunun da kendisine ilgisiz olduğunu söylemek tabii ki yanlış olur. Nitekim Birikim dergisi de kendisiyle yapılan bir söyleşi yakın zamanda yayınlamış.(3)
Ekopolitik bünyesindeki toplantıda, 80 yaşındaki profesörün İsrail saldırganlığını, yayılmacılığını ve ötekine yaşam hakkı tanımamak üzerine kurduğu düzeni ifşa ederkenki rahatlığı ve inancı en üst düzeydeydi. İsrail’i kendi içinden eleştiren Yeni Tarihçilik ekolünün bir temsilcisi olan Avi Shlaim, aynı zamanda İsrail’in Lahey Adalet Divanı’ndaki yargılamalarına da görüş, belge ve tarihsel katkı veriyor. Doğmadığı ama genç yaşta askerliğini yaptığı ülkesinin kuruluş felsefesindeki hatayı açık yüreklilikle ifade etmekten çekinmiyor.
“Dünyada örneği olan faşist devletler arasında faşistliğini —yani başka ırklara yaşam hakkı tanımama iddiasını— açıkça ifade eden başka örnek yoktur,” diyerek pekiştiriyor.
Avi, “İsrail hep ateşkes bozar,” demişti. Akşamında İsrail’in son ateşkes bozmasını gördük Gazze’de.
Avi Shlaim, tıpkı Yahudi Soykırımı ile anılan Hitler’e karşı duran Alman işçi gibi, bu defa soykırımın nesnesi değil öznesi olan Yahudi faşizmine karşı direniyordu.
August Landmesser’in 1944’te sadece 34 yaşında yok edilmesine mal olan anlık direnişi ile Shlaim’in yıllara yayılan bilimsel direnişi arasında farklar olsa da, özünde karşı durulan faşizmdi.
Suçun Yahudi inancında, Yahudi insanlarda değil, faşizmde olduğunu, Benjamin Netanyahu’nun yanına topladığı en marjinal faşist gruplarla beraber Gazze’yi yakıp yıkmaya girişmesiyle izah ediyordu.7 Ekim saldırılarında sivillerin öldürülmesini kınarken, olanların bir geçmişi olmayan, havada asılı bir süreçten fazlasını ifade etmekten çekinmiyordu.
Adı İster Adolf ister Benjamin olsun. İster soykırım yapan isterse soykırıma uğrayan bir dedenin torunu olsun faşist faşisttir. Faşiste karşı durmak bir insanlık meselesidir. Tarih faşizme karşı beyniyle, yumruğuyla , benliğiyle mücadele edenlerin tarihidir. Tarih haklının kazandığı, haksızın silindiği uzun bir hikayedir.
https://ekopolitik.org.tr/avi-shlaim-ekopolitik-akademide-gazze-savasi-sonrasi-ortadogu/


























Yorum Yazın