MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Kural Dışılık Çağı

ANA SAYFASİYASETKural Dışılık Çağı
Kural Dışılık Çağı

Küreselleşmeyle birlikte otokratik yönetim altındaki ülkeleri demokrasiye davet edenlerin kendi ülkelerinin siyasetçilerinin otokrasiye heveslenmiş olduğunu ve daha da ilginci kamuoyunda giderek daha fazla destek bulmaya başladıklarını görünce uğradıkları hayal kırıklığı büyük olsa gerek. 

13 Şubat, 2025, Perşembe 08:39
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Mahfi Eğilmez
Mahfi Eğilmez
yazı içi reklam

Demokrasi, hukukun üstünlüğüne, tarafsızlığına, liyakate dayanan bir rejimdir. Otokratik rejimlerde bunların hiçbiri yoktur. Daha doğrusu görünürde bunları düzenleyen yasalar, kurallar olsa da bunlar iktidar sahipleri başta olmak üzere güçlüler için uygulama dışıdır. Batının gelişmiş, demokratik ülkelerinin otokratik ülkelerden farkı, herkesin kurallara uyması, uymayanların eşit biçimde cezalandırılmasıydı. Bugün bazı gelişmiş ülkelerde o noktadan hızla uzaklaşılıyor ve otokratik ülkelerdekine benzer yapılar ortaya çıkıyor.

Yirmi birinci yüzyılın iki özelliği artık iyiden iyiye öne çıkmaya başladı: “Kural tanımazlık” ve “belirsizlik.” İkincisi, bir ölçüde ilkine bağlı yani belirsizliğin bir nedeni de kural tanımazlık. Bir de bu iki tuhaf durumu normalleştirmeye yönelik saçma sapan “yeni normal” ifadesi var.

Yirminci yüzyılın son çeyreğinde başlayan küreselleşme eğilimi bütün dünyaya egemen oluncaya kadar ABD ve Avrupa ülkelerinde kurallara saygı en önemli şeydi. Liyakate değer verilir, yolsuzlukla mücadele edilir, yolsuzluğu çıkan yöneticiler mahkeme sonuçlarını beklemeden istifa ederlerdi. Bu durum batı dünyasına dâhil olan Japonya’da en üst düzeyde geçerliydi. Bırakın yolsuzluğu, başkalarına zarar verecek bir hatası olan kişi harakiri yaparak yaşamına kendi eliyle son verirdi.

Buna karşılık gelişme yolundaki pek çok ülkede iktidar sahipleri kurallara uymazdı. Onlar uymayınca toplumda da kurallara uymama eğilimi yaygın hale gelmişti. Siyasetçilerin kurallara uymamaları, iktidar değişinceye kadar pek sorgu konusu yapılmazdı. İktidar değiştiğinde yeni gelenler eskilere hesap sormaya başlar, yeni gelenler de iktidardan düştüğünde aynı durumla karşılaşırdı. Bu hesap sorma çoğu kez intikama dönüşürdü.  

Gelişmiş ülkelerin gelişmiş olmasının en önemli nedeni kurallara uyulması, gelişmekte olan ülkelerin bir türlü gelişememesinin en önemli nedeni ise kurallara uyulmamasıydı. Kurallara uyma ölçüsü aynı zamanda belirlilik – belirsizlik ayrımında da önemli bir ayraç görevi görürdü. Genellikle kurallara uyan ülkelerde belirsizlik, uymayan ülkelere göre çok daha düşük düzeyde olur, kurallara uyan ülkeler daha çok yatırım çeker, daha düşük enflasyon ve faizle yaşardı.

1980’lerde başlayan küreselleşme sonrasında bu eğilim yavaş yavaş değişmeye başladı. Özellikle yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğinde bu değişim hızlandı. Başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerde (Japonya hariç) kurallara uymamayı ilke edinen siyasetçiler ortaya çıkmaya ve iktidara gelmeye başladı. İşin ilginç tarafı eskiden olsa sistem onları cezalandırır ve yönetimden uzak tutardı şimdi öyle olmuyor, kurallara uymama halk arasında da yaygınlaştığı için bu tür siyasetçiler destekleniyor. Gelişmekte olan ülkelerde kurallara uyulmamasının gelişmişliğe engel olduğunu söyleyen, onlara kurallara uymanın erdemini anlatmaya çalışanlar şimdilerde kurallara uymayanları destekler oldu.

Demokrasi, hukukun üstünlüğüne, tarafsızlığına, liyakate dayanan bir rejimdir. Otokratik rejimlerde bunların hiçbiri yoktur. Daha doğrusu görünürde bunları düzenleyen yasalar, kurallar olsa da bunlar iktidar sahipleri başta olmak üzere güçlüler için uygulama dışıdır. Batının gelişmiş, demokratik ülkelerinin otokratik ülkelerden farkı, herkesin kurallara uyması, uymayanların eşit biçimde cezalandırılmasıydı. Bugün bazı gelişmiş ülkelerde o noktadan hızla uzaklaşılıyor ve otokratik ülkelerdekine benzer yapılar ortaya çıkıyor.

Küreselleşmeyle birlikte otokratik yönetim altındaki ülkeleri demokrasiye davet edenlerin kendi ülkelerinin siyasetçilerinin otokrasiye heveslenmiş olduğunu ve daha da ilginci kamuoyunda giderek daha fazla destek bulmaya başladıklarını görünce uğradıkları hayal kırıklığı büyük olsa gerek.  

Kuralsız bir dünya, orman kanunlarının işlediği bir dünyadır: İktidarı ele geçiren istediğini yapar. Herkes aynı düzene geçtiğinde zamanda geri gitmiş oluruz.

Şakayla karışık bir söz vardır: “Kurallar, ahmakların uyması için yapılır.” Bu söz şaka olmaktan çıkıp bugünkü yaşamın genel kuralı haline gelmiş görünüyor.

----

Bu yazı, yazarın izniyle mahfiegilmez.com adresinden alınmıştır.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
DemokrasiOtokrasi

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Mahfi Eğilmez
    Mahfi Eğilmez

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Terörist İsrail Türkiye’ye saldırabilir mi?
    Murat Paker
    Murat Paker CHP üzerinden narsisizm, haset ve politik liderlik
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Biz ne yaşıyoruz, biz ne yapıyoruz?
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Gösteri toplumu: Yaşamı geri alabilir miyiz?
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP yönetiminin hiç mi suçu yok?
    Hasan Çetin
    Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
    Sema Erder
    Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yanlışta ısrar
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı