MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Korku parantezindeki muhalefet

Ana SayfaKöşe YazilariKorku parantezindeki muhalefet
Korku parantezindeki muhalefet

Korku parantezindeki muhalefet

22 Şubat, 2024, Perşembe 21:40
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Kürt illerinde daha önce olduğu gibi sandık sonuçlarını etkileyecek ölçüde seçmen (tamamı bürokrat) kaydırması yapmasının görmezlikten, duymazlıktan gelinmesi ciddi bir tutarsızlık sorunu oluşturduğunun gizlenemez bir hâl aldığını dahi fark edemeyen bir muhalefet ile karşı karşıyayız. Yıllardır iktidarın yarattığı korku ikliminde insanların doğası bozuldu, anormaller normalimiz hâline geldi.Erich Fromm’a göre “iktidarların oluşturduğu korku iklimlerinde insanların doğası bozulur, doğası bozulan insan kendisi olmaktan çıkar ve korku iklimine kendisini teslim eder.” Bu sözler Türkiye siyasetinin bugününü anlatıyor sanki.Montaigne’in de ifade ettiği gibi “acı çekeceğinden korkan insanlar, zaten korkuları nedeniyle acı çekiyorlardır.”Yerel seçimler yaklaştıkça toplum her gün, 2023 Mayıs Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin başarısızlığının partilerce siyasal analizinin doğru ve cesaretle yapılmamasının sonuçlarıyla yüz yüze geliyor.Özelikle de muhalefet partileri saflarında, bin bir çeşit siyasal savrulmanın ve çöküşün artçı depremleri yaşanıyor.İki gün önce ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Özgür Özel bir grup gazeteciye “Görünürde DEM Parti’nin izlediği strateji de 1 Nisan sonrasına dönük. Yani kayyum meselesi başta olmak üzere çeşitli görüşmeler yapılıyor. Bize kazandırmak değil gerekirse kaybettirmek üzerine bir strateji var.” biçiminde açıklaması yaptı.Burada “yapılıyor” kelimesinin kullanılması bilgiye veya görgüye dayalı olduğu anlaşıyor, gelişi güzel bir kullanış olmasa gerek. Bu bir yargı ve öngörüyü ifadesi ise, siyasetinin düştüğü büyük açmazın ve basitliğin bir işareti olabilir.Esenyurt’ta  ve Mersin’de gerçekleştirildiği ileri sürülen Kent Uzlaşısı siyasetinin ve bir çok seçim bölgesinde yürütülen arayışların başarısızlıkla sonuçlanmış olması Türk siyasal aktörlerce Kürt sorununun ve Kürt demokratik siyasal aktörlerinin “korku, terör veya polisiye” bir vaka parantezinden hala çıkarılmadığını gösteriyor. Kürt seçmenin oyuna talip olanlar, Kürt demokratik siyasal aktörü meşru bir muhatap görmeden, davranmadan uzak durmaya çalışıyor. Esenyurt ve Mersin’den hayata geçirilen Kent Uzlaşısını değerlendire yeterli veriye, bilgiye aynı sahip değiliz. Kapalı devre yapılan işbirliğinin değerlendirilmesi 1 Nisan sonrası ancak yapabiliriz.  Şimdilik açıklamalarda korku ve inkârcılık var.Mayıs seçimleri sonuçlarının iktidar partisi liderinin, kendi partisi bakımından liderlik gücünü pekiştirdiğine muhalefet seçmeninde ise yenilmezliğini pekiştirdi.Bu nedenle birçok eleştiri, uygulamalardan, politikalardan şikâyet ediş biçim Tayyip Erdoğan’ın güçlü algılanması sonucunu doğurarak anlamsızlaşıyor.İktidar bloku Cumhur İttifakı’nın omurgası AK Parti ve MHP, ittifaklarını korumayı becerebiliyorlar. İktidar ortağı olmanın olanaklarını gayet güzel paylaşıyorlar. Topluma ve ülkeye siyasal kötülükler yapma konusunda “can kardeşliklerini” sürdürüyorlar.
Mayıs seçimleri sonuçlarının iktidar partisi liderinin, kendi partisi bakımından liderlik gücünü pekiştirdiğine muhalefet seçmeninde ise yenilmezliğini pekiştirdi. Bu nedenle birçok eleştiri, uygulamalardan, politikalardan şikâyet ediş biçim Tayyip Erdoğan’ın güçlü algılanması sonucunu doğurarak anlamsızlaşıyor.
Bütün bunlar seçimler sonrasında yeni bir döneme girildiğini, Erdoğan’ın toplumsal algısının artık 13 Nisan 2023 öncesi gibi olmadığı anlatıyor.Nitekim bu algının etkisizleşse de muhalefet partileri, dokuz ay önce kurdukları ve Türk siyaset tarihine adeta altın harflerle yazma iddiasında oldukları üç farklı (Millet, Demokrasi ve Özgürlük, Sosyalist Güç Birliği) üçü de dağıldı. Bu ittifaklardaki partilerin her biri birbiriyle mücadele eder durumdalar.Merkez ve sol muhalefetin dengesi bozuldu, pusulasız kaldı. Çaresizliklerini keskin ve büyük sözlerle, ezberlenmiş siyasal analizlerle gizlemenin savrulmasını yaşıyorlar.Bu savrulma hâlini daha detaylı anlamak için, Gazete Duvar‘da Osman Çaklı’nın sosyalist parti temsilcileriyle yaptığı seri söyleşiye göz atmakta yarar var.Örneğin Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan’ın “Seçim taktiğimizi İstanbul’da AKP’nin geriletilmesi olarak belirledik. Bu geriletmenin sembol hâline geldiği iki önemli kentin İstanbul ve Ankara olduğu açık. Bir kez daha bütün demokrasi güçlerini AKP’ye kaybettirecek bir yaklaşımla ortak tutum almaya çağırıyoruz” sözleri, sosyalist sol muhalefetin kendini hapsettiği AK Parti karşıtlığına indirgenmiş siyasetin tipik örneğini oluşturuyor.Millet İttifakı partilerinin durumu ise içler açısı. Partilerin adayları belirleme sürecinde yaşadıkları yaprak dökümü son hızla sürüyor, bu durumun farkında olunduklarına bir emare görülmüyor.Dokuz ay önce söylediklerini, anlattıklarını unutmuşlar, kendi hafızalarını sıfırlamış görünüyorlar. Mayıs seçimlerinin kaybedilmesi durumunda, yerel seçimlerde iktidar partisinin elinin çok fazla güçleneceğine tespitini unutmuş görünüyorlar.Doğalgaz tartışması bunun tipik örneği. Cumhurbaşkanın Hatay’da “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse o şehre hizmet gelmez” veya Ordu’da “Bizim olmadığımız bir büyükşehir belediyesi kusura bakmayın, açık konuşuyorum, doğalgazı nasıl getirecek? Biz varsak doğal gaz var. Biz yoksak doğal gaz yok” sözleri sonrasında mı fark ettiler.22 yıldır ülkeyi yöneten Erdoğan’ın, ülkenin kimi kentlerinde doğalgaz olmamasını tehdit unsuru olarak kullanmasına karşı çıkarken “nasıl seçmeni tehdit edersin“ sözüne indirgenmiş muhalefet etme biçimleri.2019 yerel seçimlerinde kayyımlarla Kürt seçmen tehdit edilirken bir cümle itiraz edilmemesi nasıl bu derece çabuk unutuldu?
22 yıldır ülkeyi yöneten Erdoğan’ın, ülkenin kimi kentlerinde doğalgaz olmamasını tehdit unsuru olarak kullanmasına karşı çıkarken “nasıl seçmeni tehdit edersin“ sözüne indirgenmiş muhalefet etme biçimleri.
Her şeyi bir kenara bıraksak bile, Kürt illerinde daha önce olduğu gibi sandık sonuçlarını etkileyecek ölçüde seçmen (tamamı bürokrat) kaydırması yapmasının görmezlikten, duymazlıktan gelinmesi ciddi bir tutarsızlık sorunu oluşturduğunun gizlenemez bir hâl aldığını dahi fark edemeyen bir muhalefet ile karşı karşıyayız. Yıllardır iktidarın yarattığı korku ikliminde insanların doğası bozuldu, anormaller normalimiz hâline geldi.AK Parti’nin “oy yoksa hizmet yok” siyaseti yeni mi icat edildi? Başkalarına karşı bu düşmanca siyasal tutum sergilenirken, siyasal iradeleri gasp edilirken ne yapıldı?İktidarın yarattığı milli korku ikliminde, iktidarın anormallerini, normale dönüştürmesine yardım eden tutumlarla muhalefetin inandırıcı ve umut verici olmasının imkânsızlığı ortada.
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Paker
    Murat Paker Matematiğin kümeler teorisinden psikolojinin kimlik teorisine: Türkler, Kürtler, Türkiyeliler
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Demokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Terörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Çözüm komisyonu: Barış makyajı mı, siyasi tuzak mı?
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar İktidarın oyunu, CHP’nin açmazı
    Bumin Yağız Avcı
    Bumin Yağız Avcı Zamanın Ruhu: Neoliberalizmin tahakkümü, ideolojik boşluk ve sınıf bilincinin çözülmesi 
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Meslek liseleri tartışmaları (1)
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Sahte diplomalar ve Koçi Bey
    Mehmet Fatih Ceylan
    Mehmet Fatih Ceylan Bitmeyen veya bitirilmeyen çile: Ortadoğu
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Türkiye’de Yargı sorunu geçmişten günümüze süregelen bir kriz
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Vedat Dalokay’dan Ders Almak
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Trump da Trump!
    Mehmet Şafak Sarı
    Mehmet Şafak Sarı Yapay zeka "silahlanma yarışı"
    M. Coşkun Cangöz
    M. Coşkun Cangöz Aslında vergiyi kim ödüyor?
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Doların saltanatı sarsılıyor: Yeni para düzeninde taht kimin olacak?
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal CHP’nin Komisyon Çıkmazı
    Fatih Öztürk
    Fatih Öztürk Türkiye Cumhuriyeti demokrasisini kurtarmak (2)
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Belle’nin ölümünü Türkiye’den izlemek 
    Cengiz Kapmaz
    Cengiz Kapmaz 'Çözüm Süreci'nde CHP neden kolay hedef?
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak Kos’un öteki yüzü
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı