İmamoğlu Silivri’den sadece X mesajları ile değil, gazetelerde yazdığı yazılarla siyaset yapıyor. X mesajlarını tartışıyoruz. Bana kalırsa gazete yazıları da mesajlar kadar önemli. Bu yazılar İmamoğlu’nun Türkiye ve dünya tasavvurunu görmek açısından çok daha önemli. Ama burada önemli olan bu metinleri sadece okumak değil, tartışmak ve zenginleştirmektir. CHP ve çeperindeki siyasetçi ve aydınların yapmadıkları da budur. Unutulmasın ki, yapılmayan her şey onu içerde yalnızlaştırmaktan başka bir şey değildir.
19 Mart’ta gözaltına alınıp, 23 Mart’ta tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, cezaevinde iki ayı geride bıraktı. İmamoğlu cezaevinde olduğu bu süreçte bir şekilde siyaset yapmaya devam ediyor. Bunu da kamuoyuna paylaştığı mesaj ve yazılarla yapıyor.
Anladığım kadarıyla kamuoyunda en çok tartışılan İmamoğlu’nun sosyal medya mesajları.
İmamoğlu’nun sosyal medya platformu X’de yaptığı paylaşımlar esas olarak, gündelik siyasi gelişmeler karşısında pozisyon alan, gelişmelere cevap verme niteliğinde. Ancak bu paylaşımlar, “tehlikeli” bulunmuş olmalı ki, bir paylaşımı nedeniyle İmamoğlu’nun X platformundaki hesabına Türkiye’den erişimine mahkeme kararı ile yasak kondu. Teknolojinin bu kadar geliştiği bir dünyada sosyal medya platformundan hesap yasaklamanın amacına ulaşması ne kadar mümkün tartışılır.
Nitekim, başka adla açılan hesaplardan, İmamoğlu’nunmesajlarının fotoğrafının başka hesaplar tarafından paylaşılması bu yasağın anlamsızlığını yeterince açıklıyor.
Sonuç olarak İmamoğlu, X’deki paylaşımlarına bir biçimde devam ediyor. Tabi siyaset yapmaya da...
***
Ama hemen ifade edelim, İmamoğlu siyasetini sadece sosyal medya mesajları ile yapmıyor. Aynı zamanda çok görülmese de, bu dönemde çeşitli gazetelerde önemli yazılar yazdı.
Bunun son ikisi önce Karar, sonra Sözcü gazetesinde yayınlandı.
Bu yazıları önemli kılan İmamoğlu’nun gündelik siyasi gelişmelere tepki veren aktivist siyasetçi yanında aynı zamanda entelektüel, politik yönünü ortaya çıkaran kısmen teorik ağırlığıdır.
Bu yazılar, İmamoğlu’nun siyasete, Türkiye’ye ve dünyaya nasıl baktığı yönünde önemli ipuçları içeriyor.
Kuşkusuz cezaevi, verimli kullanıldığında bir tür okul, bu açıdan da “medresesi yusufiye” olarak anılıyor ülkemizde, özellikle de sağ siyasette. Yine Türk edebiyatının en iyi eserleri cezaevinde yazılmıştır. Nazım Hikmet’ten Sabahattin Ali’ye, Kemal Tahir’den Ahmed Arif’e pek çok ismin eserleri bunun örneğidir.
Burada bir parantez açarak hemen şunu ekleyelim; İmamoğlu, ülke ve dünyaya ilişkin yazıları sadece Silivri’de iken yazmadı.
Biraz geriye gittiğimizde bunun ipuçlarını 2023 yılında yazdığı yazı ve adaylık konuşmasında da görebiliriz.
Bu süreçte aklıma gelen ilk yazı Oksijen Gazetesi’nde“Türkiye için yeniden” başlıklı yazı idi.
Bunu İBB Başkanlığı için adaylığını ilan ettiği toplantıda yaptığı konuşma izledi.
Son olarak CHP’nin 100. Kuruluş yıl dönümü için yazdığı “Yeni vizyon” başlıklı yazı aklıma gelenler.
O günlerde İmamoğlu’nun entelektüel yolculuğu üzerine farklı farklı yazılar yazdım ve İmamoğlu'nun buna devam edeceğini yazmıştım.
***
Nitekim İmamoğlu’nun Karar ve Sözcü’de çıkan yazıları, ülkenin içinde olduğu durumu kendi penceresinden analiz eden önemli değerlendirmeler içeriyor.
İmamoğlu Karar gazetesindeki ilk yazısında adına “Türkiye Modeli” dediği yeni bir inşa ile ülkenin içine sürüklendiği ekonomik kriz, adalet eksikliği ve demokrasi zafiyetini aşmayı öneriyor.
Yine bu yazıda, iktidarın siyasi tercihlerinin ülkeyi yoksulluğa ve adaletsizliğe sürüklediğini ifade ederek; İstanbul’da uyguladığı “İstanbul Modeli”nin temelini oluşturan sosyal destek, adil hizmet dağıtımı ve refahı artıran projelerin örnek alınarak bunun Türkiye geneline yayılmasını bir çözüm önerisi olarak sunuyor.
İmamoğlu yazısında bunun ancak, adil bir hukuk sistemi, demokratik bir ortam, siyasi alanın genişlemesi ve bağımsız kurumlarla mümkün olabileceğini söylüyor.
Özetle bu yazı, İmamoğlu’nun hayalindeki “Türkiye Modeli”nin nasıl hayata geçebileceğine dair ipuçları sunuyor.
Önceki gün Sözcü’de çıkan yazı da, bir anlamda Karar’daki yazıyı tamamlar nitelikte.
“Dünya Yenilenirken Yeni Bir Türkiye İçin” başlıklı yazısında İmamoğlu,Türkiye’nin ve dünyanın büyük bir dönüşüm sürecinden geçtiğini, bu dönüşümün Türkiye için tarihi bir fırsat sunduğunu iddia ederek; buna ancak; demokratik, güçlü devlet; huzurlu ve zengin toplum; eşit ve özgür vatandaşlar hedefi aracılığıyla ulaşabileceğimizi ifade ediyor.
İmamoğlu yazısında; terörün sona ermesinin yaratacağı imkanın demokrasi, özgürlük ve refah temelinde yeni bir toplumsal düzen inşa etmek için tarihi bir fırsat olduğunu savunuyor. Bunu tamamlayan önerme ise; Kürt sorunun sadece güvenlik politikalarıyla değil hak ve özgürlükler temelinde ele alınması gerekliliği.
Bu yazıda yer alan güçlü devletin, dışlayıcı değil ancak adil, kapsayıcı ve demokratik olmasıyla sağlanabileceğini ifade ediyor.
Bunun dışında ekonomi politikalarında liyakate kadar pek çok alanda olması gereken nitelikler de tartışılıyor.
Bu yazıda kuşkusuz en önemli vurgu eşit ve özgür vatandaşlığa. İmamoğlu bunun ancak, her vatandaşın kendini eşit, özgür ve güvende hissettiği bir ortam yaratılmasıyla mümkün olacağını savunuyor. Bu bağlamda farklı kimliklerin bölünme değil bir zenginlik olarak görülmesi gerektiğini hatırlatıyor bize.
Özetle İmamoğlu bize; güçlü bir demokrasi, etkin bir devlet ve adil bir toplum yapısı hedeflenmesi gerektiğini ve gelecek siyasetinin bunun üzerine inşa edebileceğini söylüyor.
İmamoğlu’nun bu yazıları kendi bakış açısında dünya okuması ve onun içinde demokratik, güçlü bir Türkiye için önerilerini sunmaktadır.
Burada önemli olan bu metinleri sadece okumak değil, tartışmak ve zenginleştirmektir.
CHP ve çeperindeki siyasetçi ve aydınların yapmadıkları da budur. Ve bu alanda yapılmayan her şey İmamoğlu'nu içerde yalnızlaştırmaktan başka bir şey değildir.

Yorum Yazın