MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

İmamoğlu’nun dili çok mu sert?

Ana SayfaSi̇yasetİmamoğlu’nun dili çok mu sert?
İmamoğlu’nun dili çok mu sert?

İmamoğlu’nun kürsülerde bu tonu ne kadar sürecek göreceğiz ama onun esas gücünün sokaklar, pazarlar gibi halka doğrudan dokunduğu kamusal alanlar olduğunu da not etmekte yarar var.

11 Mart, 2025, Salı 06:30
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Murat Aksoy
Murat Aksoy

Görünen o ki, Erdoğan ve iktidar bloku, İmamoğlu’ndan siyasi olarak korkuyorlar ve onu aday yapmamak için her şeyi yapmak istiyorlar. İmamoğlu bu gerçeği bir veri kabul ederek, toplumu arkasına almak için siyaseten Erdoğan’ı hedef alıyor. Ama uzun vadede İmamoğlu, Erdoğan’ın kutuplaştırıcı dilinin tuzağına düşmemelidir

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı 23 Mart’ta gerçekleşecek ön seçimle belli olacak. Bu aday da, Ekrem İmamoğlu.

Ve İmamoğlu, geçtiğimiz haftasonu itibariyle İzmir’den başlayarak yol çıktı. İzmir’den sonra Adana, Kayseri ve Antalya’da da programlara katıldı ve konuşmalar yaptı.

Medyada dünden bu yana İmamoğlu’nun konuşmalarının içeriğinden çok üslubuyla ilgili tartışmalar var.

Üslubu bağlamında tartışma, sertliği kadar konuşmaların doğrudan Erdoğan’ı hedef alması noktasında.

İmamoğlu’nun üslubu “şimdilik” mi yoksa kampanyaya başladıktan sonra sürecek mi, göreceğiz.

Bu yazıda, İmamoğlu’nun bu söylemi sürdüreceği varsayımı üzerinden bazı noktalara değinmek istiyorum.

AK PARTİ’DEN AKP VE ERDOĞAN’A

AKP ilk yıllarında izlediği devlet değil toplumu, toplumsal talepleri merkeze koyan politikalarla toplumun farklı kesimlerinden destek bulmuştu.  

Ne yazık ki, AKP/Erdoğan, bu politikalardan Arap Baharı sonrası terk etmeye başladı ve nihayet 2014 ilk yarısında MHP ile kurduğu ideolojik ortaklıkla, toplumsal taleplerin siyasi taşıyıcılığında devletin ideolojik taşıyıcısı olduğu siyasetin aktörü oldu.

Tam bu dönemde AKP ile Erdoğan siyasi yollarını ayırdılar. 2014’den bu yana AKP hukukun siyasi parti, işleyiş olarak bir tür şirkete dönüşürken; Erdoğan yukarıdaki dönüşümde taşıyıcılığı parti lideri olarak değil Cumhurbaşkanlığı kimliğiyle yapmıştır.

AKP, siyasi öznelikten devletin yarattığı rantı, meşruiyet aldığı toplumsal kesimlere dağıtıcısı haline dönüştü.

Partinin siyasi öznelikten vazgeçmesi esas olarak AK Parti’den AKP’ye dönüşün de kısa bir hikayesi olarak okunabilir.

Bu süreç aynı zamanda devletin, bir zamanlar yasaklı çocuğu olan muhafazakâr siyaseti sahiplenmesi ve ideolojik sürekliliğini onun üzerinden devam ettirmeye soyunmasıdır.

O yüzden kamusal alanın, makbul vatandaşlık tanımındaki dönüşüm, toplum mühendisliğine rağmen devlet, sürdürmeyi başardığı ideolojik süreklilik bağlamında kabullendi.

Sonuçta İmamoğlu’nun zihnen bölünmüş bir Türkiye’nin cumhurbaşkanı olmak isteyeceğini düşünmüyorum. İmamoğlu ancak daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla adalet vaadiyle güçlü bir Türkiye hayalini ve hedefini kamusallaştırmalı ve toplumu ikna etmelidir.

KILIÇDAROĞLU KARŞISINDA ERDOĞAN SÖYLEMİ

CHP’nin bir önceki lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bu açıdan izlediği siyaset ile sadece CHP’nin ideolojik dönüşümünü değil dilinin de kapsayıcı olmasına yol açtı. Bu süreç aynı zamanda CHP’nin devlete mesafe alma dönemidir.

Toplumun farklı kesimleri ile kurabildiği ilişki bu sayede oldu. Kılıçdaroğlu, sonradan izlediği politikaya “helalleşme” adını koydu. Helalleşme, CHP’nin devletin mağdur ettiği kesimlerle barışması ve buluşmasıydı.  

Bu açıdan AKP’nin ikinci on yılında sürdürmesini beklediğimiz politikaları, Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP izledi. Yani CHP içinden çıktığı devletçi söyleme mesafe alırken, Erdoğan lider olarak devlete, devletçiliğe sarıldı.

Bu dönemde Erdoğan’ın en büyük başarısı, CHP’ye karşı sürdürdüğü ideolojik ötekileştirici dilidir. “CaHaPe Zihniyeti”, “tek parti dönemi”, “dikili ağaçları yok”, “taş üstüne taş koymadılar” gibi söylemleri, gerçeği olmayan kimi propagandaları ile tabanını konsolide etti.

Bunun için Kılıçdaroğlu’nu PKK’yla yan yana gösteren montaj videolar, iktidar geldiğinde Öcalan’ı, Demirtaş’ı serbest bırakacaklar gibi söylemleri kullanmaktan çekinmedi.

Erdoğan, kendi partisinin ve öncülü partilerinin tabanındaki CHP algısını çok iyi bildiği için, son yıllarda tüm söylemini o geçmiş üzerine kurdu ve bunda başarılı oldu. Tabanını ve Cumhur İttifakı seçmeninin konsolide etmede bu söylem etkili oldu.

İMAMOĞLU TOPLUMA TÜRKİYE HAYALİ DE SUNMALI

Bütün bu tablo içinde İmamoğlu’nun haftasonu konuşmalarında yansıyan Erdoğan’ı hedef alan, bir anlamda kişiselleştirilen sert söylem, kendisine yarar mı?

Yararsa ne kadar?

Şu bir gerçek, Erdoğan ve kendini Erdoğan yerine koyan tüm kişi ve kurumlar, İmamoğlu’nu kriminalize etmek için her şeyi yapıyorlar. Görünen o ki yapmaya da devam edecekler.

Belki de İmamoğlu’nun sertliğin nedeni de budur.

Evet sadece İmamoğlu değil, CHP’li belediye başkanlarının tutuklanması, yakın çalışma arkadaşlarının hukuki tahkibata uğraması, mal varlıklarına tedbir konulması bunun işareti.

Görünen o ki, Erdoğan ve iktidar bloku, İmamoğlu’ndan siyasi olarak korkuyorlar ve onu aday yapmamak için her şeyi yapmak istiyorlar.

İmamoğlu bu gerçeği bir veri kabul ederek, toplumu arkasına almak için siyaseten Erdoğan’ı hedef alıyor.

Bu söylem, bir yere kadar CHP tabanını, Erdoğan karşıtlarını konsolide edebilir. Hatta bu söylemle, adaylık durumunda seçim bile kazandırabilir.

Ama İmamoğlu’nun unutmaması gereken şudur, seçildiğinde sadece kendine oy verenlerin değil oy vermeyenlerin de cumhurbaşkanı olacaktır. O yüzden İmamoğlu, Erdoğan’ın kutuplaştırıcı dilinin tuzağına düşmemelidir.

Sonuçta İmamoğlu’nun zihnen bölünmüş bir Türkiye’nin cumhurbaşkanı olmak isteyeceğini düşünmüyorum. İmamoğlu ancak daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla adalet vaadiyle güçlü bir Türkiye hayalini ve hedefini kamusallaştırmalı ve toplumu ikna etmelidir.

İmamoğlu’nun kürsülerde bu tonu ne kadar sürecek göreceğiz ama onun esas gücünün sokaklar, pazarlar gibi halka doğrudan dokunduğu kamusal alanlar olduğunu da not etmekte yarar var.

  • AKP’nin yüzde 30’u ve İmamoğlu’nun çıkışı AKP’nin yüzde 30’u ve İmamoğlu’nun çıkışı
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Ekrem İmamoğluCumhurbaşkanlığı AdaylığıCHP

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Murat Aksoy
Murat Aksoy

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Murat Aksoy
Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
Tunay Şendal
Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
Mehmet Hasgüler
Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
Ali Kılıç
Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
Hakan Şahin
Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
Buse Ayazma
Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
Mesut Balcan
Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı