MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

İktidarın oyunu, CHP’nin açmazı

Ana SayfaSi̇yasetİktidarın oyunu, CHP’nin açmazı
İktidarın oyunu, CHP’nin açmazı

Komisyon çalışmaları sırasında CHP; devletin kurucu partisi olma bagajıyla güncel arasında sıkıştırılmaya çalışılacaktır. CHP, yeterince milliyetçi olamama veya sol olamama gibi eleştirilerle sık karşılaşacaktır.

05 Ağustos, 2025, Salı 06:30
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Çağhan Uyar
Çağhan Uyar

Madem CHP’nin varlığı komisyon için bu kadar önemli o zaman bir şeyler daha koparılmalıydı diye düşünüyorum. Bu kadar zamandır yok hükmünde addedilen CHP, birden kıymete biniverdiyse oylamada nitelikli çoğunluğun kabul edilmesi dışında bir şeyler alınabilirdi.

Türkiye, kuşkusuz, yakın dönem siyasî tarihinin en önemli kırılma evrelerinden birisini geçiriyor. İktidarın “Terörsüz Türkiye” diyerek çıktığı yolda; cumhuriyetin ulus devlet projesinden geri dönüş, etnik çeşitlilikleri Sünni bir İslam yorumuna hapseden ümmet tasarımı ve günümüzün federal yönetimlerine benzeyen klasik dönem Osmanlı millet sistemi üzerine tartışılıyor.

Kamuoyunda konuşulanlara karşılık, iktidar kanadından yapılan açıklamalarda “terörü bitiriyoruz” mesajları verilerek ortam yatıştırılmaya çalışılsa da toplumun kimi duyarlılıkları tetikleniyor. Özellikle sürecin nereye savrulacağının tam olarak bilinmemesi nedeniyle girilen her safhada toplumun hassasiyet zincirine yeni bir halka ekleniyor.

İktidarın kurduğu oyun planında, toplumsal tabandan yükselen sesler sadece AKP ve MHP’yi de hedef almıyor. Komisyon tartışmalarından itibaren “Terörsüz Türkiye” paketiyle sunulan modelle iktidar kanadı, CHP’yi de nişan tahtasına çivilemiş durumdadır.

Komisyona katılmayı kabul ettiği için CHP’yi “ihanetle” dahi itham eden bazı çevreler dikkatlerden kaçmıyor. 

Kanımca iktidar paydaşlarının “Terörsüz Türkiye” gündemini, CHP’yi de içine alacak biçimde parlamento sıralarına taşımasının en belirgin özelliği de bu noktada ortaya çıkıyor. İyimser bir bakış açısını koruyarak, komisyonun geniş bir tabana oturması ve dolayısıyla rıza üretmesi bağlamında, CHP’nin de dâhil edildiğini öncelikle söyleyeyim. Ancak burada sadece saf bir iyimserlik üzerinden gidemeyiz.

İktidar paydaşları, uzun yıllardır olduğu gibi, CHP’nin Kürt meselesi türünden Türkiye’nin artık kangrene dönüşen sorunlarında bazı sıkışıklıklar üreteceğini öngörmüş olmalı. 

Bir kere CHP, tarihsel olarak her daim milliyetçi çevreler tarafından yeterince milliyetçi olamamakla sol kesimlerce de tam anlamıyla solcu olamamakla eleştirilen bir partidir. Bu yönüyle CHP, komisyona yeşil ışık yaktığı andan itibaren milliyetçilik üzerinden topa tutulacağından ilgi odağı haline gelecekti. Ki öyle de oldu.

Komisyonun önünü açan da, bu süreci ilmek ilmek dokuyan da iktidar sonuçta. CHP’nin bir dahli yok. Ama komisyonla beraber tartışmaların yoğunlaştığı yer, iktidardan, milliyetçilik kanalıyla hırpalanan CHP’ye doğru kaydı.

CHP, komisyona katılmakta ayak diretseydi de farklı bir şey olmayacaktı. Bu sefer de “sen ne biçim sol partisin?” denilerek hücum edilecekti.

İktidar, CHP’nin tarihsel bakımdan aşil topuğunu çok iyi bildiği için bir hamleyle sarayın üstünde çakan şimşekleri ana muhalefetin genel merkezine doğru sürükleyiverdi.

Komisyon çalışmaları sırasında CHP; devletin kurucu partisi olma bagajıyla güncel arasında sıkıştırılmaya çalışılacaktır. CHP, yeterince milliyetçi olamama veya sol olamama gibi eleştirilerle sık karşılaşacaktır. İktidar da CHP’yi tam da bu noktadan hedef alıp “siz zaten tek parti döneminde de…” diye başlayan meşhur beylik cümlelerini kurup sorunların konuşulmasını engelleyecektir. Bu yolla sorunları çözemeyen, ele dahi alamayan ve belki süreci tıkayan bir CHP imajı yaratılmaya çalışılacaktır.

Açıkçası CHP’nin Alevi meselesi, Kürt sorunu, başörtüsü problemi gibi kimi konularda devletin kurucu partisi olma vasfıyla güncel dinamikler arasında bocalaması iktidarın elini oldukça rahatlıyor. Bu nedenle bazı yapay meseleleri CHP’ye karşı kolaylıkla baskı unsuruna dönüştürebiliyor.

Hatta CHP’yi aynı sorun üzerinden iki faklı bakış açısı üzerinden bile vurabiliyor.

Mesela başörtüsünü ele alalım. İktidar kanadından yapılan açıklamalara göre, Türkiye’de başörtüsü diye bir sorun varsa, bunun temel müsebbibi CHP’dir. Ama aynı iktidar “bu Cehape başörtüsüne karşı çıkıyor fakat daha kendi tarihini bile bilmiyor. Bakınız Atatürk’ün de eşinin başı örtülü” kabilinden mesajlar da verebiliyor.

CHP, her koşul ve şart altında kriminalize edilebiliyor. Bunun örneklerini çoğaltabilirim. Ancak komisyon özeline dönecek olursak, ana muhalefetin bu nevi meselelerdeki aşil topuğu halen açıktadır.

Komisyon çalışmaları sırasında CHP; devletin kurucu partisi olma bagajıyla güncel arasında sıkıştırılmaya çalışılacaktır. CHP, yeterince milliyetçi olamama veya sol olamama gibi eleştirilerle sık karşılaşacaktır. İktidar da CHP’yi tam da bu noktadan hedef alıp “siz zaten tek parti döneminde de…” diye başlayan meşhur beylik cümlelerini kurup sorunların konuşulmasını engelleyecektir. Bu yolla sorunları çözemeyen, ele dahi alamayan ve belki süreci tıkayan bir CHP imajı yaratılmaya çalışılacaktır.

Bunların hepsi başlı başına birer risktir. CHP’nin komisyon safahatının öngördüğüm gibi düzleme kayması durumunda iktidarın vereceği mesaj açıktır; “Cehape’yi birinci parti yaptınız ama belli başlı sorunları bile çözmekten aciz bunlar. Türkiye’nin sorunlarını çözecek olan biziz!”

Öbür taraftan CHP’nin yüzleşebileceği tüm açmazlara rağmen komisyona katılmaması da pek olası değildi. Komisyon fikrini ilk ortaya atan partinin CHP olması bir yana, Türkiye’nin hemen her meselesinin meclis çatısı altında görüşülüp karara bağlanması gerekir. Türkiye’nin bu demokratik olgunluğu tekrar yakalaması elzemdir. Ancak bilindiği gibi şimdiye kadar CHP hep yok sayıldı. Sanki parlamentoda CHP diye bir parti yokmuş gibi davranıldı. 

CHP’nin soru önergeleri, komisyon önerileri, kanun teklifleri hep reddedildi. İktidar, CHP’li belediyelere yağmurlu havada su vermedi.

Hatta onu da geçin. Sel, yangın ve deprem gibi doğal afetlerde CHP’li başkanların muhatap dahi alınmadığına gözlerimizle şahit olduk.

Hâl böyleyken madem CHP’nin varlığı komisyon için bu kadar önemli o zaman bir şeyler daha koparılmalıydı diye düşünüyorum. Bu kadar zamandır yok hükmünde addedilen CHP, birden kıymete biniverdiyse oylamada nitelikli çoğunluğun kabul edilmesi dışında bir şeyler alınabilirdi.

Tutuklu bulunan belediye başkanları, gazeteciler, öğrenciler veya Gezi’den hüküm giyenler konusunda bazı adımlar atılabilirdi. Can Atalay’ın komisyonda fiili olarak bulunması şart koşulabilirdi.

Böylece CHP, masaya eli biraz daha güçlü biçimde oturabilirdi.

  • Kılıç, kalkan ve ümmet: Türkiye'yi geçmiş nostaljisiyle yönetmek Kılıç, kalkan ve ümmet: Türkiye'yi geçmiş nostaljisiyle yönetmek
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Cumhuriyet Halk PartisiCHPTerörsüz Türkiye

Yorum Yazın

Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Paker
    Murat Paker Matematiğin kümeler teorisinden psikolojinin kimlik teorisine: Türkler, Kürtler, Türkiyeliler
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Demokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Terörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Çözüm komisyonu: Barış makyajı mı, siyasi tuzak mı?
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar İktidarın oyunu, CHP’nin açmazı
    Bumin Yağız Avcı
    Bumin Yağız Avcı Zamanın Ruhu: Neoliberalizmin tahakkümü, ideolojik boşluk ve sınıf bilincinin çözülmesi 
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Meslek liseleri tartışmaları (1)
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Sahte diplomalar ve Koçi Bey
    Mehmet Fatih Ceylan
    Mehmet Fatih Ceylan Bitmeyen veya bitirilmeyen çile: Ortadoğu
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Türkiye’de Yargı sorunu geçmişten günümüze süregelen bir kriz
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Vedat Dalokay’dan Ders Almak
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Trump da Trump!
    Mehmet Şafak Sarı
    Mehmet Şafak Sarı Yapay zeka "silahlanma yarışı"
    M. Coşkun Cangöz
    M. Coşkun Cangöz Aslında vergiyi kim ödüyor?
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Doların saltanatı sarsılıyor: Yeni para düzeninde taht kimin olacak?
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal CHP’nin Komisyon Çıkmazı
    Fatih Öztürk
    Fatih Öztürk Türkiye Cumhuriyeti demokrasisini kurtarmak (2)
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Belle’nin ölümünü Türkiye’den izlemek 
    Cengiz Kapmaz
    Cengiz Kapmaz 'Çözüm Süreci'nde CHP neden kolay hedef?
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak Kos’un öteki yüzü
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı