MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Herkes her şeyi değiştirebilir mi?

Ana SayfaSi̇yasetHerkes her şeyi değiştirebilir mi?
Herkes her şeyi değiştirebilir mi?

Bugün dünyada olup bitene bakınca, hâlâ benzer bir tablo görüyoruz. Teknolojinin hızla ilerlemesi, savaşlar, iklim krizi, sosyal eşitsizlikler… Bunların hepsi birkaç kişi tarafından tetikleniyor, yönlendiriliyor, şekilleniyor.

25 Mart, 2025, Salı 10:23
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Sedef Erken
Sedef Erken

İnsanlık tarihi boyunca toplumun büyük çoğunluğu izleyici kalmıştır. Ne dinlerin doğuşuna, ne devrimlere, ne de savaşlara aktif katılmışlardır. Hatta çoğu zaman, neyin değiştiğinden bile habersizdirler.

Dün tamamen farklı görüşte biriyle X’te yazıştık, ısrarla vurguladığı nokta şuydu; “Siz azınlıksınız”.

İktidar kendi tabanındaki gençleri konsolide ederken yıllardır “bunlar bir avuç beyaz Türk, elitist Batıcı, siz ise milletsiniz” mesajını pompalıyor. Üstelik üst üste kazandığı seçimlerde çok büyük oy farkları olmamasına rağmen.  

Karşısındakilerin azınlık olduğuna ikna olmuş seçmeniyse bugün yaşananları tamamen bu bakış açısına göre yorumluyor; Siz azınlıksınız ve çok uzun zamandır kazanamadınız, yine kazanamayacak, hiçbir şeyi değiştiremeyeceksiniz.

Muhtemelen bazı şeylerin hiç de istediği gibi gitmediğinin çok farkında ama azınlıkların değişimi getiremeyeceğini düşünüyor.

Oysa tarihe biraz dikkatle bakınca bambaşka bir tablo görürüz. Büyük dönüşümler, her zaman küçük bir grubun inadıyla başlamıştır. Değişimi başlatanlar çoğunlukta olanlar değil, azınlıktır.

İnsanlık tarihi boyunca toplumun büyük çoğunluğu izleyici kalmıştır. Ne dinlerin doğuşuna, ne devrimlere, ne de savaşlara aktif katılmışlardır. Hatta çoğu zaman, neyin değiştiğinden bile habersizdirler.

Muhammed’le Süfyan’ın savaşı başlangıçta halkın gözünde iki güçlü adamın çekişmesi gibidir. Başlangıçta başarısına çok az şans verilen Mustafa Kemal’in liderliğindeki Kurtuluş Savaşı’nı hatırlayın. O mücadeleye baş koyanların sayısı azdı. Başlangıçta Anadolu halkı çoğunlukla ne olduğunu tam anlamıyor, “Kemal Paşa’nın ordusu geçiyor” gibi cümlelerle olan biteni seyrediyordu.

Aynı şey Fransız Devrimi için de geçerlidir, sivil haklar hareketi için de, kadınların oy hakkı için de… Sadece birkaç kişi, önce düşünmüş sonra inandığı şey uğruna hareket etmiş ve sonunda büyük gruplar ikna olmuş ve değişim yaratılmıştır.

Aynı hikâye başka adlarla tekrar eder. İster din tarihinde, ister imparatorlukların yükselişinde, ister devrimlerde… Olan biten, toplumun büyük kısmı için sadece günlük muhabbet konusudur. Ne yönetime talip olurlar, ne sistemi değiştirmeye kalkışırlar. Yeni düzene kolayca uyum sağlarlar.

Azınlık kazanırsa, onların istediği gibi yaşanır. Çoğunluk bunu sonucu gördükten sonra kabullenir.

Değişim herkesle değil, birkaç kişiyle başlar

Çoğunluk, yaşadığı yerde kim yönetirse ona uyum sağlar. Ne eğitim sistemine, ne ekonomi politikasına, ne de inanç düzenine karar vermek ister. Yanlış yapmaktan, dışlanmaktan, konfor alanından çıkmaktan çekinir. O yüzden de tarafını ancak iş bitince seçer. Kazanan belli olunca ona yönelir.

Karar çok belirleyici olsa bile, seçeneklerin başkası tarafından oluşturulmasını tercih eder. “Bana mı kaldı” cümlesi, sıradan insanların en sık başvurduğu sığınaktır.

Bugün dünyada olup bitene bakınca, hâlâ benzer bir tablo görüyoruz. Teknolojinin hızla ilerlemesi, savaşlar, iklim krizi, sosyal eşitsizlikler… Bunların hepsi birkaç kişi tarafından tetikleniyor, yönlendiriliyor, şekilleniyor.

Geriye kalan milyarlarca insan, olan bitenden etkileniyor. Tepki gösterenler elbette var ama gerçek değişimi başlatanlar yine az sayıda insan.

Toplumu dönüştürmek isteyen biri, bunu genellikle topluma rağmen yapar. Çünkü toplum, değişimin sancısını değil, sadece sonucunu görmek ister.

Mahatma Gandhi, Hindistan’ı İngiliz sömürüsünden kurtarırken yanında milyonlar yoktu. Martin Luther King “Bir hayalim var” dediğinde onu destekleyen kalabalıklar değil, birkaç yürekli insandı. Rosa Parks otobüste yer vermediğinde sadece kendi direnişini ortaya koydu, ama o küçük eylem, büyük bir toplumsal dönüşümün fitilini ateşledi.

Bu örnekler bize şunu söylüyor: Değişim, önce küçük başlar. Önce yalnız hissedersin, sonra yavaş yavaş yankı bulursun.

Herkesi ikna etmeye çalışmak yerine, inandığın şey için cesaretle yürümek gerekir. Bu yüzden “herkes her şeyi değiştirebilir mi?” sorusunun cevabı hayırdır. Ama “az kişi çok şeyi değiştirebilir mi?” sorusunun cevabı kocaman bir evettir. Siyasi ya da toplumsal mücadelelerde başarının sırrı, herkesin desteğini almak değil doğru insanlarla yola çıkmaktır.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Sedef Erken
    Sedef Erken

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
    Buse Ayazma
    Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
    Mesut Balcan
    Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı