MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Bayrampaşa ve maskeli balo

ANA SAYFASİYASETBayrampaşa ve maskeli balo
Bayrampaşa ve maskeli balo

AKP’li Meclis üyesinin, kuradan CHP’li isim çıkınca kemiklerini kırma uğruna neden o masaya sertçe yumruğunu vurur? Sadece yerel kamu hizmeti üretiminde bir süre arka planda kalınacağı gerekçesi ile açıklanabilir mi? Yoksa, işin içinde yerel kamu hizmeti üretme aşkından çok öte şeyler mi var?

22 Eylül, 2025, Pazartesi 00:35
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Eser Karakaş
Eser Karakaş
yazı içi reklam

Bayrampaşa malum, eski Sağmalcılar, yetmişlerin başında kolera salgını çıkmıştı, “Maskeli balo” ise Murathan Mungan’ın harika şiiri. Manos Loizos’un yine harika bestesi, “Telli telli”’nin de bestekârı Loizos, Yeni Türkü 1983 tarihli “Akdeniz Akdeniz” albümünde de çok güzel söylemişti bu şarkıyı.

Türkiye siyasetini, siyasetin finansmanını izlediğimde nedense (!) aklıma hep bu şiir, bu beste ve Yeni Türkü geliyor. Ne demek istediğimi çok özetle açmaya çalışacağım.

Aşağıda sunacağım yaklaşımımı çok sert, çok haksız da bulabilirsiniz ki, bir ölçüde haklı da olacaksınız çünkü dünyada, hem doğada hem toplumlarda zaten hiçbir şey tam siyah ya da beyaz değil. Malum grinin kırk da değil sonsuz tonu var ama griyi iyi anlamak için önce siyahı ve beyazı iyi anlamak, tanımlamak lâzım değil mi?

Aslında bugün Yeni Arayış’a eğitimde 4’lerle ifade edilen sistem tartışmalarının anlamsızlığı üzerine bir yazı yazmak niyetinde idim ama bir taraftan da gözüm Türkiye televizyonları ekranlarında (Fransa’da yaşıyorum), üç seçim yapılıyor; CHP olağanüstü kurultayı, Bayrampaşa Belediye Başkan Vekili seçimi ve Fenerbahçe’deki başkanlık seçimi.

Aslında bu yukarıdaki satırda saydığım üç seçimi sübjektif tercihlerime kalsa tam ters sıralama ile yazardım. CHP seçiminin sonucu belli, Bayrampaşa beni çok ilgilendirmiyor (idi) ve benim için daha önemli olan Fenerbahçe seçimi, doğma büyüme Kadıköylüyüm çünkü.

Ancak, yukarıda Bayrampaşa seçimi için şöyle bir ifade yazdım: İlgilendirmiyor (idi); bu (idi) parantezini neden koydum?

Bayrampaşa seçimi 18-18 gitti, kuraya gidildi, kurada CHP çıktı. Tam o kura esnasında kurayı hemen torbanın yanından izleyen bir AKP’li torbadan CHP çıkınca muazzam sinirlendi, çok üzüldü ve yumruğunu çok sert bir biçimde elinin kırılması pahasına arkadaki kürsüye vurdu, umarım kırılmamıştır el kemikleri.

Peki, bir yerel siyasetçi bu kurayı kaybetti diye neden kendini kaybeder, adeta çıldırır?

Bu çılgın hareket, sadece yerel kamu hizmeti üretiminde bir süre arka planda kalınacağı gerekçesi ile açıklanabilir mi?

Yoksa, işin içinde yerel kamu hizmeti üretme aşkından çok öte şeyler mi var?

Evet, bu yazımın konusunu işte böyle değiştirdi bu masaya atılan yumruk. Lütfen internetten bu kura çekimini, masaya vurulan yumruğu bir izleyin, ne demek istediğimi anlayacaksınız.

CHP’lilerin sevinçleri de bence biraz abartılı idi ama bu daha anlaşılabilecek bir şey. Ne de olsa seçilmiş belediye başkanları hapiste şimdi.

Türkiye’de hem ulusal düzeyde hem de yerel düzeyde siyaset kanımca asla (siyah beyazdan muradım bu) bir kamu hizmeti üretim rekabeti ve yarışı için yapılmıyor, tek amaç siyaset üzerinden kamu kaynaklarını olabildiğince özel çıkarlar için kullanmak.

Siyasetin tek amacı bu olunca da Bayrampaşa belediyesi başkan vekilliği kurasını kaybettiğiniz için elinizi kırmak pahasına masalar yumrukluyorsunuz doğal olarak, işin içinde rekabetten kaçtıkları için ballı ihaleler var, sekiz kuşak akrabanı, dış kapının mandalını işe sokmak var, var oğlu var, var kızı var.

Peki buradan aklıma Murathan Mungan’ın bu çok güzel şiiri, Maskeli Balo, nasıl geldi?

Madem Bayrampaşa başkanlık vekaleti seçiminden kalktık, öyle devam edelim.

Mecliste muhtemelen başka siyasi partilerden de üyeler vardır, bakmadım, merak da etmedim ama yarış CHP-AKP arasında geçti, bu çok da hatta hiç de önemli değil, başka partiler de olabilirdi.

Sosyal demokratlar (sözde) var, kendilerine muhafazakar (aslında siyasal islamcı) diyenler var, Türk milliyetçisi diyenler de vardır, herkes var ama bu siyasal kimlikler kanımca içselleştirilmiş, gerekleri yerine getirilen kimlikler değil, sadece siyasal maske bunlar, hangi siyasal maskenin siyaset pazarında (political market) daha çok talebi olduğunu düşünüyorlarsa o maskeyi takıyorlar, bu maske kimlik için de canavarlar gibi dövüşüyorlar çünkü işin içinde yukarıda belirttiğim gibi özel amaçlara tahsis edilecek büyük kamusal kaynaklar var hem merkezi hem yerel düzeylerde, temel hedef yerel kamusal hizmet demetini hayata geçirmek pek değil.

Siyaset transferlerine de bu gözle bakıyorum ben, “political markette”, siyasi pazarda bir nedenden talep kayması öngörülüyor ise o maske bırakılıyor, öbür maske takılıyor zira amaç ulusal düzeyde ve yerel düzeyde bir kamu hizmeti paketi üretimini hayata geçirmek olmadığında siyasi pazarda talep kayması, rant olanaklarının dümenine geçmek çok önem kazanıyor ve hemen gereği yapılıyor.

Yazıyı noktalamadan bazı küçük ideoloji partilerinin bu iddiamın dışında kaldığını da belirteyim, bu partilerin iktidar hedefleri yok zaten yani kamu rantları hedeflemiyorlar.

Son olarak da yazımın başında belirttiğim gri tonların hayatta mevcudiyetini bir kez daha hatırlatalım ama griyi anlamak için önce siyah-beyaz ayırımını iyi yapmak gerektiği kanısındayım.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Eser Karakaş
    Eser Karakaş

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yeni çözüm süreci: Sessiz bir başlangıç, belirsiz bir gelecek
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Komisyona bir öneri
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar CHP’nin kayyum çıkmazı
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Osmanlı–İngiltere İlişkileri (2): Prens Edward’ın Birinci İstanbul Gezisi (1862)
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP siyaseti hızlanan zamana yetişebilecek mi?
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Bayrampaşa ve maskeli balo
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Yeter ki ekonomi konuşmayalım!
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık CHP yeniden yola çıkarken…
    Ahmet Öztopkara
    Ahmet Öztopkara Evet, Göztepe Satılık… Daha Güçlü Olmak İçin…
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal CHP’nin 22. Olağanüstü Kurultayı
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel "Hayat kısa kuşlar uçuyor"
    Reha Çamuroğlu
    Reha Çamuroğlu Mesele midir?
    Akın Özçer
    Akın Özçer Bolsonaro’nun tarihi mahkûmiyeti
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 18. İstanbul Bienali başladı: “Üç Ayaklı Kedi” metaforu başka nasıl okunabilir?
    Deniz Nas
    Deniz Nas Almanya’da neler oluyor: North Rhine-Westphalia 2025 Yerel Seçimleri değerlendirmesi
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı