MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Zerafetle vazgeçmek: Kendine verdiğin en büyük onur

ANA SAYFAPSİKOLOJİZerafetle vazgeçmek: Kendine verdiğin en büyük onur
Zerafetle vazgeçmek: Kendine verdiğin en büyük onur

Biliyorum, gitmek zor. Hele ki, bir şeyin içinde emek verdiysen, hayaller kurduysan, o hayalleri yaşatmak için kendini biraz törpülediysen… Ama bir yerde “burası benim için artık güvenli değil” diyorsan, orada kalmaya devam etmek sadece kendine ihanettir. Ve insanın en büyük onuru, önce kendisine sadık kalabilmesidir.

19 Mart, 2025, Çarşamba 00:10
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Beril Esra Atahan
Beril Esra Atahan
yazı içi reklam

Zerafetle vazgeçmek, pes etmek değildir. Aksine, kendini daha büyük bir şeye layık gördüğünün ilanıdır. Çünkü sen, seni küçümseyen bir aşkı, seni kullanmaya çalışan bir dostluğu, seni yok sayan bir ortamı hak etmiyorsun. Ve bunu fark ettiğin an, hayatına yepyeni, ışıklı bir kapı açılacak.

Bazen hayatta bir kapıyı zarifçe kapatmak, içeride kalıp savaşmaktan daha büyük bir cesaret gerektirir. Sana iyi gelmeyen, seni sürekli yoran, kalbini daraltan bir yerde ısrar etmek, kaybetmemek uğruna kendinden ödün vermektir. Oysa ki, gerçek zafer bazen şık bir geri çekilişte saklıdır.

Biliyorum, gitmek zor. Hele ki, bir şeyin içinde emek verdiysen, hayaller kurduysan, o hayalleri yaşatmak için kendini biraz törpülediysen… Ama bir yerde “burası benim için artık güvenli değil” diyorsan, orada kalmaya devam etmek sadece kendine ihanettir. Ve insanın en büyük onuru, önce kendisine sadık kalabilmesidir.

“Gerçek zarafet, hak etmediğin bir savaşı terk edebilmektir.”

Bu sözü bir yerde okumuştum ve o günden beri hayatımın pusulası gibi oldu. Ne zaman bir yerde kendimi küçük düşmüş, incinmiş ya da değersiz hissetsem, orada neyi kurtarmaya çalışıyorum? diye sorarım. Eğer cevabım kendi özsaygım değilse, o zaman bilin ki orada fazla kalmışımdır.

Hermann Hesse’nin “Bozkırkurdu” kitabında geçen şu cümle tam da bunu anlatır: “Birisi ya da bir şey seni tüketiyorsa, onu bırak. Hayat, senin vazgeçilmez olduğunu kanıtlaman için fazla kısa.”

Bunu yapabilmek kolay değil. Çünkü hepimiz içten içe güçlü olmanın kalmak, sabretmek ve mücadele etmek olduğunu öğrendik. Ama şunu unutma: Güç bazen kalmak değil, gitmektir. Kendine iyi gelmeyeni ardında bırakmak, seni sevmeyen birine daha fazla kendini anlatmaya çalışmamak, seni küçülten bir ortamda büyümeye çalışmayı bırakmaktır.

Hermann Hesse’nin “Bozkırkurdu” kitabında geçen şu cümle tam da bunu anlatır: “Birisi ya da bir şey seni tüketiyorsa, onu bırak. Hayat, senin vazgeçilmez olduğunu kanıtlaman için fazla kısa.”

Zerafetle vazgeçmek, pes etmek değildir. Aksine, kendini daha büyük bir şeye layık gördüğünün ilanıdır. Çünkü sen, seni küçümseyen bir aşkı, seni kullanmaya çalışan bir dostluğu, seni yok sayan bir ortamı hak etmiyorsun. Ve bunu fark ettiğin an, hayatına yepyeni, ışıklı bir kapı açılacak.

Unutma, bazen en asil hareket, o kapıyı hafifçe kapatıp yürümektir.

 

  • Ego ve kibir: Kusursuz aynadaki çatlak Ego ve kibir: Kusursuz aynadaki çatlak
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Zerafetle VazgeçmekPes Etmek

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Beril Esra Atahan
Beril Esra Atahan

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
Murat Aksoy
Murat Aksoy CHP yönetiminin hiç mi suçu yok?
Hasan Çetin
Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
Sema Erder
Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
Eser Karakaş
Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
Yüksel Işık
Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
Akın Özçer
Akın Özçer Yanlışta ısrar
Murat Kartalkaya
Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
Çağhan Uyar
Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
Reha Çamuroğlu
Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
Fahri Bakırcı
Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
Tunay Şendal
Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
Mustafa Ergen
Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı