MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Konut kredisi olsa da uzaktan kullansak

ANA SAYFAEKONOMİKonut kredisi olsa da uzaktan kullansak
Konut kredisi olsa da uzaktan kullansak
02 Ocak, 2025, Perşembe 06:50
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan
yazı içi reklam

Türkiye’de bankacılıkla, bankacılarla alay eden Makro İhtiyati Önlemler aslında zamanını şaşırmış birer komünist rejim finansal aracından öte değil. Konut kredisi LTV oran düzenlemesi ile başlayan bu baskı sistemi en uç noktasında kredi verene cebren devlet tahvili satışına vardı.

Türkiye’de bankacılıktaki yasakları saysanız muhtemelen yarı yolda sıkılırsınız.

Yeni yılda ilk yazıyı bankacılık üzerine yazmasam olmazdı. Yapılan düzenlemeye göre Konut Kredisini kullanmak için Şubeye gitmek gerekmiyormuş.

Ticaret Bakanlığı’nın düzenlemesine göre;

“Artık konut kredisi başvuruları için şubeye gitme zorunluluğu ve ıslak imza gerekliliği ortadan kalktı. Tüketiciler, uzaktan iletişim araçları aracılığıyla elektronik ortamda kredi başvurularını yapabilecek ve işlemlerini tamamlayabilecekler.”

Ortada kayda değer bir konut kredisi olmasa da olacağı günlerde kredi kullanımı oldukça kolaylaşmış olacak.

Dünyanın herhangi bir ülkesinde 5 ya da 10 yıllık krediyi yıllık %35’den kullandım diyene acıyan gözlerle bakar ve temyiz kudretini sorgularlar.

Türkiye’de Hizmet Seviyesi konusunda Bankacılıkla aşık atacak her hangi bir hizmet veya mal üreticisi bulunmuyor. Bu konuda farklı bir görüşü olanla her zaman tartışmaya hazırım.

Türk Bankaları teknoloji konusunda çok uzun zamandır ileri bir seviyeye ulaşmışlardı. Dünya olsa olsa bu seviyeyi ancak yakalamış olabilir.

Türkiye’de Kredi Kartı ile taksit yapılırken Avrupa’da imprinter cihazı kullanıyorlardı. Ali Babacan’ın AKP’yi bugünlere taşıyan sözde makro ihtiyati özde ise baskıcı finansal sisteminin hedefinde bu ürünler yer almıştı.

Türkiye büyümeyen Bankacılık sistemini kamusal gücün tasallutuna Ali Babacan’ın nevi ve içeriği kendisine mahsus Makro İhtiyati Tedbirlerle terk etti.

Geçmiş Merkez Bankası Başkanları faizi artırmaya gerek yok krediyi kısıtlamak da aynı kapıya çıkar diye ciddi ciddi sunumlar yaptılar.

Başkalarının vatandaşı olmadıkları için çok da umursamadıkları bu tezler günün sonunda Türk Parasının “virtually” yok oluşuna varan irrasyonel nas ekonomisine giden yolun parke taşlarıydı.

Bugün Türkiye’de yıllık basit %35’le Konut Kredisi kullandığında enflasyona göre daha düşük olduğu gerekçesiyle göbek atanlar oluyor. Dünyanın herhangi bir ülkesinde 5 ya da 10 yıllık krediyi yıllık %35’den kullandım diyene acıyan gözlerle bakar ve temyiz kudretini sorgularlar.

Yarın enflasyon düşünce aklınızda olsun Katılım Bankaları size refinansman kesinlikle yapmaz, diğer bankaları döverek refinansmana zorlayabilecek finansal otoritemize şükretsinler. 

Türkiye’de bankacılıkla, bankacılarla alay eden Makro İhtiyati Önlemler aslında zamanını şaşırmış birer Komünist Rejim finansal araçlandırmasından öte değil. Konut kredisi LTV oran düzenlemesi ile başlayan bu baskı sistemi en uç noktasında kredi verene cebren devlet tahvili satışına vardı.

Türkiye’de bankacılıktaki yasakları saysanız muhtemelen yarı yolda sıkılırsınız.

Kredi kartına, taksit sayısına, kredi tutarına velhasıl akla gelen her detaya sınırlama getiren bu sistemin akla ziyan uygulamalarından biri de artan faiz oranlarına rağmen daha da artırılan KKDF ve BSMV oranlarıdır. Bugün Konut Kredisi dışında Kredi Kartı ve KMH dahil tüm bireysel kredili ürünlerden faizin %30’u seviyesinde devlete vergi ödenmektedir.

Başka ülkelerde bir yılda ödenen faizi Türkiye’de devlet bir ayda kendisinin maliyetine katlanmadığı krediler üzerinden tahsil ediyor.

Yarın enflasyon 30’a düşse Türkiye’de vatandaşa maliyeti 39 olacak. Çünkü devlet her 10 lira faize 3 lira da kendi adına vergi koymada.

Bütün bunlar aslında Türkiye ekonomisinin içine düştüğü çıkmazı tarif ediyor. Her an sürpriz bir hamle ile kurumsallığı sorgulanan bir politik ortamda para kıtlaşıyor. Türkiye’de bankacılık kesiminde büyüme cılız kalıyor Türk Bankacılık sisteminin tamamı Dünyanın ilk 50 bankası arasına zar zor dahil oluyor.

Asli işi Ticari Bankaların ulaşamadığı kesimleri finanse etmek olması gereken Kamu Bankaları ticari bankalarla rekabet ederken yaptıkları reklamlarla da iktidara yakın medyanın fon ihtiyacını karşılıyor.

Konut kredisi mevzuatı ise adeta Einstein’in formülü. Bir Banka konut ipotekli uzun vadeli kredi vermek istiyorsa bundan devlete ne? 

Bankacılığı kamunun insafına bırakan sistem yüksek faizle boğuşmaya zorladığı şirket ve bireyleri zaman zaman ulufe misali kamu bankası kredileriyle mutlu ediyor.

Asli işi Ticari Bankaların ulaşamadığı kesimleri finanse etmek olması gereken Kamu Bankaları ticari bankalarla rekabet ederken yaptıkları reklamlarla da iktidara yakın medyanın fon ihtiyacını karşılıyor.

Bugün Türkiye’de konut alımında bankacılık katkısı %5’i bile bulmuyor. Alıcılar Nas ekonomisinin çıktısı yüksek kur ve faizle biriken mevduatlarının köpüğünü ev almakta kullanırken, parası olmayan krediyle de ev alamıyor.

Konut kredisi mevzuatı ise adeta Einstein’in formülü. Bir Banka konut ipotekli uzun vadeli kredi vermek istiyorsa bundan devlete ne? Bankanın aktifini pasifini kontrol ediyorsunuz zaten.

Bankacıların görev sürelerini kısaltmaya çalışanlar için Paşabahçe mağazalarında güzel aynalar var. Türkiye düzelecekse yapısal reformun başlangıcı Bankacılıkla   oynamaktan vazgeçmektir. İğneyi bir kendinize batırın önce.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Makro İhtiyati ÖnlemlerKonut Kredisi

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Armağan Öztürk
Armağan Öztürk Terörist İsrail Türkiye’ye saldırabilir mi?
Murat Paker
Murat Paker CHP üzerinden narsisizm, haset ve politik liderlik
Başak Yağmur Eray
Başak Yağmur Eray Biz ne yaşıyoruz, biz ne yapıyoruz?
Kübra Evliyaoğlu
Kübra Evliyaoğlu Gösteri toplumu: Yaşamı geri alabilir miyiz?
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
Murat Aksoy
Murat Aksoy CHP yönetiminin hiç mi suçu yok?
Hasan Çetin
Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
Sema Erder
Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
Eser Karakaş
Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
Akın Özçer
Akın Özçer Yanlışta ısrar
Yüksel Işık
Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
Murat Kartalkaya
Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
Çağhan Uyar
Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı