MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

İktidarla ne zaman müzakere etmeli; ne zaman etmemeli?

Ana SayfaHukukİktidarla ne zaman müzakere etmeli; ne zaman etmemeli?
İktidarla ne zaman müzakere etmeli; ne zaman etmemeli?

Taraflar, bir takım hukuki veya ahlaki prensipler üzerinden konuşur. Güce dayandığınızda ise, karşı tarafın gücünü anlamaya ve müzakere masasında anlaşmaktansa diğer alternatiflerinin ne olduğunu anlamaya bakarsınız.

08 Mayıs, 2025, Perşembe 00:46
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
İdil Elveriş
İdil Elveriş

Yıllarca müzakere dersi vermiş birisi olarak Heen’in hukuk bürolarından beklenen “imkansız seçim”e dair verdiği tavsiye müzakere etmemek. Bir müzakere uzmanının müzakere etmeme tavsiyesinde bulunması oldukça değişik bir durum ancak Heen hemen gerekçesiyle açıklıyor. Eğer oturup müzakere etmezseniz, bu karşınıza bir takım yaptırımlar çıkması ve hem mevcut hem de ilerdeki müvekkillerinizi devlet kurumları önünde temsil yetkinizin sınırlanması gibi bir sonuç doğurabilir.

Trump ve Hukuk Büroları

Bizler Türkiye’de hukuk mesleğinin devletle itiş kakış içinde olmasına oldukça alışığız. Bu anlamda, Cumhuriyet’in kurulmasından itibaren Barolar devletin hedefinde oldular. Sadece kişilerin ceplerinden ücretini ödeyerek hizmet aldığı avukatlar değil, devletin uyuşmazlık çözüm yeri olarak gösterdiği yargı da, özellikle siyasi davalar bakımından, ele geçirilmesi gereken bir kale olarak görüldü. Bu anlamda belirli kişi ve grupları temsil eden avukatlar, zaman zaman bireysel anlamda hedef alınsa da, bugünlerde ABD’de yaşanan tarzda büyük ve tanınmış hukuk bürolarına doğrudan müdahale etmeye çalışılan bir durum yaşanmadı. Trump ise sadece Harvard Üniversitesi başta olmak üzere bir çok önemli üniversiteye karşı değil, büyük hukuk bürolarına karşı da savaş açmış durumda.

Trump, hukuk bürolarından ne istiyor? Onları neyle tehdit ediyor?

Trump, üniversitelere araştırma yapmak için kullandıkları federal fonları kesme tehdidi ile ilettiği uzun talepler listesinin benzerlerini, devletten herhangi bir maddi kaynak kullanmadıkları halde, kendi yönetimine tehdit olarak gördüğü davaları alan hukuk bürolarına da sundu. Bunların arasında, avukatların güvenlik izinlerini (security clearance) kaldırmak; büro çalışanlarının federal binalara girişine engel olmak ve bu bürolara iş veren müvekkillerin federal hükümetle olan sözleşmelerini feshetmek gibi avukatların günlük işlerini yapmasına engel olacak, onları maddi açıdan zorlayacak tehditler de bulunuyor.  Bir başka deyişle, niteliği gereği federal mekanlarda yapılan işlerin yapılmasını engellemek; federal işleri/dosyaları büroların ellerinden almak ve hatta müvekkillerine de zarar vermek gibi şeylerden bahsediyoruz.

Bu taleplerin bahanesi, hukuk bürolarının yanlarında çalışacak kişileri işe almaya dönük uygulamaları ve tamamen gönüllü yaptıkları pro bono (ücretsiz) hukuk hizmetlerini “woke”olarak adlandırılan ve Trump yönetiminin tasvip etmediği sosyal gruplara sunmaları. Ancak asıl sebep, bu hukuk bürolarının Trump yönetimine ve hatta Trump’a dava açan müvekkilleri ve davaları almayı kabul etmesi; müvekkilerinin Demokrat Partili olması gibi sebepler. Dolayısıyla bu tarz “gerekçelere” dayanılmaya çalışılsa da ortada bir siyasi öc kampanyası bulunduğu açık. Oysa her avukatın müvekkilini seçme hakkı var ve her hukuk bürosu da kendisini istediği gibi yönetmenin parçası olarak istediği işi (ve kişiyi işe) alır.

Durumun yarattığı şaşkınlık ve taleplerin kabul edilemez niteliği, söz konusu büyük hukuk bürolarını Trump ile müzakere ederek, olayı hasarsız atlatmaya çalışmakla taleplere direnmek arasında bir ikileme soktu. Nitekim bazıları, savaş gazileri gibi tartışma yaratmayan grupların davalarını pro bono almayı kabul etti. Bu şekilde paçayı yırtacağını sanan bürolar, bir anda Trump’ın yeni talepleriyle karşılaştı. Örneğin, bu taleplerden birisi Trump yönetimine bir çok ülkeyle yapacağına inandığı ticari anlaşmalarda destek olmak. Diğer yandan, Trump bu büroların çalışanlarını işe alırken ayrımcı uygulamalarda bulunduğuna dair şikayetini geri çekti. Bazı bürolarsa bu talepleri içeren executive orderlara (Başkan’ın yürütme yetkisine dayanarak aldığı karar ve uygulamalar) karşı dava açıp, mahkemelerden bunların yürütülmesini durdurma kararı almayı başardı.

Trump’a herhangi bir taviz vermenizden onun çıkaracağı sonuç, sizi istediği gibi itekleyebileceği. Örneğin, büronuzun karar mekanizmalarında yer almasına dair isteğine boyun eğerseniz, hem bağımsızlığınızı kaybedeceksiniz hem de o, büronuzun yönetimiyle ilgili her şeyi size dikte etme imkanına kavuşacak.

Müzakere etmek ya da etmemek

Bu yazıda, müzakere konusunun uzmanı, Harvard Müzakere Projesi yönetici yardımcısı ve kendisi de Harvard Hukuk Fakültesi kökenli Sheila Heen tarafından kaleme alınarak, tüm hukuk bürolarının faydalanması için LinkedIn’de paylaşılmış olan önerilere değinmek istiyorum. Altı sayfalık metin hukuk bürolarında sıklıkla görülen hukuki görüş (memorandum)formatında yazılmış olsa da hukuki bir değerlendirme içermiyor. Hatta hayatın bir çok alanındaki anlaşmazlıklara uygulanabilecek ve özellikle “karşı taraf tehditkarsa onunla müzakere edilmeli midir?” sorusuna cevap arıyor. Aşağıda bu görüşe dayanarak, Heen’in söylediklerini özetle aktarmaya çalışacağım.

Otuz seneye yakındır müzakere dersi vermiş birisi olarak Heen’in hukuk bürolarından beklenen “imkansız seçim”e dair verdiği tavsiye müzakere etmemek. Bir müzakere uzmanının müzakere etmeme tavsiyesinde bulunması oldukça değişik bir durum ancak Heen hemen gerekçesiyle açıklıyor. Eğer oturup müzakere etmezseniz, bu karşınıza bir takım yaptırımlar çıkması ve hem mevcut hem de ilerdeki müvekkillerinizi devlet kurumları önünde temsil yetkinizin sınırlanması gibi bir sonuç doğurabilir. Bunun neticesinde, hem mevcut ortaklarınız hem de müvekkilleriniz Trump yönetimi ile daha az sorun yaşayan yahut daha az görünür olan hukuk bürolarına gidebilir. Dolayısıyla büronun yönetici ortaklarından biriyseniz, ilk yaklaşımınız Trump yönetimiyle işbirliği yapmak ve hayatınızın bu bölümünü hızla kapatıp, ileriye bakmanın yollarını aramakmış gibi görünebilir.

Tavsiye müzakere etmemek 

Niye? Heen’e göre bir müzakere üç yaklaşımla yürütülebilir:menfaatler üzerinden; haklar üzerinden yahut güç üzerinden. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri üzerine çalışanlar genelde menfaate dayalı yöntemi tercih eder. Çünkü menfaat konuştuğunuzda, taraflar diyalog yoluyla ne istediklerini neyi önceliklendirdiklerini birbirlerine anlatma imkanı bulur.Böylece taraflar çarpıştığını düşündükleri menfaatlerde bile aslında paylaşılan noktalar olduğunu görür ve bunları bulmanın yolunu ararlar.

Hak bazlı müzakere, mahkemelerde görülen yaklaşıma benzerdir. Taraflar, bir takım hukuki veya ahlaki prensipler üzerinden konuşur. Güce dayandığınızda ise, karşı tarafın gücünü anlamaya ve müzakere masasında anlaşmaktansa diğer alternatiflerinin ne olduğunu anlamaya bakarsınız. Heen’in vurguladığı üzere, gerçek anlamda kalıcı anlaşmalar bütün tarafların menfaatlerini dikkate alan, tarafların haklarıyla uyumlu, her bir tarafa fayda sağlayan sonuçlara dayanır.

Bu önemli giriş ertesinde Heen, Trump‘ın tek taraflı müzakereci denilen ve sadece güce dayanan bir müzakere tarzına sahip olduğunu ifade ediyor. Bir başka deyişle, masada bulunan diğer tarafların ihtiyaçları ya da onların kendisinin yaptığı şeylerden nasıl etkilendiği ile pek ilgisi yok. Hak, hukuk konusuyla da pek ilgilenmiyor. Hatta verdiği mesaj “ya dediğimi yaparsınız ya da sizi mahvederim” tarzı Heen’in benzetmesiyle lisedeki bully çocuklar tarzında. Oysa Heen’in hatırlattığı üzere, bir müzakerede sadece anlaşma şartları değil, bir ilişki de müzakere edilir. Dolayısıyla Trump, aslında doğrudan dile getirmediği iki şeye cevap arıyor: a.) size istediğimi yaptırabilir miyim; VE b.) durumu izleyenlerden herhangi birisi size yardımcı olmaya çalışacak mı?

Konuya devam edeceğim.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
MüzakereDonald Trump

Yorum Yazın

İdil Elveriş
    İdil Elveriş

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Erdoğan’ın Yeni Osmanlısı
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Terörsüz Türkiye
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Erdoğan hangi Kürtlerle masaya oturacak?
    İbrahim Özden Kaboğlu
    İbrahim Özden Kaboğlu Suçsuz sayılma hakkı (Savaşta bile korunan sert çekirdek)
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Siyasal İslam ve Post-Kemalizm’in hedefi: 1923
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç İki kapının arasında kalan ülke 
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak Yunan resmi (2)
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Yeliz’in top atışları: Soğuk Savaş’tan kalma ucuz taktikler
    Reha Çamuroğlu
    Reha Çamuroğlu İktidar medyası 
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Kabilecilikle barış olur mu?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Çelik Gülersoy’un sıra dışı kamusal alan deneyimi 
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy Venüs'e bakmak Zühre'yi görmek
    İlter Turan
    İlter Turan Aşırı seçkin üretimi sorun yaratabilir
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz PKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler
    Fatih Öztürk
    Fatih Öztürk Yargısal Aktivizm: Yargı eliyle siyaseti şekillendirirken Robert Justin Lipkin’i okumak ve Ran Hirschl’i dinlemek
    Serap Mumcu
    Serap Mumcu Yunan Sanatı’na giriş
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı