MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Hiper-gerçekliğin gösterge oyunları: Baudrillard ve Saussure’ü bugüne taşımak

ANA SAYFAKÜLTÜR SANATHiper-gerçekliğin gösterge oyunları: Baudrillard ve Saussure’ü bugüne taşımak
Hiper-gerçekliğin gösterge oyunları: Baudrillard ve Saussure’ü bugüne taşımak

Toplumun aynası sandığımız medya, aslında bize bir ayna değil, illüzyonlar galerisi uzatıyor. Değerli amcamın çok kıymetli bir dostu, bir makaleme dair nazik bir öneriyle zihnimde yeni bir pencere açtı. O öneri, Baudrillard ile Saussure’ü yan yana düşünmenin bugünün Türkiye’sinde ne kadar çarpıcı olabileceğini gösterdi bana. Yazının bağlamı, işte bu dostane jestin açtığı imkânla kuruldu.

01 Ekim, 2025, Çarşamba 00:03
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Kübra Evliyaoğlu
Kübra Evliyaoğlu
yazı içi reklam

“Dil, yalnızca göstergeler sistemidir; bu göstergeler, ancak birbirleriyle olan ilişkileri sayesinde anlam taşır.”

 Ferdinand de Saussure, Genel Dilbilim Dersleri (1916 / Türkçe baskı: 1998)

 

Toplumun aynası sandığımız medya, aslında bize bir ayna değil, illüzyonlar galerisi uzatıyor. Bu yazıyı kaleme alırken yalnızca teorik bir merakla değil, kişisel bir vesileyle de yola çıktım: Değerli amcamın çok kıymetli bir dostu, bir makaleme dair nazik bir öneriyle zihnimde yeni bir pencere açtı. O öneri, Baudrillard ile Saussure’ü yan yana düşünmenin bugünün Türkiye’sinde ne kadar çarpıcı olabileceğini gösterdi bana. Yazının bağlamı, işte bu dostane jestin açtığı imkânla kuruldu.

Gösterge Zincirinin Kırılması

Saussure’ye göre dil, toplumsal bir sözleşme. Bir masa “masa”dır çünkü biz öyle anlaştık. Gösterge, anlamı sabit bir şekilde aktarmaya yarayan araçtır. Fakat Baudrillard’ın çağında bu sözleşme çözülür; masa artık yalnızca üzerine oturduğumuz şey değil, Ikea katalogundaki kusursuz bir fotoğraf, reklam spotundaki ideal bir dekor, hatta Instagram akışındaki bir yaşam tarzının parçasıdır. Gösterge artık sadece “bir şeyi işaret eden” değildir; kendi başına bir “gerçeklik” kurar.

Hiper-gerçeklik: Gerçekten Daha Gerçek

“Artık gerçeklikten daha gerçek olan yalnızca simülasyon vardır.”

Jean Baudrillard, Simülakrlar ve Simülasyon (1981 / Türkçe baskı: 2011)

Baudrillard’ın “hiper gerçeklik” dediği şey, tam da bu kopuştur: Gösterge, gösterilenden bağımsız bir evren yaratır. Disneyland, yalnızca eğlence parkı değil, “Amerikan rüyası”nın sterilize edilmiş temsili olarak işlev görür. Haber bültenleri, yaşanan olaylardan çok, o olayların nasıl temsil edilmesi gerektiğini belirler. Sonuçta toplum, gerçeklikle değil, gerçeklikten daha inandırıcı simülasyonlarla baş başa kalır.

Sosyolojik Çözümleme

Bu durumun sosyolojik sonuçları ağırdır. Kitleler, imgelerden beslenen bir tüketim kültürünün içine hapsolur. “Gerçek” olan yoksulluk, adaletsizlik ya da kriz, medya ve reklam söyleminde cilalanır; açlık, bir yardım kampanyasının spotunda “dokunaklı görüntü”ye, savaş, bir belgeselde “estetik kadraj”a dönüşür. Saussure’nin gösterge teorisiyle anladığımız dil, artık iktidarın simülasyon üretiminde kullandığı başlıca araçtır. Dil, temsil etmek yerine manipüle eder.

Özgün Bir Perspektif: “Boş Gösterge”nin İktidarı

Bugünün dünyasında en çok dolaşan şey, içi boş göstergeler. “Demokrasi”, “özgürlük”, “reform” gibi kelimeler, siyasi aktörlerin elinde içerikten kopmuş, yalnızca imaj ve meşruiyet üretme aracına dönüşmüş durumda. Bu, Saussure’nin bize anlattığı “gösteren” ile “gösterilen” arasındaki bağın büsbütün kopmasıdır. Baudrillard’ın hiper gerçeklik dediği şey, tam da bu boş göstergelerin yönetimidir: Kitleler, artık gerçek demokrasi aramaz; demokrasi gibi görünen şeyle yetinir.

Meşruiyetin Simülasyonu

Burada özellikle “meşruiyet” kavramı dikkat çekicidir. İçeride siyasal iktidar, meşruiyeti halkın rızasından ve hukukun üstünlüğünden değil, kendi varlığını sürdürme kapasitesinden türetir. Dışarıda ise ABD gibi küresel aktörler aynı sözcüğü bir uyarı, hatta tehdit olarak kullanır. ABD’nin Türkiye’ye “meşruiyet” üzerinden parmak sallaması, bu kavramın uluslararası ölçekte de bir simülasyona dönüştüğünü gösterir. Böylece meşruiyet, hem içeride hem dışarıda hakikati temsil etmekten çok, güç oyunlarının sahne dekoru olarak var olur.

Sonuç: Dilin Tuzağında Toplum

“Gerçeklik, temsilin gölgesinde birikerek yitip gider.”

Guy Debord, Gösteri Toplumu (1967 / Türkçe baskı: 2006)

 

Saussure bize dilin sistematik yapısını; Baudrillard, o sistemin toplumsal sonuçlarını gösterir. Gösterge zincirinin kırılması, toplumsal belleğin ve siyasal tahayyülün de kırılması anlamına gelir. Hiper gerçeklikte yaşadığımız için, artık hakikatin peşinde koşmayız; hakikat “muştu”larının, “yansımalarının” peşine düşeriz.

Saussure’nin dil felsefesi, bize göstergelerin nasıl işlediğini anlamak için bir anahtar sunar. Baudrillard ise bu anahtarın artık boş bir kapıyı açtığını söyler. Türkiye bağlamında bu, siyasal söylemlerin “gerçekliği temsil etmeyen” boş göstergeler üzerinden inşa edilmesidir. “Liyakat”, “milli irade”, “meşruiyet” ya da “özgürlük” artık birer hakikat değil, iktidarın kendini yeniden üretmek için kullandığı imgeler, simülasyonlardır.

 

Yazar Notu

Geçen gün kıymetli bir yoldaşım bana şöyle dedi: “Yazılarının sonunda hep bir soru bırakıyorsun. Çözüm nerede?”

Cevap verdim: İnanın ki bilmiyorum.

Belki de yanıtın yokluğudur bizi diri tutan. Çünkü kesin cevaplar, tıpkı simülasyonlar gibi, hakikati örter. Oysa soru, hâlâ gerçeğe açılan tek kapıdır.

 

Kaynakça

Ferdinand de Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, çev. Berke Vardar, Multilingual Yayınları, İstanbul, 1998.

Jean Baudrillard, Simülakrlar ve Simülasyon, çev. Oğuz Adanır, Doğu Batı Yayınları, Ankara, 2011.

Guy Debord, Gösteri Toplumu, çev. Ayşen Ekmekçi – Okşan Taşkent, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2006.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Türk-Amerikan ilişkilerinde son durum
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP, AKP’nin yüzde 30’nı nasıl eritebilir?
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Hiper-gerçekliğin gösterge oyunları: Baudrillard ve Saussure’ü bugüne taşımak
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Krallar ve ulus-devletler
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Dış güçler masalı: Unutan halk, güçlenen iktidar
    M. Cem Özmen
    M. Cem Özmen Kürt Sorunu: Anlaşılması o kadar zor değil aslında
    İdil Elveriş
    İdil Elveriş Silahlar susunca, barış bir anda gelivermiyor
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Doğru duvar yıkılmaz
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Trump’ın dostluğu?
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı