MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Geri Çağırma Hakkı

ANA SAYFASİYASETGeri Çağırma Hakkı
Geri Çağırma Hakkı

Ekvador ilk kez 1998 Anayasası ile doğrudan demokrasi örneği olarak seçilmiş bir otoritenin sivil inisiyatifle görevine son verilmesini öngörmüş nadir ülkelerden biri. Ancak 2007’ye kadar bu anayasanın yürürlükte kaldığı 9 yıl boyunca geri çağırma hakkı kullanılmış değil. Bir sonraki yıl yürürlüğe giren ve son derece demokratik olan 2008 Anayasası da geri çağırma mekanizmasını korumuş.

02 Eylül, 2025, Salı 00:15
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Akın Özçer
Akın Özçer

Türkiye’de Ekvador’daki gibi bir geri çağırma mekanizması olsaydı, büyük olasılıkla, sabit ücretlilerin gelirlerinin kısılması suretiyle varlıklı kesime kaynak aktaran bu sözde enflasyonla mücadele ve eşitsizlikçi vergi politikaları uygulanamazdı. Her şeye karşın uygulanacak olursa en azından Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek hakkında geri çağırma mekanizması işletilir ve olasılıkla görevden alınırdı. Belki referanduma gerek kalmaz Cumhurbaşkanı istifasını isterdi.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum ’un Temmuz ayında yayımladığı Pazar yazılarından birinde, yeni anayasada yer alabileceğini belirttiği halkın siyasetçiyi “geri çağırma hakkı” (the right to recall/le droit de révocation) kökleri Antik Yunan’a uzanan önemli bir demokratik hak. Groningen Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Clara Egger, demokrasilerde halkın yöneticileri belirli bir süre için seçtiğine, ama bu süre boyunca üzerinde hiçbir kontrolü bulunmadığına işaretle, seçilmiş siyasetçinin seçmenlerini yanıltacak ölçüde yanlışlıklar yaptığında daha süresini doldurmadan görevden alınmasını mümkün kılan bu hakkın tanınması gerektiğini savunuyor.

Kabul etmek gerekir ki böyle bir referandumun kurallarını belirlemek kolay değil. Her şeyden önce seçilmişe belirli bir süre tanınması, bu sürenin görev süresinin bitimine çok yakın ama 18 aydan da kısa olmaması şart. Göz önüne alınması gereken bir başka husus da seçmen kitlesinin ne kadarının imzasıyla bu hakkın kullanılabileceği. Referandum için geçerli oranın seçimleri anlamsız kılacak ve seçilmişlerin çalışmasını engelleyecek kadar düşük veya amaca ulaşılamayacak kadar yüksek olmaması da önem taşıyor. Bir başka önemli nokta, geri çağırma referandumunun kimleri kapsayacağı. Parlamenter sistemlerde seçim bölgeleri itibariyle milletvekillerini kapsaması öngörülebilir. Peki Başkanlık sistemlerinde Devlet Başkanlarını da içine alarak genişletilebilir mi?

Bu hakkın anayasada tanınması, erken seçim veya Türkiye’deki mevcut sistemde olduğu gibi seçimlerin yenilenmesine duyulan ihtiyacı da karşılayabilir. Seçimlerin erkene alınması nitelikli bir çoğunluk gerektirdiğinden seçilmiş ama yaptıkları çeşitli yanlışlıklar nedeniyle geri çağrılmak istenen parlamenterler genelde yerlerinde kalmak için halkın güncel iradesini göz ardı ederek koltuklarını korumak isterler. Geri çağırma hakkı halka rağmen koltuklarını terk etmek istemeyen siyasetçilerin yönetimden uzaklaştırılmasını sağlar elbette.

Dünyadaki örnekler

Dünyada geri çağırma hakkının daha çok doğrudan demokrasinin geçerli olduğu İsviçre gibi konfederal ya da ABD ve Almanya gibi federal devletlerde var olduğu düşünülebilir. Aslında İsviçre’de sadece 6 kantonda yöneticilerin geri çağrılması söz konusu olabiliyor. O da kişi bazında değil, tüm yönetenleri kapsayacak şekilde. ABD’de ise sadece 30 kadar federe devlette değişik bir prosedür uygulanmak suretiyle bu hakkın kullanılması söz konusu oluyor. Örneğin Kaliforniya’daki uygulama kendine özgü. Referandumda sadece bir yönetici görevden alınmıyor, aynı zamanda yerine geçmesi istenen aday da seçiliyor. 1999’da vali seçilen Demokrat Gray Davis, 2002 seçimlerini de katılımın ve desteğinin düşük olmasına karşın kazanmayı başarıyor. Ancak seçimin ardından Cumhuriyetçi Parti Davis’i yaptığı aşırı harcamaların ve mali politikasının yanlış olduğu iddiasıyla suçluyor. Geri çağırma mekanizması çerçevesinde yeterli imzayı topluyor ve karşısına Arnold Schwarzenegger’i çıkarıyor. 2003’te yapılan referandumda Davis yüzde 55,4 oyla görevden alınıyor.  Yerine yüzde 48,6 oy alan Schwarzenegger göreve getiriliyor. Bu, Amerikan siyasi tarihinde bir valinin görevinden süresinden önce alındığı ikinci vaka.

Almanya’da geri çağırma hakkı Temel Yasa’da öngörülmüş değil. 13 Land’dan (Lander) sadece üçünde geri çağırma hakkı öngörülüyor. Brandenburg’da Belediye Başkanları kayıtlı seçmenin yüzde 25’inin imzası ve basit çoğunluğun oyuyla görevden alınabiliyor. Saxe’ta Belediye Başkanı ve diğer yöneticiler kayıtlı seçmenin üçte birinin imzası ve yüzde 60 ının oyuyla, Schleswig-Holstein ’da kayıtlı seçmenin yüzde 25 inin imzası ve üçte birinin oyuyla seçilmişlerin tümü görevini kaybediyor.

Aslında geri çağırma hakkını bütün seçilmişler için uygulayan beş ülke var dünyada. Aralarında demokrasileri kusurlu olanların da bulunduğu bu ülkeler Kuba, Venezuela, Bolivya, Ekvador ve Tayvan. Bilindiği gibi, bu ülkelerden Kuba ve Venezuela’da yapılan seçimlerin doğruluğu dünyadaki çeşitli demokratik kuruluşlar tarafından tartışılıyor.

Ekvador örneği

Ekvador ilk kez 1998 Anayasası ile doğrudan demokrasi örneği olarak seçilmiş bir otoritenin sivil inisiyatifle görevine son verilmesini öngörmüş nadir ülkelerden biri. Ancak 2007’ye kadar bu anayasanın yürürlükte kaldığı 9 yıl boyunca geri çağırma hakkı kullanılmış değil. Bir sonraki yıl yürürlüğe giren ve son derece demokratik olan 2008 Anayasası da geri çağırma mekanizmasını korumuş. 105. maddeye göre, bu hak seçimden sonraki bir yıl dolduktan sonra ve bir sonraki seçimlere bir yıl kalana kadar kullanılabiliyor. Seçilmiş herhangi bir siyasetçi hakkında referandum kararı alınması için seçim bölgesinde kayıtlı seçmenin yüzde 10’unun, Devlet Başkanı’nın görevden alınması amacıyla referanduma gidilmesi için de yüzde 15’inin imzası aranıyor.

Ekvador’da görevden alma referandumu için diğer koşullar “Yurttaş Katılımı Organik Yasası’nda (Ley Orgánica de Participación Ciudadana) belirlenmiş bulunuyor. Buna göre, geri çağırma dilekçesinin yürürlüğe konulması için geri çağırma referandumunun hangi gerekçeyle talep edildiğinin açık bir şekilde yazılması şart. İmzalar bu dilekçe üzerinden toplanıyor ama geri çağırma kime yönelikse ona bildirildikten 7 gün sonra işleme alınıyor. Geri çağrılmak istenen siyasetçinin bu süre içinde işleme itiraz hakkı bulunuyor. Ulusal Seçim Konseyi (CNE/ Consejo Nacional Electoral) bu süre dolduktan sonra 7 gün içinde talebi kabul veya ret hakkına sahip. Talep kabul edildiği takdirde imzaların 180 gün içinde toplanması gerekiyor. CNE bu süre sonunda 15 gün içinde imzaların gerçekliğini kontrol ediyor. Herhangi bir sorun bulunmuyorsa, 3 gün içinde referandum tarihini belirliyor. Referandumun o tarihten sonra en geç 60 gün içinde yapılması gerekiyor. Eğer geri çağırma bir belediye başkanına yönelik ise o belediye sınırları içindeki seçmenler, Devlet Başkanı’na yönelikse tüm seçmenler halk oylamasına katılabiliyor. Referandumun olumlu sonuçlanması için geçerli oyların salt çoğunluğu (yüzde 50+ 1) yeterli oluyor. Oylama akabinde geri çağrılan siyasetçinin derhal görevini terk etmesi gerekiyor. Anayasaya göre, bir siyasetçiye karşı görev süresi boyunca bu mekanizma bir kez işletilebiliyor. Başka bir deyişle referandumdan salt çoğunlukla olumlu oy çıkmazsa aynı siyasetçiye karşı bir dahaki seçimlere kadar geri çağırma mekanizmasının işletilmesi mümkün değil.

Bu mekanizma Ekvador’da bugüne kadar birkaç kez işletilmiş. Başka bir deyişle kâğıt üstünde kalmamış. 2018’de Loja kentinin Belediye Başkanı José Bolívar Castillo yüzde 70,8 oyla görevinden alınmış. Ertesi yıl bir grup göçmen Devlet Başkanı Lenín Moreno aleyhine seçim kampanyasında verdiği sözleri tutmadığı ve ayrıca yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle geri çağırma mekanizmasını işleme koymuş ama yeterli imza toplanamadığı için referanduma gidilememiş. 2021’de seçilen Ekvador Devlet Başkanı Guillermo Lasso aleyhine de geri çağırma mekanizması işletilmek istenmiş ancak CNE talebi reddetmiş. Konu sonra Seçim Uyuşmazlıkları Mahkemesi’ne (El Tribunal Contencioso Electoral) götürülmüş ama bu talep de sonuçsuz kalmış.

Geri çağırma Türkiye’de uygulanmalı mı?

Mehmet Uçum ’un anılan yazısından, geri çağırma hakkının, asgari geçim desteği veya asgari gelir gibi yeni kuşak haklarla birlikte, muhalefetin“ halkın gündemi yeni anayasa değil” görüşünü çürütmek için dile getirildiği anlaşılıyor. Yeni anayasa demese de, refah içinde yaşamak için bunu sağlayamayan siyasetçileri süreleri dolmadan görevden almak halkın elbette gündeminde yer alıyor. Nitekim yapılan çeşitli anketlerde katılımcıların yüzde 60 ve üstünde bir oranda erken seçim talep etmesinden de anlaşılacağı gibi, geri çağırma hakkının gündeme geldiğinde büyük bir çoğunluk tarafından destekleneceği açık.

Bu konuda Doçent Dr. Tolga Şirin’in daha 21 Mart 2023’te T-24’te yayınlanan “Halk, istifa etmeyen siyasetçiyi geri çağırabilmeli” başlıklı bir yazısı var. Bu yazısında, “geri çağırma mekanizması Türkiye için mutlaka gerekli. Çünkü Türkiye'de istifa kültürünün esamesi bile yok. Yetkililerden hesap sormak, yurttaşların önüne beş yılda bir konulan manipülatif bir sandığa indirgenmiş bulunuyor” görüşünü dile getiriyor. Yazısında ayrıca “bu mekanizma gerçekten çalışıp etkili olacağı kuşkulu durabilir. Fakat çeşitli çalışmalarda, yetkililerin halk tarafından geri çağrılmasının -bir ihtimal olarak dahi- var olmasının yetkililerde bir otokontrole neden olduğunu bulgulayan çalışmalar mevcut” diye ekliyor. Peki bugün anayasamızda Ekvador Anayasası’nın 105. maddesine benzer bir düzenleme olsaydı ne olurdu?

Bu sorunun yanıtı da hipotetik elbette. Ama Türkiye’de Ekvador’daki gibi bir geri çağırma mekanizması olsaydı, büyük olasılıkla, sabit ücretlilerin gelirlerinin kısılması suretiyle varlıklı kesime kaynak aktaran bu sözde enflasyonla mücadele ve eşitsizlikçi vergi politikaları uygulanamazdı. Her şeye karşın uygulanacak olursa en azından Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek hakkında geri çağırma mekanizması işletilir ve olasılıkla görevden alınırdı. Belki referanduma gerek kalmaz Cumhurbaşkanı istifası isterdi. Türkiye, Ekvador gibi Başkanlık sistemiyle yönetildiği için geri çağırma mekanizması Cumhur İttifakı iktidarının da sonunu getirebilirdi. Bu OVP sonuç itibariyle orta sınıf dahil halkın büyük çoğunluğunu yoksullaştırıyor çünkü. Bu çoğunluğun bugün erken seçim talep etmesinin arkasında da bu yanlış politika var. Peki halkın çoğunluğunun geri çağırma hakkına olası desteği acilen yeni bir anayasa yapılmasına desteği de arttırır mı?

Bu sorunun yanıtı mutlaka olumlu olmayabilir. Çünkü yeni anayasanın aradan bu kadar zaman geçtikten sonra bu yasama döneminde yapılması bir bakıma 14-28 Mayıs 2023 seçimlerinin aklanması anlamına gelir. O dönemdeki çoğunluğun şu an itibariyle bulunmadığı anketlere yansıyor. Bunun başlıca nedeni de Cumhur İttifakı’na o dönem verilen yetkinin bu OVP ve mevcut anayasanın geçen yazımda dile getirdiğim birçok maddesinin ihlali için olmamasıydı. Seçimlerden önce bu politikaların izleneceği açıklanmış olsaydı büyük olasılıkla Cumhur İttifakı seçimi kaybederdi. Dolayısıyla yeni anayasa yapacak Meclis’in mutlaka güncel milli iradeyi yansıtması gerekir. Geri çağırma hakkını da içerecek yeni bir anayasa yapılması halkın gündeminde kuşkusuz ama bu Meclis’le değil.     

 

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Akın Özçer
    Akın Özçer

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Ersin Kalaycıoğlu
    Ersin Kalaycıoğlu La-Ahlaki bireyselliğin yaygın olduğu toplumda siyaset
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz 1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Merkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır!
    Akın Özçer
    Akın Özçer Geri Çağırma Hakkı
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Anayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Mücadelenin manivelası örgütlü olmaktır
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Altın mı, gümüş mü?
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Sustainomy: Geleceğin ekonomisi Türkiye’de neden başlamalı?
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Gediz’in “kuruması” ile toplumun “kuruması” arasında bir korelasyon var mıdır?
    Deniz Nas
    Deniz Nas Almanya’da neler oluyor: AfD iktidara mı yürüyor?
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy “Terörsüz Türkiye” hangi devletin projesi?
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Türkiye’de lider kültü ve karşıtlık siyaseti
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Ya İstiklal Ya Ölüm
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Entropinin kalbimizdeki yansıması
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Meydan muharebelerinden kuantum meydan okumasına
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Futbolda 28 Ağustos Depremi: Futbol asla futbol değildir
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı