MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Cumhuriyetin kendine gelmesi: Dindarlar ve Kürtler

Ana SayfaSi̇yasetCumhuriyetin kendine gelmesi: Dindarlar ve Kürtler
Cumhuriyetin kendine gelmesi: Dindarlar ve Kürtler
01 Kasım, 2024, Cuma 07:02
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Mücahit Bilici
Mücahit Bilici

Cumhuriyet fikrinin kendisi bir terakki nişanesi olmakla birlikte beraberinde pek çok sorunlar getirmiştir: Bunların başında da temsil meselesi vardır. Bütün bir halkı temsilen hareket nasıl olacaktır?

Cumhuriyet nedir? Cumhuriyet iktidarın kral olan bir baş yerine başsız kalan bir beden tarafından yönetilmesidir. O bedenin değişik isimleri vardır. Toplum veya cumhur bunlardan biridir. O bedenin politik ismi ulustur (yani millet). Milletin egemenliğine (ulusun hükümranlığına) cumhuriyet diyoruz. Demek cumhuriyet, egemenliğin, şahsi iktidarın lağvıyla baş’tan (sultan’dan) beden’e (halk’a) geçmesidir. Zira beden uyanınca baş ya düşer ya da bedene onu temsilen teslim olur ki o da başka bir düşmedir.

BİR TEMSİL MESELESİ

Cumhuriyet fikrinin kendisi bir terakki nişanesi olmakla birlikte beraberinde pek çok sorunlar getirmiştir: Bunların başında da temsil meselesi vardır. Bütün bir halkı temsilen hareket nasıl olacaktır? Cumhuri’lik ve temsil, temsil edilenin katılımı ve uyanık oluşuyla mümkündür. Bunun gibi sebeplerden, cumhuriyet fikri ile eğitim(lilik) arasında doğrudan bir bağ vardır. Milli eğitim, eğitimi millileştirmek için olmaktan ziyade eğitim ile milliliği tahsil etmek (üretmek) içindir. İnsanların atomize olup birey suretinde dağılması ve bu her bir atoma aklın, ihtiyarın (yanı iyi ve kötüyü temyiz edecek eğitimsel olgunluğun) girmesi gerekmektedir. Cumhuriyet, yönetimde bir linç eylemidir. Kitleselliğin bir aktör olarak siyasete akmasıdır. Bu akıntının parti’ler suretinde derelere ayrıştırılıp demokrasi isimli barajda temsiliyet ve ifade çarkını döndürmesi ise demokratik cumhuriyetin kazanımlarıdır. Mutlak anlamda başarılı bir cumhuriyet yoktur. Çoğunluk diktatörlüğü de cumhurilik ve kayda değer bir temsil kabiliyeti arz eder ancak demokratik sayılmaz. Cumhuriyet ve demokrasi, ikisi birden bir yerde kamilen tahakkuk ettiklerinde herkes hem sultan hem de teb'adır, hem hakim hem mahkumdur. Cumhuriyetin ürettiği bu yeni insan malzemesine “yurttaş” (vatandaş) denilir ve ona hem hakların verilmesi hem de yüklerin yüklenmesi bundandır.

Gerçekte fikir olarak cumhuriyet Türkiye’de modernleşmenin en popular vechelerinden biridir; Ancak pratikte geniş kesimler nezdinde cumhuriyet Türkiye’de yabancılaşmış bir kavramdır.

TEMEL İTİRAZ CUMHURİYETE DEĞİL GÖRÜNÜMLERİNE

Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı’da başlayıp Osmanlı sonrasında tamamlanmış bir modernleşme çabasının ürünü olarak vücuda gelmiştir. Laik, dindar, Kürt, Türk tüm kesimlerin ortak kazanımıdır. Türkiye’de Cumhuriyet fikrine karşı olan bir kesim yoktur. Cumhuriyet’in Türk veya laik niteliğine olan kimi itirazlar Cumhuriyet karşıtlığı olarak görülmüş ve sunulmuştur. Gerçekte fikir olarak cumhuriyet Türkiye’de modernleşmenin en popüler vechelerinden biridir. Ancak pratikte geniş kesimler nezdinde cumhuriyet Türkiye’de yabancılaşmış bir kavramdır.

Cumhuriyet’ler kendilerine gelirler. Ya uyanmış bir halk bir cumhuriyete dönüşür. Ya da elitlerin çeşitli gerekçelerle pişirdiği bir cumhuriyet projesi zamanla halka layık bir hal alır veya halkın işgaline uğrar. Demokrasi, cumhuriyetin ayağını halk yorganına göre uzatmasını sağlayan rejimdir. Bu yüzden demokratik temsil arttıkça cumhuriyet adının gereği bir şekilde dönüşür. Toplumlarda yaşanan elit dönüşümü de bunun bir parçasıdır.

Türkiye’de kabaca “laik” kesim olarak bilinen kurucu elitin hakimiyeti ve imtiyazları, AKP’de vücut bulan “halk devrimi” ile yıkıldı. Bu dindar ve taşralı halk devrimi, alttan gelen her devrim gibi çirkin görünüyor. Bugün itibarı ile AKP’de temsiliyet bulan halk kitleleri ve değerler sisteminin yol açtığı değişim, laik elitler için cumhuriyetin yıkılışı gibi görünse de en fazla cumhuriyetin işgali olarak anlaşılmalıdır. Bu iktidar değişimi politik, ekonomik ve kültürel alanlarda devam ediyor. Politik olarak hakimiyetini tahkim eden dindarlık, ekonomik olarak da pastadan daha büyük dilimleri belki görgüsüzce koparmaya devam ediyor. Eski elitlerin yeni elitlerin bu görgüsüzlüklerini ayıplaması da öyle sıra dışı bir durum değildir. Zira eski soylular yeni burjuvalardan ikrah eder. Türkiye’de son dönemdeki kültürel iktidar tartışmaları hegemonik değişimin kültürel ayağındaki dengesizliği yansıtması açısından öğreticidir. Eskilerin yenileri riyakâr, talancı, sonradan görme vesaire olarak görmesi normaldir. Haset, hegemonyanın devir teslim töreninde görünür olsa da her iktidar ortamında mutlaka zimni olarak vardır. Dindarların laiklere görünümünü, laiklerin kendilerinden önceki elitler olan gayrimüslimlere (mesela Ermenilere) görünümüyle mukayese etmek öğretici olabilir.

Cumhuriyetin, yüzüncü yılında eriştiği ve erişmesi umulan olgunluk, dindar olabilen cumhuriyetin artık Kürt de olabilmesidir. Dindarlıkla barışan cumhuriyetin temsil başarısı Kürtlükle barışmayla hakiki kıvamını bulacaktır.

CUMHURİYETİN KÜRTLERE OLAN İKİ BORCU

Dindarlar, onların üstüne kurulan ve onları beğenmeyen Cumhuriyet’ten intikamlarını, ona sahip olarak, sahip haline gelerek aldılar. Bu demokratik “sahip”lenme bir cumhuriyet için kazanımdır. Türkiye’de bugün dindarlar artık belki laiklerden daha çok bu ülkenin sahibi edasındalar. Bu duygu, laikler kadar onların da hakkı idi ve ancak yakın zamanda yerini buldu. Peki Kürtlerin Cumhuriyet ile ilişkileri ne durumda?

Yüz yıllık Cumhuriyet Kürtlere iki noktada borç içindedir. Biri orijindeki borç. Yani kurucu unsur olarak Kürtlerin daha sonra devre dışı bırakılmaları ve inkâr politikaları ile cumhuriyetten ve çoğunluk statüsünden azınlık statüsüne sürgün edilmeleridir. Kürtlerin kendilerinin bile bugün bu azınlık statüsünü kabul edip içselleştirmeleri bu sürgünün trajik bir sonucudur. Buradan (geçmişten gelen) kurucu unsur hukuku açısından cumhuriyet Kürtlerin kayıp malıdır. Yeniden temelluk edilmeyi beklemektedir.

İkinci borç ise kuruluş momentindeki katkı, statü ve hukuklarından bağımsız olarak bugün cumhuriyette yurttaşlık çerçevesi içinde yaşayan Kürtlere demokratik temsilin doğurduğu borçtur. Varsayalım ki bidayette hiç Kürt olmasaydı bile bugün bu kadar Kürt’ün varlığı karşısında Cumhuriyet’in amir değil memur, efendi değil hizmetkar olarak Kürtlerin emrine girmesi gerekirdi. 

Özetle yüzüncü yılında cumhuriyetin “üçüncü bir cumhuriyet” olarak yenilenmesi bir zarurettir. Laiklerin malikiyetini yansıtan birinci cumhuriyet, dindar taşranın malikiyetini yansıtan yeni (ikinci) bir cumhuriyete yerini bıraktı. Bu ikinci cumhuriyetin de Kürtlerin malikiyetini yansıtan bir üçüncü cumhuriyete evrilmesi gerekiyor. Bu hem cumhuriyetin Kürtlere geçmişteki tahsil edilmemiş başlangıç borcudur hem de gelecekte tahsil edilmesi gereken demokratik temsil borcudur.

Cumhuriyetin, yüzüncü yılında eriştiği ve erişmesi umulan olgunluk, dindar olabilen cumhuriyetin artık Kürt de olabilmesidir. Dindarlıkla barışan cumhuriyetin temsil başarısı Kürtlükle barışmayla hakiki kıvamını bulacaktır. Kürtlerin cumhuriyete geri dönüşü bir teslim, iltica, kabul talebi suretinde değil, bir teslim alma, bir sahip olma ve hükmetme suretinde tecelli ettiğinde ilk kez cumhuriyetin geleneksel birliktelik, eşitlik ve kardeşlik gibi söylemleri anlamını bulabilir. Laik cumhuriyetin dindarlaşması ve Kürtleşmesi, cumhuriyetin demokratik olarak kendine gelmesidir.

--- 

Bu yazı geçtiğimiz yıl Cumhuriyetin 100.yılı dosyasında yer almıştır. 

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Mücahit Bilici
    Mücahit Bilici

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
    Buse Ayazma
    Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
    Mesut Balcan
    Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı