Dün sadece CHP için değil muhalefet için de önemli bir gündü. CHP’nin 38. Olağan Kurultayı gerçekleşti ve Özgür Özel CHP’nin yeni Genel Başkanı oldu. .
38. Olağan Kurultay’ın diğer adı, “İkinci Yüzyılda Demokrasi ve Birlik Kurultayı” idi.
Kurultay adındaki “Demokrasi ve Birlik” isimleri, öyle görünüyor ki birden çok adayın var olması ve yakışabilmesi “demokrasi”yi, “birlik” ise pazartesi gününden sonraki CHP’de hedefleneni anlatıyor.
CHP, pazartesi gününden itibaren yola, kurultaya kadar olan gerilim ve tartışmaları geride bırakarak devam etmek istiyor.
Açıkçası CHP’nin buna ihtiyacı da var. Çünkü dün salonda var olan gerilim, adaylarının yaptığı konuşmalar, delegeler arasındaki bölünmüş hal ancak ortak bir hedefe kilitlendiğinde ortadan kalkabilir.
Kurultayda Parti Meclisi (PM) seçimi bugün yapılacak. Bu seçim de genel başkanlık kadar önemli; çünkü partinin iki karar organı yani hem PM hem de PM’den seçilecek genel başkan yardımcıları belirlenecek.
Ve tabii partinin yol haritası da…
KILIÇDAROĞLU VE ÖZEL’İN KONUŞMALARI
Belirlenecek yol haritası sadece CHP için değil muhalefet için de önemli olacak.
Nitekim Divan Başkanı Ekrem İmamoğlu açılış konuşmasında buna vurgu yaparak, “kurultayın sadece CHP için değil muhalefet için de önemli olduğunu, muhalefetin de bu kurultayla yeniden şekilleneceğini” ifade etti.
Kurultayın “Genel Başkan” sıfatıyla açılış konuşmasını yapan Kemal Kılıçdaroğlu, beklenenden çok daha sert bir konuşma yaptı ki bu aynı zamanda adaylık konuşması oldu.
Kılıçdaroğlu genel başkanlık döneminden yapmak istediklerini, yapabildiklerini, başarmak isteyip başaramadıklarını anlattı. Ve seçime kadar yanında olup seçimden sonra “değişim” adına yola çıkanlara kızgınlığını ifade etti. Bunun temel nedeninin de, bütün bu süreçte alınan kararlara itiraz edilmemesi olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu seçimler girdiği koşulların zorluğunu anlatırken; İYİ Parti lideri Meral Akşener’in masada kalkıp oturduğu 3-6 Mart krizine değindi ve devamında “Seçime sırtımdan hançerlerle gittim!” dedi. Bu sadece Millet İttifakı’na yönelik değil parti içine de bir itham olarak okundu.
Kılıçdaroğlu bütün bunları söylerken hem duygusal hem de sertti.
Genel Başkanlığı’nda partinin sağa kaydığı eleştirilerine de cevap vererek; “sosyal kimlik” olarak tanımladığı toplumun azınlık ve mağdur kesimleri ile kurduğu ilişkinin “sağcılaşma” değil gerçek bir sosyal demokrat siyaset olduğunu anlattı.
Ve kazandığı durumda Kasım ayı içinde gerçekleşecek tüzük kurultayında partinin değişimi başlayacağını söyledi.
Adaylık konuşmasında Özgür Özel ise, özellikle Kılıçdaroğlu’nun “Sırtımdan hançerlendim!” ithamına cevap verirken konuşma metninin dışına çıktı ve bu suçlamayı üstüne almadığını söyledi.
Genel başkanına her zaman vefalı olduğunu verdiği örneklerle açıkladı. Artık seçim kaybeden, ikincilikle avunan bir parti değil, “iktidar olmak isteyen” bir CHP vaadinde bulundu ve bunu başaracağına inandığını paylaştı.
Tabi değişimle neyi kastettiğini de verdiği tüzük değişikliği örnekleriyle açıkladı. Genç bir ekiple şeffaf ve demokratik bir CHP vaadinde bulundu.
SIRA DEĞİŞİME GELDİ
Diğer yandan dün kurultayda iki genel başkan adayının konuşmalarından “değişim”den ne anladıklarını az çok öğrenmiş olduk.
İki aday da kısa sürede toplayacakları tüzük kurultayında, partinin değişim ve yenilenmesi konusunda atılan adımları saydılar.
Listelerde kadın kotasından milletvekilliği için 3 dönem kuralına, partinin işleyişin dijitalleşmesinden parti kararlarına uzaktan katılıma kadar çok önemli vaatler sıralandı.
CHP’de Özel başkanlığıyla yeni bir dönem başladı. Özel önce kapsamlı bir tüzük değişikliği gerçekleştirmek ardından düşünsel ve ideolojik bir yenilenmeyi başlatacak bir süreç başlamalıdır.
Hem de kısa sürede.
Özel’in sorumluluğu da bu.
Yorum Yazın