MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Geliyor gelmekte olan 

Ana SayfaSi̇yasetGeliyor gelmekte olan 
Geliyor gelmekte olan 

Kılıçdaroğlu’nun geçmişin izlerini silip Cumhur İttifakının yeni açılım politikası ile baş etmesi hiç de kolay olmayacak. Ancak bir yolunu bulmak zorunda.

02 Temmuz, 2025, Çarşamba 06:30
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Armağan Öztürk
Armağan Öztürk

Prof. Dr. Armağan Öztürk, CHP kurultayı ile ilgili olası mutlak butlan halinde görevi kabul edeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu’nun liderliğinin ne kadar mümkün ve sürdürülebilir olduğunu tartışıyor.  

CHP Kurultay davasında 30 Haziran’da karar çıkmadı. Bir sonraki duruşmayı bekleyecek taraflar. Ancak Kılıçdaroğlu mutlak butlan kararına uyacağını, yani CHP Genel Başkanlığını devralacağını söyledi. Son bir ayki görüşme trafiği ise baş döndürücü. Kılıçdaroğlu-İmamoğlu görüşmesi dahil olmak üzere mevcut parti içi iktidar saflarından ve daha ortada duran pek çok önemli siyasetçi Kılıçdaroğlu’nu vazgeçirmek için her şeyi yaptı. Ancak eski genel başkan geri adım atmıyor. “Partiyi kayyıma mı bırakalım” argümanı ile başlayan yeni bir iktidar söylemi oluşturmaya başladı bile. Özel ve İmamoğlu’nun dili de sertleşti. Herkes kavgaya hazırlanıyor. Peki, bu kaotik ortamdan ne çıkar? CHP bölünür mü? Kılıçdaroğlu CHP’yi yönetecek güce ve siyasi şansa sahip mi? 

Kılıçdaroğlu neye güveniyor sorusunun yanıtı aslında doğrudan doğruya kendisiyle değil İmamoğlu’yla ilgili. İmamoğlu Kılıçdaroğlu’nun devrilmesiyle sonuçlanan sürecin baş aktörüydü. Önce İstanbul kurultayı, ardından ise büyük kurultayda İmamoğlu’nun partiye ağırlığını koyması Kılıçdaroğlu’nu tahtından etti. Şimdi ise hava bambaşka bir manzaraya gebe. Kağıt üstünde partinin cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu. Her gün adına mitingler düzenleniyor, pek çok muhalif seçmen onu ülkenin kurtarıcısı siyasi bir tutsak olarak görmekte. Ancak yargısal süreçte her şey hemen her gün daha kötüye gitmekte. 

CHP propaganda aygıtına göre İmamoğlu hakkındaki tüm iddialar asılsız, dava tümüyle siyasi, kanıtlar sahte, tanıklar gizli tanık. Herkes yalan söylüyor. İmamoğlu’na kumpas kuruldu algısına rağmen eski İstanbul başkanı aleyhine bir zamanlar birlikte çalıştığı bürokrat ve işadamları aleyhte ifade vermeye başladı. İtirafçıların sayısındaki dramatik artış İmamoğlu’yu zorda bıraktı. CHP genel merkezi ve İmamoğlu çevresi kuyruğu dik tutmaya çalışsa da işler iyi gitmiyor. İşte Kılıçdaroğlu’nun en büyük gücü bu. Partide büyük bir yozlaşma olduğunu düşünüyor Kılıçdaroğlu ve çevresi. İmamoğlu yüzünden CHP ANAP’laştı. Siyasi ilişkiler fazlasıyla metalaştı. Ayrıca Kılıçdaroğlu’na göre parti İmamoğlu’yla kendisi arasına mesafe koymalı. Bahsi geçen mesafe hem CHP’nin İmamoğlu’nu kurtarmak dışında gerçek politik konulara yönelmesi hem de İmamoğlu ve çevresindekilere yönelik yolsuzluk suçlamasından uzaklaşılması için kritik önemde. 

Kılıçdaroğlu’nun bir diğer şansı kimsenin kolay kolay partiden ayrılmak istemeyeceği gerçeğinde saklı. İmamoğlu’nun her ihtimale karşı EKİM adıyla bir parti kurdurduğunu biliyoruz. Ama Bülent Ecevit’in DSP’si hariç, CHP’den ayrılıp sosyal demokrat & Atatürkçü kitle içinde başarılı olmuş bir örnek yok. CHP’nin marka değeri çok büyük. Ne olursa olsun partide kalma herkesin ortak amacı olacak. 

Bu mecburiyet İmamoğlu-Özel ikilisini Kılıçdaroğlu’na göre çok daha zorlayacak. Çünkü CHP’yi şu anda idare eden yapı uzun erimde oyun kurmada zorlanıyor. Şu ana kadar pek çok hata yapıldı. Mesela 38. kurultayda İmamoğlu’nun CHP genel başkanlığına aday olması gerekirdi. Kurultay sonucunda ortaya çıkan manzara iyi değerlendirilmeli, Kılıçdaroğlu ve yakın çevresi siyaseti bırakmıyorsa onlarla ya açık çatışma ya da uzlaşma yollarından biri denenmeliydi. Ama Özel-İmamoğlu son ana kadar Kılıçdaroğlu’yla açıktan hesaplaşmadı. Uzlaşma mekanizmaları da kullanılmadı. Belediye başkan adaylıkları belirleme süreci Kılıçdaroğlu’nun partideki izini silmeye yönelik olacak şekilde merkezden planlandı. Özel’in açık vaadi olmasına rağmen ön seçime izin verilmedi. Önseçim İmamoğlu-Özel’i desteklemeyen pek çok siyasetçinin belediye seçimlerinde parti adına adaylaşmasının yolunu açacaktı. Parti içi iktidar anketlerde önde olan Mansur Yavaş’ı tasfiye etmek için çok erken bir tarihte ön seçim yoluyla İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı yapmaya kalktı. Yavaş parti daha fazla yıpranmasın diye bu meseleyi siyasi bir sorun olarak ele almıyor. 

Kılıçdaroğlu’nun geçmişin izlerini silip Cumhur İttifakının yeni açılım politikası ile baş etmesi hiç de kolay olmayacak. Ancak bir yolunu bulmak zorunda. Aksi takdirde lehte sayısız mahkeme kararı da çıksa Kemal beyin o koltukta kalması zor. Çünkü halka karşı demokrasi olmaz. Demokrat olmak halkın sesine kulak vermekten geçer. Halk Kılıçdaroğlu’nu istiyor mu gerçekten?

Ama gerçek durum şu: Özel-İmamoğlu ikilisi ne Kılıçdaroğlu yanlılarına ne de Yavaş’a siyaset şansı tanımadı. Bu hatalar, yani uzlaşma ve tasfiye mekanizmalarının doğru anda kullanılmaması Kılıçdaroğlu sorununu ağızda ciklet gibi uzattı. İmamoğlu-Özel’in partiyi büyüttüğü doğru. Ama CHP eskisine göre daha yalnız ve kırılgan bir parti. Cumhurbaşkanı adayı hapiste. Kürt açılımıyla muhalif blok bölünmenin eşiğine geldi. Partinin önümüzdeki seçimi kazanmak için hayata geçireceği ne bir stratejisi ne de bir kozu var. Tek söylediği İmamoğlu’na kumpas kurulduğu ve iktidarın yargı eliyle muhalefeti dizayn ettiği şeklinde. Ancak bu argümanlar şikayetten öte bir anlama gelmiyor. Karşı hegemonya üretmek için bundan daha fazlasına ihtiyacı var CHP’nin. 

Kılıçdaroğlu’nun mahkeme kararı o yönde olursa genel başkanlığı kabul etmesi bu uzun listeye dayanmakta. Özetle Kemal bey İmamoğlu’nun zayıfladığını, Özel’in ise siyaseti eylem ve mitinglerden ibaret tek taraflı agresif bir oyun gibi kurguladığını, dolayısıyla Türk siyasetindeki büyük resmi göremediğini düşünüyor. Ama Kılıçdaroğlu’nun işi yine de kolay değil. Parti içi iktidarı korumak, en azından olağanüstü kurultaya doğru bir delege darbesini bastırmak için Parti Meclisi kontrol etmek zorunda. 2023 yılının yaz aylarında İmamoğlu yanlılarına karşı burun farkıyla öndeydi Kemal bey. Eğer mahkeme kararıyla 2023 yılına döneceksek PM’deki güç çok kritik olacak. Çünkü Parti Meclisi yanında olursa büyük illerin il başkanlarını görevden alması ve mahallerden başlayarak delege seçimini yeniden örgütlemesi pekala mümkün olabilir. Ancak Parti Meclisi’nde İmamoğlu yanlıları çoğunluktaysa Kemal beyin ikinci baharı kısa sürecektir. 

Bir diğer önemli başlık Mansur Yavaş. Ankara’nın belediye başkanı gelinen noktadan rahatsız. İmamoğlu-Özel ikilisinin kendisinin cumhurbaşkanlığı adaylığını zora sokacak adımlar attığını biliyor. Ama Kılıçdaroğlu’nun siyasi hırsı ve mahkeme kararına dayanarak hayata geçirmeye çalıştığı oyun planı yine de sağduyulu değil. Kaybedilen kurultayda Kılıçdaroğlu’nu desteklemişti Mansur bey. Şimdi ise durum karşılık. Kılıçdaroğlu cephesinin ise Yavaş’a ihtiyacı var. Çünkü Kılıçdaroğlu sevilmiyor. Ayrıca parti medyası ve muhalif kesimler Kemal beyin AKP’ye hizmet ettiğini düşünüyor. İmamoğlu’nu silmeye çalışırken CHP’yi zayıflattığını düşünenlerin sayısı epey fazla. Bu karanlık tabloda popüler bir aktörün desteğine ihtiyacı var Kılıçdaroğlu’nun. Yavaş İmamoğlu yerine cumhurbaşkanı adayı ilan edilirse muhalif kesimlerden gelen itirazların epey bir kısmı sönümlenir. Ayrıca Yavaş’ın partide kalması CHP’ye oy veren geniş sağ kitleleri ve tabii ki Atatürkçüleri Kemal Bey karşısında frenleyecektir. 

Son olarak AKP karşıtı siyaseti yönlendirme noktasında yeni bir formüle ihtiyacı var Kemal beyin. Yeni Yol, İyi Parti ve Zafer Partisini DEM’le birlikte koordine etmeli Kılıçdaroğlu CHP’si. Bu hattı kurmak eskiden de zordu. 2023 seçimlerine giderken AKP karşıtı toplumsal mutabakatı mümkün olduğunca genişletti CHP. Ama Muharrem İnce ve Ümit Özdağ gibi AKP karşıtı Atatürkçüleri ittifaka dahil etmek tam anlamıyla mümkün olmadı yine de. İyi Partideki huzursuzluk da yeterince dikkate alınmadı. Sonuçta seçim kaybedildi. Bu başarısızlık seçmenin Kılıçdaroğlu’na olan güvenini kalıcı bir şekilde zedeledi. Kılıçdaroğlu’nun geçmişin izlerini silip Cumhur İttifakının yeni açılım politikası ile baş etmesi hiç de kolay olmayacak. Ancak bir yolunu bulmak zorunda. Aksi takdirde lehte sayısız mahkeme kararı da çıksa Kemal beyin o koltukta kalması zor. Çünkü halka karşı demokrasi olmaz. Demokrat olmak halkın sesine kulak vermekten geçer. Halk Kılıçdaroğlu’nu istiyor mu gerçekten?

  • Muharrem İnce ve Baba Ocağı Muharrem İnce ve Baba Ocağı
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Cumhuriyet Halk PartisiCHPÖzgür ÖzelKemal KılıçdaroğluKurultay

Yorum Yazın

Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP’nin CHP’lilerle sınavı
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Siyasal dönüşüm ve muhalefet
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Savaşın gölgesinde: Madenler, hafıza ve satranç
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Yenilikçi Sınıf Projesi: Vizyoner bir başlangıç mı, ileriye taşınması gereken bir deneme mi?
    Özgür Çoban
    Özgür Çoban Aşırı sağın gölgesinde Alman yargısı 
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Duvarların ardına saklanan siyaset
    Emir Berke Yaşar
    Emir Berke Yaşar İthal bir şey: Homofobi
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Toplumun dışına düşenler, buraya!
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Geliyor gelmekte olan 
    Onur Saatlı
    Onur Saatlı Aşırı değerli TL, yüksek enflasyon ve Türkiye Turizmi: Ekonomi politikalarının sektörel etkiler
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Görünmez olmak: Hiçleşmek mi, hükmetmek mi?
    Gökhan Bozkurt
    Gökhan Bozkurt David Hume ve Epikuros Türkiye Futbol Ligi’ni izleseydi…
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı