MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Erdoğan’ın iktidar pratikleri; İktidar üzerine pratik bir inceleme

ANA SAYFASİYASETErdoğan’ın iktidar pratikleri; İktidar üzerine pratik bir inceleme
Erdoğan’ın iktidar pratikleri; İktidar üzerine pratik bir inceleme

Kral’ın bir insan olarak bedeni ve kralın siyasi olarak bedeni. Kralın insan olarak bedeni yok olabilir ancak daim olan krallıktır.

10 Eylül, 2025, Çarşamba 00:30
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Onur Tuğrul Karabıçak
Onur Tuğrul Karabıçak

Süreç

Zaten güçlü olan (yani toplumda/siyasette neyin var olup olmadığını belirleyen araçların neredeyse hepsini kontrol eden) Erdoğan’ın kendi iradesini karşısındakilerin varlığına rağmen dayatması için (yani iktidar uygulaması için) uyguladığı pratikleri listelemek istedim. İktidar pratiklerini inceleme metodum yalnızca düzenli örüntüler değil; aparatlar kullanan, siyasete ve aktörlere yeni tanımlar getiren pratikler bunlar. Bu hareketleri de güç, güç imgesi (insanların güçlü olduğunu düşündüğü, güçlülük atfetmesi meselesi) ve nüfuz ile ilgili olanlar olmak üzere üçe ayırdım.

Nüfuz ile ilgili olanlar:

1- Sahne Kurgulama (Simülasyon): AKP iktidarı bilgi üretemediğinde simülasyon, yani yeni bir siyaset sahnesi üretiyor. Bu sahnenin kuralları, ötekileri ve normalizasyonu için ise büyük bir medya kampanyası yürütüyor.

2 - Kırılganlık İllüzyonu: İktidar içindeki materyal kavgalar, iktidar partisi içinde sembolik takasla değil; yani partiye ideolojik olarak, kişinin değer yargılarından ziyade bir meta alışverişi için katılanlar arasında muhtelif kavgalar oluyor. AKP bu kavgaların basına sızmasına izin veriyor, bu kavgalar da muhaliflerin iktidarın zayıfladığını ve kendi kendine yiteceği algısına kapılmasına yol açıyor. Ancak bu iktidarın doğal bir sorunu, çünkü iktidarlar

3 - Kod Yaratma: İktidar, kimlik siyasetinin de izin verdiği üzere temsil ilişikilierini bozup kod yaratıyor. Yaratılan kodlar sayesinde pozisyon alabiliyorsunuz.

4- Demokrasi Sinyali: Eğer şartlarda anlaşılırsa seçim demokrasisine indirgenmiş bir demokrasiye geri dönüleceğinin sinyalini veren, siyasi rakiplerini müzakere masasına çekerken bir yandan karar vericinin hâlâ kendisi olduğunu gösteren bir sinyal bu. Bu sinyali çoğu kez seçim ve adaylık tartışmalarıyla, literatürde özellikle Berk Esen Hoca’nın rekabetçi otoriterlik olarak atfettiği kavramla

5 - Gösteriler: Tekno-erotizm dediğimiz, devletin ve artık dünyadaki muhafazakar siyasetçilerin de teknolojik (özellikle savunma sanayisi alanı) yatırımları arttırdığı, bunu arttırmak için de normalde muhafazakarlıkla zıt olacağını düşündüğümüz mühendislik gibi ideolojik olarak ilerlemeci ve verimlilik fikrinin kaide olarak benimseyen bilimlerin mezunlarını kendi saflarına çekmesiyle gerçekleşen, daha sonrasında da milli bir gösteriye dönüştürdüğü, teknolojik yatırımları (TOGG ve Savuma Sanayisi) tartışılmaz kılan, kaynak aktarımını milli bir davaya dönüştüren gösteriler düznleniyor. Bu gösterilerin aslında askeri araçların ve güvenliğin gizliliği mantığına ters olmasına rağmen Teknofestlerle düzenli olarak yürütülmesi, teknofestlerin özellikle gençleri ve çocukları hedef alması bir yandan yetişkinler için devletin büyüklüğü, büyüklenmeciliği duygularını Batı’nın tekelinden çıkarıyor, devletin büyüklük imgesinin milliyetçilikle beraber tüketilmesini sağlarken diğer yandan gençlerin idol alacakları ve dolayısıyla siyasetsizleşecekleri bir ortam hazırlıyor. Dolayısıyla devletin bir yandan da tüketildiğinin önündeki şüpheler bir anlığına kalkıyor. Bu tip bir gösteri yapımı cumhuriyet tarihi boyunca yaygın bir pratik değil, üstelik Devrim Arabaları hikayesi de bunun bir anti-miti olarak hali hazırda hafızalardayken, Tekno-erotizmin nüfuz edememesi ve devletin güvenlikçiliğinin altını doldurmaması çok zor. Aslında simüle edilen bir devlet büyüklüğünün altını tam olarak alakalı olmayan şekillerde, Batı tipi bir öykünmecilikle (Soğuk Savaş dönemi ABD askeri-teknoloji sergi pratikleri) dolduruyor.

6- Biopolitika: Biyopolitika, iktidarın bedenleri kontrol edilecek bir alan olarak tanımlayıp bedenler üzerinde siyaset üretmesine verilen isim. Doğum kontrolü, cinsellik, nüfus politikaları, etnik kimlikler bu politika çeşidinin içine giriyor. Dolayısıyla Erdoğan toplumun doğumunu, giyimini kuşamını, ayıbını doğrusunu tanımlayan bir nüfuza sahip oluyor ve bu da insanların bedene dair anlatılarını değiştiriyor.

Güç İmgesiyle İlgili Olanlar

7- Teknofest-Savaş Teknolojisi-Operasyon Görüntüleri: Gösteriler maddesinde belirttiğim üzere AKP’nin 2016 sonrası dönemde askeri teknoloji yatırımları ve gösterileri yalnızca Selçuk Bayraktar’ı iktidar halefi olarak hazırlama maksadı taşımıyor. Aynı zamanda iktidarın güç imgesine artırılmış bir gerçeklik kazandırıyor. En nihayetinde teknoloji ve teknik bilgi üretimiyle gerçekleştirilen bir alan olduğu için, bu alanın imgesi altı en dolu olan imgelerden bir tanesi. Diğerleri Erdoğan’ın asker üniforması giymesi, asker ziyaretleri, televizyonlarda canlı yayınlanan operasyon görüntüleri, ardından Erdoğan’ın açıklamaları şeklinde ilerliyor. Aslında sınıf atlayamama ve eğitim alamama gibi sebeplerle ile ilgili olan askere alım pratiklerinin üzeri kapatılıyor ve ordunun artan mensup sayısının toplumsal sebebi es geçilmiş oluyor. Bu imgenin Erdoğan’ı güçlü lider ve fedakâr yaptığının altını çizelim.

8 - İktidar’ın Sopası: İktidarın sopası, özneleri disipline etme maksadı değil, özneleri yukarıda saydığım kodlara sokma amacı taşıyor. Dışarıya olan görüntüsü ise iktidar ve kendini onunla eşleştirene belli başlı ayrıcalıklar tanındığı yönünde. Dolayısıyla milliyetçiliği ya da demokratlığı da pratik çözümler sunan bir çerçeveden çıkarıp pozisyon elde etmek ve devletin sopasını yemediğiniz bir geçiş koduna çeviriyor.

9 - Dış siyaset: Dış siyaset normal şartlarda bilgi üretilen, bilgiyle yönetilen bir alan olarak tanımlanırdı ki bu uzun süredir pek çok ülkenin pek çok politikası için böyle değil. Ülkelerin gündelik diplomasisi bilgi üreten diplomatlarla sağlanmasına karşın, majör kararları “accursed share” dediğimiz, uluslararası ilişkiler teorisyenlerinin genelde “güçlü olan güçsüzü ezer” ya da “yanlış hesaplamalar” diye adlandırmaya çalıştıkları, toplumların fazla-israf enerjisini akıttıkları bir tür şiddet ya da Carl Schmitt’in “Nomos of the Earth”te iktidarın dünyayı ve toplumsal ilişkileri alanlara ayırmasıyla son derece uyumlu olarak ürettiği savaş alanları vardır. Bu tip kararlar ise çoğu kez bilgi üretimiyle değil, yani varsayılan bir “gerçek tehdit algısıyla” değil (ki bu tehdit algısı da bir temsil, bir benzetme yoluyla kurulur), gerçekçi ancak yoruma ve hikâyeye dayalı bir şekilde alınır. AKP iktidarı da bunu yaparken silahlı çatışmayı ülke toprakları dışında kuruyor. Bu da iktidarın güç ve egemenlik imgesini arttırıyor. Sonunda da Erdoğan’ın dış siyasette performatif bir rol oynadığı, kendi kişiliğini cumhurbaşkanlığı pozisyonuyla takas ettiği, kendini imgeleştirdiği ve siyaset üstü kıldığı bir düzleme çekiyor. Bu yüzden dış siyaset gösterileri ve diğer ülkelerin temsilcileriyle görüşürken Erdoğan’ın vücut dilinin nasıl olduğu televizyonlarda tartışılıyor. Dış siyaset, arada hem teknik elemanların hem de tamamen imaj için atılan adımların birbirine karıştığı, altının dolu olup olmadığı tam anlaşılamayan bir güç imgesi.

Güçle ilgili olanlar:

Güçle ilgili olan pratikler, aktörlerin varlıklarını doğrudan ilgilendiren, güç imgesi ve nüfuz edebilmek için gerekli temel şartları içeriyor. TV kanallarını kontrol etmeden gündemin nasıl yorumlanacağını ele geçiremez, halkın siyasi yorum yapmasına olanak sağlayamazsınız.

10 - Görünürlük Araçlarının Kontrolü: Medya, sokaklar, yollar, reklam panoları, sosyal medya platformları, dizi sektörünün Ayşe Barım davasından sonra tamamen TRT’nin eline geçmesi, basın yayın organları üzerindeki kontrol.

11 - Görünür insanların kontrolü: Aktörlerin, sunucuların, influencerların, youtuberların üzerine düzenli olarak yapılan dava ve

12 - Alanların kontrolü: düzenli olarak sosyal hafızada yer eden meydanların şeklen ve içerik olarak anlamlarının boşaltılması. Örn. Muhtelif 15 Temmuz Milli birlik ve Demokrasi parkları, meydanları, köprüleri ve muhtelif Millet Bahçeleri projesi.

13 - Yargının görünürlük araçlarıyla donatılması ve aynı şekilde işlev görmesi. Toplumda kimin görünmeyeceğinin uygulaması yargının tamamen ele geçirilmesiyle olabilecek bir şeydi. Islah etme maksadıyla yaratılan hapishanelerin mantığına ters olarak hapishaneler insanların bir nevi siyasi zindana (karanlığa, toplumdan kopmasına ve siyasal önemlerinin unutulmasına yarayan) atılması şeklinde uygulanıyor. Tutuklanan siyasi suçluluların 1980 darbesi dönemindeki gibi ideolojik olarak ıslah edilmesi beklenmiyor.

Teorik Arkaplan

Üç temel tipte iktidar modeli vardır: Hükümranlık, Disiplin, Kontrol/Biopolitika. Türkiye’de bu üç tip iktidarın üçünün de ana motiflerinin yoğun bir şekilde bulunduğu bir iktidar pratiği CB sistemiyle Erdoğan’da temerküz etmiş durumda. Devlet ve devletin geçiş kodu verdiği sermaye vatandaşları gözetliyor, görünürlük araçları içerisinde vatandaşlar birbirlerini gözetliyor, ancak bu gözetleme oyununu onları gösterme oyununa dahil ederek yapıyor. Bu gözetleme ve görünürlük sürecinde aktörlerin eline geçen şeyler üretim araçları (yalnızca fabrika tipi bir üretimden bahsetmiyorum, örneğin savaş, çatışma, siyasal alan, toplumsal varlık vb.).

Hükümranlık modelinde büyük çaplı, büyük gösterilerin düzenlendiği, ibret-i alem adına verilen cezalar ve yüksek perdeden performanslar görürsünüz. Bu performanslar çoğunlukla süreksizdir, arta arda gerçekleşmez, anlam bakımından hedef aldıkları olayların çok şey ifade etmesi beklendiği için hadise üretimi sık sık gerçekleştirilmez. Bu monarşik yönetim tipinin örnekleri, aşkınlık veya tanrısallık ifade eden büyük dini ve siyasi yapılardır. Devletin bir baba figürü olarak sembolikleşmesi ve aslında sembolün de kolay kolay yitmemesi bu tip bir modelden kaynaklanır.

Disiplin modelinde efektif bir şekilde toplumun gözetlenmesi, kötülük düşüncesinin vatandaşların da birbirini gözetlemesiyle bir şekilde elimine edilmesi istenir. İktidar tam olarak bir kişinin ya da bir zümrenin eline teslim edilmez ancak iktidar efekti bakidir. Disiplinin mantığı, artan nüfus, artan üretim ve tüketim ihtiyaçları gibi yönetişimsel sorunlara bir cevaptır. Toplumun bir düzen talebi de vardır ancak topluluk hâlde yaşamak için bireylerin teker teker çıkarları değil, bireylerin teker teker kısıtlanması gerekir, bunu kabul edip pratiğe dökebilmek için de kuralları içselleştirmek gerekir. Böylece bakış (gözetleme, görme) ve içselleştirme arasında uzamsal (mimari, inşaat, peyzaj, pencereler, iletişim araçları) bağ kurulur. En iyi örnekleri modern dönemde verilmiş olan bu tip bir iktidar modeli, uzamı, kurumları, aileyi merkezi bir gözetimin, odaları hücrelere ayırmanın, istendiği zaman gözetlenebilen öznelerin olduğu bir yapıya sokar (Foucault’nun tartışığı, Bentham’ın Panoptikon şeklindeki hapishane ve toplum modeli olarak da bilinir). Böylece artan nüfusa ve değişen iktidar yapılarının idamesi için toplumun idaresinde kullanılacak araç ve kurumlarda verimlilik hedeflenir.

Kontrol toplumunda vatandaşların doğrudan bedenleri değil, bedenleri ve bilinçlerinin bıraktığı izler, yani veriler gözetlenir. Artık gözetilmesi gereken doğrudan vatandaşlar değil, veridir: Bireyler nerelerde iz bırakıyor, neyi tüketiyor, neyi seviyor, bireylere ne sevdiriliyor vb. Yine tehcir, hücrelere ayırma, şeffaflık sağlama gibi elemanlar kontrol toplumunun içerisinde bulunur.

Bana göre bu üç toplum modelinin de ortak noktası, güçtür. İktidar ilişkilerinin teknolojileriyle (örneğin kamusal idamlar, yargılama süreçleri, ceza sistemleri, hastaneler, hastanelerin özel sektöre girmesi, siyasal söylemin değişmesi vb.) birbirinden ayrılmış bu üç yönetim türünün de ortak özelliği, görünürlüğün kontrolü üzerindeki müzakeresidir. Hükümranlık modelinde suçlular zindana atılır, karanlıkta bırakılır; yok sayılır ve geri dönmeleri hedeflenmez. Hayat daha siyahla beyaz arasındadır. Zindana atılmak ya da giyotinle idam edilmek, doğrudan varlığınızı sonlandırır ve mümkün mertebe toplumsal hafızadaki yerinizi de siler ya da ibret olarak yaşatır. Disiplin toplumunda ceza kurumunun ıslah edici olması hedeflenir (ancak ilk andan beri böyle işlemediği de görülür ve ceza kurumu elit sınıfların illegal işlerinin yaptırmak için kullandıkları profesyonel suçlu üretim merkezine dönüşür: Böylece legal ve illegal olmak üzere iki farklı yaşam alanı yaratılır, legal olan sürekli kamuoyuna görünür kılınır, illegal olan ise skandal olarak ifade edilir). Türkiye’deki siyasi yargılamaların 1980 darbesi dönemi aksine disipline etmek için değil, kişiyi unutturmak, toplumla alakasız kılmak, yani görünmez kılmak için yaptığı görülüyor. Kontrol toplumunda bireyler kendi görünürlüklerini daha kendi istekleriyle sağladıklarını düşünürler, önlerinde büyük tercih yanılsamaları vardır: Toplumsal olarak varlığınız aslında kontrol edilmektedir, ancak siz kendi varlığınızı kendinizin kontrol ettiğinizi düşünürsünüz ya da görünürlük araçları üzerine müzakere ettiğiniz sürece sosyal varlığınızı kendiniz kontrol edersiniz.

Sonuç

AKP iktidarında Türkiye enteresan bir şekilde bu üç modelin birbirine eklemlenmesini gördü:

İktidar uygulayıcıları hükümranlık toplumunda kralın adamlarındadır, disiplin toplumunda kurumlardadır, kontrol toplumunda da devlet aygıtı ve sermayededir. Lakin günün sonunda, ortaya çıkan iki iktidar efekti var:

-Erdoğan’ın kendini Cumhurbaşkanlığı pozisyonuyla yek vücut hâle getirmesi. Normalde, sultanistik bir rejimde bile sultanın pozisyonunun değiştiğini görürsünüz, buna Kantarowicz’in Kral’ın iki bedeni adlı eseri açıklık getirir: Kral’ın bir insan olarak bedeni ve kralın siyasi olarak bedeni. Kralın insan olarak bedeni yok olabilir ancak daim olan krallıktır, sembolik (ancak materyal olarak bağlayıcı). Erdoğan’ın vakasında ise durum şöyle: Erdoğan’ın pozisyonu, Cumhurbaşkanlığı ile Erdoğan’ın bir insan olarak bedeni arasında bir fark yok. Erdoğan algısal olarak kendini sembolik pozisyona devretmeyi başardı. Dolayısıyla Erdoğanizm dediğimiz şey, bu sembolik transferin tuğla tuğla inşası (medya, gazeteciler, siyasi mekanizma) anlamına geliyor. Dolayısıyla Erdoğanist insanlar diye bir şey de yok, Erdoğanizmi meşru kılıp kılmamak da onun destekçisi olmakla bitmiyor.

-Demokrasinin ve daha da önemlisi siyasetin anlamı oyuldu, boşaltıldı ve dar bir şekilde hükümetin ürettiği simülasyonlara göre tanımlanıyor (Demokrasinin anlamının Türkiye’de seçimden ibaret oluşu, hukukun üstünlüğüyle alakalı olmayışı geçtiğimiz gün Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu da dile getirmişti).

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Onur Tuğrul Karabıçak
    Onur Tuğrul Karabıçak

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (1)
    Onur Tuğrul Karabıçak
    Onur Tuğrul Karabıçak Erdoğan’ın iktidar pratikleri; İktidar üzerine pratik bir inceleme
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Suriye 2. Çözüm süreci’nin sonunu mu getirecek?
    M. Coşkun Cangöz
    M. Coşkun Cangöz OVP 2026–2028: Nereye?
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Conatus’un gaspı: Halkın yaşama iradesine kayyum
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz İktidarın CHP Planı, muhalefetin geleceği
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Türkiye’nin Kürt Sorununu çözecek yaklaşım neden Suriye’de uygulanmasın?
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP’yi kim/ler neden hedef alıyor?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Siyasetin dizaynı, dizaynın siyaseti
    Fatih Öztürk
    Fatih Öztürk Bir Anayasal Cumhuriyetin inşası öncesi yol haritası
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yolun sonu
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Voleybol, basketbol, futbol ve Türkiye’nin gündemi
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Ülke için iktidar, parti içi demokrasiden geçer
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Trump’ın Son (Teknoloji) Yemeği
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Gürsel Tekin konusunun pek konuşulmayan tarafı
    Osman Erden
    Osman Erden Ana Mendieta nerede?
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Yine büyüdük!
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı