Cuma günü CHP’yi ilgilendiren iki önemli toplamtı vardı. İlki Meclis’te kurulan “terörsüz Türkiye” kapsamında kuralan komisyonun İmralı’ya gidişine ilişkin kararın alınacağı toplantıydı.
İkincisi de hazırlığı aylardır süren parti programının taslağının kamuoyuna açıklanması.
Kuşkusuz kamuoyunun gözü, İmralı konusunda yapılacak toplantıya çevrilmişti. CHP, oylamanın gizli yapılmasını gerekçe göstererek, İmralı heyetine temsilci vermeyeceğini açıkladı. İtiraf edelim ki, CHP’nin program taslağı, İmralı kararının gölgesinde kaldı.
Böyle olsa da CHP’nin açıkladığı program, kapsamı ve cesur önerileri ile Türkiye koşullarına göre hayli ileri bir program.
Nitekim demokratikleşme başlığı altında Kürt sorunu konusundaki somut öneriler, CHP’nin sorununun tanımından çözüm önerilerina kadar hayli hazırlıklı olduğunu gösteriyor.
Program 4 bölümden oluşuyor. Bunlar, “Demokrasi, Yönetim ve Adalet”, “Kalkınma ve Ekonomi”, “Sosyal Devlet” ve “Dış Politika, Güvenlik ve Dirençlilik”. Ve her konu başlığı da ayrıntılı alt başlıklar içeriyor.
Programda özellikle parlamener sisteme dönüş vurgusu önemli. Programa göre hükümet, eskiden olduğu yine TBMM içerisinden seçilecek. Cumhurbaşkanı tarafsız olacak ve yetkileri de sembolik hale getirilecek.
PROGRAMDA KÜRT SORUNUNA BAKIŞ VE ÖNERİLER
Programda, son tartışma bağlamında ele alacağımız bazı öneriler; “terörsüz Türkiye”nin nasıl gerçekleşebileceğine ilişkin vaatler olduğunu görmek mümkün.
Programda; “Demokratikleşme, toplumsal sorunların eşit yurttaşlık temelinde çözümü için elzemdir. Kürt sorununda kalıcı çözüm; yalnızca terörün sona ermesiyle değil, eşitlikçi, katılımcı, demokratik bir siyasi ve toplumsal düzenin kurulmasıyla sağlanacaktır. Herkesin kendini ülkenin eşit yurttaşı olarak hissedebilmesi esastır. Bu yaklaşımla tüm yurttaşların ana dilini öğrenme, kullanma ve geliştirme hakkına saygı gösterilecek; kimsenin kimliğinden dolayı ayrımcılığa uğramasına ve toplumsal olarak dışlanmasına izin verilmeyecektir. Farklı kimliklerin, inançların ve kültürlerin özgürce var olabildiği bir toplumsal yapı güçlendirilecektir.”
Bu satırlar bize CHP’nin Kürt sorununun çözümü için eşit yurttaşlık temelinde bir demokratikleşme ile çözüleceği; bu kapsamda da; ayrımcılık yasağı, ana dili öğrenme, kullanma ve geliştirme hakkı, kısaca eğitim olanağı önerileri getireceğini söylüyor.
Dahası bunlar programda somut olarak ortaya konmuş;
- Terör örgütlerinin Türkiye’de insan ve maddi kaynak açısından zemin kazanmasına ve güvenlik tehdidi oluşturmasına imkân vermeksizin Terörle Mücadele Kanunu hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerini esas alarak yeniden düzenlenecektir.
- Terör örgütü ve örgüt üyeliği tanımları; cebir, şiddet ve anayasal düzene karşı eylemlerle doğrudan bağlantılı olacak şekilde toplumsal mutabakatla ve evrensel standartlarda yeniden yapılacaktır.
- İfade özgürlüğünü kısıtlayan ve şiddetle bağlantısı olmayan düşünce ve açıklamaları cezalandıran hükümler kanundan çıkarılacaktır.
- Yerel yönetimlerin kurumsal kapasiteleri; insan kaynağı, mali imkânlar ve yönetim süreçleri bakımından güçlendirilecektir. Belediyelerce sunulan hizmetlerde verimlilik, etkinlik ve hesap verebilirlik ilkeleri temel alınarak standartlar oluşturulacak; bu standartları destekleyen rehber ve kılavuzlar hazırlanacak, denetim sistemleri de bu rehberlere dayanacaktır.
- Avrupa Yerel Yönetimler Şartı hayata geçirilecektir. Bu sözleşme çerçevesinde yerellik ilkesi Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği müktesebatıyla uyumlu şekilde uygulanacaktır.
Bu önerilerin hepsi Kürt sorununun çözümü açısından kritik öneme sahip öneriler.
Açıkçası CHP programı, tartışmayı İmralı’ya gidişe indirgemeyen kapsamlı bir bakış açısı sunuyor.
İKTİDARI DEVLETTEN AYIRMA ÇABASI
Bunun dışında açık biçimde iktidarların, devleti ele geçirmesinin yarattığı sorunlardan hareketle bunu önlemek için somut öneriler de yer alıyor programda.
Mesela;
- İktidara gelen siyasi partilerin devlet mekanizmasını siyasi parti ya da siyasi partilere müzahir organizasyonlarla bütünleştirmesi engellenmesi,
- Hukuk devletinin inşası ve adil yargılanma hakkının etkili bir şekilde kullanılabilmesi için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve Avrupa Konseyi organlarının tavsiye kararları başta olmak üzere demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları evrensel standartları hayata geçirilmesi,
- Yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını güvence altına alacak gerekli anayasal ve yasal düzenlemeler hayata geçirilecektir. Yargı erkinin, her türlü siyasal güce karşı etkin bir şekilde korunması sağlanması,
- Temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasının önündeki bütün engellerin kaldırılması,
- İfade ve basın özgürlüğü sağlanacaktır. Medya ve iletişim alanında halkın doğru, tarafsız ve güvenilir biçimde bilgilenme hakkının önündeki engellerin kaldırılması,
- Siyasi etik yasası, seçim kanunları ve siyasi partiler mevzuatında yapılacak değişikliklerle siyasal hayat demokratik ilkeler temelinde düzenlenmesi,
- Yerel yönetimlerin mali ve idari alanda güçlendirilmesi ve yeni bir merkez-yerel dengesinin kurulması,
- Seçim barajı yüzde 3 olarak düzenlenecektir. Bu düzenleme ile partilerin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilmesi kolaylaşacak; barajın düşürülmesi, Türkiye’nin toplumsal çeşitliliğini ve çoğulculuğunu yansıtan bir parlamento oluşmasına katkı sağlaması.
Bütün bunların mevcut Türkiye ikliminde ne kadar önemli olduğu açık.
DEMOKRATİKLEŞME KOALİSYONUNUN ZORUNLULUĞU
Görüldüğü gibi program iyi hazırlanmış. Demokratikleşme başlığı altında Kürt sorununun çözümü dahil olmak üzere demokratik Türkiye için somut önerileri içeriyor.
Dahası bu önerilerin her biri, komisyonun Meclis’e sunması gereken somut önerilere de denk geliyor.
Açıkçası CHP program taslağında Kürt sorunun çözümünde, İmralı’ya gitmeye hevesli olanlar ve bu bağlamda CHP’yi gitmediği için eleştirenlerin sadece önermeye değil konuşmaya dahi cesaret edemeyeceği öneriler yer alıyor.
Özetlemek gerekirse CHP program taslağında Kürt sorununun çözümünde;
- Ana dilde eğitim hakkı,
- Terörle Mücadele Yasası’nın değiştirilmesi,
- Eşit yurttaşlık,
- Yerel yönetimler konusunda Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’nın uygulanmasını
öneriyor.
Bu açıdan CHP program taslağını sadece komisyondaki partililer değil Öcalan tarafından okunmasında yarar olacaktır. Bu programa bütün olarak bakıldığında CHP’nin iktidar blokuna karşı “demokrasi koalisyonunda” önemli bir uzlaşı zemini sunmaktadır.
ŞİMDİ KILCAL DAMARLARA GİRME ZAMANI
Bu yazı bağlamında CHP’nin demokratikleşme ve Kürt sorununu ele aldık.
Ancak kabul edelim ki, program çok kapsamlı ve Türkiye için önemli öneriler var. Özetle üzerinde iyi çalışılmış bir program var karşımızda.
Şimdi sıra programın partililer tarafından sahiplenilip içselleştirilmesinde. Ve esas yapılması gereken ise bu programla birlikte temel sorunlara çözüm yaklaşımı ve somut önerilerini toplumu anlatmada.
Bu da ancak program ve çözümler konusunda iyi eğitilmiş, toplumla aynı dalga boyunda, toplumun içinde olan siyasal taşıyıcıları belirlemek, eğitmek sonrasında ise bunları ev ev toplumun kılcal damarların taşımak.
Zor değil ama çaba gerektiren bir süreç olduğu da açık.




























Yorum Yazın