MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Cüneyt efendiler tarikatlar için neden bir anlam ifade etmez?

Ana SayfaSi̇yasetCüneyt efendiler tarikatlar için neden bir anlam ifade etmez?
Cüneyt efendiler tarikatlar için neden bir anlam ifade etmez?

Cüneyt efendiler tarikatlar için neden bir anlam ifade etmez?

07 Mayıs, 2024, Salı 21:48
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Cüneyt efendilerin İslam dünyası için yetişme sorununun temelinde; Endülüs, Bağdat veya Horasan gibi İslam dünyasının entelektüel ve finansal özgürlüğü olan üreme alanlarını yaratamaması vardır.Sanırım seçim sonrası ülkemizdeki tarikatların pek çoğunda bir kafa karışıklığı yaşanmakta. Bazı tarikatların üst düzey karar vericilerinin ilgili siyasi yapıya koşulsuz destekleri ve bu öngörüleri gelinen nokta itibariyle oldukça çuvallamış bulunmakta. Bu şeyh, halife veya vekil seviyesindeki şahısların öngörülerinin metafizik alemde ilgili silsile ile istişare edilip üretildiği genelde müntesiplerince inanılmakta. Bu öngörülerin boşa çıkması ise teslimiyeti güçlü müridan için her ne kadar tevil edilebilse de ancak çoğunluk müridan tarafından hem tarikat yönetimine hem de kendince manevi alemlerine karşı da ciddi bir güven kaybını yaşatmakta.Politika ve ranta bulaşan bu tür tarikatlar son günlerdeki medyaya yansıyan şatafat görüntüleri ile de ıstakoz ile sembolize olan çürümüşlük sürecine senkronize olmakta. Tarikatların içinde yaşanan iktidar ve ekonomik güç sebepli bölünmeler ve çatışmalar ise ibret ile seyredilmekte. Bu duruma manevi gözle bakanlar ise Allah’ın sopası yok olacağı buydu da demekte. Gelinen bu durum toplumda tarikatlara karşı ciddi bir öfkenin de sebebini teşkil etmekte.Bu politika ve güç ile ilişkileri, şahit olduğum ciddi yerli ve yabancı çevrelerin kafasında “acaba bunlarda bir gün Gülenistler gibi devlete ilişkin talepleri sonucunda bir trajediyi ülkeye tekrar yaşatabilirler mi?” sorusunu öne çıkarmakta. Tabi bu durum da işinin ehli mütefekkirlere-düşünürlere devlete talip ideolojik katı yapılarla apokaliptik mistik klan-kabile niteliğindeki grupların farkını hatırlatmakta.
Cüneyt efendi zulme isyanıyla Kızılbaş bir meşrebi, filozofluğu ve aklı kullanması ile İbni Rüşd’ü, tasavvufi ekolü ile İbni Arabi’nin Ekberiliğini veya Melamiliği, kıyafeti, toplu zikri ve ibadeti ile de Ortodoks bir Nakşilik veya Kelamiliği temsil etmekte.

CÜNEYT EFENDİ NEYİ TEMSİL EDİYOR?

Kızıl Goncalar son bölümü, eskilerin tabiri ile tevafukken (rast gelme hali ile) adeta gizli veya açık Türkiye gündemini yansıtıyordu. Tarikatta şeyh efendinin ölümü, rantçı becerikli iş insanı mürit damat, taht kavgaları ve yanlışta ısrar eden muktedir derin devletin falsoları son bölümün ana temalarıydı. Mahalleli artık dizinin büyüsüne kendini kaptırmış durumda her ne kadar Now’da yayınlansa da. Sekülerlerin öfkesi ise dizide pozitivizmin belirleyiciliğinin etkisi arttıkça dinmiş bulunmakta. Dizi ise kutuplaştırıcı siyasetin ekmeğini yiyenlerin sörf yaptıkları zihniyet inşasını intikaya uğratmış gözükmekte.İster seküler, ister mahalleli veya ister de ehli tarik olsun Cüneyt efendi karakteri gönüllerde taht kurmuş durumda. Sekülerler “yahu bu Cüneyt efendi gibilerden Türkiye’deki tarikatlarda neden bulunmaz” diye haklı olarak sormakta. Belki de bir kısım katı Kemalistler, Cüneyt efendinin gönüllerindeki yeri için şu anki tarikatlar değil olsa olsa ona Atatürk’ün sofrasında sohbet eden ama içki içmeyen melon şapkalı ve fraklı filozof bir Bektaşi şeyhi rolünü yakıştırmakta. Mahalleli vicdanlılar ise tanıdığım kadarıyla muhtemelen “Cüneyt efendi iyi hoş ama psikolojik hasta bu bir zafiyet belirtisi şeyhe yakışmaz bir de biraz felsefeye düşkün bu adamı içerde zor tutarız” diye düşünmekteler.Cüneyt efendi zulme isyanıyla Kızılbaş bir meşrebi, filozofluğu ve aklı kullanması ile İbn Rüşd'ü, tasavvufi ekolü ile İbni Arabi’nin Ekberiliğini veya Melamiliği, kıyafeti, toplu zikri ve ibadeti ile de Ortodoks bir Nakşilik veya Kelamiliği temsil etmekte. Cüneyt’in bir özelliği de kutuplaşmış ve bölünmüş bir toplumda hem haliyle ve hem de kelamı ile herkes ile özgüven içinde iletişime geçebilmesi ve etkileyebilmesi. Cüneyt sekülerler ile sohbet ederken onların iç dünyalarındaki pozitivist dogmaları kolayca aşabiliyor. Mahalleli için ise Cüneyt,seküler mahalleye karşı üretebildikleri kurgusal da olsa belki tek vicdanın ve aklın markası.Gönül Türkiye’deki kimlik ve güç siyasetinin içine hapsolmuş tarikatların kendi Cüneytleri çıkartabilip bu zincirlerini parçalayabilmelerini isterdi. 
Türkiye’deki tarikatların ne yazık ki Nurettin Topçu veya M. Ali Ayni gibi müritleri olmadığı gibi Esat Erbili veya İsmail Hakkı İzmirli gibi Şeyhleri de yoktur. Bu anlamda felsefe ve tasavvufun sıkça buluşabildiği İbni Arabi’nin Ekberi görüşü yani “varlık aslında yoktur bir vardır görüşü” ülkemizdeki medrese ve tarikatlarda pek yer bulmamaktadır.

‘VARLIK ASLINDA YOKTUR BİR VARDIR’ GÖRÜŞÜ ÜLKEMİZDEKİ TARİKATLARDA PEK YER BULMAMAKTADIR

Türkiye’deki tarikatların ne yazık ki Nurettin Topçu veya M. Ali Ayni gibi müritleri olmadığı gibi Esat Erbili veya İsmail Hakkı İzmirli gibi Şeyhleri de yoktur. Bu anlamda felsefe ve tasavvufun sıkça buluşabildiği İbni Arabi’nin Ekberi görüşü yani “varlık aslında yoktur bir vardır görüşü” ülkemizdeki medrese ve tarikatlarda pek yer bulmamaktadır. Bu görüş evrenin sonsuzluğunu savunan filozoflarla evrenin sonsuzluğu ile mutlak varlığın aslında bir olduğunu anımsatan bir görüşe kapı açmakta. Bektaşi ve Mevlevi meşrebe de yakın durmakta. Ülkemizdeki tarikatlar ve onları besleyen ilgili medrese kaynakları Ekberi görüşe mesafelidirler. Bu yapılar her ne kadar Şeyh Ahmet Serhendi-İmamı Rabbani’nin (ö.1624) Vahdeti şühut görüşünü benimsemişlerse de mevcut köylü, feodal veya felsefi bir metodolojiden mahrum olmaları bu yaklaşımı da anlamalarını imkansızlaştırmaktadır. Bu köylülüğün dönüşememe sorunu bunlar için Gazali ve Teymiye’yi de tam anlamıyla anlaşılmaz kılmakta. Temelde vahdet ve şühut, yani bu görüşlerin farkı, varlığın ve görünümün üzerindeki yorumlara dayanmakta.Cüneyt efendilerin tarikatlardan çıkamamasında bir diğer teorik sorun medreselerin icazet sürecine kadar çoklu çağdaş disiplinli eğitimden ve felsefeden uzak durmaları. Ezoterik manevi tasarruf-inisiye süreçlerinde geleneği popülarize edip kitap ve sünnet dışında her türlü istismara açık bırakmaları tarikatların uygulamadaki bir diğer manevi sorunları. Eleştiriye kapalı olmaları ve görünmez bir dinde olmayan masumiyet karinesini kendi ve ailelerine yüklemelerine zımnen rıza göstermeleri de toplumla ilişkilerde tarikatların ayrı bir açmazı.Cüneyt efendilerin feodal ağırlıklı tarikat ailelerinden çıkamayacağının bir sebebi de şeyh çocuklarının yaşlarına göre değil babalarının veya büyüklerinin makamlarına göre yetiştirilme tarzı. Cüneyt efendilerin İslam dünyası için yetişme sorununun temelinde; Endülüs, Bağdat veya Horasan gibi İslam dünyasının entelektüel ve finansal özgürlüğü olan üreme alanlarını yaratamaması vardır. Ki bu alanlar sırf İslam dünyası değil Hıristiyanlık ve Yahudilik ile de ilgili Akinolu Tomas ve İbni Meymun gibi kendi Cüneyt efendilerinin yetişmesine sebep olabilmişti.Yapımcı Faruk Turgut, Cüneyt efendi karakterinin çok felsefi olmasının, ciddi bir seyirci grubu için reyting kendi kaygılarını artırdığını ve bu diyalogların sınırlanması gerektiğini belirtiyor. Ticari olarak haklı olabilir. Ancak, kutuplaşmış, adaletsizlikle boğuşan ve değerlerini sorgulayan toplumumuzun, Cüneyt efendilere ve derin diyaloglarına ihtiyacı vardır. Tarikatların ise, sadece insan gönüllerine bile tekrar girebilmeleri için kendi Cüneyt efendilerini yetiştirmekten başka çıkış yolu görünmemekte...
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hasan Bülent Kahraman
    Hasan Bülent Kahraman 27 Mayıs 1960 Darbesine Yeni Bakışlar (1)
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Erdoğan’ın uğradığı en büyük hezimet
    Adnan Ekinci
    Adnan Ekinci Anayasa Günlüğü - İlk Gün
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Ey CHP: Titre ve Kendine Dön
    Tuğba Muslu
    Tuğba Muslu Düşünmeyen nesiller projesi
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beyaz Saray’da aşk başkadır!
    Osman Erden
    Osman Erden “Führer’e İtaat”
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı