Çin, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan örneklerinde gördüğümüz gibi sınıflara doğrudan yansıyan zorunlu dersler ya da geniş ölçekli uygulamalar bizde henüz başlamış değil. Ülkemizin bu tabloya hızlı uyum sağlaması, öğrencilerimizin geleceğin dünyasına hazırlanması için kritik bir önem taşıyor.
21. yüzyılın en belirgin gerçeği, yapay zekânın yalnızca ekonomileri değil, eğitim sistemlerini de kökten dönüştürmesidir. Çin’in geniş ölçekli yapay zekâ yatırımlarının ve Amerika Birleşik Devletleri’nin teknoloji tabanlı yeniliklerinin ardından, artık Orta Doğu’da da güçlü bir hareketlilik yaşanıyor. Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan, yapay zekâyı eğitim sistemlerine hızlı ve iddialı biçimde entegre ederek küresel yarışa katıldılar.
Çin, Zorunlu Müfredatın Öncüsü
Çin, yapay zekâyı eğitimde en erken ve en sistemli biçimde uygulamaya koyan ülke oldu. 2025 sonbaharından itibaren Pekin’de ilkokuldan lise sonuna kadar her öğrencinin yılda en az sekiz saat yapay zekâ dersi alması zorunlu hale getirildi. Buradaki sekiz saat, yalnızca bir asgari düzey; yani her öğrencinin AI ile mutlaka tanışmasını garanti eden alt sınır olarak tanımlandı. Okullar bu süreyi artırabiliyor ve yapay zekâ içeriklerini matematik, fen veya teknoloji derslerine entegre ederek uygulamayı genişletebiliyor. Bu sayede öğrenciler, yapay zekâ destekli kişiselleştirilmiş öğretim ve sınavlar ile kendi hızlarında öğrenme fırsatı buluyorlar.
Amerika, Deneysel ve Yerel Yaklaşımlar
Amerika’da yapay zekâ eğitimi, Çin’deki gibi merkezi bir zorunlulukla değil, daha çok özel sektörün ve eyaletlerin inisiyatifiyle ilerliyor. 2025’te Virginia’da açılan Alpha School bunun dikkat çekici bir örneği. Bu okulda öğrenciler derslerini yapay zekâ sistemleri üzerinden alırken, öğretmenler bilgi aktarıcısı rolünden çok rehberlik eden bir konuma yerleşiyor. Böylece öğrenciler, AI yazılımlarının yönlendirdiği kişisel öğrenme yollarında ilerleyebiliyor. Çin’deki gibi tüm ülkeyi kapsayan bir müfredat yok, ancak Silikon Vadisi’nin dinamikleriyle farklı deneysel modeller hızla yayılıyor.
Avrupa ve İngiltere, Temkinli ve Etik Merkezli
Avrupa ülkeleri ve İngiltere, yapay zekâ konusunda daha temkinli bir yol izliyor. Henüz ilkokul ve lise düzeyinde zorunlu yapay zekâ dersleri bulunmuyor. Bunun yerine, pilot projeler, seçmeli dersler ve üniversite programları ön planda. Öğretmenlerin AI tabanlı araçları sınıfta nasıl kullanacaklarına ilişkin rehberler hazırlanıyor, etik ve veri güvenliği tartışmaları öne çıkarılıyor. Bu yaklaşım, hızlı sonuçlardan çok uzun vadeli, pedagojik olarak sağlam ve etik temelli adımları önceliyor.
Birleşik Arap Emirlikleri, Okul Öncesinden Başlayan Dönüşüm
Birleşik Arap Emirlikleri, 2017’de yayımladığı Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi ile bu alanda dünyadaki öncü ülkelerden biri oldu. 2025–2026 eğitim öğretim yılından itibaren anaokulundan liseye kadar tüm kademelerde yapay zekâ derslerini zorunlu hale getirdi. Dubai’de dört yaşındaki çocukların robotik oyuncaklarla basit algoritmaları oyun üzerinden öğrenmeye başlaması, bu vizyonun en çarpıcı yansımalarından biri. Yapay zekâyı yalnızca bir teknoloji değil, aynı zamanda geleceğin yaşam becerisi olarak görüyorlar. Ülke ayrıca yükseköğretimde de öncü adımlar atıyor. 2019’da kurulan Mohamed Bin Zayed Yapay Zekâ Üniversitesi, yalnızca AI alanına odaklanan dünyadaki ilk üniversite olarak dikkat çekiyor.
Suudi Arabistan, 2030 Vizyonu ve Kapsayıcı Müfredat
Suudi Arabistan, 2016’da ilan ettiği 2030 vizyon stratejisi kapsamında yapay zekâyı ulusal kalkınmanın merkezine yerleştirdi. 2025 itibarıyla 6 milyondan fazla öğrenci için AI tabanlı dersler müfredata eklendi. Bu, dünya genelinde eşi az bulunan bir ölçek. Müfredat yalnızca algoritmalar ve kodlama ile sınırlı değil; aynı zamanda veri okuryazarlığı, yapay zekânın etik boyutları ve kariyer yönlendirme konularını da kapsıyor. Riyad’daki liselerde öğrencilerin, yapay zekânın önyargılı sonuçlar üretebildiğini deneyimledikleri “etik algoritma” etkinlikleri, bu yaklaşımın ne kadar kapsamlı olduğunu gösteriyor.
Orta Doğu’nun Yükselen Gücü
Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan, farklı stratejiler izleseler de yapay zekâ eğitiminde ortak bir noktada buluştular. Birleşik Arap Emirlikleri’nde somut ve geniş ölçekli uygulamaları hayata geçirmek. okul öncesinden itibaren yapay zeka derslerini zorunlu kılarak erken yaşta farkındalık yaratıyor. Suudi Arabistan ise aynı anda milyonlarca öğrenciyi kapsayan bir program başlattı. Bu iki yaklaşım, Orta Doğu’yu artık yalnızca teknoloji ithal eden değil, aynı zamanda teknoloji üreten ve uygulayan bir bölgeye dönüştürecek gibi görünüyor.
Türkiye, Politika Düzeyinde Güçlü, Uygulamada Henüz Başlangıçta
Ülkemizde Millî Eğitim Bakanlığı, 2025–2029 Eğitimde Yapay Zekâ Politika Belgesi ve Eylem Planı ile kapsamlı bir vizyon ortaya koydu. Belgede yapay zekâ okuryazarlığından öğretmen eğitimine, ölçme-değerlendirmeden kariyer rehberliğine kadar pek çok hedef var. Ancak bu hedefler hâlâ politika düzeyinde. Çin, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan örneklerinde gördüğümüz gibi sınıflara doğrudan yansıyan zorunlu dersler ya da geniş ölçekli uygulamalar bizde henüz başlamış değil. Ülkemizin bu tabloya hızlı uyum sağlaması, öğrencilerimizin geleceğin dünyasına hazırlanması için kritik bir önem taşıyor. Önümüzdeki 10 yıl içinde teknolojiyi ithal eden pozisyonundan üreten pozisyonuna geçmek istiyorsak hızlı bir şekilde yapay zeka uygulamaları konusunda sürdürülebilir adımlar atmamız şart gibi görünüyor.

Yorum Yazın