MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Anayasanın değiştirilemez maddeleri ve Nobel Ekonomi ödülü

Ana SayfaEkonomi̇Anayasanın değiştirilemez maddeleri ve Nobel Ekonomi ödülü
Anayasanın değiştirilemez maddeleri ve Nobel Ekonomi ödülü
16 Ekim, 2024, Çarşamba 07:50
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Mahfi Eğilmez
Mahfi Eğilmez

Kurumlar denildiği zaman yalnızca bir takım örgütler anlaşılmamalı kuşkusuz. Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası, düzenleyici ve denetleyici kurullar nasıl birer kurumsa, hukuk, demokrasi, eğitim, laiklik de birer kurumdur. Bir başka ifadeyle merkez bankasının bağımsızlığı, bu kurumun doğru kararlar alıp doğru politikalar uygulaması açısından ne kadar önemliyse eğitim sisteminin bilime dayanması ve bilime uygun insan yetiştirmesi ya da hukukun üstünlüğü ve herkese eşit uygulanması da o kadar önemlidir. Hatta bana sorarsanız bunlar çok daha önemlidir.

1901 yılından başlayarak Nobel ödülleri; fizik, kimya, tıp, edebiyat ve barış alanlarında insanlığa hizmet eden eser ve buluşların sahiplerine veriliyor. Ödüllerin kaynağını Alfred Nobel’in kendi adıyla kurduğu vakfa yaptığı bağış oluşturuyor. Ödüller, ayrı birer komite tarafından veriliyor: İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi fizik, kimya alanlarındaki ödülleri; Karolinska Enstitüsü fizyoloji veya tıp alanındaki ödülleri ve Norveç Nobel Komitesi edebiyat alanındaki ödülleri veriyor. Norveç Parlamentosunca İsveç Akademisinden seçilen beş kişilik bir kurul ise barış alanındaki ödülün sahibini belirliyor. Ödül almayı hak eden kişi veya kurum bir madalya, bir diploma ve yıllar içinde değişen miktarda para ödülünün sahibi oluyor (günümüzde 1 milyon doların biraz üzerinde.)

Nobel Ekonomi Ödülü, orijinal Nobel ödülleri arasında yer almıyor. İsveç Merkez Bankası (Sveriges Riksbank) 1969 yılından itibaren, Nobel Vakfı’nın desteğiyle yürütülen bir ekonomi ödülünü finanse etmeye başladı ve bu ödül ilk andan itibaren Nobel Ekonomi Ödülü olarak anıldı. Bu ödülün Nobel Ekonomi Ödülü adıyla anılmasının nedeni diğer Nobel ödülleriyle aynı prosedüre tabi olmasından kaynaklanıyor. Ekonomi ödülüne aday olacaklar tıpkı Fizik ve Kimya alanındaki adaylar gibi İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından belirleniyor. Diğer Nobel ödülleriyle tek farkı bu ödülün parasının Nobel Vakfınca değil Riksbank tarafından karşılanıyor olmasında. Nobel Ekonomi Ödülünü kazanan ilk iktisatçılar Ragnar Frisch ve Jan Tinbergen idi.

Ekonomik olarak ya da askeri olarak belirli bir güce sahip olmak tek başına gelişmişlik ölçüsü değildir. İnsan haklarını güvence altına almayan, azınlıklarını koruyamayan, hukuku insanlara eşit uygulayamayan, eğitimde bilim dışı konulara yönelen bir ülke istediği kadar GSYH’sini ve kişi başına gelirini yükseltsin gelişmiş ülke sayılamaz.

Bu yılın Nobel Ekonomi Ödülünü Daron Acemoğlu, Simon Johnson ve James A. Robinson aldı. “Ülkeler arasındaki büyük gelir farklılığını azaltmanın zamanımızın en büyük amacı olduğuna” vurgu yapan ödül komitesi başkanı “bu üç iktisatçının bu amaca ulaşabilmek için toplumsal kurumların önemini ortaya koyduklarını” belirtiyor. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, bu üç iktisatçının “bazı ülkelerin kurumlarının zayıflığı nedeniyle gelişememe tuzağına düşüp orada kaldıklarını, buna karşılık toplumsal kurumlarını geliştirebilen ülkelerin bu tuzaktan çıkarak refahlarını artırdıklarını savunan çalışmalarını” ödüle layık gördüğünü açıkladı.

Kurumlar denildiği zaman yalnızca bir takım örgütler anlaşılmamalı kuşkusuz. Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası, düzenleyici ve denetleyici kurullar nasıl birer kurumsa, hukuk, demokrasi, eğitim, laiklik de birer kurumdur. Bir başka ifadeyle merkez bankasının bağımsızlığı, bu kurumun doğru kararlar alıp doğru politikalar uygulaması açısından ne kadar önemliyse eğitim sisteminin bilime dayanması ve bilime uygun insan yetiştirmesi ya da hukukun üstünlüğü ve herkese eşit uygulanması da o kadar önemlidir. Hatta bana sorarsanız bunlar çok daha önemlidir.

Ekonomik olarak ya da askeri olarak belirli bir güce sahip olmak tek başına gelişmişlik ölçüsü değildir. İnsan haklarını güvence altına almayan, azınlıklarını koruyamayan, hukuku insanlara eşit uygulayamayan, eğitimde bilim dışı konulara yönelen bir ülke istediği kadar GSYH’sini ve kişi başına gelirini yükseltsin gelişmiş ülke sayılamaz.

Özetle söylemem gerekirse Acemoğlu, Johnson ve Robinson’un çalışmalarının Nobel ödülüyle ödüllendirilmesi, Türkiye açısından benim neredeyse 35 yıldır anlatmaya çalıştığım yapısal reformların önemini bir kez daha ortaya çıkardı.

Bizim anayasamızın ikinci maddesi şöyle diyor: “MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”

Bu maddede geçen kurumları bir sıralayalım: (1) İnsan haklarına saygı, (2) Atatürk milliyetçiliğine bağlılık, (3) Demokratik devlet, (4) Lâik devlet, (5) Sosyal devlet, (6) Hukuk devleti.

Bugün bunlar kâğıt üzerinde var ama uygulamada hiçbiri yok. Ona karşın siyasal iktidar bu maddelerde değişiklik yapma imkânını zorluyor. Nedeni bu maddede sayılan ilkelere uymamak değil, onlara zaten uymuyorlar, nedeni uymadıkları için sorumlu duruma düşmekten kurtulmak. Türkiye’nin GSYH’sini ve kişi başına gelirini artırmasına karşın içine düştüğü tuzaktan çıkamamasının nedeni bu sayılanların yasalarda yazılı kalması, uygulamaya sokulamamasıdır.

Özetle söylemem gerekirse Acemoğlu, Johnson ve Robinson’un çalışmalarının Nobel ödülüyle ödüllendirilmesi, Türkiye açısından benim neredeyse 35 yıldır anlatmaya çalıştığım yapısal reformların önemini bir kez daha ortaya çıkardı.

----

Bu yazı, yazarın izniyle https://www.mahfiegilmez.com/ adresinden alınmıştır.

  • Daron Acemoğlu: “Türkiye çöküşün eşiğinde” Daron Acemoğlu: “Türkiye çöküşün eşiğinde”
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Maliye BakanlığıMerkez BankasıNobel ÖdülleriDaron Acemoğlu

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Mahfi Eğilmez
    Mahfi Eğilmez

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hasan Bülent Kahraman
    Hasan Bülent Kahraman 27 Mayıs 1960 Darbesine Yeni Bakışlar (1)
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Erdoğan’ın uğradığı en büyük hezimet
    Adnan Ekinci
    Adnan Ekinci Anayasa Günlüğü - İlk Gün
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Ey CHP: Titre ve Kendine Dön
    Tuğba Muslu
    Tuğba Muslu Düşünmeyen nesiller projesi
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beyaz Saray’da aşk başkadır!
    Osman Erden
    Osman Erden “Führer’e İtaat”
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı