Yunan resmi (2)
GEZİMilli Galeri’de Savvakis haricinde Fassianos ve Yannis Gaitis gibi tanıdığım ressamların eserlerini de bulmak beni ziyadesiyle memnun etti.
Nikos’un iki soyadı taşıması bize ressamın doğduğu sınıf hakkında bir şey söylüyor. Askeriyeye girip amiralliğe yükselen babası Alexandros, Prenses Eleni ile evlenmiş. Nikos, onların çocukları.
(İlk yazıyı okumak için buraya tıklayınız.)
Yunan resminin önde gelen isimlerinden biri olan Giorgos Savvakis ile Plaka’daki bir galeride karşılaştım.
Galeriye girdiğimde, duvardaki rengârenk tablolardan biri ilgimi çekti, sordum, resmin Savvakis’e ait olduğunu söylediler.
Sonra birkaç resmine daha baktım; nihayetinde, galeride bir koltuğa oturup büyük bir seçkinin yer aldığı bir katalogu incelemeye koyuldum.
Giorgos Savvakis, 1922’de doğmuş.
82 yaşında, ömrünün neredeyse tamamını geçirdiği Plaka’da vefat etmiş.
Resme genç yaşlarda başlamış, kendi kendisini yetiştirmiş.
Tablolarında en büyük yeri eski Atina’nın gündelik yaşamının tutması boşuna değil; zira şehrin bu kısmında, Plaka’daki bazı restoranların duvarlarında, daha önceki gelişlerimde hiç fark etmemiştim, çizimleri ve tabloları yer alıyor.
1956’da, Vakchos adlı tavernanın sahibinin teşvikiyle ilk muralini yapmış.
Altmışların ortasında kısa bir süreliğine İsviçre’de yaşamış.
Geri döndükten sonra da Plaka’da resim yapmaya devam etmiş.
Galeriden çıktıktan sonra soluğu bu restoranlarda aldım, Elaia bunlardan biri, duvarlarında Savvakis’in on kadar orijinal tablosu asılı.
Savvakis, hemen yanındaki tavernanın duvarlarını da murallerle süslemiş.
Savvakis’in bana çok sıcak ve sevimli gelen naif resminin peşinden bu kez de Milli Galeri’ye yollandım.
Milli Galeri’de Savvakis haricinde Fassianos ve Yannis Gaitis gibi tanıdığım ressamların eserlerini de bulmak beni ziyadesiyle memnun etti.
Ayrıca, burada Yunan resminin bazı başka önemli isimlerinin tablolarını da görme fırsatı buldum.
Fassianos’un “Ateş Sürücüleri” (1982) adlı resmi müzenin en üst katının en yukarısına asılmış.
Fassianos‘un aşina olduğumuz karakterlerini görüyoruz, zıt yönlere bakan at üstünde iki kişi -bütün resmi ateş kızılına boyamış.
Fassianos’un tablosunun karşısında Yannis Gaitis’in duvar heykeli.
Gaitis’in en sevdiğim eserleri, resimlerine nazaran duvar heykelleridir.
Burada, onun kendini hemen belli eden mavili beyazlı adamlarını gördüm -1975’te yapmış.
Aynı katta bir tablosu da asılıydı ama dediğim gibi, Yannis Gaitis benim için evvela duvar heykeli demek.
Resimler: Yannis Gaitis - Fassianos
Gerek babası gerekse de annesi 1821 isyanında ciddi roller üstlenmiş ve Yunan bağımsızlığının önemli isimlerinden olmuşlar. Nikos, ailesinden tevarüs ettiği soyadla yetinmeyerek resimleriyle uluslararası çapta bir şöhrete kavuşmuş.
Giorgos Rorris’in adını ise ilk defa burada duydum.
1963 doğumlu Rorris’in kırk yaşında yaptığı “otoportre”lerini görür görmez çarpıldım kaldım.
Kötü bir şey ama nedense büyük ressamların yaşadığını düşünemem, tabloları ille onlardan geriye kalmıştır gibi gelir bana ama müzede sadece iki resmini gördüğüm Giorgos Rorris’in hayatta olduğunu öğrenmek beni mutlu etti.
Büyük ressamlarla, sanatçılarla aynı çağda yaşadığını hissetmek güzel bir duygu.
Diğer işlerini bilmiyorum ama Thanos Tsingos’un (1914-1965) “Gemiler” (1956) adlı tablosu görülmeye değer.
Üstünde durulması gereken bir başka isim ise Yannis Moralis (1916-2009).
Moralis’e geçmeden önce Dimos Skoulakis’in “Hoca - Yannis Moralis’in Portresi” adlı tablosuna bakalım.
Skoulakis, hocasını bir sandalyede otururkenki haliyle resmetmiş.
Moralis, yaptığı tablolar kadar yetiştirdiği öğrencilerle de resim sanatına büyük katkı sağlamış.
Milli Galeri’de Moralis’in “Cenaze” ve “İki Kız Arkadaş” başta olmak üzere pek çok tablosunu gördüm.
Yannis Tsarouchis (1910-1989) yine bu müzede görüp hayran olduğum ressamlardan.
“Neon Cafe” diye bir yeri biri gündüz saatleri biri de gece olmak üzere iki kez resmetmiş.
Olağanüstü güzellikte iki tablo çıkmış ortaya.
Nikos Hatzikyriakos-Ghika (1906-1994), genç yaşlarda Paris’e gitmenin etkisiyle kübizmle tanışmış.
Milli Galeri’de en büyük yeri ona ayırmışlar.
Resimlerde kübizmin etkisi hissediliyor, zaten Picasso da “bu genç yetenekli Yunan ressamdan” sitayişle söz etmiş.
Nikos’un iki soyadı taşıması bize ressamın doğduğu sınıf hakkında bir şey söylüyor.
Askeriyeye girip amiralliğe yükselen babası Alexandros, Prenses Eleni ile evlenmiş.
Nikos, onların çocukları.
Gerek babası gerekse de annesi 1821 isyanında ciddi roller üstlenmiş ve Yunan bağımsızlığının önemli isimlerinden olmuşlar.
Nikos, ailesinden tevarüs ettiği soyadla yetinmeyerek resimleriyle uluslararası çapta bir şöhrete kavuşmuş.
Tanıdıkça Yunan resmini daha çok seviyorum.
İlginizi Çekebilir