© Yeni Arayış

Ya çok uzun anayasa ya da temel (organik) yasa

Hukuk kültürünün gelişmediği bizim gibi ülkelerde Merkez Bankası Kanunu (bağımsızlık ve yaşama geçme modalitesi), Kamu İhale Kanunu, Sayıştay Kanunu gibi hayati yasaların sıradan yasalar gibi Parlamentoda yüzde elli oyla değiştirilememesi çok önemli, son on, on iki senelik gelişmeler bize bunu gösterdi.

Türkiye’de anayasa tartışmalarında kaçınılmaz olarak gündeme gelen konu anayasanın uzunluğunun eleştirilmesi ve daha etkin bir hukuk devleti anayasasının çok daha kısa bir anayasa olması dileğidir.

Bu yazıyı yazdığım masamda elimin altında çeşitli ülkelerin anayasa kitapçıkları var, aşağıda anlatacağım nedenden bizim anayasa ile Fransa anayasasını mukayese ediyorum, bizim anayasa geçici maddeleri saymazsanız dahi 177 madde, Fransa anayasası ise 89 madde, Fransa anayasasında madde metinleri de bizimkilere oranla kelime sayısı açısından çok daha kısa, başka bir ifade ile de bizdeki tartışmalarda gündeme getirilen kısa anayasa kavramına sanki çok daha uygun ama işin içinde başka bir şey var.

Son on, on iki senelik bizdeki gelişmeler aslında bu kısa anayasa talep ve dileği ile çok da uyumlu değil gibi.

Bir örnek vermek gerekirse, Merkez Bankası bağımsızlığı Merkez Bankası yasasında sadece bir ilke olarak alıyor, yaşama geçirilme modaliteleri yasada da yok ve bu durumun sonuçlarına iki senede dört guvernör değiştirerek ve dünya şampiyonluğuna oynayan enflasyon oranları ile katlanıyoruz.

Peki, Merkez Bankası bağımsızlığı anayasada yazmalı mı?

Hem evet, hem hayır.

Evet, Merkez Bankası bağımsızlığı konusu anayasada olmalı (yani başka örneklerle beraber uzun anayasa), hatta bağımsızlık ilkesi yanında Merkez Bankası başkanlarının görev süreleri boyunca, mesela beş yıl, Türk Ceza Kanununda ifadesini bulan yüz kızartıcı suçlardan birini işlemezse görevden alınamayacağı da bu maddeye mutlaka eklenmeli.

Hukuk kültürünün gelişmediği bizim gibi ülkelerde Merkez Bankası Kanunu (bağımsızlık ve yaşama geçme modalitesi), Kamu İhale Kanunu, Sayıştay Kanunu gibi hayati yasaların sıradan yasalar gibi Parlamentoda yüzde elli oyla değiştirilememesi çok önemli, son on, on iki senelik gelişmeler bize bunu gösterdi.

Ancak, temel bir ilke olarak kısa anayasa ilkesi de çok önemli ama hem kısa anayasa talebimiz hem de Merkez Bankası başkanlarının görevden alınmasının çok zorlaştırılması eşanlı olarak hayata geçirilebilecek konular mı?

Aslında evet.

Başka ülkelerin hukuk sistemleri içinde de var ama Fransa örneğini öne çekeceğim, Fransa hukuk sistemi içinde organik kanun diye bir yasa türü kavramı var.

Organik kanun Fransa hukuk sisteminin normlar hiyerarşisinde olağan yasaların üzerinde ama anayasa hükümlerinin, maddelerinin altında olan kanun türüne verilen ad.

Örneğin, olağan yasaları değiştirmek için Mecliste yüzde elli oy gerekiyor ise, organik yasaların değiştirilmesi için üçte iki, anayasa maddeleri için de dörtte üç çoğunluk istenebilir.

Anayasada organik yasa tanımlanmalı, hangi kanunlar için olduğu sarahatle belirtilmeli.

Türkiye’de organik kanun kapsamında ele alınması gerektiğini düşündüğüm aklıma gelen ilk kanunları yukarıda belirttim, Merkez Bankası yasası mesela bir organik yasa olsa, bu yasada Merkez Bankası başkanlarının beş yıllık görev süreleri bitmeden ancak yüz kızartıcı suç işlemeleri durumunda görevden alınabilecekleri açık açık yazsa idi, Cumhurbaşkanları Merkez Bankası guvernörlerini tayin ederken daha özenli davranır,“laf dinlemiyor” saçmalığı ile görevden alınamazlar ve en önemlisi böylece Türkiye’de insanlar bugün tek haneli enflasyonla yaşıyor olabilirler idi.

Kamu İhale Kanunu öyle çok kolay değiştirilebilir bir yasa olmasa çok muhtemeldir ki küresel yolsuzluk endeksinde bugünkü utanç verici noktada olmayacaktık.

Sayıştay raporlarının TBMM’ye sunulma prosedürleri çok daha açık ve detaylı olarak yasada yer alsın, bu yasa ile oynanamasın, kamu harcamalarının etkinliği hemen artar sanki.

Bizde organik yasa tabiri yerine temel yasa tabiri kullanılabilir, bizim mevcut sistemimizde temel yasa diye bir kavram var ama bu tabirin yukarıdaki önerimle hiçbir ilişkisi yok, sadece yasaların görüşülme prosedürü ve hızıyla ilgili kullanılıyor sanki (bu arada ben hukukçu değilim, bunu da eklemek isterim buraya).

Ancak, hukuk, anayasa sadece hukukçulara bırakılamayacak kadar önemli konulardır, bunu da hatırlatmak isterim.

Yazıyı bitirirken yasama süreçlerinden torba yasa denen rezaletin hemen çıkarılmasının da bir hukuk ve demokrasi mecburiyeti olduğunu da belirtmek isterim.

Evet, ya uzun anayasa (pek doğru değil) ya da temel yasa (doğrusu bu), bu ikilem kaçınılmaz gibi sanki.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER