MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Milyonlarca yürek, akıllarda tek soru: CHP sahiden iktidar olmak istiyor mu?

ANA SAYFASİYASETMilyonlarca yürek, akıllarda tek soru: CHP sahiden iktidar olmak istiyor mu?
Milyonlarca yürek, akıllarda tek soru: CHP sahiden iktidar olmak istiyor mu?
22 Ekim, 2024, Salı 07:20
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Emrah Aslan
Emrah Aslan
yazı içi reklam

CHP, çok partili hayata geçmesinin üzerinden 74 yıl geçen Türkiye’de, bu sürecin yaklaşık %91’inde iktidara herhangi bir şekilde ortak değildi, iktidarda değildi. Bu bağlamıyla CHP ve CHP’nin bir türlü iktidar olamama hali, kuşaklar boyu devam eden ve daha uzun yıllar devam etmesi muhtemel bir “CHP niçin iktidar olamıyor? / CHP iktidar olmak istemiyor mu?” tartışmasının temelini oluşturuyor.

Türkiye’nin çok partili hayata fiilen 1950 genel seçimiyle geçtiği yaygın şekilde kabul görür. 1950’den 2024’e uzanan 74 yıllık süreçte ise CHP’nin iktidara ortak oluşu oldukça sınırlı bir süreye denk. SHP’yi dışarıda bırakıp salt CHP’yi referans aldığımızda CHP’nin 1950 – 2024 arası dönemde iktidarın bir parçası olduğu zaman dilimi, yaklaşık olarak sadece 87 ay. Başka bir deyişle CHP, çok partili hayata geçmesinin üzerinden 74 yıl geçen Türkiye’de, bu sürecin yaklaşık %91’inde iktidara herhangi bir şekilde ortak değildi, iktidarda değildi. Bu bağlamıyla CHP ve CHP’nin bir türlü iktidar olamama hali, kuşaklar boyu devam eden ve daha uzun yıllar devam etmesi muhtemel bir “CHP niçin iktidar olamıyor? / CHP iktidar olmak istemiyor mu?” tartışmasının temelini oluşturuyor. 

DÜN: CHP’NİN İKTİDAR OLMAKLA İLİŞKİSİ

Bülent Ecevit’in genel başkanlığı yürüttüğü 1972-80 arası dönemde yerelde ve genelde epey başarılı sonuçlar alan ve iktidar deneyimleri yaşayan CHP, 12 Eylül darbesini izleyen süreçte ise bir daha toparlanamadı. Eski CHP’lilerin kurduğu SHP ile yerel seçim başarısı ve koalisyon ortaklığı yaşayan sosyal demokratlar, 1995’teki SHP – CHP birleşmesinin ardından yola yine CHP ile devam etmeye karar verdi. Nitekim o günden bu yana CHP, girdiği hiçbir genel seçimden iktidar ya da iktidar ortağı olabilecek bir sonuç elde edemedi, başarılı olamadı.

1980 öncesi süreçte iktidara gelmek için somut çabalar harcayan ve kimi zaman sandıkta bunun karşılığını alan bir CHP varken, 1980 sonrası süreçte “daimi muhalefet” algısını besleyen ve iktidara gelme arzusunu taşımadığı hissini veren bir CHP öne çıkıyordu. Özellikle Deniz Baykal’ın genel başkanlığı yürüttüğü 2010 yılına kadar CHP, negatif söylem temelli ve karamsar bir siyaset diliyle iktidar olmaya değil de muhalefette kalmaya odaklı bir görüntü çiziyordu. Bu döngüyü kırmaya dönük ilk somut adımı ise, 2010’da genel başkanlığa seçilen Kemal Kılıçdaroğlu atıyordu. Pozitif bir propaganda ve söylem diliyle ne yapmayacağına değil de ne yapacağına odaklanan, somut bir iktidar iddiası taşıyan ve geleceğe dönük iyimser vaatler sunan CHP’yi görmeye başlayan seçmenler, partiye daha olumlu bakmaya başladı. Hatta çoğu kez, CHP’ye oy vermeyen seçmen nezdinde bile CHP, “Eski CHP değil” yorumlarıyla değerlendirildi. Her ne kadar Kılıçdaroğlu döneminde de CHP iktidar olmayı başaramasa da partinin iktidar olma konusunda daha arzulu olduğu kanısı daha yaygın hale gelmişti ve partiyi de atalete sürükleyen seçmen nezdindeki negatif algı, önemli ölçüde kırılmıştı.

BUGÜN: CHP İKTİDAR OLMAK İSTİYOR MU?

Kılıçdaroğlu’ndan sonra genel başkanlık koltuğuna oturan ve değişim söylemiyle, büyük beklentilerle yeni bir dönemi başlattığını ilan eden Özgür Özel, genel başkanlığının daha ilk aylarında, 31 Mart yerel seçimlerinden tarihi bir zaferle çıkmasını bildi. 1977 genel ve 1989 yerel seçimiyle karşılaştırılacak kadar büyük bir zafer olan bu seçim, CHP üzerindeki sorumluluğu ve toplumda muhalefete dönük biriken beklentileri de epey arttırdı. CHP tabanı olsun ve olmasın muhalif seçmenin büyük kısmında, CHP’nin güncel meseleler üzerinden etkin bir muhalefet yürütmesi ve iktidarı erken seçime zorlaması yönünde haklı bir beklenti oluştu. Bununla birlikte CHP liderliğinin 31 Mart sonrasında izlediği ve daha çok atalet izlenimi veren muhalefet tarzı, özellikle 90’larda ve 2000’lerde yaygın olan “CHP zaten iktidar olmak istemiyor” düşüncesinin zamanla yeniden uç vermesine ve toplumda biriktirilen güvenin aşınmasına neden oluyor gibi görünüyor.

Şurası kesin bir husus ki, iktidar olmak isteyen bir ana muhalefet partisi, hele ki elinde tarihi bir yerel seçim zaferi varken, iktidar partisini erken seçim için köşeye sıkıştırmaktan kaçınmaz. İktidar olmayı hedef listesinin ilk sırasına yerleştiren bir ana muhalefet partisi, elindeki en güçlü siyasi figürleri daha da güçlendirecek adımları atmaktan imtina etmez, onları parti içi güç savaşlarının kurbanı etmez.

CHP iktidar olmak istiyor mu? Özgür Özel ve ekibinin gündemi ıskalamayan bir siyaseti, erken seçim markajıyla birlikte yürütmesi gerekiyor. Aksi halde “CHP iktidar olmak istiyor mu?” sorusu seçmen nezdinde epey meşru ve gerekli bir soru haline gelmeye başlayacak. Tarihin tekerrür etmesine hiç gerek yok.

  • 31 Mart’ın sonrası: CHP irtifa kaybederken 31 Mart’ın sonrası: CHP irtifa kaybederken
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Cumhuriyet Halk PartisiCHPİktidarSHP

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Emrah Aslan
    Emrah Aslan

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP yönetiminin hiç mi suçu yok?
    Hasan Çetin
    Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
    Sema Erder
    Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yanlışta ısrar
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
    Reha Çamuroğlu
    Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı