Merkezin güncesinden altın kural : Altını olan konut fiyatını koyar

Malum Fatih İstanbul surlarını döverken Doğu Roma’nın din alimleri Meleklerin Kanatları ve bunların sayıları konusunda analizler yaparmış. Bizim Merkez Bankamız da dünya enflasyon rekorlarını kırmaya devam ederken enteresan konuları kendine dert ediniyor.

Bridget Jones’un Günlüğü kadar popüler olmasa da, TCMB’nin Güncesi meraklılarına eğlenceli içerikler sunuyor. Samimi bir dille yazılmış, “gündelik tartışmalardan uzağız” mesajıyla Norveç veya Danimarka Merkez Bankası havasında bir üslup benimsiyor. Ancak Türkiye, dünya enflasyon şampiyonu. Ben böyle bir Merkez Bankası’nda olsam, günce tutup vatandaşlara enflasyonun günlük bilançosunu hatırlatmak yerine, bu günleri nasıl unutturacağımıza kafa yorardım.

Günce, halkın enflasyon acısını açıklamak yerine magazine odaklanıyor. Merkez Bankası, kendi işini yapamayınca ticari bankaların işlerine karışıyor. Daha önce kredi kartı limitlerinden komisyon alma fikrini öneren bir rapor yayınlamışlardı. 100.000 liradan fazla limiti olan kredi kartlarından vergi alma fikri de anlaşılan Günce’nin raporundan esinlenmişti. 

Bu kez TCMB, “altını olan kuralı koyar” atasözüne sarılmış. Günce, beş grafik, bir harita ve yaklaşık 500 kelimeyle altın fiyatlarının konut fiyatlarını artırdığını ispatlıyor.

Ellerindeki devasa veri havuzunu, makro ihtiyati önlemlerin 2010’dan beri sistematik riskle mücadeledeki faydalarını araştırmak için kullanmıyorlar. Dünyada makro ihtiyati önlemler sistematik riskle mücadele için alınır, bizde ise her kapıyı açan maymuncuktur. Ama konumuz bu kez makro ihtiyati önlemler değil. Yine de en sonda o konuya döneceğiz.

Merkez’in raporu, bankacılık verilerinden hareketle 81 ilde altın mevduatı yüksek olan şehirleri tespit etmiş. Anladığımıza göre altın mevduatı oranı fazla olan şehirlerin aslında Bankada mevduatı da düşükmüş.

Aralarında memleketim Kastamonu da olan bu şehirlerin olayı yastık altına indekslendiğini ve sayın Şimşek’e subliminal olarak buralara odaklan dendiği aşikar olan bir kurgu görüyoruz. Bankaya parayı az koyuyorlar ama sor bakalım niye koyuyorlar. Çünkü parayı yastığın altında, küpte, artık kullanılmayan ocağın içinde ve altın liralar olarak saklıyorlar.

Konut piyasasının fiyat istikrarı ekonomi yönetiminin turnusolü, güven eşiğidir, askerlik deyimiyle kepidir. Kepi kaybeden merkez bankacıları kepi aramak için her köşeye bakıyor ama burnunun ucunu görmüyor

Bu düz mantığa Aristo bile şaşırırdı. Platon da “Türkiye’nin GSYİH dağılımına baktınız mı?” diye sorardı. Türkiye’de GSYİH ve mevduatın şehirler arası eşitsiz dağılımını görmezden gelip ortaokul iller haritasıyla analiz yapan bir Merkez Bankası’na sahip olmak için dünyanın en yüksek enflasyon ve faiz oranlarıyla sınanmak gerekiyor.

Özetle altın fiyatları sebep konut fiyatları sonuç. Öyle sağı solu, ekonomi idaresini, hukukun yetersizliğini, demokrasi eksiğini falan itham etmeyin diyor. Tabii ki rapor bunların hepsini demiyor. Lafın tamamı aptala söylenir zaten. 

- Sen Türk halkına aptal diyemezsin. 

(Aklıma Melih Gökçek’in rahmetli Defne Foster’a söylediği bir söz ve oğlunun bugünkü konumu geliyor bu arada)

Merkezin Güncesi Hanım ya da Bey konuyu uzatmıyor neşteri vuruyor tespiti kasıyor. Ne kaa altın fiyatı o kaa konut fiyatı. Çangırıda konut fiyatları Bağdat Caddesini geçti sorun bakalım niye geçti. Çangırılı Hacı Dayının ve Hacı Nenenin pangadaki paraların hepsi altın mevduatına geçti. 

(Altın Alış satış marjından haberin var mı demir kapı kör pencere yastığım ranzam merkezim güncem.)

Konuya bir de otomobilleri dahil etmişler ki oraya hiç girmiyorum. Altını bol bulan araba alıyor, araba filosu kuruyor Merkez Bankacılarımıza göre. 

Bir anda aklıma meşhur NYC Blackout’u sırasında bisikletle elektrik direğine çarpan çocuk geliyor. Gönenç Gürkaynak’ın babası efsane hocamız Mehmet Gürkaynak’dan dinlemiştim hikayeyi. Tam elektrik direğine çarptığı sırada elektrikler gider ve çocuk bunun sebebini kendisi sanar. Amerikanın bütün psikologları yetersiz gelir çocuğu ikna etmeye.

Malum Fatih İstanbul surlarını döverken Doğu Roma’nın din alimleri Meleklerin Kanatları ve bunların sayıları konusunda analizler yaparmış. Bizim Merkez Bankamız da dünya enflasyon rekorlarını kırmaya devam ederken böyle enteresan konuları kendine dert ediniyor. Merkez Bankasının İstanbul’a taşınması ve bu arada en büyük arazisine de kocaman cami kondurulmasının bunla alakası var mı bunu da iktisat ilahiyatçıları tartışsın.

Makro İhtiyati önlemlerin en önemli fonksiyonu varlık fiyatlarını (ama altını fiyatlarını değil) yönetmektir. En önemli varlık fiyatları arasında ikamet amaçlı konutlar gelir. Konut piyasasının fiyat istikrarı ekonomi yönetiminin turnusolü, güven eşiğidir, askerlik deyimiyle kepidir. Kepi kaybeden merkez bankacıları kepi aramak için her köşeye bakıyor ama burnunun ucunu görmüyor

Merkezin Güncesinin 500 kelime 5 grafik ve 1 ortaokul iller haritasıyla yapmaya çalıştığı tam da budur işte.