© Yeni Arayış

Dar Bölge Seçim Sistemi: Türkiye Cumhuriyeti Demokrasisi’ni kurtarmak

Yönetimde istikrar düşüncesinin ardına saklanarak siyasi partilere meclislerde çoğunluk iktidarının verilmesiyle hak ve hürriyetlerin korunmadığı, aksine fikri hür, vicdanı hür insanları meclise göndermekle özgürlüklerin korunacağı ortadadır.

Dar bölge seçim sistemi ile meclise güçlü temsilciler gönderilebilecek, böylece haklar ve hürriyetlerin korunması yasama organı aracılığıyla daha da etkili hale gelecektir. Parti disiplini ve liderlerin karizmasından ziyade hak eden adayların (liyakat sahibi) meclise gitmesini sağlayacak modeller inşa etmenin cumhuriyetimizi daha da güçlü kılacaktır

Bunca garabet ve yanlışlıkları nasıl izah edeceksiniz! Son 200-300 yıldır bir türlü Leylasına kavuşamayan Mecnun misali hukukun üstünlüğüne sahip bir hukuk devletinin inşa edilememiş olması ve daha nice aşılamayan sorunlar: Allah Resulü Hz. Muhammed’in (s. a. v.) muhteşem ifadesi: “Nasılsanız öyle idare edilirsiniz.” Evet Batı Müslüman olmadığı halde bu sorunu nasıl aştı; tahrif edilmiş Hristiyanlıktan kopup insancıl ahlakı inşa ederek...konumuz bu değil.

Dar bölge seçim sistemine İngiliz sistemi de denilmektedir. Bu sistem genelde tek isimli tek turlu çoğunluk sistemi olarak uygulanır. Seçilecek her aday için bir seçim bölgesi oluşturulur ve en çok oyu alan aday seçilir. Nisbi temsil seçim sistemlerinde ise (Türkiye’de dahil) her partinin seçmenlerden aldığı oy oranında milletvekili çıkarmasıdır. Kıta Avrupası’nda nisbi temsil sistemleri daha yaygındır; etnik ve dini azınlıkların parlamentoda milletvekili seçilerek ulusal birliğe tehdit oluşturmalarının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Çünkü bu sistemlerde adaydan ziyade siyasi partiler üzerinden ülke nüfusu kontrol edilmektedir. Gözlere göre hükümette istikrar ve etkinlik çoğunluk modeliyle yani dar bölge seçim sistemiyle, temsilde adalet ise nisbi temsil sistemiyle sağlanır.

Dar bölge seçim sistemi ABD, Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi daha çok İngiliz Milletler Topluluğuna dahil ülkelerde uygulanmaktadır (37 tane ülke: Birleşik Krallık, Malta, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Kanada, Jamaika, Trinidad ve Tobago, Bahama, Grenada, Dominika, Saint Lucia, Saint Vincent ve Granada, Antigua ve Barbuda, Saint Kitts ve Nevis, Belize, Guyana, Güney Afrika Cumhuriyeti, Gana, Nijerya, Sierra Leone, Tanzanya, Uganda, Kenya, Ruanda, Malavi, Zambiya, Botsvana, Lesotho, Mauritius, Esvatini, Seyşeller, Namibya, Mozambik, Kamerun, Gambiya, Togo, Gabon, Sri Lanka, Singapur, Maldivler, Hindistan, Malezya, Pakistan, Bangladeş, Avustralya, Yeni Zelanda, Samoa, Tonga, Fiji, Papua Yeni Gine, Solomon Adaları, Vanuatu, Tuvalu, Kiribati, Nauru; İrlanda 1949’da, Zimbabve ise 2003’te topluluktan ayrılmıştır).

Bu konuda yazanların çoğunluk kanaatine göre; dar bölge seçim sisteminin  bir partiye parlamento da çoğunluğu sağlamayı kolaylaştırdığı, siyasi partilerin kararsız seçmenlere yoğunlaşmasına neden olduğu, marjinal seçim çevrelerine yani seçimden seçime kanaat değiştirmelere neden olduğu, seçim çevresinde seçim kazanmaya odaklanıldığı, eğer bu sistem iki turlu olursa o zamanda partiler arası pazarlıkların yapılmasına neden olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca bu sistemde iki büyük parti oluşumuna sebep olduğu ve seçmenlerin bu partilere odaklandığı ileri sürülmektedir.

1950-2002 arası bu ülkede seçim kanunlarının 54 kez değiştirildiği, 2002-2017 arasında ise 26 kez değiştirildiği bilinmektedir. Bir ara 100 tane Türkiye milletvekilliği gibi ülke çapında alınan oya orantılı olarak bir model ihdas edilmek istenmiştir. Allah’tan 1995 yılında AYM verdiği kararla (her ne kadar yargısal aktivizm de olsa; temel hak ve hürriyetleri koruma istisnası) buna haklı olarak engel olmuştur.

Yönetimde istikrar düşüncesinin ardına saklanarak siyasi partilere meclislerde çoğunluk iktidarının verilmesiyle hak ve hürriyetlerin korunmadığı, aksine fikri hür, vicdanı hür insanları meclise göndermekle özgürlüklerin korunacağı ortadadır.

Kanaatimiz odur ki; Türkiye Cumhuriyetini kurtarmanın ya da hukuk devletini inşa etmenin olmazsa olmaz şartlarından birisi ve belki de ilki; bir anayasal kurum olarak Dar bölge seçim sisteminin yani tek isimli tek turlu çoğunluk seçim sisteminin bir an önce uygulamaya konulmasıdır. Temsilde adalet; siyasi partilere verilen oyların miktarıyla değil, aksine liyakati yüksek olan kişilerin meclise seçilmesiyle gerçekleşecektir. Dar bölge seçim sisteminde, adayların karizması ve yeterlilikleri (ehliyet sahibi olmaları) siyasi partinin önüne geçeceğinden aday yani temsilci adayı parti disiplininden ve örgütünden uzak durarak daha çok yasama faaliyetine odaklanacaktır. Böylece yürütme karşısında güçlü bir yasama organı kurulmuş olacaktır. Kişilerin siyasete girmesi ve seçilmesi için siyasi partilere diyet ödemesinin önüne geçecek mali modellemeler inşa edilerek bağımsız ve güçlü adayların önü açılmalıdır. Dünyanın en kutsal işi olan çocuk yetiştirme işini yapan ev hanımları da bu sayede meclise seçilebilecektir. 2005-2009 yılları arasında İrlanda Cumhuriyeti’nde buna defalarca şahit olmuştum. Vatanın en kutsal yerlerinden birisi olan parlamentolar sadece parası olanların siyaset yaptığı yerler değil, gerçek anlamda bu memleketin içinden çıkan vatan evlatlarının temsil edildiği yerler olmalıdır.

Yönetimde istikrar düşüncesinin ardına saklanarak siyasi partilere meclislerde çoğunluk iktidarının verilmesiyle hak ve hürriyetlerin korunmadığı, aksine fikri hür, vicdanı hür insanları meclise göndermekle özgürlüklerin korunacağı ortadadır. Temsilde adalet gerçek anlamda siyasi partilere verilen oyların orantısal olarak meclise yansımasıyla değil, yerelde o seçim bölgesinde o bölge insanlarının seçtiği ve beğendiği liyakatli insanların meclise gönderilmesiyle olacaktır. Parti disiplinin yüksek olduğu ülkelerde hak ve hürriyetlerin korunmasından ziyade siyasi partiler daha güçlü olacaktır. Bu da hak ve hürriyetlerimizin koruyucusu olması gereken temsilcilerin statükoyu koruyan bekçiler olmasına neden olmuyor mu?

Özetle; dar bölge seçim sistemi ile meclise güçlü temsilciler gönderilebilecek, böylece haklar ve hürriyetlerin korunması yasama organı aracılığıyla daha da etkili hale gelecektir. Parti disiplini ve liderlerin karizmasından ziyade hak eden adayların (liyakat sahibi) meclise gitmesini sağlayacak modeller inşa etmenin cumhuriyetimizi daha da güçlü kılacaktır.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER