MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Yayımlanmayacak bir gazetede yazar olmak

Ana SayfaMedyaYayımlanmayacak bir gazetede yazar olmak
Yayımlanmayacak bir gazetede yazar olmak

Gerçek ne kadar gerçek? Kimin gerçekliği anlatılıyor? Okura ne veriliyor, okur ne istiyor, neye inanması gerekiyor?

20 Haziran, 2025, Cuma 04:00
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran

Onun gizemli ölümü, “YARIN”ın işlevini ve inşa ettiği, provasını yaptığı yarınları da bir anda anlamsızlaştırır. Peki, burada önemli olan gazetenin çıkmaması mı yoksa “yarın kurgusunun” ilkeleri, değerlerinin kolaylıkla boşa çıkabileceği mi?

Umberto Eco, Sıfır Sayı adlı kısa romanında ana akım medya, manipülasyon, gerçeklik algısı ve modern toplumun zihinsel tembelliği üzerine derin bir eleştiri sunar. Roman, hiçbir zaman yayımlanmayacak olan bir gazete olan “YARIN”ın, kuruluş süreci ve amacı üzerinden gazeteciliğin nasıl kurgulanabildiği, nasıl yönlendirilebileceği ve toplumun nasıl şekillendirilebileceğini anlatılır.

YARIN’ın Ekibi

“Sıfır sayı” yani prova baskı gazetenin ilginç bir kadrosu vardır. Ekibin başında Simei yer alır. Almanca çevirilerden para kazanamayan başarısız bir yazar olan Colonna, dahil olur. Diğer yazarlar ise hastane morglarında sansasyonel haber kovalayan Cambria, magazin için asılsız haberlerle görevli Maia, komplo teorileriyle yaşayan skandal açıklamalar peşinde Romano, bulmaca uzmanı Palatino ve matbaa geçmişi olan Costanza bulunur.

Tüm ekip aslında birbirine tamamen yabancı, hayatta çeşitli konularda hep “kaybetmiş” bireylerden oluşmaktadır. Bu yönüyle, Colonna, ekibi San Luis Rey Köprüsü alegorisiyle benzeştirir: Köprüde yaşanan kazada ölenlerin bir araya gelişi tesadüfi değil, anlamlı bir bağlantının göstergesidir. Kazaya şahit olan Rahip Juniper’in düşüncesi bu yöndedir.

Peki “YARIN” Kime Ne Anlatacaktı?

Hedef kitle güçlü bir okuyucu kitlesi değildi. Bilinçli bir şekilde seçilmiş hedef kitlesi vardı: gündemi sorgulamayan, magazin meraklısı, düşünmeyi ve okumayı pek tercih etmeyen, burçlar, ölüm, kaza ve felaket haberleriyle ilgilenen, “merak” ve “şok” duygularına aşina olmuş, hep daha fazlasını isteyen tüketicilerdir. Günlük olarak yayınlanması planlanan prova gazete okurlarına “yarını” anlatmaya çalışacaktı.Ama buradaki asıl amaç, bu insanların zihin yapılarına uygun içeriklerle onları yönlendirmek, dikkatlerini istenen yöne çevirmektir.

Eco, burada aslında medya etiğini de sorgular: Gerçek ne kadar gerçek? Kimin gerçekliği anlatılıyor? Okura ne veriliyor, okur ne istiyor, neye inanması gerekiyor? Mesela Mao, Stalin ya da Hitler kadar insan öldüren ama pek bilinmeyen aktörler neden gündem olmaz, neden gözler görmezden gelir?

Benzer durumların yaşandığı günümüzde de ilgi, trajedinin büyüklüğüyle ve ilgiyi tetikleyen şey her neyse onunla ilgilidir. İnsanlar küçük sayılara bakmaz, büyük felaketlere değer verir. Mesela kaç kişinin öldüğü, neden öldüğünden ya da alınabilecek önlemlerden daha etkili haber olabilmektedir.

İlgi önemlidir ve tam burada Emile Ajar’dan bir alıntı yapmak istiyorum. “Onca Yoksulluk Varken” adlı romanında beni etkileyen bir paragrafı vardı. Şöyle: “Dünyadaki ilgisizliklerin içinde en çok hangisi hoşunuza gidiyorsa onu seçmek zorundasınız, insanlar hep bu tip şeylerin arasında en iyi en pahalı ne varsa onu seçerler, milyonlara mal olan Naziler ya da Vietnam gibi. İnsanın ilgisini çekmek için milyonlar gerekir, milyonlar, onlara da içerlememeliyiz, çünkü sayılar küçüldükçe verilen değer de o denli azalır…”

Romano’nun Ölümü ve YARIN’ın Sonu

Yarın’ın ekibinde en ilginç karakterlerden biri, komplo teorilerine saplanmış, sürekli “olayların perde arkasını” araştıran ve ortaya çıkarmaya çalışan Romano’dur. Mitomani (yalan söyleme alışkanlığı) olduğu düşünülen Romano Braggadocia’nin öldürülmesiyle aslında çok şey değişiyor.

Onun gizemli ölümü, “YARIN”ın işlevini ve inşa ettiği, provasını yaptığı yarınları da bir anda anlamsızlaştırır. Peki, burada önemli olan gazetenin çıkmaması mı yoksa “yarın kurgusunun” ilkeleri, değerlerinin kolaylıkla boşa çıkabileceği mi?

Toplumsal ve Kültürel Eleştiri

Umberto Eco, bu kitabı yazmakla neyi kastetmiş olabilir sorusunun cevabını asla net bir şekilde yanıtlayamacağız belki ama bana çağrıştırdığı şeyler çok ilginç. Roman ya da planlanan yarınlar bir medya eleştirisinden çok daha fazlasıdır diyebiliriz. Günümüzde bireylerin önceden belirlenen gündemlerle uyuşan, magazinle zamanı geçiren, dijital telaşlar dünyasında kaybolmuş yaşamlarına bir bakış sunar. İnsanların düşünmesine imkân tanımadan direkt olarak “sunulan hikâyelerle” tatmin olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Netflix'ten haber bültenlerine kadar her şey bir “hikâye anlatımı”na dönmüştür. Bu hikâyeler aracılığıyla insanlar yönlendirilir, pasifleştirilir, hatta düşünmekten vazgeçirilir.

Burada “yarınlar önce anlatılır, sonra yaşanır” gerçeğine dikkat çekmek istiyorum.

Bunu da yazdım kenara.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Umberto EcoSıfır SayıYarın

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz İsrail'in saldırıları karşısında CHP'siz iç cepheyi güçlendirmek
    Ali Arslan
    Ali Arslan Akademisyen gettolarından kurtulmak için acilen öğretim üyesi dolaşım sistemin kurulmalıdır
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy İslam Dünyası İsrail’i durdurabilir mi?
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Gökten üç elma düştü, ‘Adalet’ yere çakıldı
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç İran’da çöken devlet, dağılan toplum ve gelmekte olan fırtına
    Mehmet Şafak Sarı
    Mehmet Şafak Sarı Çıkış Yolu Diyalogda
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Yayımlanmayacak bir gazetede yazar olmak
    Murat Paker
    Murat Paker İmtiyaz psikolojisi bağlamında Türk-Kürt meselesi (2)
    Serap Mumcu
    Serap Mumcu Miken Sanatı
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan 1000 Yıl ve 6 Gün Savaşı: Yarın çok geç olmadan asla gelmez
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya LGS bitti, şimdi asıl maraton başlıyor
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk İsrail’le mücadelede paradigma değişikliği ihtiyacı
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı İsrail - İran Savaşı’nın küresel ekonomiye etkileri
    Emir Yaşar
    Emir Yaşar Özgürlük için 'Liberalizm'e veda
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Ares’in kılıcı, Hades’in kapısı: Unutmanın kıyameti üzerine bir deneme
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Konfor alanının sessiz zincirleri ve yolculuğun çağrısı 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı