MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet

ANA SAYFASİYASETVoleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet

Özetle durum şu: Voleybol ve basketbolda küresel mukayeseli durumumuz çok iyi, futbolda orta ama diğer tüm önemli küresel mukayeselere açık kurumlarda nal topluyoruz.

15 Eylül, 2025, Pazartesi 00:20
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Eser Karakaş
Eser Karakaş
yazı içi reklam

Daha çok yeni, Filenin Sultanları voleybolda dünya ikincisi oldular. Şampiyonluğu gerçekten pisi pisine kaçırdılar. Açıkçası bu maç, son sete kalmadan 4. sette bitmeli idi, olmadı. Ama başarı gerçekten çok büyük ve bu noktaya adım adım gelindi.

Ben bu yazıyı Pazar (14 Eylül) günü öğleden sonra yazıyorum. Akşam TSİ 21.00’de 12 Dev Adam Avrupa Şampiyonluğu için Almanya ile oynayacaklar: Basket millilerine büyük başarılar diliyorum, maçı kaybetsek bile. Ki, pek zannetmiyorum. Öyle olsa bile Avrupa ikincisi oluyoruz. Bu alanda da gelinen nokta, çok büyük bir başarı.

Voleybol ve basketbolda çok başarılıyız. Ve bu başarılar, artık biliyoruz ki, tesadüfi başarılar değil.

1956’da Macarları İstanbul’da 3-1 (Lefter 2, Metin 1, Puşkaş 1) yenişimiz için tesadüfi idi diyenler çoktur mesela.

Futbolda milli takımın, İspanya’ya Konya’da 6-0 mağlup oluşu, futbolu ister istemez voleybol ve basketbolun gerisine attı. Bu alanda da gelinen nokta, ülkemizdeki diğer branşların çok ötesinde. En son Avrupa futbol kupasında yarı final oynadık, Fenerbahçe Feyenord gibi Hollanda’nın ve Avrupa’nın en köklü takımlarından birine beş gol atabildi.

Maç mümkün olsa acaba Türk üniversiteleri, Hollanda üniversitelerine beş atabilirler mi? Hiç zannetmiyorum.

Bir ülkenin tüm kurumları arasında bir tür fizikteki bileşik kaplar sistemi çalışır. Bir kurumun diğer tüm kurumların önüne geçmesi çok kolay değildir. Ama bu üç spor branşımız, uluslararası hukuk devleti endeksinden de, basın özgürlüğü endeksinden de çok önünde. Yine üniversitelerimizin dünya sıralamasındaki yerleri malum. OECD PISA sıralamasındaki yerimiz ile mukayese bile etmiyorum.

Özetle durum şu: Voleybol ve basketbolda küresel mukayeseli durumumuz çok iyi, futbolda orta ama diğer tüm önemli küresel mukayeselere açık kurumlarda nal topluyoruz.

Önce spordan girelim, neden voleybol ve basketbolda çok iyi iken futbolda ortayı ancak yakalıyoruz? Keşke yargıda da, yükseköğretimde de ortayı yakalasak değil mi?

Çok boyutlu bir konu ama ben işe özetle, kendi penceremden bakacağım. Futbolda çok para dönüyor, çok paraya da paramafyatik ilişkiler nüfuz etmeye çalışıyorlar.

Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF) başında bir beyefendi var, Trabzon başkanı iken kararlarını beğenmediği bir hakemi dört, beş saat hakem odasında esir aldı, Trabzon’un o dönemdeki valisi ve emniyet müdürü bu duruma MÜDAHALE EDEMEDİLER. En sonunda Erdoğan devreye girdi de hakem özgürlüğüne kavuştu. Ve başkan, bu olay nedeniyle ciddi bir ceza almadı, ödüllendirildi ve TFF’ye başkan seçildi. İşte size bir liyakat (!!!) örneği.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç bu hafta çok ilginç bir açıklama yaptı. Basından aynen aktarıyorum: “Ali Koç, Tedesco'nun imza töreninde konuştu: “Tek suçumuz şampiyon olamamak, onun da sebebi yönetim ya da transferler değil.”

Buram buram biz kokan bir açıklama. İşin başında Ali Koç var. Kaç senedir Fenerbahçe’nin başında ama Fenerbahçe’nin senelerdir şampiyon olamayışının nedeni hep “dış faktörler” (bir dış güçler demediği kalmış). Yöneticilerin, uygulanan politikaların hiç sorumluluğu yok, sorumlu hep başkaları. Hıristiyan kültürü medeniyetlerinin gelişmişliklerinin altında çok sayıda tarihi neden yanında muhtemelen dinî “mea culpa” (suç bende) anlayışı da vardır.

Türkiye dünya enflasyon şampiyonu ama Erdoğan’a sorarsanız bu işin sorumlusu yöneticiler ve bizzat kendisi değil (faiz neden enflasyon sonuç), hep dış güçler; Ali Koç da ne kadar, hatta fazlasıyla bizden biri değil mi?

Artık gelelim voleybol, basketbol ve hatta futbolun diğer yerli kurumlara oranla çok önde oluşunun nedenlerine ya da bu nedenlerden kanımca en önemlisine.

Bu spor branşlarının doğasında rekabet var. İç piyasada olmasa bile dış piyasada hem de çok sert var, 12 dev adam Yunanistan ile oynarken ve fark atarken hakemin başlangıç düdüğünden itibaren artık arkasında seyirci desteği dışında devlet desteği alamıyor, maçı alıyor, hatta fark atıyorsa el bilek gücü ile alıyor yani başka bir ifade ile liyakat ile alıyor. Rakip takım oyuncuları daha liyakatli ise de maçı kaybediyor, İspanya hezimeti gibi, yapacak bir şey yok.

Liyakat sorunu tespit edilen oyuncular takımdan eleniyorlar, daha liyakatliler onların yerlerini alıyorlar, daha nitelikli bir kadro oluşana, başarı gelene kadar.

Oysa, mesela hukuk devletinde, yargıda. Anayasanın amir maddelerini siyasal direktifler doğrultusunda uygulamayan hakimleri sistemden dışlayacak mekanizmalar yok, çünkü rekabet yok, sporda pozitif seleksiyon varken yargıda mesela negatif seleksiyon egemen, rekabet yoksa liyakatte gelmiyor, gelmesi için bir neden de yok, böylece küresel hukuk devleti endeksinde 142 ülke arasında 126. Sıradayız. İlk bin üniversite arasında tek, tük kurumumuz var, olanları da baltalıyoruz. Kanıt Boğaziçi.

Futbolda İspanya’ya 6-0 yenildiğimiz günün sabahında Spor Bakanı “Türkiye futbolda dünyanın en başarılı ülkeleri arasında” diyemiyor, çok ister ancak eskiden bir slogan vardı, “tabelaya bak, tabelaya bak” diye. Ama hakimler Anayasa maddelerini uygulamadığında Adalet Bakanı her gün, günde iki defa “Türkiye bir hukuk devletidir “ diyebiliyor. Çünkü rekabet yok, liyakatsizlik elimine olamıyor.

Bir hukuk devleti milli takımı düşünün, orta sahada bugünlerde adı basında çok geçen bir savcı var, her batı ülkesi bize İspanya tarifesi uygular kesinlikle sahada.

Hatta süper devlet adamlarımız küresel mukayeseli endeksler için “Bunları Türkiye düşmanları hazırlıyor” bile diyebiliyorlar.

Nal topladığımız bu alanlara nasıl rekabet ve liyakat getirilebilir, herkesin çok iyi düşünmesi gereken bir konu.     

 

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Eser Karakaş
    Eser Karakaş

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Sema Erder
    Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yanlışta ısrar
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
    Reha Çamuroğlu
    Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy İhtiyaç olan tek şey: Samimi bir görüşme
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
    Herkül Millas
    Herkül Millas Milli açıklamaların yetersizliği
    Deniz Nas
    Deniz Nas Dönüşen CHP, sol popülizm ve Özgür Özel
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Hakimiyet saplantısı, hassasiyet değildir
    Semih Çoban
    Semih Çoban Bir öğle arası: Stephansplatz’da 20 dakika
    Aydan Bakan
    Aydan Bakan Pijamalı balon
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı